Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ahmet Erhan’dan ‘Sahibinden Satılık’ şiirler Şiirsel yolculuğun kilometre taşları Ahmet Erhan, Sahibinden Satılık ile bu yılın Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nü aldı. Kitap başlığıyla da çok farklı bir şeyi imlemiyor aslında. Diğer kitap adlarıyla ve oradaki şiirlerin ruhuyla bakılabilir bu başlığa. Sıradanmış gibi duran ama çarpan bir başlık. Kitabın son şiiri Büyük İlan’da veriyor satılık ilanını şair. Sitem, ironi, her şeyden önemlisi kendiyle hesaplaşma yüklü şiirler... Ë İhsan TEVFİK KİTAP BAŞLIKLARI veriyor satılık ilanını şair. Sitem, ironi, her şeyden önemlisi kendiyle hesaplaşma yüklü şiirler... Birileri, bal gibi biliyorum bu şiire yine yanlış bakacak. Sevgili şairin ne alkolikliğini ne yenilmişliğini bırakacak. Biz şiire bakalım. Herkes iç hesaplaşmasını tamam etmiş olsa bu kadar zırva olmaz. “Sahibinden satılık/hasarlı/bir hayat/1958 model/kaçıncı el olduğu bilinmiyor/bana geldiğinde bundan beterdi/yedirdim içirdim giydirdim/alkolle çalışır ÖTV hariç/…İçi temiz olmasa dağlarda bırakırdım/…Amerikalı değil, sanki dünya kırması/Uçurumdan atarım, üstüme kayıtlı/devlet malına zarar vermekten filan/korktum açıkçası/üçe beşe bakmam/hasarlı bir hayat1958 model/sahibinden satılık/ alacaksan/ al, artık” “Alkolü masanın üstünden içerim.” diyerek bir duruş sergileyen, sadece bunu değil şiirlerinde her şeyi açık eden, etmek isteyen bir insan için bu hesaplaşmadan doğal ne olabilir? Ahmet Erhan, 30 küsur yıldır şiiriyle, kendiyle ve toplumla hesaplaşmasını sürdürmekte olan bir şairdir. Gerektiğinde kendine de acımasız davranır. İroni, bazen yüzeyde bazen derinde; ama hep vardır. Kendine söyler gibi yapıp topluma söyler, topluma söyler gibi yapıp kendiyle cebelleşir. Bunun kanıtı dizeler çoktur onda. “Dangalaklar, fay hatları çoktan kırıldı kalbimin doğusunda/Kalbim kaldıysa…” (Yanlış Coğrafya 1, s.16) ‘ÖLMEYECEK KADAR YARALIYIM...’ 65 sayfada 54 şiirle selamlamış okuru Ahmet Erhan. Önceki kitaplarında bölümleme vardı şairin, bu kitapta yapılmamış. Kitabın başında Mahmut Turgut’un Tüyap’ta çektiği şairin bir fotoğrafı yer almış. O fotoğraf sanki şöyle diyor: “Öyle bir ömür yaşadık ki oğlum, hayat değil, ömür/Nereden baksan uzun görünür.” (Ömür, s.23) ‘İçindekiler’ bölümünden önce Tomris Uyar’dan bir alıntı başa çekilmiş. Kitabın başlığı gibi Uyar’ın sözü de kitabın ruhunu çok nefis bir şekilde veriyor: “Ölmeyecek kadar yaralıyım…” Bu sözde Ahmet Erhan var, bu sözde saldırgan bir yaşamın tazyiki altında kalmış narin bedenler ve ruhlar var. Bu sözde biz varız, bu sözde Türkiye var. BEN KENDİMİ ‘TÜRKİYE’ SANIRDIM HACER... Ahmet Erhan şiirinin temel izlekleri pek değişmedi. İlk kitabından bu yana hangi kanala girip çıksa ülkenin gidişatına benzer bir yapı gözüktü. Bazen iyimser, bazen kötümser ama sevgili ülkesinin macerasını kişisel bir maceraymış gibi yaşadı. Eh, şairden de ne beklenir aslında. Bunu anlayamayanlar onu bireysellikle suçladılar. Yüz yıllık tartışmalar üzerinden (bireycitoplumcu) ona yüklenmek için sebepler icat ettiler. A. Erhan, ülkenin acılarını, sevinçlerini tabii ki daha çok acılarını (Çok mu mutluyuz şu sıralar yoksa?) iliklerine kadar yaşamakla kalmayıp bazı kitaplarında bunun karamizahını yaptı. Hem de çarpıcı bir biçim ve biçemle. Ülkesi zor günlerden geçerken üzül ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 958 ahibinden Satılık, Ahmet Erhan’ın düzyazı kitapları, seçme şiirler ve toplu şiirler de dahil edilirse 20. kitabı. Everest’ten çıkan “Buz Üstünde Yürür Gibi” adlı seçme şiirleri,(2006) “Bugün de Ölmedim Anne” (2001) başlığıyla bir araya getirilmiş ilk üç kitabının toplubasımını ve yıllar önce Can’dan çıkan ilk 6 kitabın toplubasımını içeren “Kuş Kanadı Kalem Olsa” adlı kitapları dahil edersek 18 şiir kitabı ediyor. (Çocuk kitapları hariç) Şairin kitaplarına koyduğu adlar, onun şiirsel yolculuğunu çok iyi veren kilometre taşlarıdır. Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi’nde, “Yenilginin bütün kazı sonuçları elimde duruyor” deyip kitap boyunca o bireysel ve toplumsal yenilginin kazı sonuçlarını veriyordu. Şair, İstanbul’da yazdığı ilk kitabına “Ne Balık Ne de Kuş” adını vermişti. John Fante’den esinlenerek söylemişti o dizeyi: “Ne balık ne de kuş olabildim şu dünyada” diyordu şair ve İstanbul içinde kendini konumluyordu. Sonra Silivri’de yazdığı kitaplar geldi peş peşe: “Kaybolmuş Bir Köpek İlanı” ve “Şehirde Yılkı Atı.” Bu adlandırmalar, birilerinin sandığı gibi ‘yenilgiye güzelleme’ olmadı; varsa bir yenilgi ortada ki vardı bu hem bireyin hem toplumun yenilgisiydi. Ahmet Erhan, bunu ta Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi’nde ironik bir dille söylemişti: “Koro halinde yenildik, herkes haklı çıktı / Onlar kaptan oldular, ben sarhoş oldum.(…) Herkes yenildi, dağlar denizden geri istiyor ırmaklarını” Hem bireysel hem toplumsal bir yenilgide herkes kendi payına düşeni elbette almalıdır. Herkesi kendine gösteren bir aynadır Ahmet Erhan’ın şiiri. BÜYÜK İLAN Ahmet Erhan, Sahibinden Satılık başlığıyla da çok farklı bir şeyi imlemiyor aslında. Diğer kitap adlarıyla ve oradaki şiirlerin ruhuyla bakılabilir bu başlığa. Sıradanmış gibi duran ama çarpan bir başlık. Kitabın son şiiri Büyük İlan’da SAYFA 10 S