23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ çıkmış olan yazı ve haberlerden yapılmış seçme alıntılar” içeriyor; Genç Oyuncu Bantları adlı ek ise tam bir sözlü tarih örneği olarak 25 saatlik ses kaydından seçmeler içeriyor. Bunların dışında Atila Alpöge’nin bir mektubu üzerine Ionesco’nun ona yazdığı yanıt; Genç Oyuncular’ın ısrarla üzerinde durdukları ‘Halk Tiyatrosu’ kavramından ne anlaşılması gerektiği; Ahmet Kutsi Tecer’in Genç Oyuncular’a Ortaoyunu üzerine yaptığı bir seminerin notları da Ekler arasında yer alıyor. Tarihçe adını taşıyan 1. Ek ise Atila Alpöge’nin kitabı oluştururken ağırlık verdiği önemli bir noktayı vurgulaması ve Genç Oyuncular topluluğunu dönemin önemli (yurtiçi ve yurtdışı) tarihsel ve kültürel olayları içinde değerlendirmesi açısından büyük önem taşıyor; böylelikle kitap, amatör bir topluluğun tarihini anlatmanın ötesine geçiyor ve 50’li yıllarda gelişen bu tiyatro olayının Türkiye’deki sanat ortamındaki yerini ve önemini belirliyor. Ama bu arada okur olarak insan Genç Oyuncular’ın neden bu denli hayranlıkla Ionesco’nun ya da Fransız tiyatro örneklerinin izini sürdüklerinin, Brecht tiyatrosuna ise hiç eğilmemiş olmalarının, kitapta Brecht adının ancak iki kez geçmesinin bunların biri 1956’da ölüm haberi nedenlerini sormadan edemiyor. Gerçi Genç Oyuncular’ın da kendi sözleriyle “seyircisahne ilişkisine önem vermiş, seyirciyi oyuna katmayı öngörmüş, onunla alışveriş kurmaya çalışmış, Ortaoyunu düzenini benimsemiş” bir oyun düzeni gerçekleştirmek istemeleri, özellikle Woyzeck oyununu sahnelemelerinde Brechtyen oyuncuya özgü “rolüne bürünen değil de rolünü gösteren, işaret eden oyunculuğu” gerçekleştirmiş olmaları, onları bir anlamda Brecht tiyatrosunun özüne yaklaştırıyor, ama farklı amaçlara hizmet etmiş oldukları da açık. Acaba Brecht tiyatrosundan uzak durmuş olmalarının temel nedeni Alman kültürüne uzak olmalarından mı kaynaklanıyor? Üyelerinin çoğunlukla Galatasaray Lisesi’nde okuyor olmaları Atila, Üstün, Beyhan, Çetin, Ergun, geri kalanın da Genco, Ayla ve kızların çoğu gibi Amerikan Koleji’nden gelmeleri grubun yakından tanıdıkları Fransız kültürüne ve Anglosakson dünyasına eğilmelerine mi neden olmuş? Yoksa Genç Oyuncular’ın “dünyaya genel bakışında hümanist bir kültürün izlerinin görülmesi”, hiçbir zaman belli bir ideolojinin peşinde olmamaları, politik tiyatro yapmaktan kaçınmaları ile mi açıklanmalı acaba? ‘Yeşil Oda’ tiyatro oyuncularının sahneye çıkmadan önce topluca bekleştikleri odaya deniliyor. Yandaki fotoğrafta görülen dörtlü (ayakta Aram ve Atila, oturanlar Ergun ve Arif) topluluğun kurulmasından önce yaptıkları buluşmalara ‘yeşil oda buluşmaları’ demişlerdi. Fotoğraf ise Gelibolu’da değil Bandırma’da 1959’da çekilmiş. Üstte: ‘Ayyar Hamza’nın sonunda selama çıkan Sevil, Ayla, Arif ve Beyhan... daş Oyunu adlı ortaoyununun “komünizm propagandası yapıldığı” gerekçesiyle basılıp olay çıkarılmasının ve işin mahkemeye yansımasının ardından verilen uzun uğraş belki de Genç Oyuncular’ın dağılmasının başlıca nedenlerinden biri olacaktı. Sona varış: rıydı. İlki 1958’de olmak üzere, tiyatro gösterilerinin yanı sıra klasik müzik konserleri, Ruhi Su ve Âşık Veysel’le türkü geceleri, resim sergileri, Erdekli çocukların da katıldığı çocuk tiyatrosu, resim sergileri, kitap satışı, edebiyat söyleşileri, radyo yayını gibi yan etkinliklerle zenginleştirilen beş şenlik düzenlendi. Daha birinci yılın ardından şenlik İstanbul ve Ankara sanatseverlerinin ilgisini çekmiş, Erdek halkının yanı sıra büyük kentlerden gelen izleyiciler kısa zamanda işin rengini değiştirmişlerdi. Gerçi şenlikler çok yankı uyandırmış, Erdek turistik bir belde olarak önem kazanmış, hatta kısa zamanda arsa fiyatları bile yükselmişti, ama Genç Oyuncular’ın istediği bu muydu? Halk tiyatrosu yapmayı amaçlarken büyük kent seyircisine hizmet verir olmuşlardı. Gerçi kenar mahallelere gidip Erdeklinin ayağına tiyatroyu götürmeyi de denemişlerdi, ama sonuçlar kendileri açısından doyurucu olmamıştı. Hele 1962’de 5. Şenlikte VatanAma bu olayın yanı sıra kendi iç meseleleri, içlerinden bir kısmının profesyonel olması, diğerlerinin eğitim ve askerlik sorunları ya da yurtdışına gitmeleri topluluğun sonunu getirecekti. Genç Oyuncular geriye dönüp özeleştiri yaptıklarında dışa kapalı bir düzen oluşturmalarını, yeni eleman yetiştirmemiş, ileriye dönük bir açılım geliştirmemiş olduklarını ve amatör kalmakta gösterdikleri ısrarı vurgulamadan edemiyorlar. Hatta gerçekleştirdikleri düzenin nereye kadar amatör sayılabileceğini bile tartışıyorlar. Ama benimsedikleri temel kavramlar, örneğin topluluk düşüncesi doğrultusunda geliştirdikleri elbirlikçilik ve onun uzantısı olarak anonim kimlik (star tiyatrosu olmamaları) ve aralarında geliştirGenç Oyuncular Karaca Tiyatro’da. Soldan sağa: geride Özcan, Genco, Ayla, Çetin, Ergun, önde Beyhan, Muammer Karaca, Sevil, Aram ve Arif. Ankara’dan İstanbul’a dönüş. Kompartımanda Ayla, Aram, Sevil, ayakta Genco. Atila, Üstün, Adnan Berk, Ergun ve önde Arif, Özcan, Fatma Köknar, Beyhan (yanda). dikleri sevgisaygıkardeşlik duyguları Genç Oyuncular topluluğunu ileri taşıyan en önemli değerler olmuştu. Öte yandan profesyonel tiyatro dünyasında saygın bir yer tutan Genco Erkal, Ergun Köknar, Mehmet Akan, Çiğdem Selışık, Ani İpekkaya, Çetin İpekkaya gibi tiyatrocular yetiştirmiş olmaları bile Genç Oyuncular’ın bugünün Türk tiyatrosuna yaptığı büyük katkının bir kanıtı. Onların dışındakilerin de o ellili yılların coşkusunu, tiyatro sevgisini, hatta ‘Genç Oyunculuk ruhu’ diye tanımlamak istediğim bir birlikteliği halen sürdürdükleri kesin. İşte bütün bu sıralanan yanlarıyla Genç Oyuncular topluluğunu tanıtan ve sorgulayan bu kitap hiç kuşkusuz tiyatro meraklıları için olduğu kadar tiyatro bölümlerinde okuyan, bilimsel araştırma yapan genç araştırmacılar için de bulunmaz bir kaynak niteliği oluşturuyor. Bu denli zengin, ciddi, gerçekçi bir araştırmanın (hatta bir arşiv çalışmasının), gecikmiş bile olsa, Atila Alpöge’nin büyük özverisiyle gün ışığına çıkmış olması günümüz genç tiyatrocuları için büyük bir kazanç. Biz okurlara da bu özverinin gerçekleşmesinde yardımı dokunmuş herkesi içten alkışlamak kalıyor… ? Hayat Ağacında Tavus Kuşları “Genç Oyuncular”/ Atila Alpöge, , MitosBoyut Tiyatro Yayınları (Tiyatro / Kültür Dizisi 77), İstanbul 2007, 308 s. Erdek Şenlikleri: Bugün bile Genç Oyuncular’dan söz edildiğinde ilk akla gelen hiç kuşkusuz Erdek Şenlikleri oluyor. Ancak beş kez yapılabilen bu ilk kültür ve sanat şenliği örneğini Birinci Perde’de bütün ayrıntılarıyla ele alıyor Atila Alpöge. Bu şenliklerin asıl vurgulanması gereken yanı, “Biz nasıl bir şenlik yapmak istiyoruz?” sorusundan hareket eden Genç Oyuncular’ın Fransa’dan bildikleri şenlikleri de örnek alarak Erdek’te geniş kapsamlı bir şenlik hazırlığına girişmiş olmalaCUMHURİYET KİTAP SAYI 946 SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle