29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 7 Mayıs 2014 Çarşamba Pembe Konak günleri… o YALÇIN BAYER C umhuriyet’e girişim 1962’in sonbaharıydı. Çorlu muhabiri olarak İstanbul’a üniversite için geldiğimde Yurt Haberleri Şefi Erdoğan Arıpınar, bana “Sen arada gazeteye gel” dedi. Uçtum tabii... Ama ben her gün gelmeye başladım; kızmadılar bana. Önce Yurt Haberleri Servisi’nde çalışmaya başladım. Arıpınar çok disiplinli ve düzenli bir gazeteci idi. Yaşar Kemal’le ‘komünistlikmilliyetçilik’ üzerine merdivenlerde yaptıkları kavgaya dehşet içinde tanık olmuştum. Geçenlerde kaybettiğimiz Ertum Öcal, bana 10 parmak daktiloyu öğretti. Hızlı ve verimlilikte iki adam oluyorsunuz birden. Gazeteci olmalıydım diyordum. 1960 sonrası getirilen yasalarla daha çağdaş bir ülke olacağımız söyleniyordu. ‘Demokratlığı’ içimize sindiremiyorduk. Türkiye birileri tarafından ‘mıncıklanıyordu’… Darbe girişimleri, CHPAKP kavgaları ve daha sonra da Demirel’liTürkeş’li ve Erbakan’lı MC hükümetlerinin ‘kardeş kavgası’na yol açan politikaları… Türkiye’yi bugünlere getiren sürecin temelini oluşturdu göz göre göre; ‘din tacirliği’ ve ‘bölücülüğün’ temelleri atıldı. Yani ‘Kolektif suç’un işlenmeye başlandığı tarihtir 1970’li yıllar… u 1962’nin sonlarında İstanbul Cumhuriyet’te gazeteciliğe muhaberlikle başlayan ardından uzun yıllar İstihbarat Şefi olarak görev yapan Yalçın Bayer o günleri anlatıyor... Cevat Fehmi Başkurt’tan Hasan Cemal’e... Gazetenin isimsiz kahramanlarına kadar... rın arasında yarattığı mevzilerle savaş fotoğrafı çektiği öykü gibi anlatılırdı. Gazetenin kurucusu Yunus Nadi, eşi Nazime Nadi ve çocukları (Nadir, Doğan, Lale, Nilüfer) ile bir dönem bu konakta oturmuşlar. Sonra gazeteye tahsis edilmiş koca bina.. Mermer merdivenlerle çıkılan ikinci kattaki ana salonda Yazı İşleri kadrosu çalışıyordu. Yıllarca gazete çalışıp da dinin bilgisayarı, Twitter’ı Associatad Press’in (AP) printırı idi; Facebook’u da telefonuydu... O yıllarda küçük gazetelerin AP’ye abone olması mali bakımdan zordu. Teleks sistemi henüz dünyaya yeni yayılıyordu. Dış dünya BBC’nin radyo yayınları dinlenerek, AP’nin bültenlerine bakılarak izlenebiliyordu. (Ben, o sırada Cevat Fehmi Başkut Cumhuriyet’in yayın ve idare binası Cağaloğlu’da; İstanbul Erkek Lisesi’nin karşısında. O muhteşem ahşap binanın adı ‘Pembe Konak’tı. İttihat Terakki’nin bir dönem genel merkeziymiş. Geniş bir bahçesi vardı; Başkut’un ‘vosvos’u da yabani bir ‘Sakız’ ağacının altında dururdu. Başka kimin vardı, galiba Atatürk’ün bolca resmini çekmiş olan Selahattin Giz’in; onun da geri vitesinin olmadığı bilinirdi. Üstat Selahattin Giz’in, 1930’ların sonunda ‘Habeşistan Savaşı’ başladığında, temin ettiği giysileri Çorum/Sungurlu’lu bir grup hizmet personeline giydirmiş, ellerine de verdiği mavzerlerle ağaçla bu odanın içini görmeyen çoktu. Ama ben oraya sık sık servisimin haberlerini götürürdüm. (Bilgisayar yok ki…) Tam bir sessizlik hüküm sürerdi günboyu; C.Fehmi Başkurt’tan herkes çekinirdi. Bir paşanın oğlu olan Vecdi Kızıldemir ana yazı Yazı İşleri Müdürü’ydü. Daha sonra Kayhan Sağlamer ve Erol Dallı üstlendiler bu görevi; sistem hep ikili ‘müdür’ olarak geldi bugünlere. Sağlamer, aynı zamanda Dış Haberler Müdürüydü; yardımcısı da zekâsına, bilgisine ve çalışma yöntemine ‘hayran’ olduğum Hilmi Yavuz. Şim Yalçın Bayer baskı makinesi başında. Başkanı; en eski Orhan Abimiz kaldı.) Pembe Konak’ta kimleri tanıdık. Ressam Elif Naci, arşiv amiriydi. Ressam Agop Arad’la her daim kavgalı idiler; Mehmet Barlas, Dış Haberler’de yeni çalışmaya başlamıştı. Adnan Tahir magazinsanat şefiydi; Selmi Andak ‘müzik’ yazarı idi; Nadir Nadi Bey yazısına bir şey diyecek diye ödü kopardı ve en çok kızdırılan abimizdi. ‘Malkoçoğlu’nun yaratıcısı Ayhan Başoğlu’na en hayran kişi dış politika yazarı Ergun Balcı’ydı; onun şeftali ve ceviz rejimine (!) hayrandı! Asaf Ayçıl sporun en ‘maskotu’ sayılırdı; Vefa futbol takımındaki anılarını herkes bilirdi. Renkli kişiliğiyle düzeltmen Mustafa Baydar’ın, Doğan Hızlan, Konur Ertop, Adnan Özyalçıner’le sohbetleri unutulmazdı. Baydar’ın, edebiyat dünyası için elindeki belge ve notları Yavuz Baydar’da mıdır, bugün. Bilim yazarı (aslında diplomattı) Refik Belgil’in o muhteşem yazılarını acaba kim hatırlıyor bugün? Ali Ulvi, güçlü bir karikatürist idi... 27 Mayıs’ta Menderes için ‘Uçtu uçtu’ karikatürü, en ‘siyasi karikatür’ olarak yıllarca gündemden düşmedi. Amerika’ya götürülen Cemal Gürsel’in ölümünü yaklaşık beş ay süreyle AP’nin 00.00’den 09.00 yayınlarını izlemiştim.) Cumhuriyet’in 196070’lerdeki kadrolarını hatırlatırsak; Yurt Servisi’nden ayrılan Arıpınar Spor’a, Yurt’un başına da Doğan Keçecioğlu gelmişti; Vedat Bey, kanserden ölünce yerine İhsan Onur ile Selahattin Güler geldiler. Ardından gelen Orhan Erinç, daha sonra Yazı İşleri ve Genel Yayın Müdürlükleri yaptı. (Basında en aşağıdan tepelere kadar çıkan başka bir örneği yok; halen de Vakıf İlhan Selçuk’un transferi Gazete yönetimi ile Nadir Nadi ilgiliydi. İsteğiyle 1963’lerde Akşam’dan İlhan Selçuk’un ‘transfer’ edilmesi olay oldu. Milliyet’in Çetin Altan’ın karşısına Çetin Altan’la çıkıyordu Cumhuriyet. Bu arada 1890’ların sonlarında üretilmiş olan olup 2. el olarak Atina’dan getirildiği konuşulan ‘köhne’ rotatif yerine yeni bir baskı makinesi alınmıştı. Gazetenin makine ve mürettiphanesinden Hüsnü Turcan ve Basri Dağlıoğlu sorumluydular. Hüsnü Usta daha sonra Yönetim Kurulu üyesi oldu. Cumhuriyet yenilenince yazı dizilerine ağırlık verdi. Gazetenin tirajı yükseldi. Abdi İpekçi’nin Milliyet’i bundan çok tedirgin olmuştu. Şevket Süreyya Aydemir’in ‘Menderes’in Dramı’ ile 220 binlik bir tiraja ulaşması Cumhuriyet için yaşanmadık bir durumdu. Yaziişleri’nden bir ka karşın hepsi de re... Tüm zorluklara mesleğine aşık tı... SAY YAYINLARI 30 YILDIR CUMHURİYET İLE BİRLİKTE Tarihe Yön Veren Yaşar Kemal’in uyarısı Çalıştığımız büyüklerimiz ve arkadaşlarımızın isimlerini unutmak istemeyiz. Ecvet Güresin (Ankara Temsilciliğinden sonra daha sonra Genel Yayın Müdürü), Necla Seyhun, Neyyire Koçer, Mazhar Kunt, Nadir Dayı, Vedat Etensel, Muammer Erol, Zeynep Avcı, Fatoş Karaali İlem, Şükran Soner. Fotograf Servisi de; Selahattin Giz’in şefliğinde İbrahim Köseoğlu, Selçuk Aybatar, Aydın Dörter ve Tulay Divitçioğlu’ndan oluşuyordu. BÜYÜK KOMUTANLAR TARİH İskender, Hannibal ve Sezar'ın Liderlik Dehası Barry Strauss / Çeviren: Ümit Hüsrev Yolsal / 384 sayfa ESKİ ROMA Bir İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü Simon Baker / Çeviren: Ekin Duru / 472 sayfa GENÇLER İÇİN UYGARLIK TARİHİ Hendrik Willem van Loon / Çeviren: Seda Çıngay / 632 sayfa M. Ilin, E. Segal / Çeviren: Ahmet Zekerya / 592 sayfa İNSAN NASIL İNSAN OLDU TANRININ ÖYKÜSÜ Robert Winston / Çeviren: Sinan Köseoğlu / 504 sayfa Tanrı mı İnsanı, İnsan mı Tanrıyı Yarattı? İnsan Zekâsının Evrimi Üzerine Düşünceler CENNETİN EJDERLERİ Carl Sagan / Çeviren: Mihriban Doğan / 272 sayfa MUTLU OLMA SANATI Bertrand Russell / Çeviren: Yunus Sağlamtürk / 192 sayfa MODERNİTE VE BİREYSELKİMLİK Geç Modern Çağda Benlik ve Toplum Leonardo'dan Hegel'e Anthony Giddens / Çeviren: Ümit Tatlıcan / 304 sayfa BATI DÜŞÜNCE TARİHİ J. Bronowski, B. Mazlish / Çeviren: Elvan Özkavruk Adanır / 696 sayfa Cumhuriyet’in yükünü çekenler 1980’lere kadar Yazı İşleri Müdürlüğü yapanları unutmamak gerek: Ziya Nebioğlu, Mücahit Beşer, İsmail Cem; Mücahit Beşer (vefat edenler) Sami Karaören (sağ). İzmir’den Haluk Cansın, Adana’dan Çoban Yurtçu’yu bölgelerinin güçlü isimleriydi. Yaşar Kemal bir dönem yurt haberlerine bakmıştı; bize “Zonguldak’tan Hayri Ünlütürk’ü koruyun” derdi; bunun anlamı onu primsiz bırakmayın demekti. Ünlü röportajcı Yılmaz Çetiner’in Çin ve Balkanlar röportajı büyük yankı uyandırmıştı. Milliyet’in ünlü sayfa çizimcisi Turhan Aytul da bir dönem çalıştı, Abdi Bey’le barışınca geri döndü gazetesine. Milliyet’ten gelen Erhan Akyıldız da İstihbarat Şefliği yaptı. S.Güler’le BİRLİKTE trafik kazasında ölen Ali Alakuş’u unutmayız. Can dostlarımız Barbaros Gençak ve Fikret Dağlıoğlu ile Cumhuriyet’in yükünü çok çekmişizdir. Son yıllara kadar Spor Müdürlüğünü yürüten Abdülkadir Yücelman’ın amatör sporlara yaptığı hizmeti ve FB’ye verdiği dersleri kim unutur? Hele yardımcısı Tuncer Benokan’ı, bisiklet dünyasına katkısını... Yazı işleri müdürleri Muhasebe Müdürü Ziya Canal, İdare Müdürü Süleyman Aktuna ve Personel Müdürü Yılmaz Şipal. Şipal sonra emek dünyasının sorunlarına cevap veren bir köşede yıllarca yazdı. Ankara’yı unutmayalım: Kemal Aydar, Fikret Otyam, Orhan Duru, Özgen Acar, Haluk Besen, foto muhabirleri sırasıyla Tolon Arlıhan, Mustafa İstemi ve Rıza Ezer… Yine İstanbul’a dönersek.. Daha sonraki neslin Yazı İşleri Müdürleri Oktay Kurtböke, Çetin Özbayrak, Bülent Dikmener, Turan Ilgaz, Hasan Cemal, Okay Gönensin, (1970’lerin ortasından itibaren Oktay Kurtböke Genel Yayın Müdürü oldu. Ancak 12 Eylül’de Kurtböke’nin bir grup arkadaşıyla istifa etti. Bu göreve zaten hazır olan Hasan Cemal getirildi. Ancak Emine UşaklıgilHasan Cemal ve Okay Gönensin ile İlhan SelçukUğur Mumcu ve 40’a yakın çalışanın arasındaki ‘kriz’ (nedeni çok yazıldı) sonucunda Hasan Cemal ekibi istifa ettiler. SelçukMumcu ekibi geri döndü ve Özgen Acar Ankara’dan getirilerek Genel Yayın Müdürü yapıldı. Artık biz yoktuk Cumhuriyet’te… Yüklü anılarımız vardı; Pembe Konak’ın koridorlarında Sadettin Ateş ve Tulay Divitçioğlu, Ercan Turcan, Güman Birincioğlu ‘çocuklukluklarımızı’ bu KONAKTA ve bahçede geçirdik. Bakkaldan kaşar ekmek yedik; bazen de Kastamonulu pideciye gittik. Yönetici olunca çok sorunu sırtladık. En zoru da şimdi rahmetli olan değerli gazeteci Deniz Som’u istifa etmekten zorla vazgeçirmekti hep… Uğur Mumcu ile gündemi en az üç kez konuşurduk; onunla konuşmak ‘beyni tazelemek’ gibiydi. Mustafa Ekmekçi’nin günlük yazılarının satır aralarını dikkatlice okuduk ki yoksa başka gazeteler tarafından atlatılabilirdiniz… Yalçın Doğan, Ahmet Tan ve Erbil Tuşalp mi, onlarla HÂLÂ her gün konuşuyoruz. MODERN DÜŞÜNCE AŞKA VE KADINLARA DAİR Arthur Schopenhauer / Çeviren: Ahmet Aydoğan / 80 sayfa Platon / Çeviren: Furkan Akderin / 96 sayfa Aşkın Meta ziği SOKRATES'İN SAVUNMASI internet?satış:?www.saykitap.com www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari FELSEFE Ahmet Cevizci / 1344 sayfa FELSEFE TARİHİ POPÜLER BİLİM Tel.: (0212) 512 21 58 • eposta: [email protected] Oktay Akbal, Nadir Nadi ve Hasan Cemal birlilte... Acaba ne geçiyordu akıllarından? C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle