Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kısa Kısa... Kısa Kısa... Kısa Kısa... Ë Abdurrahman KOLCU(1) ykü, roman, çocuk kitabı ve deneme gibi değişik türlerde yayınladığı eserleriyle çağdaş Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan Necati Tosuner’in yaşamı ve yazınsal kişiliği, Yrd. Doç. Dr. Tülin Arseven’in Yazgıya Başkaldıran Yazar: Necati Tosuner adlı monografi çalışmasının konusunu oluşturmaktadır. Arseven, çalışmasının önsözünde, Tosuner üzerinde monografik bir çalışma yapma düşüncesinin 2005 yılının Haziran ayının sonlarına doğru Tosuner’in kendisine gönderdiği bir mektup üzerine oluştuğunu belirtmekte ve bu mektubu aktarmaktadır. Tosuner bu mektupta Arseven’e, kendisi ile ilgili yayımladığı bir yazıdan dolayı teşekkür etmekte, bu yazının kendisinde yitirilmiş bir şeyi bulmuş gibi bir sevinç yarattığını, 40 yıldır yapılan eleştiriler karşısında sesiz kalmayı sevmesine karşın, sevincini paylaşmak üzere Arseven’e bu teşekkür mektubunu yazmaya karar verdiğini belirtmektedir. Arseven, çalışmasının ilk bölümünde Tosuner’in yaşamı ve sanat anlayışı üzerinde odaklanmaktadır. Tosuner’in doğumu, çocukluğu, öğrenim yılları, evliliği, yayıncılık çalışmaları, Almanya yılları, kişilik özellikleri ve ailesi ile ilgili ayrıntılı bilgiler sunan Arseven, bu bilgileri, yazarın yaşamının çeşitli dönemlerine ait fotoğraflarla ve yine yazarın kendisine gönderdiği yaşamöyküsü hakkındaki metni de olduğu gibi vererek pekiştirmektedir. Arseven, Tosuner’in sanat anlayışını değerlendirirken, bir yazarın her şeyden önce okura karşı içten ve dürüst olması, kendi ürünlerinin eleştirmeni olması ve dile özen göstermesi gibi onun sanat anlayışının temelini kuran önemli noktaların altını çizmekte, yazarla ilgili bazı genel değerlendirmelerden söz açmaktadır. Ö Yazgıya Başkaldıran Yazar: Necati Tosuner TOSUNER’İN ÖYKÜLERİ, ÖYKÜCÜLÜĞÜ Arseven’in çalışmasının asıl ağırlığını ise, Tosuner’in eserleri üzerine yaptığı inceleme oluşturmaktadır. Arseven, Tosuner’in eserlerini türlerine göre incelemiştir. “Necati Tosuner’in Öyküleri” başlığını taşıyan bölümde, Tosuner’in öyküleri ve öykücülüğü ele alınmaktadır. Tosuner’in öykülerini yapıları bakımından birkaç gruba ayıran Arseven’in, yazarın öykülerinde işlediği temalarla ilgili tespiti, yazarın öykücülüğünün genel hatlarını vermesi açısından son derece önemlidir. Tosuner’in bireysel temaları işlediğini, toplum ve toplumsal sorunları değil, bir toplumun üyesi olarak özürlü bireyin sorunlarını ele aldığını belirten Arseven, bu tespitini şu cümlelerle ayrıntılandırmaktadır: “Bu özürlü bireyin her şeyden önce toplum içinde var olmak, insan sayılmak için verdiği savaşıma dikkat çeker. öykü kitabına uzanan çizgide bu ‘eksik adam’ın da değişim geçirdiğini belirtmekte ve değişim üzerinde ayrıntılı bir şekilde durmaktadır. Arseven, Tosuner’in öykülerini, sadece ortak yapıları ve içerdiklerini temalar açısından değil, ayrıca zaman, mekân ve şahıs kadrosu açısından da değerlendirmektedir. Arseven’in yazarın öykülerini incelerken çeşitli şemalara yer verdiğini de bu arada belirtelim. Çalışmanın bir sonraki bölümünde ise Tosuner’in romancılığı ele alınmaktadır. Tosuner’in Sancı.. Sancı, Yalnızlıktan Devren Kiralık ve Bana Sen Söyle adlı üç romanı ortak yapı, içerdikleri çatışmalar, temalar, zaman, mekân ve şahıs kadrosu bakımından ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmuştur. Tosuner, sadece öykü ve roman alanında eserler ortaya koymuş değildir. Çocuk kitapları, denemeleri ve yayınlanmamış da olsa bir tiyatro eseri de bulunmaktadır. Çalışmanın dördüncü bölümünde de Tosuner’in öykü ve roman dışında kalan eserleri ele alınmakta ve incelenmektedir. Çalışmanın son bölümü ise, “Necati Tosuner’in Dil ve Üslubu” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde Tosuner’in dil özellikleri, sözcük dağarcığı ve cümle kuruluşu bakımından incelenmekte, üslup özellikleri üzerinde durulmaktadır. Arseven çalışmasının sonunda ayrıca, Tosuner ile ilgili zengin bir bibliyografyaya ve yazarın çeşitli fotoğraflarına da yer vermiştir. Sonuç olarak söylemek gerekirse, Yrd. Doç. Dr. Tülin ArseNecati Tosuner ven’in Salkımsöğüt Yayınları’nca yayımlanan Yazgıya Başkaldıran Yazar: Necati Tosuner adlı çalışBununla birlikte günümüz insanının masını, Türk edebiyatının bu özgün yayalnızlığı, mutsuzluğu, özlemleri ve birzarı ile ilgili temel bir başvuru kitabı birlerine yaşattığı acılar gibi pek çok olarak niteleyebiliriz. Özellikle çağdaş farklı konu da onun öykülerinde işlenir. Türk öyküsü ve romanıyla ilgilenenler Ele aldığı konular açısından Tosuner’in için de son derece yararlı olacak olan öyküleri insanın iç dünyasının dışavuruYazgıya Başkaldıran Yazar: Necati Tomu ve dış dünyayla olan ilişkileri noktasuner adlı çalışma, yaşayan bir edebiyatsında iki ana başlık altında çı üzerine yapılan çalışmalarda, araştırtoplanabilir.” macının söz konusu edebiyatçıyla kuraArseven, ayrıca çocukluğunda geçircağı iletişimin olumlu sonuçlar doğurdiği bir kaza sonucu sırtındaki ağırlığı masını örneklemesi açısından da son bir ömür boyu sırtında taşımak zorunda derece önemli ve dikkat çekici. ? kalan ve kambur oluştan çok toplumun kendisine ve genel olarak özürlü bireye yaklaşımına üzülen Tosuner’in, özürlü bireyi ‘eksik adam’ olarak nitelediğini, 1965’te yayımlanan Özgürlük Masalı adlı öykü kitabından, 2007 yılında yayımlanan Yakamoz Avına Çıkmak adlı (1) Araştırma Görevlisi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. (2) Tülin Arseven, Yazgıya Başkaldıran Yazar: Necati Tosuner, Salkımsögüt Yayınları, Ankara, 2007, 360 s. Karınca Hastanesi Ë Nevin KAMÇEZ azen yitirdiklerini hatırlattığı için de sevebilir insan bir kitabı, onlarla yeniden karşılaşmanın sevinci, hatırladıklarınızın hüznüyle karışır okudukça… Yitirdiklerine kavuşma ihtimali her zaman var mıdır insanın, yitirdiği şeyin hayali bile yittiyse peki? İnsan en yararlı gıdasından, hayallerinden ayrı düştüyse? Bir masal anlatmış Bülent Usta, “Karınca Hastanesi” adlı romanında… Fantastik bir masal, hayatlarımıza hiç benzemeyen ve aynı zamanda çok da benzeyen… Bizi ısrarla içine sokmaya çalıştıkları kalıpları kırıp döken. Özlemini çektiğimiz, yitirdiğimiz şeylere dair. Neden böyle? Oysa güzeldi sokağımız. Güzeldi insanlarımız. Neden soldu yüzleri? Neden umutsuz herkes gelecekten? Neden kimsenin kalmadı hayali? Sahi, hayal neydi? AŞKIN İLMİ YA DA ŞİİRSEL ADALET İzok Parkı’nda kayan yıldızlara “her şey yeniden kurulacak özgürlüğün şiiriyle” diye haykıran, yaşadığı şehir Metsispoli’nin sokaklarında sık sık kendini kaybeden, yeryüzündeki bütün acıları yüreğinde hisseden, hüzünlü ama var olmanın, insan olmanın, âşık olmanın coşkusunu da elden bırakmayan bir “Asi”nin, Bece’nin hikâyesi bu. Aslında ölmüş olan Bece’nin; İrispan’ın zindanlarında işkence görürken dünya dışı üç kulaklı bir kedinin kulağına fısıldadıklarıyla hayatı, dünyası değişen Bece’nin: “Dayan…Sen olmanın bir bedeli var…” Karşılaşacağı bir gizle, başka bir boyuta geçecek, onunla çıkacağı uzun yolculuğun sonunda dünyayı değiştirecektir Bece. ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 946 B Hayal kurmaya, aşka, güzel bir dünyaya dair… Ki, bizim dünyamız da güzeldir, tıpkı romandaki gibi, ülkemiz de güzeldir; sokaklarımız da… Tıpkı Motmot Sokak gibi. Güzeldir sokaklarımız; içindeki hayatlarla. İçindeki insanlarla. Ama nedense, yüzleri gülmez sokağımızdaki insanların. Sorunları mı vardır acaba, çaresiz mi hissederler kendilerini? Öyleyse, sokağımızdaki insanlar mutlu değiller mi? Neden? Bilmiyoruz ki nedenini, zaten kimse kimseyle konuşmuyor artık sokağımızda, herkes kendi problemlerinin çıkmazında… SAYFA 26