01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bitkisel ürünler bilinçli tüketilmeli TMMOB Gıda Mühendisleri Odası nsanoğlu yüzyıllardır doğada yer alan bitkilerle ilgili birçok deneyim yaşamış ve bu deneyimlerini ve izlenimlerini zaman içerisinde süzgeçten geçirerek bazı bitkilerin faydalı etkilere sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır. Aynı zamanda kültür mirası olan bu birikimler, insanlar arasında kulaktan kulağa yayılmış, özel etkileri olduğu düşünülen bitkiler bu konuda özel bilgiye sahip olan kişiler vasıtası ile şifa kaynağı olarak tanıtılmış ve böylece günümüze kadar uzanmıştır. Bu ürünlerin yüzyıllardan gelen geleneksel kullanım biçimleri ve amaçları; tespit edilen ters bir etkisi saptanmadığı veya gözlenmediği sürece "doğru" olarak kabul edilmiştir. Değişen ve gelişen süreç içinde gıda teknolojileri ilerledikçe ve sağlıklı yaşamaya ilgi arttıkça, zamanın içinden süzülüp gelen deneyimler teknoloji ile buluşmuş ve takviye edici gıda olarak adlandırılan ürün grupları oluşmuştur. Her şeyden önce şunu vurgulamak gerekir ki bu ürünler ister soframıza gelen doğal formunda olsun (kekik, enginar gibi), ister çay veya tablet formunda olsun ilaç değillerdir. İnsanoğlunun tükettiği birçok gıda maddesi gibi, yalnızca sağlıklı olma koşullarının sürdürülmesine yardımcı olurlar. Midemizde adlandıramadığımız bir rahatsızlık yaşadığımızda, nanelimon içerek rahatlamamız gibi. Veya çok sevdiğimiz sarımsağın yüksek tansiyonla mücadeleye yardımcı olduğu gibi. Tüm bu bilgiler, neredeyse tüketicinin bilincine zaman içerisinde kodlanmıştır. Bu konudaki kabuller ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, takviye edici ürünler ülkemizde gıda olarak tanımlanmakta ve tüm yasal işlemleri buna göre yapılmaktadır. Bu grupta yer alan gıdalar, şifalı kabul edilen bitkilerin şifa kaynağı olan bileşenlerini içinden ayırarak daha etkili preparatlar elde edilmesi ve bunların beklenen etkiyi gösterecek şekilde dozlara bölünmesi ile üretilmektedir. Bu ürünler tablet, şurup, damla gibi farklı formlarda tüketici ile buluşmaktadır. Piyasada birçok farklı amaca yönelik takviye edici gıda bulunmaktadır. Takviye edici gıdalara eczanelerden, aktarlardan, bazı marketlerin satış reyonlarından ulaşmak mümkündür. Ancak ürünlerin seçiminde özel hassasiyetler bulunmaktadır. Bunlar; etken madde miktarı, geleneksel yöntemlerle hazırlanan bitki karışımlarına göre daha yüksek olan, zaman zaman birden çok bitkiyi veya özütünü bünyesinde İ barındıran ürünlerdir. Her ne kadar bu ürünlerin etiketinde ve pazarlanmasında sağlık beyanı kullanılabilse de; hastalıkları önlediği, iyileştirdiği ve tedavi edici özelliği olduğunu bildiren veya ima eden ifadeler yer alamaz. Bu ürünlerin satışa sunuş biçimi ve tanıtımı zaman zaman tüketiciyi yanıltıcı ve yanlış yönlendirici biçimde olmaktadır. Bu ürünlere yönelik yapılan yanlış sağlık beyanlarından etkilenilmemelidir. Kronik rahatsızlığı bulunan veya sürekli ilaç kullanan kişilerin bu ürünleri tüketirken sağlık uzmanlarına danışmaları büyük önem taşımaktadır. Alternatif tıbbın insanlar arasında yeniden yaygınlaşması ile oldukça revaçta olan ve kökeni atalarımızın mirasına dayanan bu ürünlerin, doğru kullanıldığı takdirde insanoğlunun daha uzun yıllar hizmetinde olacağı bir gerçektir. Ancak bu ürünlerde bulunan bazı maddelerin kullandığımız ilaçlarla etkileşime girebileceği, ilaçların etkisini azaltıcı veya arttırıcı etki gösterebileceği unutulmamalı, bu konuda gerekli tedbirler alınmalıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi, bu tür ürünler ülkemizde gıda olarak değerlendirilmekte hangi formda ( kapsül, tablet, damla vb.) olursa olsun gıda maddeleri için geçerli olan gıda güvenliği kuralları işletilmektedir. Bu ürünlerle ilgili olarak 5179 sayılı "Gıdaların Üretimi, Tüketimi Ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun" uygulanmakta ve ürünlere ilişkin özel düzenlemeler ise Türk Gıda Kodeksinde kapsamındaki katkı maddeleri, bulaşanlar, etiketleme ve ambalajlamaya ilişkin tebliğlerde yer almaktadır. Takviye edici gıdaların en çok ihlal ettikleri kurallar etiketleme ve işaretleme ile ilgili olanlardır. Etiketleme kurallarına göre hiçbir gıda maddesinde "hastalıkları önleme, iyileştirme ve tedavi etme özelliği olduğunu bildiren veya ima eden ifadeler yer alamaz". Ancak birçok takviye edici gıda bu kurala rağmen bu tür ifadeleri kullanarak pazarda yer almaktadır. Bu tür ihlallerde bulunanlar 5179 sayılı Kanun gereği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yüksek para cezalarına çarptırılmaktadır. Takviye edici gıdaların birçoğu yurtdışından gelmekle beraber son yıllarda hızla ülkemizde de gelişen bir sektör halini almıştır. Güvenli takviye edici gıdalara ulaşmak için öncelikle bu ürünlere izin veren Tarım ve Köyişleri Bakanlığının; ithal ürün ise ithalat kontrol belgesi tarihi ve sayısının, yerli üretim ise üretim izin tarihi ve sayısının ürün üzerinde aranması gerekmektedir. Bu onayların “Takviye edici gıdaların birçoğu yurtdışından gelmekle beraber son yıllarda hızla ülkemizde de gelişen bir sektör halini almıştır.” bulunmadığı ürünler kesinlikle satın alınmamalı ve tüketilmemelidir. Onaysız ürünlerin yasa dışı yollardan piyasaya ulaştıkları ve güvenli olduklarına dair bir garantileri olmadığı bilinmelidir. Gıdalara eklenebilecek bitki kaynaklı bileşenlerin belirlenmesi amacıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından ‘Bitki Değerlendirme Bilimsel Komisyonu’ oluşturmuştur. Gerek takviye edici gıdalarda, gerekse diğer gıdaların bileşiminde kullanılabilecek bitkiler, bu Komisyon tarafından onaylanmaktadır. Gelişen teknoloji ile hayatımıza giren takviye edici gıdaları bir kenara koyacak olursak, birçok bitki özellikle ülkemizdeki aktarlarda ‘her derde deva!?’ şeklinde, şifa kaynağı olarak pazara sunulmaktadır. Bu Pazar içinde, yüzyıllarca insanlara şifa dağıtan bitkiler, yanlış seçim, yanlış uygulama veya gıda güvenliği acısından yetersiz olması durumunda birden bire birer tehlike unsuru haline gelebilmektedir. Tüm bitkisel ürünlerde olduğu gibi, şifalı bitkiler için de bitkinin nereden toplandığı; çevre kirliğinden etkilenip, etkilenmediği; yasada yer alan limitlerin üzerinde tarım ilacı kalıntısı içerip içermediği gibi konular gıda güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Doğada yer alan bazı zehirli bitkilerin benzerlikleri nedeniyle başka şifalı bitkilere karışma riski bulunduğu ve bazı bitkilerinde zehirli ikizlerinin olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca bitkilerin; toplanma zamanları (sabah, akşam), mevsimleri, hangi bölümlerinin tüketim için önerildiği, kurutma şekilleri, uygulanacak preparat şeklinin ne olduğu da tüketimi açısından önemlidir. Bu nedenle aktarlarda açıkta satılan herhangi bir ürüne güvenmek yerine, paketlenmiş ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığından izin almış bitkilerin kullanılması, önerilen şekilde hazırlanması, seçim yapılırken varsa kullanılan ilaçlarla etkileşiminin göz önüne alınması, kronik hastalığı olan kişilerin doktorlarına danışmaları bu konuda izlenmesi gereken en doğru yoldur. Şifalı bitkilerinde gıda güvenliğine ilişkin kontrolleri, takviye edici gıdalarda olduğu gibi 5179 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatı çerçevesinde yapılmaktadır. Dolayısıyla bitkiler için de "hastalıkları önleme, iyileştirme ve tedavi etme özelliği olduğunu bildiren veya ima eden ifadeler" kullanılamaz. Bu hükümlere uymayanlar hakkında gerekli cezai işlem Tarım ve Köyişleri tarafından uygulanmaktadır. Şifalı bitkiler ve takviye edici gıdalara uygulanan yukarıda bahsettiğimiz kısıtlar bu ürünlerin reklam ve tanıtımı için de geçerlidir. Tüm bu bilgiler çerçevesinde doğadan kopup gelen bu ürünleri belirli kurallar içerisinde güvenli bir biçimde tüketmek dileğiyle… 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle