Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R L A R A Mehmet Başaran Aydınlanma düşüncesinin ülkemizdeki etkili isimlerinden biri olmanın yanısıra Köy Enstitülerinden yetişen kuşağın da yaşayan en önemli temsilcilerinden. Yine Köy Enstitülerinden yetişen Meral Pazar, öğretmeni ve meslekdaşı Başaran'ın iki kitabını 'Sis Dağının Başında Borana Bak Borana' ve 'Kuşatılmış Yaşam'ı değerlendirdi. Tatyana Moran, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün önemli hocalarından biriydi. Yıllar yılı yetiştirdiği öğrencileri önemli yazarlar oldular. Eşi Berna Moran'la birlikte evlerini bile küçük bir akademi haline getirmişlerdi. Tatyana Moran'ı geçtiğimiz günlerde kaybettik. Anısı önünde saygıyla eğilirken onu bir kez daha okurlarımıza tanıtmak istedik. Vüs'at O. Bener'i yitireli iki yıl olmuş. Bıraktığı yapıtlarıyla edebiyatımızın sağlam burçlarından biri olan Vüs'at O. Bener'i eşi Ayşe Bener'in kalemi aracılığıyla anıyoruz.. Ayşe Bener bir kurgu söyleşi ile Vüs'at O. Bener'e söylemek istediklerini paylaşıyor bizlerle. Mihail Bahtin'in kitapları Türkçe'de yayımlandıktan sonra edebiyatımızda bir canlanma bir karnaval gözlemlenmeye başladı. Kamuran Semra Eren, Alper Akçam'ın yapıtlarını karnaval doğrultusunda değerlendiriyor. Bol kitaplı günler… TURHAN GÜNAY eposta: cumkitap@cumhuriyet.com.tr turhangunay@cumhuriyet.com.tr “K üçük nesir” diye bir şey var, biz pek bilmiyor, tanımıyoruz. Bunu söylerken bir avuç okuru, iki avuç yazarı ayırıyorum. Oysa, Serveti Fünun döneminden, yüzyılı aşkın bir süreden beri “mensur şiir”i iyikötü tanıyoruz. Halid Ziya'nın, Mehmet Rauf'un kitap boyutundaki ürünleriyle sınırlı değilmiş o moda: Derginin farklı sayılarına dağılmış, farklı şair ve yazarların gözdesi olmuş bir ara mensur şiir. 'Moda' dedim ya, küçülterek ya da küçümseyerek hiç değil: Mensur şiir, Aloysius Bertrand'dan doğmuş olsa bile, daha çok Baudelaire'in etkisiyle bütün edebiyatlara biraz bulaşmıştır. “Küçük nesir”, mensur şiirin handiyse ikiz kardeşidir; olsa olsa yumurta ikizi olmadıkları ileri sürülebilir, bunda da belirgin, kesin ölçüler, ölçütler ortaya koyulabildiği söylenemez. Bizim edebiyatımızdaki kimi örneklere daha önce değinmiştim. “Küçük nesir”, bir bakıma TYN'dir de, bana kalırsa. TYN'ye de değindiydim birkaç yıl önce, son dönemde ortayere fırlayan bir kavram: Tanımlanamaz yazınsal nesne'nin kısaltılmışı, besbelli ufo'lardan esinlenerek devreye sokuldu. Sözün özü, “küçük nesir” arada kalmayı sevmiş bir yazı biçimi. Tamıtamına bir “tür” sayılmıyor ya şimdilik, yarının neler getireceği bilinmez tabiî. Okura sorsanız şiir de diyebilir önündeki metne, öykü ya da deneme de. Dahası, melezdir “küçük nesir”, hepsinden bir renk, bir tad devşirmiştir. Her dilin edebiyatının, edebiyat ortamının çatık kaşlı, tatsız, yetkisi kendisinden menkul, parmak sallamaya bayılan komisercikleri vardır. Bunlar “küçük nesir”e de, benzeri 'şey'lere de illet olurlar. Müphem, ele avuca sığmaz, sınıflandırmaya gelmeyen her çıkışa kükremektir işleri. Ciddiyet hastasıdır herbiri. En büyük güçlerinin “böyle şiir olmaz”, “böyle öykü olmaz”, “böyle şey olmaz” diye masaya vurmalarından geldiğine inanırlar. Tarih biraz zalimdir oysa, iki saat geçsin, kimse hiçbirini anımsamayacaktır. “Küçük nesir”, böyleleri üzerinden okur üzerinde de gıcık yaratır. Muhalefet yapmadığı halde muhaliftir çünkü. Muhatap almadığı halde rencide eder. “Küçük nesir” yazanlar bir tür tarikat oluşturmuşlardır, meşrepleri biribirine benzer. Atalarını, ağabeylerini, kardeşlerini gönülbağı duyarak izlerler. Zor, zorlu iştir “küçük nesir” yazmak. Kısa bir metin zaaflarını daha çabuk gösterir. Her fazla(dan) unsur göze batar. Bir kıvam tutturma sanatı ister. Edâ, tonlama, soluk ayarı canalıcı önemdedir burada. Teğeller alınmış olmalıdır. “Küçük nesir” yazarı, seçtiği yolun engebeli olduğunu bilir, aldırmaz. Dergiler, yayınevleri tanımlı yazınsal nesne bekler, Enis BATUR Pervasız Pertavsız Küçük nesire övgü: “Evyazı Tahtası” okuru yokuşa sürebilecek işler için kapılarına genellikle sürgü eklemeyi yeğlerler. Ondandır, sabırlı ve kalender tabiatlı olmayı bilmelidir o yola sapan. Nereden mi çıktı bu “küçük nesir” övgüsü şimdi? Sıkı örneklerinden biri, doğal olarak sessiz sedâsız, önümüze çıktığı için, bugünlerde: Mustafa Akar'ın Evyazı Tahtası (Lamure, 2007 yayını) başlığı altında topladığı tadına doyulmaz “küçük nesir”leri, bir rafta sıkıştırıldığı iki kitabın arasından seslendi sanki, yabancısı olduğu (kendini öyle hissettiği) bir kitapçı dükkânında. Aldım ve okudum, bir defa daha okumadan önce, bana güvenen birkaç okur varsa onlar da arar, bulurlar umuduyla masa başına oturdum. Evyazı Tahtası, “ev” imgesinin etrafında dönen dolaşan 72 parçadan oluşuyor. Evet, “küçük nesir”. Evet, mensur şiir. Evet, deneme. Evet, tekmili birden, pekâlâ roman. Mustafa Akar'ın daha önce Küçük Bir Gökada başlıklı bir şiir kitabı yayımlanmış. 1979 Giresun doğumlu, “küçük nesir”lerinin esin kaynağı olarak hem Giresun evlerini, hem de Benjamin'i ya da Calvino'yu göstermekte sakınca görmüyor. Özgün bir bakış, bir dil, anlatım. Sayfaların arasından ikidebir kuyruklar geçiyor. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yayın Yönetmeni: Turhan Günay ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı ? Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 ? Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İstanbul Tel:0 (212 454 30 00 ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden / Reklam Müdürü: Eylem Çevik? Tel: 0 (212) 251 98 74 75 0 (212) 343 72 74 ?Yerel süreli yayın ? Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 904 SAYFA 3