29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiir Kuşatması ? Hasan AKARSU E leştirmen, ozan Mustafa Öneş, 1935 Giresun doğumlu. Felsefe öğrenimi gördükten sonra memurluk, yayıncılık vb. yaptı. 1965’te Yeni Dergi Eleştiri Yarışması’nda, ödülü M.H. Doğan ile paylaştı. ŞairŞiir Yazıları adlı yapıtından sonra yayımlanan Şiir Kuşatması’yla, Memet Fuat Eleştiri/İnceleme Ödülü’nü kazandı. Şiir Kuşatması’nda, şiirleri incelenen ozanlar şunlar: Ahmed Arif, Erol Çankaya, Afşar Timuçin, Mehmet Taner, Ahmet Hamdi Tanpınar, Behçet Necatigil, Nâzım Hikmet, Edip Cansever, Bedrettin Aykın, Hilmi Yavuz, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve İzzet Yasar. Mustafa Öneş, şiir inceleme ve eleştirilerini titizlikle yaptığını kanıtlıyor. Ahmed Arif’in şiirinde, bir “Halk Korosu” özelliği görüyor: “...Kitabı (Hasretimden Prangalar Eskittim) bütünüyle okuyunca, şiirleri Ahmed Arif değil de Anadolu’nun taşı toprağı, tüm bireyleri söylüyormuş sanısı uyanıyor ya da ‘Anadolu’ adlı bir tragedyayı izlerken, orada yaşayanlardan kurulu bir koronun ağzından dinliyormuş duygusuna kapılıyorsunuz.” (s.10) Erol Çankaya, “Cehennem Biziz” adlı kitabıyla değerlendirilirken, yetmişli yılların devrimci şiiri de sorgulanıyor. Afşar Timuçin de devrimci kuşağın ozanı olarak inceleniyor ve “gösterişsiz sayılabilecek bir şiir türü” sergilediği belirtiliyor. İmge dağarıyla, içerik ustalığıyla öne çıktığı saptanıyor. Öneş, Mehmet Taner’in şiirinin “yeterince gizinin derinliğine erişemediğini” belirttikten sonra “şiirin kendini kolay ele vermeyen bir yazın türü” olduğunu anımsatıyor. 1970’li yılların şiirinde yurt sorunları üzerine halkı bilinçlendirme kaygısı olduğu için kimi ozanların ödün ve öğüt verme yanlışına düştüklerini, Mehmet Taner’in ise, “soyutlamanın koruyucu kalkanına sığınarak” şiirler yazdığını belirtiyor. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Şiirinde, gizemciliği (mistisizm) inceleyen Öneş, onun Nedim, Yahya Kemal ve Baudelaire’den esinlendiğini, Henri Bergson’un öğretisinden etkilendiğini, “zaman şairi” olması yanında, “evrensel kökenli zamana” da yöneldiğini anımsatıyor. Behçet Necatigil’in “Divançe”sini değerlendirirken, burada yer alan şiirlerin ozanın “yüklenme ya da güvence belgesi” olduğunu ileri sürüyor: “...Divançe, konaklama alanı olmanın dışında, deyim yerindeyse, onun daha önce yayımlanmış 7 kitabı için kendi eliyle hazırladığı, bir çeşit yüklenme ya da güvence belgesi...” (s.33) Necatigil’in birkaç şiirini çözümlerken geniş açılımlara yöneldiği gözleniyor. konuşmalara yer verdiğini, son şiirlerinde doğaya açıldığını belirtiyor. Bedrettin Aykın’ın şiiri için “Acılar Tarihi” saptamasını yapıyor: “...Kitabın (Her Mevsim Acılarda) kapağını açar açmaz, kuytularda için için ağlayan, oyuncaksız, sevgisiz bir çocuk karşılıyor okuru... (s.67) Gecede Söylenen Türküler’de (1984) toplumcu söyleme dönüşerek gelişimini tamamlamakta...Aslında, Aykın şiirinin mayası ‘acı’yla yoğrulmuş...” (s.69) Mustafa Öneş, Hilmi Yavuz’un “Bedreddin Üzerine Şiirler”ini incelerken şu saptamayı yapıyor: “...Şiirlerde titiz bir sıralama düzeni ve içerik aşaması gözetilmeye, destansı söylemden, öykülemeden özellikle uzak durulmaya çalışılmış...” (s.85) Öneş’in, en ayrıntılı incelemeyi, tam sekiz ayrı yazıyla, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiiri için yaptığı gözleniyor ve şu önemli yargıya varıyor: “Türkiye’de başlı başına bir şiir akımının adıdır, Fazıl Hüsnü Dağlarca. Aynı şey Nâzım Hikmet için de söylenebilir; ne var ki, Nâzım’ın coşkulu, adanmış sesi toplulukları peşinden sürüklerken, Dağlarca, ardına düşülmesi daha güç bir şiir geliştirerek çağdaş Türk yazınının en yalnız şairi olma yolunu seçmiştir...” (s.91) Öneş, “İzzet Yasar’ın Şiirine Kuşbakışı” adlı incelemesiyle yaklaşırken, “Kanama”daki şiirler için (1974) şunu söylüyor: “...Yapıtın en kısa tanıtımı şu sözcüklerle yapılabilir: Aşk ve devrim öğeleriyle bezeli ağıt, umut şiirleri...” (s.139) İzzet Yasar’ın sonraki kitaplarındaki şiirlerde, soyutlamaya, argoya yöneldiğini belirtiyor: “...İzzet Yasar Ölü Kitap’ta, beğeni sığaları sınırlı kişilere Ece Ayhan şiirinin kendininkiler yanında ‘zemzemle yıkanmış’ olduğunu düşündürecek denli uçta bir biçem geliştirmiş. Kapalı anlatıma yönelerek okura Mustafa ÖNEŞ “YORUMCU, BETİMCİ, ÇÖZÜMCÜ Mustafa Öneş, Nâzım Hikmet’in, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Hilmi Yavuz’un ve İzzet Yasar’ın şiirlerini çözümlerken dizelerin önüne sayılar koyarak kestirme bir yol izliyor, böylece yinelemelere düşmüyor. Nâzım’ın şiirinde, “film gösteriyormuşçasına” bir düzenleme olduğunu saptıyor ve “yorumcu, betimci, çözümcü” bir şiir yazdığını vurguluyor. Edip Cansever’in destan yerine trajediye yöneldiğini, dizeye bağımlılıktan kurtulup “şiirine, devinim ve canlılıkla birlikte yeni boyutlar” kattığını (s.62), sorulu yanıtlı iç SAYFA 8 sayısız anlam seçeneği sunarken, sanırız, hem kolay anlaşılır olmanın çekincelerini gidermeyi, hem de şiirin az sözle çok şey iletme geleneğine bağlı kalmayı amaçlamış...” (s.148) Mustafa Öneş, şiir inceleme ve eleştirileriyle, “Şiir Kuşatması”nın zorluğunu, ne değin ince bir iş olduğunu kanıtlıyor. ? Şiir Kuşatması/ Mustafa Öneş/ Say Yay./ 1. Baskı Aralık 2006/ 168 s. KİTAP SAYI 897 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle