16 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 A 2 H 3 D 4 H 5 F 6 A 7 E 8 İLKER MUMCUOĞLU C 9 D 10 F 11 J 12 B 13 H 14 E 15 A 16 H 17 A 18 B 19 H 20 C 21 B 22 A 23 H 24 H 25 I 26 F 27 E 28 C 29 D 30 J 31 A 32 B 33 J 34 G 35 G 36 G 37 H 38 D 39 F 40 F 41 E Feyza HEPÇİLİNGİRLER 28 Mayıs Pazartesi Türkçe Günlükleri 42 I 43 D 44 G 45 D 45 A 47 I 48 A 49 A 50 C 51 H 52 H 53 H 54 D 55 H 56 F 57 H 58 H 59 H 60 H 61 D III. A 62 D 63 D 64 A 65 66 I 67 J 68 69 H 70 H P 71 H 72 H 73 A 74 B 75 H 76 H 77 Ç C 78 G 79 A 80 B 81 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Zaman ve Maske adlı şiir kitabını yaratan şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. Dikkat: “P/65” ve “Ç/88” harfleri ipucu olarak yerlerine konulmuştur. kurs veriliyormuş burada. Takılar, işlemeler, hat örnekleri… Hepimize kelaynak formunDursun Akçam Kültür Sanat Gün da sülüs yazıyla yazılmış birer besmele heleri 15 16 17 Haziran’daymış diye ediliyor. Az sonra kelaynakların kendibu yıl, yine Ardahan’da. İlkine ka lerini görmeye gideceğiz. Dünyada yalnız tılmıştım. Unutamayacağım anılarım oldu. burada yaşıyormuş kelaynaklar. Eskiden Cahit Külebi’nin, Atatürk Orotoryosu’nda, kışı geçirmek için Mısır’a giderlermiş, şimdi “Edirne’den Ardahan’a kadar / Bir toprak kış için de yerleri hazır. Tek eşliymişler, çiftuzanır / Boz kanatlı üveyikler üstünden lerden biri ölürse kalan eş, başka bir kelayuçar / Ardahan’dan Edirne’ye / Edirne’den nakla çiftleşmezmiş. Ya Fırat! Nasıl geniş, Ardahan’a kadar” diye belirttiği yurt sınırınasıl güzel, deniz gibi, mavi yeşil akıyor. nın en doğu ucu. Dünyanın en zengin bitki “Ne kadar büyük!” diye şaşkınlığımı belirtörtüsü… Yaylalara inmiş bulutlar ve yöremeye çalışırken, Fırat’ın en dar yerlerinde nin espri üstüne espri üreten zeki insanları. bulunduğumuzu öğreniyorum. Daha HaBu yılki etkinliklerin sayamayacağım kadar lepli Bahçesi’nde yeni bulunan dünyanın çok konuğu var. Ardahanlı onları nasıl bağ en eski mozaiklerinden söz edeceğim. Görına basar. Görüyormuş kadar iyi biliyorum. bekli Tepe’deki kazılarda çıkan, MÖ 10. bin Ben de yarın Şanlıurfa’ya gidiyorum ama! yıla, yani avcı toplayıcı toplumdan geçiş Az şans sayılmaz. Çok heyecanlıyım. Yıldönemine ait dikili taşlardan, yeni Mavi lardır görmek istediğim, çok merak ettiğim, Yolculuklar için hazır, dünyalar güzeli Halfebir türlü gidemediğim bir yer çünkü Şanlıti’den… Haftaya artık. urfa. ırlangıç mı, ebabil mi? Emel Garip, yazın habercisi saydığım kuşların kırlangıç değil, ebabil olduğunu söyleyince üzülmüş, bunu da yazmıştım. Zeynel Gölcük, üç ayrı yuvada her yaz gözlediği, yuvalarını yarı gizli yerlere mimar titizliğiyle yapan, geceleri ışık etrafında dolanan böcekleri çok hızlı hareketlerle kapıp yiyerek beslenen, uzun kuyruklu, çevik kuşlara, çocukluğundan beri, yani elli yıldır “kırlangıç” dendiğini yazmış. Volkan Hatem de çocuklara serçe ve kırlangıçlara dokunmamaları gerektiğinin öğretildiği, Türkiye’nin Arapça da konuşulan bir yöresinde doğup büyüdüğünü söyledikten sonra, “ebabil”in Arapça “bölükler” demek olduğunu, “kırlangıçların (Suriye Arapçasıyla ‘snuun’) Kur’an’da ‘fil suresi’nde bahsi geçen kuşlar” olabileceğini ekliyor. “Okurunuz yanılıyor. Hem de iki kez!” diyerek noktalamış mektubunu. Ben de (Sonunda!) sözlüğe (sözlüklere) bakmayı akıl edebildim. Dil Derneği’nin sözlüğünde, “dağ kırlangıcı, keçisağan” denmiş ebabil için. TDK’nin sözlüğü, “çobanaldatan” diyor. Ayverdi Sözlüğü, “Serçegilerden keçisağan ve dağ kırlangıcı denen kuş” dedikten sonra, Volkan Hatem’i doğrulayan bir açıklama yapmış: “Kur’ânı Kerîm’in 105. Fil suresinde ‘Ebrehe’nin ordusunu attıkları taşlarla mahveden kuş sürüsü’ mânâsı ile geçen kelime edebiyatımızda çok kullanılmıştır.” En yeni, en büyük, en beyaz, en albenili sözlüğü, ondan ayrıca ve özel olarak söz etmek istediğim için, sona bıraktım. Ali Püsküllüoğlu’nun, Can Yayınlarından yeni çıkan Türkçe Sözlük’ü bu. “Türkiye Türkçesinin En Büyük Sözlüğü” yazıyor üstünde; çünkü tam “100.000 MADDE” içeriyor. Kapak içinde de dendiği gibi, “Her düzeydeki öğrenim kurumları, öğretmenler, öğrenciler, araştırmacılar, bilim adamları, işadamları, çevirmenler ve Türkçeyi doğru kullanmak isteyen herkes için benzersiz bir başvuru kaynağı.” 20.000 maddelik bir de okul sözlüğü var; ama bu kırmızı deri ciltli, beyaz gömlekli sözlük çok görkemli. Tek sakıncası şu: O kadar güzel görünüyor ki 1 Haziran Cuma yıpratırım diye sık sık sözlüğe bakmaktan irecik’e giderken başlayan yağmur, kaçınabilir insan. Açıyorum Püsküllüoğlu kaşla göz arasında sele dönüştü. Sözlüğü’nü. Aa, ne güzel! Uzun ve kısa heOtobüsümüz durdu. Yol, iki yanımız celer çizgi ve noktalarla (. ) belirtilmiş ve dan gürül gürül akan bir ırmak sanki. Yaüç karşılığı da verilmiş sözcüğün: “Çobamaçlar, kayalar şelale gibi. İki avuçla birnaldatan, dağkırlangıcı, keçisağan”. den kavranamayacak büyüklükteki taşlar Tartışmaya gerek yok. Demek ki neysele kapılmış, zıplaya oynaya yürüyor. Bire miş? Ebabil de kırlangıç ailesinden bir kuş cik’te leğenlerle kovalarla sular boşaltılıyor türüymüş. ? evlerin, dükkânların içinden. Halk Eğitim [email protected] Merkezi’nin hazırladığı sergiyi geziyoruz. Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Kuaförlükten dokumacılığa pek çok alanda Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. 31 Mayıs Perşembe 2 Haziran Cumartesi Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “......Kız” (Jorge Amado’nun bir romanı). 15 79 31 1 81 17 74 80 12 32 21 18 C. Necati Cumalı’nın bir romanı. 28 8 50 20 77 D. “Sofa ... gazı söndürelim.” (Hüseyin Rahmi Gürpınar). 54 3 63 45 38 61 9 29 43 62 E. Tarafsız, yansız. 41 27 7 14 F. “... Uçurum” (Refik Durbaş’ın bir şiir kitabı). 5 10 56 39 26 40 G. Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun. 78 34 44 36 35 H. “Gittikçe yalnızlaşıyorum bir sen varsın / ....... düşüyor aklıma / ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte / soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi” (Ahmet Telli’nin Belki Yine Gelirim’den). 70 59 60 49 57 58 2 55 53 19 72 52 76 75 13 23 I. “Ak ... kara gün içindir” (atasözü). 25 47 42 66 J. Torunu olan kadın. 67 11 33 30 69 4 24 16 71 51 37 73 46 6 48 64 22 N B. “Vahşi...” (başrollerinde Mickey Rourke ve Carre Otis’in oynadıkları film). iye iş edinip gelmemişim şimdiye kadar? Bir bahane çıksın diye bunca yıl beklenir mi? Ya hiç çıkmasaydı o bahane! Şanlıurfa’yı görmeden mi ölecektim? Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yerel basın seminerlerinin 41.si için buradayız. Bahanem bu. Bugün çarşı pazar dolaştık biraz. Şanlıurfa ve çevresini tanıma gezisi yarın aslında, seminer bittikten sonra. Ama ben cemiyetin ileri gelenlerinin eşleriyle şimdiden Urfa’nın altını üstüne getirmiş durumdayım. Bir Ortadoğu kenti burası. Giysiler, görüntüler, konuşmalar, mimari… Her şey doğulu ve bu durum insana, gerçekten değişik bir yerde bulunduğunu her adımda hissettiriyor. Eşarplar, şallar, ipekler, yünlüler, ille de kuyum. Altın işlemeciliği çok önem kazanmış. Yüzü dövmeli, başı örtülü kadınlar, göz alıcı renklerden parlak işlemeli giysileriyle öteki kadınlar ve ayağında kot pantolonu, kısa kollu giysileriyle başı açık, araba kullanan, saygı gören, toplumda yer edinmiş ötekiler. Benim konuşmacı olduğum oturumda da gazeteci genç kızlar vardı. Pırıl pırıldılar. Görünümleriyle de kafalarıyla da. Sorular sordular, daha çok, daha çok öğrenmek istediler. Gazetelere gelince… Büyük harf küçük harf kullanımı tam bir karmaşa halinde. Yazım yanlışları elbette bol. Yaygın basını örnek aldıklarından aynı kalıplaşmış anlatımlar kullanılıyor sıklıkla. Hiçbir şey ‘yapılmıyor’, her şey ‘gerçekleştiriliyor’. Sevindiği söylenmek istenenlerin ‘mutlulukları yüzlerinden okunuyor’. Bu haberle ilgili fotoğrafta mutluluk okunması gereken yüzlerde yalnızca sıkıntı bulunduğu da ne yazık ki apaçık görünüyor. Konser vermek için burada bulunan halk müziği sanatçısı haberinden, “Şanlıurfa’yı ve Şanlıurfalıları çok sevdiğini ve hayranlığını gizleyemediğini söyledi” bölümünü okuyup “Yani ne demiş bu sanatçı? ‘Hayranlığımı gizleyemiyorum’ mu demiş? Gizlemesi mi gerekirdi? Niye gizlemeye çalışmış” diye sorunca gülüşüyorlar. Verilecek yanıt yok. K B KİTAP SAYI 904 903. sayının çözümü: A. TEK, B. EKECEK, C. MAYK, D. MATKAP, E. UKALALIK, F. ZILGIT VERMİŞLER, G. SARISABIR, H. AKREP, I. TÖREN PROVASI, J. İKTİDAR. Şiir: “Bırak kalksın cam kırıkları yatakta/ Kapat perdeleri ve gel artık/ Sevişmek istiyorum Alper Özbek” CUMHURİYET SAYFA 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle