22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? laşma, tanıma olanağına kavuştum. Bu iki kazanım, ürettiklerime zenginlik, derinlik, ayrıntı kattığı için mutluyum. Türkiye'den, dolayısıyla Türkiye'deki yazın çevresinden uzakta olmak, nasıl bir duygu? Buraya göçünce vatan, bayrak, anadil, Atatürk ilkeleri gibi kavramlara bağlılığım çok güçlendi. Körü körüne milliyetçilikten nefret ederim ama göçmenlik bu kavramlara daha bir bağlanmamı sağladı. Hemen hemen bütün şiirlerimde bir yurt özlemi var. Bir ara “hapishanesinde yaşasam gene razıyım” demiştim. Bir yazarın soluduğu sanat ortamı anadiliyle olmalı. Geçip gideni anlamalı ki özümseyebilsin. Türkiye'de çıkan sanat dergilerinden çoğunu ediniyor, gazeteleri internetten okuyorum. Kişiliğimde hayatı güler yüzle karşılamak var. Gene de kendimi göçmen hissederim. Bu yüzden mi şiirlerinizde hüznün egemenliği var? İlk iki buçuk yıl içimden ağlama hastalığına yakalandım. Bunda hem ben buraya düşecek adam mıyım hem de yurt özlemi vardı. Üzüntüden saçlarım döküldü. Bu duygularla yüklü bir şairin şiirlerinde elbette hüzün öne çıkar. Dizelerinizdeki yalınlık, sesiniz... Şiirlerinizi, yalnızlığınızı paylaşmak için bir dosta mektup yazar gibi yazıyorsunuz… Bu nedenle mi kitabın adı “Sevgili Şiir”? Dizelerimdeki yalınlığı, sesi, bütünlükle vermeye çalışırken anlamın anlamını, yoğunlukla örmek isterim. Şiirde anı, hikâye anlatmak benden uzak olsun. Anıyı, hikâyeyi kurmak boynumun borcu olsun. Bu kurmaca işini kotarırken, geçip gitmiş hayatı köklerinden söküp, şimdiye getirip yeni bir fide gibi dikmek isterim. Anlamı didikleyip taze anlamlara varmak. Daha önce söylenmemiş gibi söylemeye çalışmak şiirimin varmak istediği yerdir. “Sevgili Şiir” başımın tacı, aşkım benim. Sevgili şiir tanrıçası, elli yıldan fazla bir süredir sana şiirimle mektuplar yolluyorum ama bir yanıt alamıyorum. Belki de karşılık alamadığım için sana olan aşkım daha bir körüklenerek sürüyor. rinizin hemen hepsi Türkiye temalı. Neden? Yazdığım şiirlerin temaları geldiğim yerin kültürüyle görerek, karşılaştırarak oluşuyor. Kökü orada dalları burada bir şiir diyebiliriz buna. Teması buralı olan şiirler de yazıyorum kuşkusuz. İngilizce düşünemiyorum, İngilizceyle duygularımı dile getiremem. Ama yirmi yedi yıldır yaşadığım bu ülke de vatanım. Bana niçin Türkçe yazıyorsun, Blacktown'daki evinde niçin bir Adanalı gibi yaşıyorsun diye sormuyor? Yargılamıyor. Yasanın gözünde Avustralya vatandaşıyım. Fakat Türk vatandaşlığını korumam için izin veriyor. Çifte vatandaşlığa geçmeden önce bizim Dışişleri’ne yazarak izin istedim. Oradan izin geldikten sonra bura vatandaşlığına geçtim. Ne olur ne olmaz diye kâğıdı saklıyorum. Avustralya edebiyatıyla ilişkiniz nasıl? Etkilendiğiniz şair veya yazar var mı? Patrick White gibi Nobel ödüllü bir yazarın da içinde bulunduğu Avustralya edebiyatı güçlüdür. Ne yazık ki İngilizce yazamadığım için buradaki edebiyatın pek içinde değilim. Fakat eleştirmen Ivor Indyk'ın çıkardığı Heat adlı edebiyat dergisinin başından beri abonesiyim. Heat'den izliyorum burada olup biteni. Bir ara burada Türk yazarlarının, orada Avustralya yazarlarının kitaplarının basılması için toplantılar yaptık. Fakat gerçekleştiremedik. Belki ileri bir tarihte. Polonya asıllı Peter Skrzynecki beğendiğim bir şair. Şavkar Altınel'le birlikte Tek Fotoğraf adlı şiirini çevirdik. Ekim 2005 Kitaplık’ta çıktı. Gene Şavkar Altınel'in David Maoluf'tan çevirdiği öyküler Adam Öykü'lerde çıkmıştı. ÖYKÜ VE ROMAN Öykü kitaplarınızda romanlarınızda kullandığınız dil, anlatma biçimi, şiirlerinizdekiyle belirgin farklılık göstermiyor. Böyle olduğu halde niçin farklı “edebi türlere” yöneldiniz? Anlatımcı şiir sözcüklere oyunsuz yaklaşır. Sözcük deformasyonuyla göz boyamaz. Yıpranmış görünen konuşma diliyle, taze anlamlar içeren dizeler kurup bütünlüğe gitmek isterim. Bu kurmaca dili, ürettiğim her türe yansır. Vizesi Güneşle Damgalı diye bir şiir yazdım. Anlatmak istediğimi yetersiz anlattığı için öyküsünü denedim. O da yetersiz kalınca Güneşle Damgalı romanını yazdım. Türler, anlatacağım şeye bağlı. Son yedi yılda art arda düzyazı türünde ürünler verdiniz. Özellikle bu göz önüne alındığında, şiirin edebiyat yaşamınızdaki yeri nedir? Söylediğiniz zaman dilimi içinde sürekli olarak dergilerde şiirlerim çıktı. Şiiröyküroman hep birlikte yürüyor. Söylemek istediğim şeyi hangi türle daha iyi söylüyorsam, hangi türde yerini almak istiyorsa onu yazıyorum. Hayatımdan şiir eksilemez. Yirmi yedi yıldır Avustralya'da yaşamanıza karşın, şiirlerinizin pek azında bu yerden izlenimler var. Öte yandan şiirleCUMHURİYET KİTAP SAYI Nihat Ziyalan’ın hemen hemen bütün şiirlerinde yurt özlemi var. Dostlarınızla yaptığınız telefon görüşmeleri neden sık sık yer bulmuş şiirlerinizde? İnsan dostlarıyla vardır. Dostlarımı içimde gezdirir, sık sık konuşurum onlarla. Bazen dayanamayıp seslerini duymak isterim. Kahkahalarını duyar, ne yemek yediklerini öğrenir, kaynatırız. Adana'da yaşayan şair Mehmet Bacaksızlar dostluğun ötesinde benim Türkiye temsilcimdir. Salt bana değil birçok yazara kol kanat geren güzel bir insandır. Övülmeyi hiç sevmeyen arkadaşım bağışlasın beni. Yurtdışında yaşayan nice yazarın kitaplarını alıp dağıtır. Biriki tane değil. Yüzlerce. Çoğu yayınevi tanır onu. Böyle bir dost sık sık aranmaz mı telefonla? Bir de şu var: Şiirlerimde hayatımı anlatmaktan korkmam. Bu yüzden dostlarım da sık sık girer şiirlerime. ? Sevgili Şiir/ Nihat Ziyalan/ Yapı Kredi Yayınları/ 82 s. 897 SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle