24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ölümünün 2. yılında özlemle anıyoruz Vüs’at ’la gecikmiş söyleşi ya da Vüs’at’a söyleyemediklerim Eşi Ayşe Bener iki yıl önce yitirdiğimiz eşi Vüs'at O. Bener'le kurgusal bir söyleşi gerçekleştirdi. Neredeyse hiç konuşmayan bir yazarla yapılmış bu söyleşi, Vüs'at O. Bener'le ilgili çok şey anlatıyor bizlere. yalnız, sessiz sedasız, konuşamadan ama bilincin pırıl pırıl gidiverdin, benim yetişmemi bekleyemeden. Oysa elini tutup söyleyeceğim çok şey vardı, gözlerin hâlâ canlıyken. İşte ben o gün bugündür şiirler aracılığıyla konuşuyorum seninle. Beni benden iyi ifade eden şiirleri saklıyorum, seninle paylaşmak için. Bir arkadaşım bana Borges'in bir şiirini yolladı epostayla. 'Anlar' başlıklı bu şiiri okuduğumda senin sesini duyar gibi oldum, dünyaya, 'bu güzel gezegenimiz'e ve insanlarına seslenen. Aynı Vüs'at Bener ironisi, aynı kendiyle dalga geçme. Borges bu şiiri 85 yaşındayken yazmış. Ne raslantı ki sen de bu 10 Mayıs'ta (2007) 85 yaşında oldun. Eminim, seni tanıyanlar, Borges'in, kendinden söz eden Türkçeye ustaca aktaran çevirmeninin kim olduğunu ne yazık ki bilemediğim bu şiirinde seni bulacaklar ve sevgiyle gülümseyeceklerdir: ANLAR Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim birçok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere, yanına su, şemsiye ve paraşüt almadan Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. Ama işte 85'indeyim ve biliyorum... ÖLÜYORUM... (Arjantin1985) Ben sana ne diyecektim de diyemedim? Çok şey. Senin her şeyim olduğunu, sensiz ne olacağımı bilemediğimi söyleyemezdim sana, çünkü ölümü düşündürürdü. Yedi ay yattığın hastanede her gün yanındaydım ama çok az konuştuk. Tek düşünce, tek olgu vardı ikimizin de aklında: Ölüm. Sanki gizli bir anlaşma yapmışız gibi, birbirimizi üzmemek için hiç söz etmedik o konudan. Ben ölüm söz konusu değilmiş gibi, neşeliymişim gibi davranmaya çalıştım. Sense o acılı gözlerinle bana baktın durdun, bir şey demeden. Oysa seni İstanbul'dan ziyarete gelen Binnaz ve Ergun dostlara 'buraya kadarmış' demişsin usulca. Bense sana, yıllar geçtikçe senin değerini daha iyi anladığımı, seni her şeyinle sevip saydığımı söylemek isterdim. Yapamadım. Gençliğini bir başka türlü sevmiştim, yaşlılığında ise daha başka bir Vüs'at'a, bedeni yaşlanan ama kafası genç, koca bir bilge insana taptım. Malina romanıyla çok etkilendiğimiz Ingebor Bachmann'ın bir şiiriyle anlatabilirim belki sana, seninle yaşamış olmaktan ne kadar mutlu olduğumu: BİR TÜR YİTİRİŞ Birlikte kullanılmış: mevsimler, kitaplar ve bir müzik. Anahtarlar, çay fincanları, ekmek sepeti, çarşaflar ve bir yatak. Sözcüklerden, jestlerden oluşma bir çeyiz, beraber getirilmiş, kullanılmış, eskitilmiş. Uyulmuş bir ev düzeni. Söylenmiş. Yapılmış. Ve hep el verilmiş. Kışa, bir Viyana ezgisine ve yaza gönül verdim. Haritalara, dağda bir yuvaya, bir kıyıya ve bir yatağa. Kutsal saydım randevuları, vaatleri dönülemez ilan ettim, Coşkuyla taptım Birşeye ve dinime bağlı kaldım önünde bir Hiçin (...) Şöminedeki ateşin başında, güvenlik içindeyken, saçlarım en canlı rengindeydi. Kapının çalınışı ise alarm ziliydi sevincim için. Sen değilsin yitirdiğim, dünya. (Çev. Ahmet Cemal, Toplu Şiirler, Yapı Kredi Yayınları, 2004) Sevdiğin Melih Cevdet Anday ustanın şu bildiğimiz yürek burkan dizeleri SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI ? Ayşe BENER B itaneciğim benim, bilirsin ben öyle düzenli bir şiir okuru değilimdir. Ama senin ara sıra bana okudukların, okumam için verdiklerin, mektuplarında alıntıladıkların beni hep etkilemiştir. İyi şiir yüreğime, beynime sesleniveriyor. Sana anlatmış mıydım, üniversiteyi yeni bitirdiğim yıllar (196667) Nâzım Hikmet'i okuyorum ilk kez. DE Yayınları'ndan çıkmış. Memleketimden İnsan Manzaraları'nın sonuna doğru kitabı elimden bırakıp, 'yeter, dayanamıyorum artık' diye hüngür hüngür ağlamıştım. İşte böyle benim şiirle ilişkim. Sen iki yıl önce, bir 31 Mayıs gecesi, bir hastanenin yoğun bakımında yapaVüs’at O. Bener ? 904
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle