Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tarımda şirketleşmeye gerek var yaparken de, tarımdaki şirketleşmelerin mülkiyet ve mülkiyetin kullanımı temelinde doğurabileceği tehlikeye dikkat çekerek, bu şirketleşmelerin Ege Üniversitesi mutlak surette ulusal şirketleşmeler olması gerektiğini belirttim. undan önceki yazımda "...önümüzdeki Büyük sermaye ve fabrikalar el tezgahlarını dönemde tarım için yeni bir şey yoktur" ortadan kaldırmıştır. Büyük satış merkezleri diye sözü bağlamıştım (Cumhuriyet, apartman altı bakkaliyesini yok etmiştir. Bu işler Tarım Gıda Hayvancılık, 13 Kasım olurken duyarlı davranılmamış, iş kendi seyrine 2007). Çünkü, bu gün iş başında olan ve bırakılmış ve olan olmuştur. Binlerce, on binlerce iş başına geçmeye aday görülebilecek olan ve hatta yüz binlerce küçük işletme ve iş yeri partilerin, yazılı belgelere yansıyan tarımımızla kapanmış ve insanlar perişan olmuştur. Bu küçük ilgili düşünceleri ve tasarımları tarımda gerçek bir işyerlerini, zamanında elimizi çabuk tutarak uygun atılıma ve değişime yol açabilecek düşünce ve bir örgütlenme modeli içinde birleştirerek tasarımlar değildir. büyütmeyi akıl etmedik ve başaramadık. İzleyebildiğim kadarı ile, üniversiteler ve diğer Şimdi sıra tarıma gelmiştir. Ne olduran ne de siyaset dışı çevrelerde de tarımla ilgili tartışmalar öldüren 35 dönümlük tarım işletmeleri de şu ya daha çok günlük sorunlar ve günlük çözümler da bu biçimde, er ya da geç ortadan kalkacaktır. çerçevesinde, yüzeysel bir ortamda Küçük çiftçiler kendilerini yarı aç yarı tok yoğunlaşmakta ve derinlerdeki temel yaşatan bu el içi kadar topraklarını terk Optimum işletme büyüklüğü sorunu çözümlenemedikçe tarımın sorun ya da sorunlar yeterince ve edecekler ve kentlere göç edeceklerdir. Bu hiçbir sorunu gereğince ve yeterince çözümlenemeyecek… gereğince dile getirilmemektedir. Yani küçücük araziler, kente göç eden türev sorunlar temel sorunların, kök sahiplerince belki bir süre psikososyal sorunların önüne geçmiş ve onları nedenlerle satılmayacak, yakınlar aracılığı perdelemiş gözükmektedir. Özellikle de, ile işletilmeye çalışılacak, onun bunun kendilerinden ciddi çözümler beklenen elinde kalacak ve fakat bir süre sonra kurum ve kişiler günlük siyasetin mutlaka elden çıkarılacaktır. Korkulur ki oluşturduğu çok da ciddi olmayan gündem belki bu araziler yerliden de çok yabancı konuları ile oyalanmakta ve gerçek ortaklıkların ellerine geçebilecektir. Hüner çözümler üzerinde yeterince o ki yukarıda değinildiği gibi, ticari ve duramamaktadırlar.Tarımla ilgili çözümler sinai sektörde yaşanan beceriksizliğin kümesini bir türlü köylülük, kırsal tarım sektöründe de yaşanmasını kalkınma ve geçimlik hayat standardı engellemek ve bu gidişi sağlıklı bir kavramlarının dışında ve ötesinde biçimde ve zamanında gerçekleştirmektir. algılayamayan, tarımsal değişimi bu Yani küçük tarım işletmelerini kavramların baskısından, gecikmeden, arazileri sakıncalı hegemonyasından kurtaramayan bir eksik ortaklıklara ve kullanımlara terk etmeden, ve bir zayıf yanımız bulunmaktadır. insancıl ve ulusalcı bir yöntemle optimum Bu dar çerçeveli anlayışa göre, (Tarım işletme büyüklüğüne kavuşturmaktır. bir köylü işidir. Bütün köylüler tarımla Bunun yolunu araştırmalı ve mutlaka uğraşarak kabul edilebilir bir yaşam bulmalıyız. düzeyine ulaştırılmalıdır. Kabul edilebilir İşte, "Bir Köy Bir İşletme Modeli" bu yaşam düzeyi ise geçimlik hayat standardı düşüncelerle oluşturulmuş ve bir köyün bir ya da asgari geçim ücretidir). işletme kimliği altında yeniden Sanıyorum ki tarımımızın en temel örgütlenmesinin yolu olarak da sorunlarından birisi etkili, yetkili ve de kooperatifler, birlikler, köy tüzel bilgili çevrelerdeki bu iyi niyetli dar kişiliklerinin yanında şirketlerin de görüşlülük ya da ufuksuzluktur. Bu dar olabileceği tarafımdan önerilmiştir. açılı bakıştır ki tarım sektörünün de diğer Yukarıda sözünü ettiğim ve yıkılmasını sektörler gibi çağdaş bir sektörel yapıya istediğim dar görüşlü zihniyet temsilcileri ulaşabileceğini, tarım sektörünün de bu önerime çok kızıyorlar. Tarımda geriliğin bir temsilcisi olmaktan şirketleşme olmaz diyorlar. Ama olur ve çıkabileceğini, tarımcının da diğer sektör oluyor. Uzak ve başka ülkelerden örnek çalışanları ve çalıştıranları gibi bir sosyal vermeye gerek yok. Tarımda boyut kazanabileceğini bir türlü kabul şirketleşmenin çok güzel örnekleri etmemektedir. Eğer gerçekleşecekse, ülkemizde de bulunmaktadır. İzmir ve Antalya Ancak bu gün, pek çok başarılı örneklerine gerçekleştirilebilecekse bir tarım devriminin illerinde doktora tezi olarak tarafımdan yönetilen karşın, tarımsal kooperatifçiliğimizin tarımsal birinci aşaması tarım adına bu kendine güvensiz, bir araştırmada bu söylediğimin bizden olan bir örgütlenme sorununu çözdüğünü söylemek bu alçak gönüllü, bu yetinmeci zihniyetin çok örneklerini gördük. mümkün değildir. Özellikle, ekonomik olmayan yıkılmasıdır. Çünkü bu zihniyete bağlı Ülkemizde tarım toprakları özel mülkiyettedir küçük ve çok küçük işletmeleri optimum işletme uygulamalar şimdiye kadar beklenen sonucu ve tarım özel sektörün elindedir. Özel sektörün büyüklüğüne kavuşturma yolunda başarı vermemiştir. Üstelik bu zihniyet yeni arayışların, temel örgütlenme biçimi de şirketlerdir. Nedense sağlanamamıştır. Oysa, optimum işletme yeni yönelimlerin önünü de bağnazca kesmektedir. bazı çevreler ve bazı aklı evveller çiftçi dışında büyüklüğü sorunu çözümlenemedikçe tarımın Oysa, tarım sektörü de ile diğer bütün sektörler herkese mübah saydıkları bu örgütlenme biçimini hiçbir sorununun gereğince ve yeterince kadar sektördür ve diğer bütün sektörler kadar çiftçi için, tarım için sakıncalı görmekte ya da çözümlenebileceği söylenemez. gelişme gücüne sahiptir. Önü açıldığı zaman, tarımcıyı şirketleşme becerisini gösterecek Bu olguyu ve bu olgunun yanında başka bir çok tarımda çalışanlar ve çalıştıranlar da diğer bütün yetenekte görmemektedirler. Oysa tarım, girdisini gerekçeleri de dikkate alarak, tarımda şirketleşme sektörlerdeki çalışanlar ve çalıştıranlar kadar şirketlerden sağlar ve çıktısını da şirketlere satar. biçimindeki örgütlenmelerin de desteklenmesinin sosyal boyutlar kazanabilirler, beceri Yani muhatapları şirketlerdir ve onlar da ve denenmesinin uygun olacağını, tarafımdan gösterebilirler, başarılı olabilirler ve de çağdaş güçlüdürler. O halde kendisinin de ortaya atılan "Bir Köy Bir İşletme Modeli" adlı toplumun bütünleşik bir parçası haline gelebilirler. şirketleşmesinin ne gibi sakıncası olabilir? projem bağlamında sıkça dile getirdim. Bunu Prof. Dr. Osman GÖKÇE B Bu görüşümü bir somut örnekle açıklamak istiyorum : Hep bilinmekte ve sıkça da tartışılmaktadır ki tarımımızın en temel sorunlarından birisisi örgütlenme ya da örgütlenememe sorunu olup bu sorunun çözümü için önerilen yol da çoğunlukla kooperatifçiliktir. Kooperatifçilik kuramı ilk kez İngiltere’de ve 1844 yılında Manchester yakınında Rochdale adlı küçük bir kasabada 28 dokuma işçisi tarafından bir tüketim kooperatifi olarak yaşama geçirilmiştir. Ülkemizde de bundan 19 yıl sonra 1863 yılında Mithat Paşa tarafından o zaman valisi bulunduğu Niş kentinin Pirot beldesinde "Memleket Sandığı" adı ile bir tarım kredi örgütlenmesi gerçekleştirilmiştir. Yani ülkemizdeki kooperatifçilik hareketinin, İngiltere’dekinden ya da dünyadakinden yalnızca 19 yıl gecikme ile başlamış olduğu söylenebilir. 27