24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇOCUK GENÇLİK Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. OKUMA Mavisel YENER Birileri beynimizi yönetirse ne olur? etenekli elektrik mühendisi Tolga Tozan, eşi Tülay Tozan, oğulları Tansel Tozan ve Tekin Tozan’ı, yani “T Ailesi”ni tanıyoruz Uçan Dalgalar’ın ilk sayfalarında. Yaşadıkları kentte havanın birdenbire, olağan dışı bir hızla kararmaya başlaması, her şeyi allak bullak eden rüzgâr ve beklenmedik anda çalan kapı… Tolga Tozan’a ikiz kardeşi kadar benzeyen gizemli bir konuğun gelmesiyle birlikte bilimkurgu dünyasına başlayan bir yolculukta buluyoruz kendimizi. Tolga Tozan’a “kardeşim” diye seslenen konuk, aslında bir insan değil, bir görüntü olduğunu iddia ediyor. T Ailesi’nin bireylerini şaşırtan açıklamalarında, Tolga Tozan’ın düşünce projeksiyonu olduğunu, katı fiziksel bedende olmadığını söylüyor. “Sevgili kardeşim, ben aslında senin beyninden yayılan dalgaların yoğunlaşmasıyla oluşmuş bir başka dalga yığınıyım. Yaşamın boyunca yaydığın sonsuz dalgaların bileşkesi gibi de düşünebilirsiniz beni.” (s, 19) Gizemli konuğa göre, Tolga Tozan bir kardeşi olmasını öylesine istemiştir ki, onun bu düşünce dalgaları yoğunlaşıp özel bir küme oluşturmuşlardır. “Senin kardeş özleminin sonucu olarak geldim ben bu dünyaya, dersem işi iyice özetlemiş olurum.” (s, 20) Mademki bu garip yabancı Tolga Tozan’ın kardeşidir, ona bir de isim bulmaları gerektiğini düşünüp, “mucize” anlamına gelen “Tansık” adını verirler. Artık onun da bir adı vardır: Tansık Tozan. Okyanusta, manyetik alanın çok güçlü olduğu küçük bir adada yaşadığını söyleyen, kendinin bir düşünce yansıması olduğunu iddia eden bu adamın niyeti nedir? Niçin T ailesinin beynine sinyaller göndererek onu insan gibi algılamalarını sağlar? Okur bu soruların yanıtların ararken, bir başka garip olay yaşanır kentte. Aynı günde beş çocuk kaçırılmıştır, ortalıkta hiç iz yoktur. Kaçırılan çocuklardan birinin Tansel’in yakın arkadaşı Işın’ın kardeşi olması ilginç bir rastlantıdır. Araştırmalar şaşırtıcı sonuçlara kapılar açarken uluslararası bir çetenin, uzaktan beyin denetleme yoluyla yaptığı yasadışı işler ortaya çıkar. Kitabın bilimkurgu altyapısının yanı sıra, polisiye bir damar da içermesi, gerilimli iniş çıkışlarla dolu kurgusu, heyecanı sürekli kılıyor. Kitabın tek gerilime hedeflenmemesi de başarılarından birisi. Dilinin akıcılığı, yazarın Uçan Dalgalar Y diğer yapıtlarında olduğu gibi, keyifli bir okumaya davet ediyor okurunu. İçerikle bütünleştiğini düşündüğüm ilginç kapak çalışması ve iç sayfalardaki vinyetler Sedat Girgin’in kaleminden çıkmış. Sonraları Atlantis’te yaşadıklarına inanılan, katı fiziksel bedende olmayan Lemuryalılarla ilgili bilimkurgu metinlerini okumayı seven genç okurlar için de ilginç olacağını tahmin ettiğim Uçan Dalgalar, “enerjiler belleklerde kilitli olduğu yerlerden çıkarsa neler olabilir?” sorusunun da yanıtını barındırıyor içinde. Bilim okyanusuna biraz daha dalarsak; “Her madde aynı zamanda bir dalga mıdır? Maddenin dalga yapısı, sadece en küçük parçacıklar alanında mı geçerlidir? İnsan da bazı durumlarda bir dalga gibi davranabilir mi?” sorularının yanıtlarını aramaya başlarız. Bütün bunlar size ilgi çekici geliyorsa doğru adrestesiniz… 2004’de, İzmir Plus dergisi için Mehmet Atilla ile yaptığım söyleşide bilimkurgu yazmayı düşünüp düşünmediğini sormuşum, bakın nasıl yanıtlamış: “Hayır, böyle bir şeyi şimdiye dek hiç denemedim. Belki birkaç öykümde fantastik öğeler bulunabilir ama, öyle başlıbaşına bilimkurgu özellikleri taşıyan bir çalışmam olmadı. Günün birinde, daha doğrusu zaman bulabilirsem böyle bir kitap yazmak isterim. Fakat kolay bir iş değil bu. Saçmaya düşme tehlikesi de var işin içinde. Günümüzde nedense fantastik edebiyatla bilimkurgu edebiyat biraz karıştırılıyor gibi geliyor bana. Aklına eseni yazdığında fantastik, uzayı mekân olarak seçtiğinde de bilimkurgu yazmış olmaz hiç kimse. Her ikisinin de kendine özgü mantığı, gezindiği alanlar var çünkü. Bu konuda başarılı örnekler veren Ursula K. Le Guin’in bir sözü geliyor aklıma hemen: “Özgür olmak, hiç de disiplinsiz olmak demek değildir. Hayal gücünün düzenlenmesi hem sanatın, hem de bilimin temel yöntemidir” diyordu bir yazısında. Yani hem sanatın, hem de bilimin kurallarını zedelemeyeceksiniz yazarken. Hele bunu çocuklara yönelik olarak yapacaksak çok daha özenli davranmak zorundayız.” Uçan Dalgalar, kendine özgü mantığı ve iç disiplini ile, Türk çocuk yazınında heyecan verici bir bilimkurgu örneği. Bilim ve humanizmayı uzlaştıran Uçan Dalgalar’ın yapmaya çalıştığı, olası bir gelecek dünyasında insanın konumunu en gerçekçi şekilde belirlemeye çalışmaktır belki de. Okurların Tansel Tozan’ın Serüvenlerinin devamını merakla bekleyeceklerinden kuşkum yok.? * Uçan Dalgalar, Mehmet Atilla, resimleyen: Sedat Girgin, Tudem Yayınları, 134 s, 2009, 10+ www.maviselyener.com SAYFA 29 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle