23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

k araakılsözcüÖrnekuruş” sözcülamla bu sözu dolte geeğişik a karşıİşte bu za koletimi, e karşıdelerde kurlar nel e pek aqua h o mo lamış ve şaret que (1. Latinği için kullamayosu eşmeeski zm … acaksı ayında dar yarin çok sıklıkerek zlemisözleız. Aycı sözr verdil biriyor mli bularının n anmaOkurarı, ekne bilüğün bulunp incelirt den geltma Arapyeğad’ın nin ad ? 1156 ? larının kısaltmaları büyük harfle verilirse daha uygun olur. (fr. deği, Fr., bul. Değil, Bul., gibi.) Kimi maddebaşı sözlere okunuşları a bas, a bon droit, aquarieklenmemiş (a us, arietta, astronaut, …..atasözleriyle özdeyişlerde genellikle yok…), eklenmeli (mi?). Sonraki baskılarda sözlerin dilbilgisel kategorileri de (a.”ad”, s.”sıfat”, be.”belirteç vb) verilirse sözlük daha işlevsel olabilir. Kimi genel sözlerin özel ad olarak kullanımlarına da yer verilmiş. Ancak bu durum yazım olarak çoğu yerde belirtilmemiş. Örn. academie (4. Tanım,s.15), andante (s.27), atlas2 (1., 2.,3. tanımlar, s..36), cihânnümâ (4. Tanım,s.63) (Bu özel adlarının tanımlarında (“büyük harfle”) diye bir uyarma konulabilirdi. (Kimi maddelerde bu notu, kimi maddelerde ise büyük harfle başlayan özgün yazımı görüyoruz.) Dizgi yanlışlarının sayısı kabul edilebilir ölçüyü aşıyor. Yayınevini bu konuda uzman düzeltmenlerle çalışması önerilir. mens sana in corpore sano (l.) Tanrılardan sağlam vücutta sağlam kafa (dile) (Latin şairi Juvenal’in (Yuvenalis “genç”Y.Ç) bu sözü yanlış olarak ‘ Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’ biçiminde çevrilmiş, Türkçeye de öyle girmiştir.) (s. 165) Bu açıklamayı doğrulayamadım. Hangi kaynaktan alıntılandı acaba? Bu Latince özdeyiş, sözcüğü sözcüğüne “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” biçiminde çevrilebilir. (İnternette İngilizce çevirileri de aşağı yukarı benziyor.) Özdeyişte “tanrı” adı da geçmiyor. Yorumlu çeviri mi? Kimi maddeler Türkçe karşılıkları konulmuş, kimilerine konulmamış. Örneğin, bookmark (s.48), Türkçede “ayraç” sözüyle karşılanıyor.* distopia’ya (s.84) Türkçede “ters ütopya” deni, felsefede “ikiciyor.* dualisme (s.87), lik” olarak terimlenmiştir.* empathy (s. 94) Türkçede “duygudaşlık” olarak ergonomie (s.97) karşılık bulmuş. *e “işbilim” olarak Türkçeye kazandırıldı. * exotisme (s. 101) için “özgencilik” exhibitionnisme terimi önerilmiştir. *e (s. 101) için “utaçıcılık” terimi önerilmiştir…* gurme (s. 118) için “tatçı” ya da “tatsever” uygun bir karşılık olarak hematologie (s. 123) “kangörülüyor.*h bilim” olarak Türkçeleştirildi.* ombudsman (s. 185) için “kamu denetçisi/hakemi/yargıcı” gibi karşılıklar öneorientalisme (s.188) için “dorilmişti. *o ğuculuk” yanında “doğubilim” de yer almalıydı. * übermansch (alm.) (s. 257) için “insanüstü” denmiş, “üstinsan” olmalıydı, kanımca. (Felsefe kitaplarında “üstinsan” olarak geçiyor.) Kimi maddelerde tanım eksikleri görülüyor. Örn. cartouche’a (s.58) bilgisayar yazıcılarında kullanılan kartuşun tanımı eklenebilir. * vale (fr.) Oda hizmetlisi.” (s.258) Son dönemlerde AVM’lerde, büyük otellerde araba sahiplerine park etme hizmeti verenler de vale adını kullanıyorlar. Eklenmesi gerekmez mi? Şu örnekler de sözlükte yer alabilir atering=ikram, miydi? Örneğin, ca knowhow (“işbilgisi” denilebilir mi?), Kuranıkerim, locution, marine (etmek), marketing, media, misyon, partner, vizyon… Yunan maddesinde (s.267) “Yunanlı” demek yanlıştır, diye bir not okunuyor. Türkçede böyle bir iki sözcük var. Yunan, Yunanlı; Afgan, Afganlı, gibi. Bu yapıdaki sözcükler için “yanlış” betimlemesi çok uygun olmasa gerek. Çünkü bunlar kullanımda, ayrıca sözlüklerde geçiyor. Herhangi bir “yanlış” açıklaması da yok, bu kaynaklarda… Önemli olan halkın bu tür “yanlış”ları yadırgamadan kullanmasıdır; bu sözcüklerin kullanım sıklığı göstermesidir. Dilciler bu bağlamlarda gözlemci durumundadır. Bir de şu var: Zaman içinde, bu sözcükler belki farklı anlamların göstergeleri olacak. Yazar sütyen diye okunan sözün “yanlış sesletim” olduğunu belirtiyor, doğrusu sutyen (s.242) diyor. Sözcüğün özgün biçiminin açıklamasında da “Sözcüğün birçok kimsenin sandığı gibi Türkçe bir sözcük olan “süt”le bir ilgisi yoktur; bu nedenle ‘sütyen’ olarak söylenmesi yanlıştır.” (s. 237) Yazarın açıklaması ölçünlü Türkiye Türkçesi yazım ve sesletimine uygundur. Ancak şunlar da söylenebilir: Halkın sutyen’i sütyen olarak seslendirmesi doğaldır; çünkü sutyen Türkçenin ünlü uyumlarına uymuyor, ama sütyen uyuyor. (Sutyen’in sütyen olarak söylenmesinde gerileyici benzeşmenin etkisi olduğu düşünülebilir: /e/’nin etkisiyle /u/’nun /ü/ olması. Ayrıca halk anlamını bildiği bu sözcüğü “meme” ve “süt”le ilişkilendirip sütyen demiş de olabilir.) Türkçede bu tür yerlileştirme örnekleri çoktur: nerdban>merdiven, ruzigar>rüzgâr, sahife>sayfa. scala>iskele, telefone etmek>telefon etmek… olarak yazılıp söyleniyor. Belki yakın gelecekte, yeni bir yazım kurultayı toplanıp bu konularda yeni kararlar alınabilir ve belki de sutyen, sütyen olarak yazılıp söylenebilir . Kim bilir… EK: DİLİMİZDE KULLANILAN YABANCI SÖZCÜKLERDEKİ KİMİ ÖNEKLER de verilmiş sözlükte (s. 270271) Bunların hangi dillerden geldiği açıklamaları da eklenseydi iyi olurdu. Bir de kimi yabancı sonekler de verilebilir miydi? SUNUŞ yazısında şöyle bir bilgi de okunuyor: “Sözlük metninde kullanılan dil ve yazımdan, metnin yazarı sorumludur; bu dil ve yazım yayınevini bağlamaz.” (s. 8) Ben Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nun(19381983) ve Dil Derneği’nin geleneksel yapıya kavuşturduğu yazımdan yanayım. Bu nedenle yazarın, bir çok (birçok yerine), bir takım (birtakım yerine), üstad (üstat yerine), ticârî (ticari yerine), ayırtedici (ayırt edici yerine), ayırt etmek (ayırt etmek yerine), cilâlanmak (cilalanmak yerine), âlet (alet yerine), gibi geleneksel yazımlara aykırı yazım biçimlerini yeğlemesini yadırgadığımı belirtmek istiyorum…(Yazımda tartışmalı yönler bulunduğunu da unutmuş değilim…) Ansiklopedik Yabancı Kalıpsözler Sözlüğü’nün, büyük emek verilerek hazırlanmış bir çalışma olduğu, sözlüğü inceleyen herkesin onaylayacağı bir gerçektir. Burada sözünü ettiğimiz küçük eleştiriler bu çalışmanın daha da yetkinleşmesine katkıda bulunmak istemekten başka bir amaç taşımamaktadır. Son olarak, sözlüğün yazarından şöyle bir dilekte bulunmak da yerinde olacaktır: Yazarın, bu sözlüğün sonraki baskılarına Türkçeye giren hemen bütün yabancı sözcükleri alması, daha kapsamlı tanımlar ve örnek kullanımlar (örnek tümceler) eklemesi… Yazarı bu başarılı çalışmasından ötürü en içten dileklerimizle kutlarız. ? Ansiklopedik Yabancı Kalıpsözler Sözlüğü/ Kemal Bek/ Özgür Yayınları/ 280 s. 12 NİSAN 2012 ? SAYFA 35 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1156
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle