27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN John Burnside/ Şiirler/ Çeviren: Nice Damar ve balçık rengi uğultusuyla kovboyların. Gündüzün, bu hiç böyle değil: yapılar ve insanlar var, gözleri alev alev kadınlar ve delikanlılardan bir ırmak erkeklikten daha çok bir şeyler umut eden bir tango, örneğin, ‘ve sözcükler artık ifade etmiyorlar söylediklerini’ ohn Burnside 1955’te Dunfermline, İskoçya’da doğan şair, Cambridge mezunudur. Bir süre bilgisayar mühendisliği yaptıktan sonra, 1996’dan beri yalnızca kalemiyle yaşamaktadır. Şu anda Fife’de oturmakta ve University of St. Andrews’da ders vermektedir. T.S. Eliot Ödülü gibi birçok önemli ödülü vardır. Şiirin dışında roman ve öykü kitapları da yazmıştır. Şiir: The Hoop, (1988); Common Knowledge (1991); Feast Days, (1992); The Myth of the Twin, (1994); Swimming in the Flood, (1995); A Normal Skin, (1997); The Asylum Dance, (2000); The Light Trap, (2002); The Good Neighbour, (2005); Gift Song, (2007). Roman: The Dumb House, (1997); The Mercy Boys, (1999); The Locust Room, (2001); Living Nowhere, (2003); The Devils’s Footprints, (2007). Anı: A Lie About My Father, (2006). Öykü: Burning Elvis, (2001). geceden ayırabilecekleri bir dans ya da kanlar içinde bir şarkı ötekilerin görebileceği yaptığımız yavaş işte bir yaşam boyu. Günler tümüyle tahminler ve patırtı, sorunu gibi bir evin, ama ara sıra tam başlamadığı anlarda bir kişi kendine gelebilir San Martin’de bir kişi tam benim olabileceğim kişi değil ve daha çok ya da az mutlu değil ya da daha gerçek bir yabancının çocukluğundan J kendine gelir öğleyin uyanan bir düş gibi ve karşılaştırarak bildiği gölgeleri bulduğu gölgelerle lâl taşında ve renkli yıldızlar çiçek açmalarında palos borrachos’un. KUTSAL TOPRAKLAR Sürerken çocukluk Filistin gibi: şarap rengi haritalar, balık pulu ya da parşömenden sayfalar ya da bir matematik alıştırması gibi: fırlatılan taş ve yayılan dalgacıklar, bir şey var hesaplamam ya da dilbilgisi açısından araştırmam gereken, basit bir denklem, bir cümle, zamandan oluşan ve sözcükler artık ifade etmiyorlar söylediklerini, türler ya da yeşil su yosunları gibi. BÜYÜK PERHİZ ÖNCESİ ÜÇÜNCÜ PAZAR bir kış beyazlığıdır evrene egemen olan, kimi zaman takılırken kafamıza doldurduğumuz boşluk ya da şekiller, bilebileceğimiz adlardan önce, ötesinde eşyanın dış görünüşünün. DİL Derin yapı; öteki. Hâlâ bulmak zorunda olduğumuz adlar sınırlarında dilin, silt ile swan arasındaki sözcükler balık havuzu ve düşlerde egoyu temsil eden eğrelti otu ailesi: gizemli, başkasının tam karşıtı olmanın tuzak teline tünemiş, ulaşmış en sonunda kent dinginleştiğinde, durmuş konu komşu, banliyönün zor beğenir bahçeleri, çiy taneleriyle kaplanmış. ARJANTİN’DE I Plaza San Martin (Tango) Durmadan geri dönüyorum bir düşten bildiğim kente: genelde hiç kimse yok sokaklarda ve tüm çevremdeki toprak rüzgârlarla dolu SAYFA 27 Nombres. Estan sobre la patina de las cosas. JORGE GUILLEN Düşlüyorum sessizliğini hayvanlara ad vermek için Adem’in gelişinden önceki günün, yeni düştü altın postlar ışıltılı parmaklarından Tanrı’nın, henüz ışıkla örtük. Bunun gibi bir gün, belki de: CUMHURİYET KİTAP SAYI 958
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle