07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ Ë Michael MOORCOCK(*) B ugüne kadar kürtaj, melekler, antikalar, oyunculuk ve mimari gibi pek çok farklı konuyu kullanarak on dört kitap yazmış olan Jonathan Carroll’ın modern etik öyküleri yaşamlarımızın metafiziksel boyutunu oldukça doğal kabul ediyor ve Alan Wall ya da Peter Ackroyd’la birçok açıdan kesişiyor. Doğaüstü temalar içersin ya da içermesin, onun kitapları birbirimize karşı işlediğimiz ufak, yıpratıcı suçları her zaman konu ediyor. BİR AŞK HİKÂYESİ Birçok Carroll romanı gibi Beyaz Elmalar da bir aşk hikâyesinden yola çıkıyor. Buradaki âşıklar ise kanserden ölen ancak yeniden hayata döndürülmüş olan Vincent Ettrich ile uğruna karısını ve çocuklarını terk ettiği Isabelle Neukor. Takıntılı derecede bir kadınları baştan çıkarma uzmanı olan Vincent, onunla birlikte yaşamaktan korkan Isabelle için diğerlerinden vazgeçer. Tanıdığı dünyada yaşamaya devam edebilmek için neden ve nasıl hayata döndürüldüğünü öğrenmek ister. Görünüşe göre, bu soruya dair cevaplar Isabelle’dedir. Orpheus’u oynayan Isabelle, Vincent’ı –kişinin deneyimlerini belli bir bağlama oturtmak için öldükten sonra gittiği– Araf’tan geri getirir, ve bu nedenle, evrenin doğasında meydana gelecek bir yeniden doğuşu engellemeye kararlı olan kaosun hiddetini üstüne çeker. Bu yeniden doğuş kaosun henüz kazandığı bilinçliliğini yok edecektir. Var oluşun kaderi Vincent ve Isabelle’in doğmamış çocuklarının –Anjo– hayatına bağlıdır, öyle ki Anjo’ya babasının ölüyken yaşadıklarının öğretilmesi gerekir, ancak Vincent bunları hatırlamakta sıkıntı çekmekte Beyaz Elmalar dir. Birincil silah olarak hatıralara ve kimliklere saldırmayı, korkuyu, belirsizliği ve illüzyonu kullanmayı tercih eden kaos çeşitli insan ve hayvan kılıklarına girer. Hayatı ve değişimi koruma görevi Vincent’ın bir iç çamaşırı mağazasında tanıştığı ve bir koruyucu melek olan Coco Hallis’e düşer. Her ne kadar Vincent’a yardım etse de Coco’nun yetenekleri Jonathan Carroll özellikle kaosun yükselen gücüne karşı yetersiz kalmaktadır. FARKLI BİR MOZAİK Her birimizin hayatı hatıralardan oluşan bir mozaiktir ve Tanrı da her birimizin hayatını içeren bir başka mozaiktir. Bu düşünceden yola çıkan Carroll hikâyeyi aktarırken zaman ve mekânda bir ileri bir geri giderek devinim dolu bir anlatıma ulaşıyor ve sonunda Beyaz Elmalar da bir mozaiğe dönüşüyor. Her zaman incelikli bir yazar olan Jonathan Carroll, gözünüzü kırptığınız anda kaçırabileceğiniz derin, sessiz pek çok çözümleme ve açıklamalarda bulunuyor. Türünün heyecanı sürdürmek için yararlandığı tanıdık hileleri kullanmasa da kahramanlarının iyiliği ve evrenin kaderine karşı duyulan büyük korkuyu merakla ve sıkılmadan izlememizi sağlamayı ustalıkla başarıyor. Roman yapısındaki bu orijinallik, Carroll’ın gerçek anlamda bu türün yazarı olmadığını kanıtlıyor. Aynı türde üstünkörü yazılmış bir kitap oldukça hareketli bir sahneyle sona erer, ancak Beyaz Elmalar’da buna benzer bir sahneye geldiğinizde henüz hikâyenin yalnızca üçte ikisini bitirmiş olduğunuzu fark ediyorsunuz: Hayvanat bahçesine masum ziyaretçiler kılığında gelen kaos, kahramanlarımızın koruyucuları olan hayvanlara saldırmaya başlıyor. Bu hayvanların kurnaz ve korkunç bir kötülükle savaşırken cesaretli bir şekilde kendilerini feda etmeleriyle birlikte, bilinç kazanmış kaosun –her ne kadar yaratılışın yozlaşması ve ölümüyle sonuçlansa da– ayakta kalmak için her türlü yolu deneyen insafsız gücü gözler önüne seriliyor. Bugünde ve geçmişte gidip gelen Vincent ve Isabelle kendi manevi korkaklıkları ve zayıflıkları ile yüzleşiyorlar ve onlarla içli dışlı olup kaosun yarattığı tehditle karşılaşmak adına güçleniyor ve ona karşı kendilerini nasıl savunacaklarını öğreniyorlar. GERÇEKLİK VE METAFİZİK Romandaki bir karakter, “Geçmişini değiştiremezsin” diyor, “ama geçmiş her zaman seni değiştirmek için geri gelir.” Bilge bir kadınsa, “Geçmişin önündeki yemeğe tuz katmasına izin verme” diye uyararak Vincent ve Isabelle’in, inanılmaz ölçüde güçlenen ve anne rahmindeki çocuğu yok etmek amacıyla her türlü kurnazca oluşuma başvuran kaosa karşı güçlerini toparlamalarına yardım ediyor. Carroll etkileyici bir şekilde son paragrafa kadar sorular sormaya ve gerilimi uç noktada götürmeye devam ediyor. Gerçeklik ve metafizik arasında sağladığı zekice denge sayesinde, kaosun tamamıyla yenildiğinden emin olamıyor, ama en azından bunun iyiden iyiye mümkün bir çözüm olduğuna inanıyoruz. ? (*) Guardian, Çeviren: Evrim ÖNCÜL Beyaz Elmalar/ Jonathan Carroll/ Çeviren: Kemal Baran Özbek/ İthaki Yayınları/ 398 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 946 SAYFA 29
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle