13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gıdada hilenin hızına bilim bile yetişemiyor hayvancılığı tamamen katletmeye çalışmaktadır. Hayvancılık sektörü, devlete yıllardır başlı başına bir sektör olarak değil, bir yan iş kolu olarak tanıtılmıştır. Bu yanlış, bir devlet politikası olmamasına karşın, yönetime egemen olan anlayış, devleti bu şekilde yönlendirmiştir. Hâlbuki gelişmeyen hayvancılık sektörü, diğer birçok sektörün gelişmemesine de neden olmuştur. Öncelikli olarak, ülkemizin koşullarına uygun ulusal bir hayvancılık politikası ne yazık ki yoktur. Ülkenin kırsal kalkınması ancak ulusal hayvancılık politikası oluşturulması ve uygulanması ile mümkündür. Güneydoğudaki terörü besleyen ve köyden kente göçü teşvik eden işsizlik sorunu da böylece ortadan kalkacaktır. Hayvancılık sektörü, kendi üretim yönü dışında birçok sektöre hammadde sağlayan sürükleyici ve istihdam yaratıcı bir sektördür. Merkezden güdümlü üretici birlikleri ve çok amaçlı kırsal kalkınma kooperatifleri yerine üretim alt sektörlerine (besi, tavukçuluk, süt vb) göre kurulmuş, üretimi endüstri ve pazarlama ile bütünleşmiş ihtisaslaşmış kooperatif modelleri ve tabandan gelişen demokratik üretici birliklerinin kurulması en başta gelen önceliklerdir. Türkiye, mevcut sosyo ekonomik ve coğrafi yapısıyla her türlü hayvansal üretime uygun ve çok önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak, ülkenin sahip olduğu bu potansiyel yanlış planlama ve uygulamalar sonucu akılcı ve verimli bir biçimde kullanılamamaktadır. Hayvancılık sektörünün gelişememesi ve dışa bağımlılıktan kurtulamaması beraberinde bu kaynaktan sağlanan gıdalarda hilelerin ve sahtekârlıkların artışını getirmektedir. İnsan sağlığı ciddi tehdit altında bulunmaktadır. Hatta gıdada hilenin hızına bilim bile yetişememektedir. Temel gıda maddeleri başta olmak üzere sofralara konan birçok gıdanın içine insan sağlığına da zarar verecek nitelikte maddeler katıldığı, yiyeceklerin kimyasal işleme tabi tutulduğu yetkili makamlar tarafından bile inkâr edilememektedir. Ufalanmış peynirin birleştirilip yeniden kalıp peynir yapıldığını, dana kıymaya tavuk sakatatının katıldığını, sütün yağının alınıp yerine margarin konulduğunu biliyorduk ama daha kötüleri de var. Örneğin küflü kaşarlar eritme peyniri yapılıyor. Tavuk dönerin içine tavuk derisi, bağırsak, paça ve sakatatlar baharatlanarak karıştırılıyor. Kırmızı bibere kiremit tozu ekleniyor. Kalitesiz bulgura boya katıp ayıp örtülüyor. Zeytinyağına rafine ayçicek, kanola, fındık ve tereyağı karıştırılıyor. Son kullanma tarihi geçmiş sucuklar yeni yapılan sucukların içine katılıp yeniden imal ediliyor. Salam ve sosislerin içine hayvansal atıklar katılıyor. Soya baharatla karıştırılıp sucuk imalatında kullanılıyor. Baharatlar arasına kurutulmuş ot ve sap karıştırılıyor. Depolarda iyi muhafaza edilmediği için küflenen çaylar da soframıza geliyor. Eve alınan sucuklarda hiç et olmayabiliyor, dana kıymanın içine sırf renk versin diye karaciğer ve bağırsak konabiliyor. Marketlerde bozulmaya başlayan etler terbiyelenip mangallık diye satılabiliyor. Balların ise arı yüzü görmeden üretildiğine bile tanık olduk. Türkiye'de sahte gıda piyasasında ürün yelpazesi bir hayli geniş. Çiftlikten sofraya gıda güvenliği denilen olgu henüz ülkemize yerleşmemiş. Büyük umutlarla çıkartılan ve Avrupa ülkeleriyle uyumlu diye yutturulan 5179 sayılı Gıda Yasası bunu sağlamaktan uzak. Denetim ve kontroller yok denecek kadar az. Bu ülkenin başkentinde satılan etlerin %50’si kaçaksa ve herkesin gözü önünde kaçak hayvan kesimi yapılabiliyorsa bunlar normaldir diyebilirsiniz. Yapılmak istenen şey hayvancılığı katletmekse bunun başarıyla uygulandığını görüyoruz. Hayvancılık öldü. Yakında tarım da bitecek gibi. Gelişmiş ülkelerin semirmiş pardon büyük şirketleri şimdiden iştahlı bir şekilde pazara girme hazırlığında. Az kaldı. Sıradaki gelsin! Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Yön. Kur. Bşk. T arım ve Köyişleri Bakanlığının faaliyeti içerisine giren tarım, hayvancılık ve gıda ile ilgili sorunlar ülkemizde halen çözümlenememiş ve gittikçe de içinden çıkılamayacak bir boyuta sürüklenmektedir. Ülkemizde ve dünyada 20.yüzyılın son çeyreğinde başlayan ve içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişimden doğal olarak tarım ve hayvancılık da etkilenmekte, eski yeni, olumlu olumsuz, iyi kötü gibi karşıt kavramlar çatışmakta ve yeni değer yargıları, yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır. Böyle bir ortamda ülkemizin ekonomik anlamda dışa açılımını sağlayacak, kırsal ekonomik kalkınmanın itici gücünü oluşturacak potansiyele sahip tek güç tarım ve hayvancılık sektörüdür. Bir takım popülist yaklaşımlarla verimliliğini artıramamış, diğer sektörler içinde eritilmeye çalışılmaktadır. Yıllardır gelen her iktidar gibi bu iktidar da hayvancılık sektörüne yönelik ekonomik politikalar konusunda yapılan uyarıları dikkate almamayı bir yücelik saymaktadır. Üstelik gücünü aldığı Meclisteki çoğunluğa dayanıp daha ileri giderek bu sefer Kars’ta kooperatif binası açıldı KARS (A.A) Kars'ın Akyaka İlçesi Kalkankale Köyü'nde yaptırılan tarımsal kalkınma kooperatifi hizmet binası açıldı. Kalkankale, Çetindurak, Demirkent köylerine ait tarımsal kalkınma kooperatifi hizmet binasının açılışında, 100 aileye simmental cinsi 200 büyükbaş hayvan dağıtıldı. Kooperatifçiliğin köy kalkınmasındaki önemine dikkati çeken Vali Ufuk Erden, hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, kırsal kalkınmanın sağlanması için kooperatiflerin kurulmasının desteklendiğini söyledi. Tarım İl Müdürü Yusuf Yurdalan da, dağıtılan 200 büyükbaş hayvanın bedelinin 567 bin 800 YTL olduğunu ifade ederek, tarımsal üretime büyük önem verilmesi gerektiğini ifade etti. Törene, 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ercan Okani ile Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necati Kaya da katıldı. Kosova’ya tarım desteği ANKARA (A.A) Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türk ve Müslüman nüfusun yaşadığı, uzun bir süreden bu yana Türk Barış Gücünün konuşlandırıldığı Kosova'ya, tarım ve hayvancılık alanında yatırım yapmayı kararlaştırdı. Ekonomisi temel olarak tarıma dayalı Kosova'nın güvenlik ve istikrarına katkı sağlayan Türk Görev Kuvveti'nin bulunduğu Prizren ve Dragaj'a önümüzdeki günlerde gidecek TİKA heyeti, ülkenin hayvancılık profili hakkında etüdproje çalışmalarını başlatacak. Projeye Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da teknik destek vererek katkı sağlayacak. TİKA bünyesinde oluşturulan hayvancılık ve tarım uzmanlarından oluşan heyetin Kosova'da yapacağı ziyaretin ilk bölümünde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan proje paketi ile ilgili görüşmeler yapılacak. Görüşmelerde, Kosova'da, tarım ve hayvancılığa uygun bölgelerde hayvancılık alanındaki atıl kapasitelerin geliştirilmesi, kaynakların rehabilitasyonu ve sosyal anlamda fakirliğin giderilmesi için tarımsal uyum çalışmaları ele alınacak. Hazine’ye ait tarım arazileri satılıyor ADANA (A.A) Hazine'ye ait tarım arazilerinin satışıyla ilgili başvuru süresinin bitimine 3 ay kaldığı bildirildi. Adana Defterdarlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, belediye imar planları sınırları dışında kalan alanlar ile büyükşehir belediyesinin bulunduğu illerin mücavir alan sınırları dışında kalan yerlerdeki arazilerin satılmasına ilişkin çıkan 4070 sayılı kanundan yararlanmak isteyenler için başvuru süresinin uzatıldığı hatırlatıldı. Başvuru süresinin bitimine 3 ay kaldığı ve hak sahiplerinin bu fırsatı kaçırmamaları gerektiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Kiracılara, hissedarlara ve tarımsal amaçla kullananlara doğrudan satış yapılabilecek. Satış öncesinde de kiracı, hissedar ve tarımsal amaçlı kullananların, birikmiş kira ve ecrimisil borçlarını ödemesi, 19 Temmuz tarihine kadar da başvuruda bulunmaları gerekiyor.'' 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle