27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ 1917 devrimlerinin ardından anavatanına dönüyor. Bir yanda ‘eli kulağında’ dünya devrimini hızlandırma, diğer yanda yeni Sovyet rejimine yönelik karşı devrimci hamleleri savuşturma çabalarının damga vurduğu sayısız manevra, Bolşeviklerle Balabanov’un yollarını bir kesiştirip bir ayırıyor. Balabanov bu öyküyü sadece bir ‘tanık’ olarak değil, bir militan, bir ‘isyankâr’ olarak anlatıyor. da serbest bırakmıştı!..” Mehmet Emin Kunt’un hazırladığı bu kitap, Gündüz Kılıç’ın futbolculuk, antrenörlük, yazarlık hayatından kesitler sunuyor. Kılıç’ın anılarının da bulunduğu kitapta spor adamları ve yazarlarının anlatıları da yer alıyor. Kılıç’ın yazılarından derlenen seçki de ayrı bir bölüm olarak okura sunuluyor. Halk Yapı Sanatından Bir Örnek: Şirince/Tirilye/ Cengiz Bektaş/ Bileşim Yayınevi/ 86 s. Cengiz Bektaş, Anadolu Evleri Dizisi kapsamında yayımlanan bu kitabında Şirince ve Tirilye yöresindeki evlerin mimari yapılarını anlatıyor. Çizimlerini kendi yaptığı, yöreye ait öykülere, yörede yaptığı söyleşilere de yer verdiği kitapta, Bektaş’ın, şiirleri de sayfalar arasında... Cengiz Bektaş’ın Bileşim Yayınevi’nin aynı dizisinden çıkan bir diğer kitabı da “Halk Yapı Sanatından Bir Örnek: Karacasu”. İzmir’de Türk Mührü/ Necmi Ülker, Vehbi Günay, Cahit Telci, Turan Gökçe/ Şenocak Yayınları/ 358 s. İzmir, Türk denizcisi Çaka Bey’in XI. yüzyıl sonlarında hakimiyet kurması ile Türklükle tanışır. Geçen yüzyılların ardından gerçek Türk egemenliği dönemi ise Aydınoğulları Beyliği’nin önce Kadifekale ve eteklerini, ardından liman bölgesini fethederek hâkim olmasıyla kurulur. İzmir’de bu fetih günlerini yaşatan tek yer, Kadifekale eteklerinde bulunan Emir Sultan Zaviyesi’dir. Zaviye, türbe ve çevresindeki diğer kısımları ile Osmanlı döneminde de varlığını sürdürür; dini, sosyal ve kültürel bir merkez olarak İzmir’e ve İzmirlilere hizmet verir. Türbe etrafında gelişmiş olan hazire ise, bünyesinde barındırdığı İzmir’in tanınmış simalarının mezar taşlarıyla o günlerin anısına tanıklık eder. Kitap, Emir Sultan’ın arşiv belgeleri, mezar kitabeleri ve bulunabilen diğer bilgilere yer veriyor. Ceset Fotoğrafçısı/ Erhan Pınarbaşı/ Epos Yayınları/ 370 s. Bandırma Yolcuları/ Önay Yılmaz/ Alfa Yay./ 322 s. “Motorlar büyük bir gürültüyle çalışmaya başladı ve vapur titreyerek tam yol ileri hareket etti. Saat 16.30’u gösteriyordu. Vapur, Dolmabahçe Sarayı önünde dizilmiş düşman zırhlıların arasından geçerek, bir yılan gibi kıvrılan Boğaz’ın sularını yara yara, yalıları, binaları, camileri, birer birer arkasında bırakarak Karadeniz’e doğru yol alıyordu. Mustafa Kemal, vapurun kıç güvertesinde oturmuş, sigarasını yakmıştı. Gözleri denizin rengini almıştı. Dolmabahçe Sarayı önünde dizilmiş toplara öğleden sonra güneşinde göz kamaştıracak şekilde parıldayan düşman zırhlılarına nefretle baktı. İşgal altındaki İstanbul’u geride bırakıyorlardı. Bu dünya güzeli şehri, kim bilir bir daha ne zaman görebileceklerdi? Bu vapura binip Samsun’a hareket etmesine neden olan gelişmeleri düşünmeye başladı.” 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru’yla üç gün süren yolculuk sonrası 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’yla birlikte İstanbul’dan Samsun’a vararak, İstiklal Savaşı’nın ilk kıvılcımını çakanların öyküsü. İmparatorların Denizi Akdeniz/ Roger Crowley/ Çeviren: Cihat Taşçıoğlu/ April Yayıncılık/ 416 s. Türkiye’yi ve Türkiye tarihini bilen Roger Crowley, “Son Büyük Kaşatma 1453” adlı kitabının devamı niteliğindeki bu çalışmasında, büyük imparatorlukların egemenliğini kabul ettirme ve arada kalan küçüklerin var olma savaşını roman diliyle okurla paylaşıyor. 16. yüzyılda Akdeniz’e hâkim olmak için ülkelerin verdiği mücadeleleri romanına konu ediniyor. ¥ Kapital’i Politik Olarak Okumak/ Harry Cleaver/ Çeviren: Münevver Çelik/ Otonom Yayıncılık/ 254 s. “Marx’ın emek değer teorisi sadece sömürüyü, başkaları için harcamaya zorlandığımız fazladan emeği açıklamak için tasarlanmış bir teori değildir. Emek değer teorisi, aynı zamanda, hayatın kapitalist örgütlenmesinin temel mekanizmasına ve dolayısıyla kapitalizm içindeki sınıf çatışmasının temel bağına ve de kapitalizmin ötesine geçebilmek için aşılması gereken temel toplumsal örgütlenme tarzına dikkatimizi çeken bir teoridir. Kapitalizm çalışmak için yaşamayı içerir, öte yandan bizler sadece yaşamak için çalışmak adına mücadele ederiz. Emek değer teorisi, emeğin değerinin soyut olarak ya da genel olarak insanlar için bir teorisi değildir, emeğin sermaye için değerinin, sermayenin toplumu örgütlemesinin aracının, temel toplumsal kontrol aracının teorisidir.” Bu kitapta Harry Cleaver’in, kapitalizmin sadece sömürüyle değil, aynı zamanda hayatı sonu gelmez bir şekilde işe tabi kılma yönünde bir eğilimle tanımlanması gerektiğini öne süren bir analizi bulunuyor. Karikatür II. Meşrutiyet Döneminin Ünlü Simaları/ Mehmed Âsım (Us)/ Hazırlayan: Seval Şahin/ Kitap Yayınevi/ 202 s. Mehmed Âsım (Us), devrin önemli kişilerini karikatürize ederek anlatırken, eleştirileriyle siyasi yazar kimliğini de ortaya koyuyor. Bu eleştiriler, 19101911 yılları arasında Tanîn gazetesinde tefrika halinde yayınlanmış, 1911’de de kitap olarak basılmıştı. Kitap Yayınevi’nin, Sahaflar Çarşısı dizisinden çıkan bu kitap, Doğan Hızlan’ın sunumuyla ve Seval Şahin’in notlarıyla birlikte sunuluyor. Siberuzayda Macera Dolu Bir Yolculuk/ Jose de Mul/ Çeviren: Ali Özdamar/ Kitap Yayınevi/ 400 s. “Bu kitap bir büyüden doğmuştur. Siberuzayda neredeyse on yıl süren bir yolculuğun kayda geçirilmesidir. Yolculuğumun başlangıcı, 1990’ların başında Dünya’yı Saran Ağ’ın (www) ve sanal gerçekliğin ortaya çıkışına rast geldi.” Prof. Jos de Mul, her gün milyonlarca insanın ‘içinde’ dolaştığı İnternet’i inceliyor. De Mul’a göre dijital devrim kültürünü tepeden tırnağa değiştirecek, biyolojik evrime teknolojik evrim eşlik edecek ve sanat, politika, gibi alanlarıyla insanlık tümden değişime uğrayacak. Galatasaray ve Türk Futbolundan Geçen Bir Dev Baba Gündüz/ Mehmet Emin Kunt/ Maviağaç Kültür Sanat Yay./ 400 s. “Gündüz Kılıç babasının bütün muhalefetine rağmen futbolculuğunu sürdürmesini biraz da Atatürk’e borçludur. Önceleri oğlunun futbol oynamasına karşı olan baba Kılıç Ali, Atatürk’ün ‘eğer başarılı olacaksa bırak oynasın’ demesi üzerine, Gündüz’ü bu konuCUMHURİYET KİTAP SAYI 958 “Objektifini geniş açıya ayarladı, üç cesedi ve dökümanları kareledi. Görüntüyü netleştirdi ve deklanşöre bastı. Perde bir ânda açılıp kapanırken, Cemil’e öyle uzun geldiki, sanki bu ân, tüm zamanı içine alacak kadar uzun sürmüştü. Görüntülediğinin yalnızca üç ceset, doküman ve silahlar olmadığını düşünüyordu. Saniyenin altmışta biri kadar zamana ne çok şey sığdırmıştı.” Erhan Pınarbaşı, savaş fotoğrafları çeken Cemil’in öyküsünü anlatıyor. SAYFA 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle