Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tarım Bakanlığı bir kez daha yeniden yapılandırılıyor Gökhan GÜNAYDIN Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı "Y eniden yapılandırma" söylemi, uzun zamandır bu ülkede, "yola kaçan topun arkasından gelen kamyon" etkisi uyandırıyor... Senaryo çok basit: önce top bahçeden dışarı kaçırtılıyor, ardından gelen kamyon da hem topu hem de o topla oynayanları eski hallerine dönüşemeyecek ölçüde tahrip ediyor. Böylece aktör ve araçlar değişiyor, "piyasa" alan genişletiyor... Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın "yeniden yapılandırılması", bu öyküye tıpatıp uyuyor. Anımsayalım, 1984 yılında, "hantal ve müsrif Tarım Bakanlığı’nın etkin ve verimli çalışır hale getirilmesi" söylemi ile "restructure" edilen Bakanlık, hemen tüm kurmay birimlerinin (Toprak Su, Gıda, Zirai Mücadele, Veterinerlik İşleri Genel Müdürlükleri ..) kapatılması sonrası gün geçtikçe eridi. Görev ve yetkileri diğer Bakanlıklara – Müsteşarlıklara Kurullara dağıtıldı, teknik eleman ve finansman yapısındaki aşınım usta – çırak ilişkisini dağıttı, köylü ile teknik elemanın bağı kopartıldı ... 20 yılı aşkın süredir 441 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yönetilmeye çalışılan Bakanlık, Bakanlık bürokratları tarafından "büyük bir gizlilik" içinde hazırlanan Yasa tasarıları ile yapılandırılmaya çalışılıyor. 1984 yılındaki "danışmama" tutumu, 2006 yılında göstermelik toplantılarla sözde bir "katılımcılık anlayışına" dönüşmüş durumda. Bir gün önce dört adet tasarıyı gönderip ertesi gün toplantıya çağırma ve dört gün içinde yazılı görüş istemeye dayalı tutumun eleştirilmesine, en üst düzeyden gelen yanıt aslında herşeyi anlatıyor: "Bizi kimse danışmaya zorlamadı, 1984’te bu da yapılmamıştı" Tarım Bakanlığı’nın Kuruluş ve ... Kısacası, "bu kadarı Görevleri Hakkında Kanun tasarısı, neyinize yetmiyor ?" Kendi bakanlığı piyasa anlayışı içinde çalışanından ve yeniden yapılandırıyor. kamuoyundan son güne kadar Tasarı saklayan bir anlayışın, Türkiye’de "zihniyet devrimini" temsil ettiğini ileri sürmesi işe bir başka ilginç boyut katıyor. Bütün bunları saptadıktan sonra, Tarım Bakanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı başlığını taşıyan genel düzenleyici işlemin, sahip olması gereken temel özellikler bakımından, Tasarı’nın bir değerlendirmesini yapabiliriz: Tarımla ilgili tüm yetkiler, Tasarı’nın getirdiği düzenlemeler ile Bakanlıkta toplanabilmekte midir? Tasarı incelendiğinde, "Çeşitli ve Son Hükümler" başlıklı 8 inci bölümün, "Diğer kanunlarla verilen görevler" başlıklı 33 üncü maddesi hükmü ile Tarım Bakanlığı’nı ilgilendiren görevlerin bakanlığa intikal edeceği ifade edilmektedir. Bu maddenin, görev ve yetki toplayıcı bir bütünlüklü hüküm barındırmadığı açıktır. Bu bağlamda; örneğin ABD’de Tarım Bakanlığı’nın yetki alanında iken Türkiye’de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetilen "lisanslı depoculuk uygulamaları" Tarım Bakanlığı’na devredilecek midir? Aynı şekilde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın tarım satış kooperatifleri, İçişleri Bakanlığı’nın Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sulama birlikleri üzerindeki yetkilerinin ve bununla ilgili verilebilecek diğer örnek alanlardaki yetkilerin, Taslakta belirtilen düzenleme ile Bakanlığa devri olanaklı görülmemektedir. Bu bağlamda, kapsayıcı ve sayıcı bir düzenlemenin gerçekleştirilmesinde yarar görülmektedir. Tarımsal kamu hizmetini yerine getirebilecek nitelik ve nicelikte personel yönetimi oluşturulabilmekte midir? Çalışanların özlük haklarına ilişkin uygun düzenlemeler yapılabilmekte midir? Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda çalışan ziraat mühendisleri, çok düşük bir maaş düzeyi ile kuralsız bir şekilde fazla çalıştırılmakta, herhangi bir fazla mesai ücreti de alamamaktadırlar. Özellikle Doğrudan Gelir Desteği hesaplamaları ve ödemeleri sırasında, bu durum kendisini daha da çok hissettirmektedir. Sürekli azalan bir personel yapısı içinde, gece yarılarına kadar kısıtlı olanaklarla çalışan ziraat mühendislerinin özlük haklarında geriye gidişler yaşanmakta, maaşları diğer tüm Bakanlık çalışanlarının altında bulunmaktadır. Bu yapının sürdürülemez olduğu açıktır. Buna karşın Tasarı, "tarım uzmanı" ve "tarım uzmanı yardımcısı" kadroları dışında, herhangi bir iyileştirme düzeni getirmemektedir. Tasarı’nın, bu yönde mutlaka düzeltilmesinde yarar görülmektedir. Tarımsal kamu hizmetini yerine getirebilecek nitelik ve nicelikte bir organizasyon yapısı oluşturulabilmekte midir? Tasarı incelendiğinde, "Bitki Üretimi ve Sağlığı", "Veterinerlik ve Gıda Hizmetleri", "Hayvansal Üretim ve Su Ürünleri", "Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler" olmak üzere ana hizmet birimi olarak 4 adet Genel Müdürlüğün tasarlandığı görülmektedir. Genel müdürlüklerin yapılandırılmasında, konu bazında örgütlenme ya da fonksiyon bazında örgütlenme modellerinden birisinin seçilmediği, bu bağlamda karmaşanın sürdüğü gözlenmektedir. Bu çerçevede; "Bitki Üretim ve Sağlığı Genel Müdürlüğü" yapılanmasına koşut olarak, "Hayvansal Üretim ve Sağlığı Genel Müdürlüğü" kurulmalı, Veteriner hizmetleri bu Genel Müdürlük bünyesinde toplanmalıdır. "Gıda Hizmetleri Genel Müdürlüğü", çok disiplinli bir çalışma alanı olarak kurgulanmalı, Genel Müdürlüğün başından, bir meslek grubuna yönelik ayrımcı yaklaşım çağrışımı yapan "Veterinerlik" sözcüğü kaldırılmalıdır. 2003 yılı Ulusal Program’ında yapılan taahhüde uyumlu olarak, ayrı bir "Su Ürünleri Genel Müdürlüğü" kurulmalıdır. AB Müktesebat uyumunda önemli başlıklardan birisi olan "Balıkçılık çalışma alanı", bu Genel Müdürlüğün etkin çalışmasına gereksinim duymaktadır. Ayrıca, "Bakanlığın görevleri" başlıklı 2. maddeye, "yem çalışma alanının" mutlaka eklenmesinde yarar görülmektedir. Son olarak şunu belirtmek isteriz ki, özü itibariyle neoliberal piyasa koşullarında kamuyu alandan çekip örgütsüz üretici ile örgütlü piyasayı karşı karşıya bırakan bir anlayışın yeniden yapılandırdığı Bakanlık, rekabetin giderek keskinleştiği dünya koşullarında Türkiye yararına bir yapı kurgulayamaz. 77 milyon hektar yüzölçümüne sahip bu büyük ülkede, ağırlaşan tarım ve kırsal alan sorunlarının çözümü, daha çok teknik eleman, daha çok kaynak talep eden ve ülke yararına bir planlama anlayışını yaşama geçirmeye niyetli "zihniyet devrimi" taşıyıcılarının yapabileceği bir "iş"tir... 24