08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ riz– Dedektif Yardımcısı Alisha Barba’yla tanışıyoruz. Kendisi ilk kez Kayıp’ta Müfettiş Vincent Ruiz’in şoförü olarak karşımıza çıkmıştı. Başkahramanı Joe O’Loughlin olan Robotham’ın ilk kitabı Şüphe’de küçük bir role sahip Ruiz’in yerini bu kitapta Alisha alıyor. Tam anlamıyla tanışmamıza yarayacak daha detaylı bir tarife geçmeden önce bize birkaç kısa cümleyle Alisha’nın kim olduğu hatırlatılıyor. Alisha’nın büyükbabası 1947’de Kraliyet Topçu Birliği’ndeki bir binbaşının aşçısı olarak İngiltere’ye gelir. Babası ve annesi onun bir Sihle evlenmesini istemektedir ve aile toplantılarına evlilik taliplerini davet etmekten geri kalmazlar. Alisha ve onun ‘beklenmedik ölçüde yakışıklı’ erkek kardeşleri farklı tarzlara sahiptir. Ayrıca, Alisha’nın kendi gibi polis olan ve arada sırada takıldığı erkek arkadaşına giderek artan bağlılığının yavaş yavaş açığa çıkması da başarılı bir şekilde işlenmiş. Bu hiçbir şekilde önemsiz bir başarı değil: Birinci şahsın ağzından geniş zamanda yazarken, yazar olayları yalnızca tek bir bakış açısından yansıtıyor. Böylelikle, Alisha her ailenin bir bagajının olduğunu, kendi ailesininkinin ise ‘döner bagaj sistemi üzerinde sonsuza dek dönen, bir sicimle tutturulmuş yıpranmış bir bavulda bulunduğunu’ bizlere anlatabiliyor. Dave’in bu aileden ya da Alisha’nın kendisinden ne anlam çıkardığını yalnızca Alisha’nın gözlemlerinden biliyoruz. Bazen Alisha’nın insanlar ve olaylarla ilgili yanlış yargılarda bulunduğunu iddia edebilecek kadar kanıta sahip olduğumuzdan bu durum ilginç bir heyecan yaratıyor. Ama sonuç Michael Robotham ta, onun da kendine ait bir bagajı olduğunu kavrayabiliyoruz. KARŞILAŞMALARIN DİYALEKTİĞİ Alisha’nın, lise mezunları toplantısına katılmaya hazırlanırken, hayatının geriye döndürülemez bir şekilde değişeceğine dair en ufak bir fikri yoktur. Oraya gitmesinin tek nedeni, sekiz yıl önce birtakım kötü olaylardan ötürü yolları ayrılan, eski dostu Cate’in kendisinden bu toplantıya katılmasını istemesidir. Gecenin sonuna gelindiğinde bir araba Cate’i ezecek ve dudak uçuklatan sırlar açığa çıkmaya başlayacaktır. Şok edici her ifşanın yanında bir gizem de vardır. Alisha’nın, sekiz aylık hamile Cate’le baş başa kaldıklarında söylediği sözler üzerine kafa patlatmak tan başka çaresi yoktur artık: ‘Bebeğimi elimden almak istiyorlar. Bunu yapamazlar. Onlara engel olmalısın...’ Eski dostunu daha önce bir kez hayal kırıklığına uğrattığı için suçluluk duyan Alisha, Cate’in geçirdiği kazanın nedenlerini bulmaya söz verir. Cate’in sırlarının gerisinde bir tür yasadışı taşıyıcı annelik programı yatmaktadır, ancak henüz tüm noktalar aydınlanmamıştır; ta ki Alisha İngiliz limanlarından birine çağrılıp da, tam anlamıyla neyle karşı karşıya olduğunu fark edeceği, bir insan ticareti girişiminin trajik sonucunu görene kadar. Adı ve adresi mültecilerden birinin kıyafetine dikilidir, böylelikle Amsterdam’a yapacağı yolculuğa dair ilk ipucunu yakalamıştır. Amsterdam’ın Kırmızı Fener Mahallesi’nde yaptığı şaşırtıcı gezi sayesinde ve emekli Müfettiş Vincent Ruiz’in ufak yardımlarıyla, Alisha insan tacirliği, seks köleliği ve sömürünün dışında oldukça iyi örgütlenmiş bir bebek komisyonculuğu faaliyetini ortaya çıkarır. İyi örgütlenmiş, yasadışı, oldukça kârlı bir faaliyet... ve kendilerine para kazandıran mallarını koruma konusunda gayet azimli bir çete... Bütün bunların arkasında kimin olduğunu keşfetmek yalnızca aşırı zor değil, aynı zamanda son derece tehlikelidir de. Alisha ilk başta sorumluluk hissiyle hareket etse de, çok geçmeden bu, arkadaşının hamileliğinin gerisindeki asıl olayları çözdükçe, daha kişisel bir öfkeye dönüşecektir. Çıtalar yükselmiştir, böylece olaylar açık bir polis soruşturmasından daha öte bir hal alır ve Alisha işini, ilişkisini, en nihayetinde de hayatını riske atarak kendi değer yargılarıyla hareket etmeye başlar. Duygusal ve ah laki meseleler tehlikededir, tıpkı insanların hayatları gibi. Uzun zamandır unutulagelmiş eski günahlar yeniden açığa çıkar ve gömülü oldukları süre boyunca öyle bir gazapla dolmuşlardır ki, olayların gidişatını yönlendirmede büyük bir rol oynayacaklardır. Kitap, yer yer öylesine bir derinliğe ulaşıyor ki, insan tacirliğinin yazarın kurgusundan ziyade dünyadaki binlerce insanı etkileyen korkunç bir gerçek olduğunu hatırlıyoruz. Ölüm Yolculuğu yitirilmiş zamanı telafi etme ve ahlaki açıdan menfur bir eyleme dönüşmeden önce, bebek sahibi olmak için sınırların ne kadar zorlanabileceğini düşünme üzerine bir roman. Robotham, onlara can vererek, onları hata yapabilecek, candan insanlar haline dönüştürerek, yarattığı karakterleri önemsememizi sağlıyor. Sert polis görüntüsünün altında Alisha hayatındaki eksiklikleri belli belirsiz fark etmeye başlayan merhametli bir kadındır. Müthiş ve etkileyici bir gerilim romanı olmanın yanı sıra bir tür “kendini keşfetme” yolculuğu da aynı zamanda Ölüm Yolculuğu… Muazzam bir derinlik ve heyecana sahip bu gerilim romanı kültürel çeşitliliği de içinde barındırıyor. Ve yasal doğru ile ahlaki doğru arasındaki temel farkı enine boyuna, bol bol düşünmenizi sağlamayı başaran muhteşem bir hikâye sunuyor bizlere. ? (*) Australian Crime Fiction Database ve The Sydney Morning Herald’dan derleyen ve çeviren Evrim Öncül. Ölüm Yolculuğu/ Michael Robotham/ Çev: Zuhal Bilgin/ İthaki Yayınları/ Şubat 2009/ 536 s, CUMHURİYET KİTAP SAYI 1005 SAYFA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle