Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 K 2 K 3 I 4 G 5 F 6 İLKER MUMCUOĞLU G 7 C 8 E 9 B 10 I 11 E 12 I 13 E 14 J 15 A 16 D 17 E 18 D 19 A 20 D 21 G 22 B 23 D 24 A 25 A 26 E 27 E 28 E 29 K 30 A 31 K 32 E 33 D 34 H 35 A 36 A 37 C 38 D 39 E Feyza HEPÇİLİNGİRLER 6 Nisan Cuma Türkçe Günlükleri tarihe mal olmuş halk ozanlarının memleketi Adana, Yaşar Kemal, Orhan Kemal gibi edebiyatçıların yanında, Abidin Dino gibi ressamları, Yılmaz Güney gibi sinemacıları, Suna Kan gibi müzik sanatçılarını da yetiştirmiş. Bugün de yetiştirmeyi sürdürüyor. Bunlardan birinin, Zafer Doruk’un yeni öykü kitabını, değinmek üzere notlar alarak okumuştum; ama epey zaman geçti üstünden. Yazmak için yeniden bakmam gerek. 40 E 41 D 42 D 43 F 44 K 45 J 46 E 47 A 48 I 49 D 50 D 51 F 52 H 53 G 54 C 55 E 56 C 57 H 58 K C 59 F 60 D 61 B 62 E 63 İ 64 A 65 J 66 A 67 A 68 H 69 B 70 A 71 E 72 A 73 A 74 J 75 E 76 A 77 H Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin dizeleri ortaya çıkacaktır. Dikkat: “İ/63” harfi ipucu olarak yerine konmuştur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “İzmir’den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi ... uzaklaşamazdım. “(Atatürk) 76 70 30 47 15 66 19 36 24 72 25 67 35 73 64 B. Melodi. 61 9 69 22 C. Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği. 7 54 37 56 D. “......Masaldı” (Mario Levi’nin son yapıtı). 38 23 16 49 18 41 20 60 71 40 26 27 62 F. Mazhariyet. 59 43 5 51 G. Uzakdoğu’da yetişen fakat nemli tropikal bölgelerde de yetiştirilen ve meyvelerinden yiyecek, odunundan kereste olarak yararlanılan ağaç. 21 6 53 4 H. Yunan mitolojisinde, Artemis tarafından öldürülen ve takımyıldıza dönüştürülen, Poseidon’un oğlu olan dev avcı. 68 52 77 34 57 I. “Ali Paşa A...” (Modern Folk Üçlüsü’nün söylediği bir şarkı). 48 10 3 12 J. Türk para birimi. 65 14 74 45 K. Ulah dili. 29 31 58 1 44 2 50 42 33 emil Kavukçu’nun konuşmasını kaçırmışım. 1. Uluslararası Edebiyat Festivali’nin konuğu olarak Adana’dayım. Adana depreminde hasar gören tarihi Kız Lisesi, onarılarak etkileyici bir bina haline getirilmiş ve Adana Kültür Sanat Merkezi yapılmış. Havaalanından, doğru etkinliklerin yapıldığı bu merkeze geldiğimiz halde, “Çağımızın Öyküsüne Romanına Bakışlar” adını taşıyan oturumun son konuşmalarına ancak yetişebilmişim. Ayla Kutlu, “hikâye ve romanın giderek hayattan uzaklaşmaya başladığını” anlattı. Küresel dünyanın, insanın kendisini ve dilini geliştirmesine izin vermediğini; dile, yabancı sözcük; edebiyata, yabancı edebiyatlardan alınan konuların girdiğini söyledi. Harry Potter ve benzerlerinin Ortaçağ düşüncesine benzer; ama ondan renkli, özgürlük düşüncesi veriyormuş gibi yapan, ilgiyi Ortadünya’lara, gizli dünyalara çeken eserler olduğunu anlattı. İnci Aral, dünyada öykünün ticari değerinin kalmadığından, romanın para ettiği için yükselen değer olduğundan söz etti. Hayatların sığlaştığını, zevklerin yüzeyselleştiğini, bu yüzden kitabın insani değerinin kalmadığını, bunun yerini piyasa değerinin aldığını anlattı. 12 Nisan Perşembe “L uzırsın sen Ege, anladın mı? Luzır” diye bağırıyor genç kız, adının Ege olduğunu öğrendiğimiz delikanlıya. Kanal D’de başlayacak yeni dizinin tanıtımından bir sahne… Loser, “yenik, yenilmiş kimse” anlamında İngilizce bir sözcük. Türkçeye böyle luzır (loser) diye girmesine hiç gerek yok. Türkçenin yaratıcı özelliğinden beslenen pek çok sözcükle karşılanabilir bu anlam ve zaten karşılanmıştır: Oğuz Atay, bir başyapıt sayılan romanına ad koyarken yıllar önce bulmuştu bu anlamın karşılığını. Yaşam karşısında kaybeden kişileri tanımlayan ad: Tutunamayanlar. 13 Nisan Cuma 7 Nisan Cumartesi D E. “Zorba” adlı romanı da yaratan Yunanlı yazar. 13 32 39 17 46 11 8 55 75 28 ünkü son oturumdan sonra, otobüsle bir Adana turu yaptık. Ne kadar güzel bir kentmiş meğer Adana. Şıkır şıkır sular, ırmaklar, köprüler, kaleler, her yandan fışkıran yeşillik, ağaçlar, parklar, bütün şenliğiyle coşkulu bir bahar ve dört bin yıl öncesine dayanan tarih… Dünyanın şu anda da kullanılan en eski köprüsü, Taşköprü, MS 117 138 yılları arasında yapılmış. Aslı 21 gözlüymüş; ırmağın kıyılarıyla birlikte 7 gözü doldurulmuş. Yapımı 1541 yılında bitirilen Ulu Cami, Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimarisinin karışımından oluşuyormuş. Caminin yanında Ramazanoğlu türbesi, onun yanında da Adana’da valilik yapmış ve orada ölmüş olan ünlü Tanzimat şairi Ziya Paşa’nın mezarı var. Ziya Paşa’nın Adana valisiyken bütün devlet memurlarına tiyatroya gitmeyi zorunlu tuttuğu da anlatıldı. Ortasında Seyhan’ın aktığı Adana, bir su kenti. Türkiye’nin en uzun köprüsü olan Batı Köprüsü, üzerinde birçok su sporu yapılan Seyhan Gölü’nün iki yakasını birleştiren köprülerden biri. Selimiye’nin benzeri olarak yapılan Sabancı Merkez Camisi, Türkiye’nin en büyük camisiymiş. Selimiye’nin taklidi olmasa, özgün çizgiler taşısa daha iyi olmaz mıydı acaba diye düşündürüyor insanı. Günün ve festivalin son oturumu birazdan başlayacak. Füsun Akatlı, Yusuf Çotuksöken, Feridun Andaç, Semih Gümüş, Aysu Erden’le birlikte benim de konuşmacı olduğum “Çağımızda Deneme Eleştiri”. Sonra dönüş… D il Derneği 20. yaşını kutluyor bu ay. Çağdaş Türk Dili adlı yayın organını da bütün maddi olanaksızlıklara karşın, çıkarmayı sürdürüyor. Yalnızca üyelerden gelen ödentilerle yaşamak, derneği ve dergiyi yaşatmak hiç kolay değil. Oysa yaşatılmalı. Dernek de dergi de. Bu yaşatılma çabasına katkıda bulunmak, derneğe doğum günü armağanı sunmak isteyecekler için adres şöyle: www.dildernegi.org.tr 14 Nisan Cumartesi nkara’daki Cumhuriyet Mitingi görkemliydi. Kaç kişinin katılmış olduğu önemli değil. Önemli olan, halkın kendi isteğini haykırması, istemediğinin ne olduğunu bağırması ve bunu yaparken halk olduğunun bilincinde bir ağırbaşlılıkla davranmasıydı. Televizyonların çoğu, pek duyarsız kaldı konuya. “Sokağa çıkma yasağının tam tersi neredeyse” gibi, ne anlama geldiği kestirilemeyen sözler edildi. “Kalabalıklar meydanlara sığmadı, meydanlardan taştılar” gibi beylik yorumlar yapıldı. “Halk” demeye bir türlü dili varmayanlar, ya “sokaktaki adam” dediler “halk” yerine ya da şimdi olduğu gibi, “kalabalıklar”. Üstelik tümceyi de yanlış kurarak. “Kalabalıklar meydanlardan taştılar” ne demek? “Taştı” demek yeterdi. Bir de şu kaza olmasaydı… Çoğu çocuk 33 kişinin Aksaray yakınlarında geçirdikleri trafik kazasında ölmesi, Ankara’daki büyük buluşmanın sevincini kursağımızda bıraktı. Kaza haberleri de çok kötü bir Türkçeyle verildi. “Trajediden de trajik sahneler sergilendi” diye, insanın tüylerini diken diken eden başlıklarla. “Trajediden de trajik” ne demek diye soracağım; ama bir de “sergilenmek” var. 33 kişi ölerek bize kimi sahneler sergiliyorlar, öyle mi? “Türkiye tarihinin ikinci en ağır trafik kazası”, “Cumhuriyet tarihinin ikinci en kötü faciası” gibi söyleyişlere gelince… Hem yanlış hem kötü. Nedeni haftaya! ? A 9 Nisan Pazartesi li Selçuk’un Suda Yürüme Şiirleri (Yom Yayınları), Harika Ufuk’un ilk şiir kitabı Çiçek Açtı Yalnızlığım (Özgün Yayınları), M. Demirel Babacanoğlu’nun çocuk öyküleri Tepedeki Ev ve “Açın, açın diyorum bütün kapıları: / Katır boncuklarından yapılma bir kolye / gibi çıkarıp boynumdan atıyorum hayatı.” diyen Hüseyin Ferhad’ın Beni de Ezberine Al (Toroslu Kitaplığı), Adana’dan getirdiğim kitaplar. Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi A 896. sayının çözümü: A. SU ÇÜRÜDÜ, B. AHMET NECDET, C. BEYAZ KALE, D. ALİYE BERGER, E. HİCRİ, F. ADIVAR, G. TIRMIK, H. TAHİR, I. İBRİŞİM, J. NİM, K. AB, L. LR, M. İKDAM. Şiir: “Hayatım tükenmez maceralardı,/ İçimde binlerce istekler vardı,/ Bir şair, yahut bir hükümdar gibi” feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 897 SAYFA 39