Katalog

uluk paneli kitaplaştırıldı yeni dönem başlıyor sistemimiz gidip gelmektedir. AK Parti hükümeti bu yapısal sorunların birçoğuna el atmıştır. Birçok mevzuatı düzenlemiş, çıkarmıştır. Bu toplantının konusu olan Lisanslı Depoculuk Kanunu da bunlardan bir tanesidir. Ama bunun hayata geçirilmesi bir dizi alt mevzuat değişikliği gerektirmektedir ve bunlarda büyük ölçüde yapılmıştır. Ama mesele sadece mevzuat düzenlemekle kalmıyor. Birden fazla sektörün, toplumsal kesimin katkısı ve katılımı gerekiyor. Bunun yaparken de bir takım alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz gerekecek. Gerek kamu kuruluşlarımızın gerekse özel sektör kuruluşlarımızın bir takım davranış alışkınlıklarını terk etmesi, yeni bir perspektif, yaklaşım ve model ile meseleyi ele alması gerekmektedir. Yapılan toplantı bu konuda sağlanacak gelişmelerde önemli bir basamak oluşturacaktır. Hükümet olarak toplantıda ortaya çıkacak görüşe göre bu konuda gerekli adımları atacağız. Borsaların gelişebilmesi için devletin asli görevlerini yerine getirdiği bir ortamda serbest piyasa ekonomisi kurallarının da kendi içerisinde işlemesi gerekir. Bayraktar: “Tarımsal gelir kriz yıllarının da gerisinde” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar: Son çeyrek asırda Türkiye'deki tarım politikaları sürekli tartışıldı ve bunun sonucunda önemli değişiklikler yapıldı. Bu konuda son 5 yılda değişim çok daha hızlanarak radikal bir dönüşüm geçirdi. Sonuçta 1980'li yıllara kadar uygulanmış olan geleneksel tarım politikaları terk edilerek ''Doğrudan gelir desteğine'' dayalı tarım politikalarına geçildi. Tarımsal gelir 2004 yılında hala kriz öncesindeki 1998 yılının gerisinde kaldığını bildirdi. Tarımın desteklenmesi için milli gelirden ayrılan binde 7'lik payın arttırılması gerekir. Yeterli miktarda verilecek destekler yanında, işleyen bir tarımsal pazarlama sistemi içinde tarım ürünleri fiyatlarında belli bir istikrarın sağlanması da önemli bir ihtiyaçtır. Türkiye'de mevzuatı tamamlanan ve 2005 Şubat ayında yürürlüğe giren lisanslı Depoculuk Kanunu ile öngörülen amaçlara ulaşılması ve üreticinin bu sistemden daha çok faydalanabilmesi için tarımsal yapı sorunlarının çözülmesi gerekir. Özellikle depolanacak ürünlerin belli standartlarda olması gerekir. “Çiftçi hasat sonrası ürününü depoya getirecek, laboratuvarda yapılan analiz sonucu, makbuz senedini ele alarak, arzı zamana yayma fırsatına sahip olacak.” Türkiye'de borsaların çalışmama nedenlerinden birisi taban fiyat uygulaması, diğeri de tarım satış kooperatiflerinin çalışmalarının devlet desteği ile yapılmasıdır. İhtisas Borsaları ve Lisanslı Depoculuk yasasına ilişkin yönetmeliklerin tamamlanmasından sonra emtia borsaları ile birlikte dünya ile bütünleşme sağlanacak. Aynı zamanda bu yeni yapılanma müstahsil ve aracılar için bir kazanç kaynağı olacak. Bu konu Türkiye için yenidir. Toprak Mahsulleri Ofisi ve diğer kurumlarla birlikte sistem istenen şekilde oturtulacaktır. Çoşkun: “Konu Türkiye için yeni” Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun: Borsa ekonomide önemli bir kavramdır. Çünkü bütün dünyanın ekonomide kurtuluş olarak seçtiği rekabete açık serbest piyasa ekonomisinin çekirdeğinde emtia borsası yatmaktadır. "2B için Anayasa Değişikliğine Gerek Yok" Ama Anlayış Değişikliğine Gerek Var Cumhuriyet Gazetesi’nin 13 Haziran 2006 tarihli "Tarım ve Hayvancılık" Ek’inde, "TMMOB kitap çıkardı 2B için Anayasa değişikliğine gerek yok" başlığı ile bir yazı yayınlandı. Bu yazıda 2B diye anılan, 1982 Anayasasının 169. ve 170. maddelerine dayanılarak 6831 sayılı Orman Kanunun 2. maddesinde yapılan değişiklikle oluşan hükümdür. 6831’in 2. maddesi şöyledir: " 2/A: Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmeinde yarar olduğu tesbit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tesbit edilen yerler, "2/B: 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antepfıstığı, çamfıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tesbit edilen araziler ile, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları, orman OKUYUCU MEKTUBU Cumhuriyet Tarım Hayvancılık Eki Atatürk Bulvarı 125/4 06640 ANKARA eposta [email protected] sınırları dışına çıkartılır. Anayasanın 169. maddesinin son fıkrası, orman sınırları dışına çıkartılması hükümlerini içeriyor. 170. madde ise orman sınırları dışına çıkarma hükümlerinin yanı sıra, "orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi ile Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır." hükmü var. TMMOB’nin anılan yayınında siyasal iktidarın yanlış bir anlayışla "satış" girişimi üzerinde duruluyor. Orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin "kamu yararına" değerlendirilmesi belirtiliyor. Ama, orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen orman sınırları dışına çıkartılan yerlere yerleştirilmesi, bu yerlerin ihya edilmesi halka işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerin Devletçe sağlanması hükmünü konu bile etmiyor. Bu hükümle getirilmesi gereken yaşam kamu yararına değil mi? Anlayış gerekir. Diğer bir konu da anılan yazıda çok konu edilen "kadastro"dur. Bilindiği gibi kadastro hukuki durum tesbitidir. Orman topraklarının kullanılması ve orman içindeki köyler halkının yaşam alanında bu topraklarla ilişkisi sosyal ve ekonomik içerik taşır. Düzenlii ormancılığın başladığı yıl kabul edilen 1937’den bu yana kadastro anlayış ve uygulamaları istenen düzeni getirmemiştir. Sosyal ve ekonomik anlayış ve uygulama gerekiyor. İsmet Öztunalı Orman Y.Mühendisi 17