Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? Kuzey'de şarkı söylerken mesela çok daha düz söylüyoruz ama burada çok daha renkli, çok daha süslü bir söyleyiş tarzı var. Hatta bu galiba edebiyat için de geçerli. Norveç uç bir nokta, Çehov'un oyunlarında olduğu gibi neredeyse taşra, Çehov'un oyunlarında taşradaki insanlar hep kent merkezine gitmek özlemini taşırlar. Biz de Avrupa'nın göbeğine, kültürlerin kaynaştığı metropollere gitmeyi özleriz. Tabii Türkiye'ye gelince özellikle de İstanbul gibi bir kente gelince bu duygunun daha yoğun farkına varıyorum. Dünya çok küçülüyor artık, herkes birbirine çok daha yakın. Benim yaşadığım kentte pek çok Türk arkadaşım var. Buraya geleceğimi öğrendikleri zaman hepsi de buraya selamlar gönderdiler. FİLM MÜZİKLERİ Godard'ın dört filmi dahil, çeşitli filmler, müzikaller ve oyunlar için besteler yaptınız. Film müziği yapmak nasıl bir duygu, farkı nedir? Sinemaya müzik yapmaya bayılıyorum. Film için müzik yapmak çok hoş, sinemada müziğin kullanılmasından da çok hoşlanıyorum hatta bu daha kolay. Bir yönetmenin benim müziklerimden seçip kullanması ki Michael Mann, Jean Luc Godard, Ken Loach benim müziklerimden seçip tabii izin alarak filmlerinde kullandılar ve bundan çok mutluluk duydum. Şu anda bir Polonya filmi için müzik çalışması içindeyim. Ham akustik müziğin hem elektronik müziğin ayrı olanakları var ama ikisi de birlikte çok iyi gidebiliyor. Müziğinizdeki ses ve ritimle, metinlerinizdeki müzik arasında nasıl bir bağ, yu anlatabilirsiniz, kişiye o duyguyu geçirebilirsiniz. Norveç edebiyatının son dönem durumu hakkında genel bir bilgi verir misiniz? Edebiyat artık çok reklama dayalı bir hale geldi. Sadece Norveç'te değil dünyada da bu böyle. Edebiyatın niteliğinin giderek düşmeye başladığını söylemek olası. Bu edebiyatın maalesef tüm dallarına sıçrıyor. Norveç'te bu ciddi bir tartışma konusu olmuş durumda. Yakın zamana kadar daha iyi bir durumda olduğumuzu düşünüyorduk ama şu anda Türkiye'ye ilk kez 11 yıl önce gelen Ketil Bjronstad, duyduğu seslerden, ciddi bir ticarileşve müziklerden, yaşamın hızından, yoğun ritminden çok etkilenmiş. me sorunu var. Fazlasıyla Dan benzer bir ses kurabiliyor sunuz/musuBrown tarzı bestseller söz konusu. Dan nuz bu noktada? Brown'a karşı değilim ama bu kadarı İki ifade biçimi arasında mutlaka da fazla açıkçası. Yakın zaman önce ortak yanlar olmalı. Ama farklılıklar da Kitapçılar Birliği'nin ödülüne değer var tabi çünkü yazıda kişiyi ikna etmek görülen Eric Gustavson adlı bir yazarıiçin zamana ihtiyaç var, dolayısıyla samız Kültür Bakanı'nın elinden ödülübırlı olmalısınız. Halbuki müzikte birnü alırken söyledikleriyle aslında bu kaç saniye içinde çok güçlü bir duygukonuda hepimizin duygularını dile ge tirdi: “Lütfen edebiyatı destekleyin. Çok kötü durumdayız, ticari bestseller olayı gitgide öne geçiyor ve biz artık alan, zemin kaybediyoruz.” Bu arada bir de Norveç'te kitaplar artık tek bir fiyattan satılmıyor, isteyen istediği düzenlemeyi yapabiliyor dolayısıyla tuhaf hatta abuk bir rekabet ortamı da söz konusu. Norveç şiir dediğimiz zaman ilk olarak neyi anlamalıyız? Norveç şiirinin karakteristik özellikleri nelerdir mesela? Çok ilginç bir soru çünkü Norveç'te bir karışım sözkonusudur özellikle şiirde. Bir yanda hem tutkulu, hem süslemeli hem de zihinsel olan bir gelenek vardır. Diğer yanda ise genç şairlerin getirdiği daha temiz, daha süssüz ve daha karanlık yazan bir genç şairler kuşağı var. İşin benim için üzücü olan tarafı 70'lerdeki siyasi şiirin hemen hemen ortadan kalmış olması. 70'lerde gayet ilgi çekici bir şekilde toplum üzerine yorum yapabilen şairlerimiz vardı. Artık böyle şiir pek yazılmıyor. Küreselleşme, Norveç'i yazın alanında da vurdu diyebilir miyiz bu noktada? Kesinlikle hem de çok kötü şekilde çarptı maalesef. Her şey Amerika'dan adeta duygular ve yönelimler de ithal ediliyor gibi. Gelenekleri, kültürleri emen, özgün yapıları bozan küreselleşme evet Norveç'i de vurdu maalesef. ? Müzik Uğruna/ Ketil Bjornstad/ Çev:Deniz Canefe/ Metis Yayıncılık/ 225 s. Düşüş/ Ketil Bjornstad/ Çev:İris Kantemir/ Metis Yayıncılık/360 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 904 SAYFA 15