13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği uygulanamıyor Petek ATAMAN Gıda Mühendisleri Odası Başkanı G ıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmelik 30.03.2005 tarihinde yayımlanmış ve halen faaliyet gösteren tüm işyerlerine de 1 yıl içerisinde uyum zorunluluğu getirmiştir. Bir başka deyişle,30.03.2006 tarihinden itibaren, tüm işletmelerin bu yönetmelik koşullarını yerine getirme gerekliliği vardır. İlgili yönetmelik özel sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlara birçok yeni sorumluluk getirdiği gibi, uygulayıcı birim olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na da yeni sorumluluklar yüklemektedir. Geçiş döneminin sonunda, bunların hayata geçirilmesi noktasında ne durumda olduğumuz dikkatli ve gerçekçi bir bakışla gözden geçirilmelidir. 1997 yılında yayımlanan Türk Gıda Kodeksi ve 1998 yılında yayımlanan Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik’te de yer alan ancak, Gıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmelik’te çok daha ayrıntılı biçimde hükme bağlanan HACCP (Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizi) sistemleri, geçiş süresini yıllardır defalarca doldurmasına karşın, işletmelerin bir çoğunda gereği gibi uygulanamamaktadır. Bu sistemin uygulanmasında gerekli olan şartların sağlanması, halen var olan koşullar çerçevesinde işletmenin ancak birincil üretimden itibaren çok özel anlaşmalar yapması ve hatta birincil üretimi de kısmen kendinin yapması ile mümkündür. Tabii bu noktada, birincil üretime yönelik olarak yapılan "çok özel anlaşmalar" ın zaman zaman üretici aleyhine işlediğini de vurgulamak gerekmektedir. İlgili yönetmeliğin 18. maddesi izlenebilirlikle ilgili hükümler içermekte ve izlenebilirliği sağlamayı, gıdanın elde edildiği hayvan, bitki ya da gıdanın içeriğinde bulunabilecek herhangi bir madde ile gıda ile temasta bulunan madde ve malzemeyi temin ettiği kaynağı, dağıtım ve satışını yaptığı yerleri belirleyebilecek ve takibini yapabilecek sisteme sahip olmak, gerektiğinde ürünü geri toplamak üzere sistem oluşturmak, konu ile ilgili tüm bilgileri kayıt altına almak ve bu bilgileri talep üzerine ilgili mercilere vermek görevini işyeri yükümlülüğü olarak sunmaktadır. Yani, et ürününde çıkabilecek bir veteriner ilaç kalıntısının, ilk noktaya kadar dönerek hangi çiftlikten geldiğini kanıtlamak işyeri yükümlülüğüdür. Halen var olan piyasa koşullarında bu da mümkün değildir. Devletin kayıt sistemini oturtamadığı, kayıt dışılığın hat safhada olduğu, üretici örgütlerinin kurulamadığı bir sistemde izlenebilirliğin oluşturulamayacağı açıktır. İzlenebilirliğin sağlanamayışı, HACCP uygulaması açısından da önemli bir sorundur. Yönetmeliğin 12. maddesi Bakanlığa halk sağlığını ilgilendiren gıda ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzeme kaynaklı risklerin kontrolüne yönelik acil eylem planları ile çok yıllık ulusal kontrol planlarını hazırlama görevi yüklemektedir. Bakanlık henüz çok yıllık ulusal planlarını oluşturmamıştır. Bu planların oluşturulması, özellikle kronik sorunların olduğu kimi sektörlerde elzem gözükmektedir. Et sektörü de bu anlamda, önemli sorunları olan, gerek acil eylem planlarının, gerekse çok yıllık kontrol planlarının ve stratejilerinin oluşturulması zorunlu olan bir sektördür. İlgili yönetmelik gereği ihtiyari nitelik taşıyan İyi Uygulama Rehberlerinin Bakanlık gözetiminde gıda işletmecilerinin temsilcisi olan kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanması ve Bakanlık onayından sonra yayımlanması gerekmektedir. Bu kılavuzlar gıda işletmecileri için yol gösterici nitelikte olacaktır. Ancak henüz bu çalışmalar da yapılmamıştır. 5179 sayılı kanunun en önemli yeniliklerinden biride birincil üretim düzeyinde olan yetiştiricilere de sorumluluk vermesidir. Ancak bu sorumlulukların yerine getirildiğinin denetlenmesi gerekmekte bu nedenle tarlada ve çiftliklerde birincil üretimin denetiminin etkinleştirilmesi gerekmektedir. Bu tür işletmelerinde kayıt tutmasının sağlanması ve bu konuda çiftçi eğitimlerinin arttırılması önem arz etmektedir. Yukarıdaki tespitler ışığında; ilgili yönetmeliğin kağıt üzerinde tamamlanmış bir mevzuat olarak değil, gerçekten amaca yönelik düzenleyici hükümler zinciri olarak hayata geçmesini bekliyor isek, aşağıda belirtilen düzenlemelerin biran önce yapılması kaçınılmazdır: İzlenebilirliğin sağlanması, HACCP sistemlerinin gereği gibi oluşturulabilmesi için, kayıt dışılığın önüne geçilmesi gerekmektedir. Kayıt dışı için her kurumun kendi görev alanı içerisinde azami etkinlikte çalışması yetmeyecek, bu kurumların koordinasyon içerisinde olmaları gerekecektir. Çiftçi kayıt sistemi ve arazi kayıt sistemi tamamlanmalı, gerek bitki koruma ürünlerinin gerekse veteriner ilaçlarının reçete ile denetimli olarak satılması sağlanmalıdır. Sistemin işlemesinde hayati öneme sahip olan üretici örgütlenmesinin en etkin biçimde gerçekleştirilmesinin yolu açılmalıdır. Gerek birincil üretimle ilgilenenlerin, gerekse ürüne işleyen işletmelerin birçoğunun küçük ve orta ölçekli ve eğitimsiz olduğu dikkate alınarak İyi Uygulama Rehberleri’nin bir an önce oluşturulması sağlanmalıdır. Bu rehberlerin oluşturulmasında meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile işbirliği yapması hedefe daha kolay ulaşmayı sağlayacaktır. Yapılacak iş ve işlemlerin sağlıklı bir biçimde yürütülmesini sağlamak için, Bakanlıkça acilen yeterli sayıda Gıda Mühendisi, Ziraat Mühendisi ve Veteriner Hekim istihdam edilmesi ve istihdam edilen kişilerin, meslek birikimi ve tanımlarına uygun yerlerde görevlendirilmeleri yerinde olacaktır. Son olarak daima vurguladığımız ve vurgulayacağımız gibi, gıda ile ilgili yetkilerin tek elde toplanmasının sağlanması, yerele devir arayışlarından vaz geçilmesi, olmazsa olmaz koşuldur. Aksi halde, yönetmeliğin hayata geçmesi beklenmemelidir. Anılan eksikliklerin biran önce tamamlanması son derece önemli olmakla birlikte, bu düzenlemelerin bir kısmının çok kapsamlı yapısal değişiklikler gerektirdiği açıktır. Var olan imkanlar ve koşullar dahilinde, 30 Mart 2006 tarihinde uygulamaya tamamen girmiş bulunan yönetmelik gerekliliklerinin devlet veya sektör kanalı ile sağlanabilmesi çok mümkün görünmemektedir. Bu aşamada, yetkili otoriteye cezalandırıcı eylemlerden çok, düzenleyici, eğitici, yol gösterici olmak sorumluluğu düşmektedir. Gıda ve tarım sektörünün stratejik sektörler olduğunun, sadece karlılıkzararlılık hesapları ile atılacak adımların büyük yanlışlara sürükleyeceğinin bilinciyle hareket edilmesi, katılımcı politikalar oluşturulması ve kurumsal yaklaşımlar sergilenmesi halinde kısıtlı imkanlar ile de olsa birçok önemli sorunun çözüme ulaştırılabileceği açıktır. 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle