05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkçe Günlükleri A 12 Haziran Perşembe nkara’da, bir kamu kuruluşunda mühendis olarak görev yapan Barış Özbaş, malzeme alımı sırasında “ihtilaf”a düştükleri bir şartname maddesini yaz FEYZA HEPÇİLİNGİRLER ye bir sözcük bulunan ilk bölüme gerek var mı? Sterilizasyonun miadının dolduğu tarih, kullanım süresinin de bittiği tarih olmuyor mu aslında? mış: “Ambalaj üzerinde sterilizasyon tarihi ve miyadı ya da son kullanım tarihi belirtilmiş olacaktır.” “Bu cümle ve bağlacı ile mi ikiye ayrılıyor yoksa ya da bağlacı ile mi ikiye ayrılıyor?” demiş ve sormuş: “Ambalaj üzerinde son kullanım tarihi olması, bu cümleye göre yeterli mi? Yoksa sterilizasyon tarihi mutlaka olmalı mı? Ya da cümlede anlatım bozukluğu da olabilir mi? Bu cümlede şart nedir?” Böyle bir konu hakkında yazarak beni rahatsız etmek istemediklerini; ama aralarında konuşarak ya da internette gezinerek bir yanıt bulamadıklarını da eklemiş. Söz konusu tümcede iki tane bağlaç var; “ve” de bağlaç, “ya da” da. Ancak ikisi de tümceyi ikiye ayırmıyor; sözcükleri birbirine bağlıyor. Tümce özetle “Ya o, ya da bu bulunmalıdır.” diyor. Böyle dendiğine göre birinden biri yeterli demektir. Sterilizasyon tarihi ve sterilizasyonun geçerlilik süresi belirtilmişse son kullanma tarihine; son kullanma tarihi belirtilmişse de sterilizasyon tarihine ve sterilizasyonun geçerlilik süresinin belirtilmesine gerek yok. Yukarıdaki şartname maddesinden benim anladığım bu. Söylemeden geçemeyeceğim nokta ise “miyad” diye yazılmış olan sözcük... Tek başına olduğunda “miat”, ek aldığında “miadı” diye yazılması gerek. Yani “miyad” diye bir sözcük yok. Bir de şuna değinmezsem olmaz: “sterilizasyon tarihi ve miadı” dendiğinde sterilizasyonun değil, tarihin miadını doldurması söz konusu olur. Eğer miadını dolduracağı söylenen şey, tarih değil de sterilizasyon ise (ki öyle olması gerek) o zaman sözcüğe bir “un” eki getirilip sözcük “sterilizasyonun” yapılmalı. Ayrıca şunu sormaya da cesaret ediyorum doğrusu: “Son kullanım tarihi” dedikten sonra, içinde hecelemeden yazamadığımız “sterilizasyon” ve yanlış yazmaktan kurtulamadığımız “miat” di “Artık İstanbul’un havası dumansız hava sahası.” Bir bozukluk yok mu bu tümcede? İstanbul’un havası, saha mı olmuş artık? Saha ne demek? “Alan” demek, “meydan” demek. İstanbul’un havası, saha (alan) mı olmuş? Hava, alan olur muymuş? Süslemeye mi çalışmışlar? Neden böyle demek gereği duyulmuş? Türkçeden bu kadar habersiz olunabileceğini düşünmek istemiyorum doğrusu. Ancak, “Artık İstanbul, dumansız hava sahası.” demek varken ya da aynı slogan Türkiye için söylendiğinde, “Artık Türkiye, dumansız hava sahası.” demek varken, böylesi hem doğru hem güzelken, üstelik böyle diyerek, bir sözcük arayla iki kez “hava” sözcüğünü yinelememek olanaklıyken İstanbul’u (ve Türkiye’yi) sigaradan kurtaracağız diye “hava”yı “saha” yapmaya ne gerek vardı? 15 Haziran Pazar Ali Püsküllüoğlu, sözlük çalışmalarına bir yenisini katmış. “Kadirli Sözleri” adını verdiği son çalışmasını “Bir Yerel Sözlük Denemesi” olarak sunuyor ve memleketine, Kadirlililere armağan ediyor. Nevşehir Belediyesi Kültür Yayınları Dizisi’nin ilk kitabı olarak yayımlanan “Nevşehir Folkloru 1” benim için özel bir önem taşıyor. (2.si yayımlanmadı galiba.) Enis Batur’un “tüh” ünlemi üzerine yazdıklarına değindiğim Türkçe Günlükleri’nde iki ansiklopediden birinde bu ünlemin bulunmamasını eksiklik olarak değerlendirmişim. Kitabın yazarla 17 Haziran Salı rından, aynı zamanda çocuk kitaplarıyla tanıdığımız Hüseyin Güney, bana yazdığı mektupta Enis Batur’un “tüh” ünleminden “tühlemek” diye bir “fiil” türetemediğimizden yakınmasına gerek bulunmadığını; pişmanlığı, hayıflanmayı, acınmayı anlatan “tühsünmek” diye bir eylemin Nevşehir yöresinde günlük konuşmalarda yüzlerce yıldır kullanıldığını söylüyor ve ekliyor: “Demek oluyor ki Türkçemiz bugün bile tam anlamıyla değerlendirilmiş değil. Yöresel derlemeleri şöyle bir tarasak karşımıza kim bilir neler çıkacak.” Ali Püsküllüoğlu ve Hüseyin Güney’den aldığım esinle birkaç derleme kitabı daha: Necati Asım Uslu, “Karatekin Eli, Yâren Diyarı Çankırı’dan Sözler”i derlemiş; hem de büyük boy, tam 615 sayfalık bir kitapla. Kitabın sonuna eklenen bilmece, ninni, mani örnekleri arasından bir tanesi, Çerkeş’ten derlenen bir mani: “Masa üstünde roman / Okurum zaman zaman / Oolan sana varacın / Memur olduun zaman”. Erdoğan Saracoğlu, “Kıbrıs Ağzı”nı derlemiş. İki mani de oradan. Tadımlık. “Bahcada tay odlanır / Sevdaya kim gadlanır / Galbimin ateşinden / Havalar bulutlanır”. Bir de şu: “Her derde çare olmaz / Her ağaş zaggum olmaz / Yüz yaşına da gelseg / Sevgiye doyum olmaz” Mehmet Naci Önal’ın çalışması da bu kapsamda anacağım önemli bir yapıt: “Muğla Efsaneleri”. Muğla Üniversitesi Yayını olarak bilimsel bir yaklaşımla hazırlanmış ve efsaneler tanımlanmış, sınıflandırılmış; kitabın sonuna sözlük, kaynak kişiler tablosu, kaynakça, Muğla ve yöresinin renkli fotoğrafları, dizin ve CD’ye ek olarak Muğla haritası, hatta “Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi (1522) sırasında Muğla güzergâhı boyunca oluşan efsanelerin haritası” bile eklenmiş. Şimdiye dek bir türlü fırsat bulup değinemediğim “KİLİS Kültür ve Turizm Envanteri”ni de bu toplama katabilirim. Kilis’in tarihinden ören yerlerine, cami ve kiliselerinden yörede yetişen ürünlere, yöresel yemeklere kadar her şeye değinilmiş kitapta. Elbette dil ve edebiyat de unutulmamış. Kilis’ten de bir mani almazsak olmaz: “Tepside kat kat kaymak / Yaladık parmak parmak / Her yiğide nasip olmaz / Sevdiği kızı almak”. ? www.feyzahepcilingirler.com [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. Ali Püsküllüoğlu B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, “Yaseminli Mektup” adlı yapıtı yaratan şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, Hera Şiir Kitaplığı’nca yayımlanan aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “Ğ/47” harfi ipucu olarak yerine konmuştur. 1 E 2 Ç 3 J 4 B 5 G 6 G 7 F 8 J 9 C 10 ? 11 G 12 G 13 G 14 G 15 G 16 G 17 B 18 B 19 G 20 C Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU yalnız umutsuzluk’/ ... ... ...” (Ahmet Oktay’ın “Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi”nden. 21 B 22 B 23 J 24 F 25 J 26 C 27 A 28 D 29 D 30 G 14 30 6 15 37 77 5 67 11 12 13 31 E 32 G 33 E 34 H 35 E 36 J 37 G 38 B 39 H 57 62 10 32 16 19 J 40 I 41 B 42 I 43 H 44 H 45 H 46 D 47 48 I 49 I 50 H. Sırtında bir kese bulunan canlı. Ğ 51 D 52 C 53 D 54 C 55 A 56 E 57 G 58 E 59 D 60 O 61 C 62 G 63 C 64 E 65 A 66 B 67 G 68 F 69 H 70 E 39 69 45 34 43 44 59 I. “... Intrat” (ağaç arasında anlamına gelen ve Romalıların 22 martta düzenledikleri Attis şenliğini belirten deyim.) 71 C 72 B 73 J 74 B 75 D 76 I 77 G 49 48 40 76 42 C. Doğu Anadolu Bölgesi’nin Hakkâri bölümündeki bir dağlık kütle. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Vermezse ..., ne yapsın kel Mahmut” (yalnız ünsüz harflerini yazacaksınız). J. ABD’de, Virginia eyaletinde bir liman kenti. 1 56 33 70 64 31 58 35 55 65 27 B. “Bir dev gibi seviyordu dev. / Ve eleri öyle büyük işler için / hazırlanmıştı ki devin, / yapamazdı yapısını / çalamazdı kapısını / bahçesinde ... / hanımeli / açan evin.” (Nâzım Hikmet Ran). 26 54 20 71 60 52 61 2 63 9 F. “Endre ...” (Macarların ünlü şairi). 3 36 23 50 25 73 8 D. Fikret Otyam’ın, “Gide Gide” genel başlığı altında topladığı röportaj kitaplarından birisi. 7 24 68 957. sayının çözümü: A. YÜZBAŞI 28 75 53 51 29 46 74 21 4 38 18 66 17 72 22 41 E. Tüyü olma durumu. G. “Kim söz ediyor afyon ekicilerinden?/ Afyon. İmgelemdeki büyük çığlık/ ve gayri insani/ bütün gürültüleri durduran/ ve dindiren acıları. Afyon/ De Quincey’in ölüler bilimi/ yüreği dünyayla anlaşırım/ ‘Ben bir iç–çekişim’ diyen yüreği,/ ‘bütün ölümleri öldüm/ sonsuz olan NIN KIZI, B. ANNA KARENİNA, C. SELİM İLERİ, D. AZİZ NESİN, E. KANKAN, F. MARMARA, G. ENDAMIN, H. YASAR, I. VANDAL, J. EN. Şiir: “inanamazsın, inanamaz / yıkılır düşersin yerlere / ve kan akar kalbinden / inanamazsın, inanamaz!” SAYFA 39 CUMHURİYET KİTAP SAYI 958
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle