02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bozguncuların üstüne gürleyerek Filistinliler… ve ben onlardan Zeytini terk ettiler Çavdar ekmeğini unuttular Davet edildiler ve ben onlarla Kameranın ışıklarında Başları dik İşte Filistinliler! Çan yüksekten vurdu Tepesiyle yıldızları kaldırdı Seyretmenin keyfini engelledi Filistinliler barbardır Ancak bu dünyada varlar çaresiz Sahnede dost bilirler Biletleri keserler Şevvalin gölgesinde Çakırkeyif Çan yüksekten vurdu Tepesiyle bulutları dağıttı Ve menzilleri tuttu Filistinliler Kıtlık içindeydi Araplarda apaçık ancak Soylu Çan yüksekten vurdu Akşamın göğünü avuçlayarak Keyifleri kaçırır Filistinliler Sorumludur Asılan Mesih’ten Ve geri dönen savaşlardan Ve Tani Bin El Hatab’tan Ve kafası kesilmiş Hüseyin’den Fitnenin küçüğünden Büyüğünden Cennetten inen kanı elleriyle Toplarlar… Çan yüksekten vurdu Çiçekleriyle rüzgârı avladı Bülbülü sarhoş edip Filistinliler Muhtaç olanlara yoldaş Mallarına yeminli Devlet yolunda Sütunların temelini attılar Barışı ördüler İtibarlarını geri aldılar Göçten ve Sadom’dan Çan yüksekten vurdu Burnuyla bulutları uyardı Besmeleyi armağan ederek Filistinliler En güzel dönemlerinde hüzünlü Ancak seviliyorlar Ramallah’ta dikilen Nergis iki bedene Atılmak için koparıldı: (Tanrının yarattığı) Çan yüksekten vurdu Toprak titredi dibinde Ve uğraşanlar mutlu oldu Filistinliler Yahudi değil Ancak seviliyorlar Musa peygamberden yana Yarılan temellerde Çan yüksekten vurdu Toprak ayakları altında ezildi Ayaktakiler yığıldı yere Bozgun yüksekten vurdu Başından saldı düşmanı Vurmayı hak etti. 19/1/1999 DÖNÜŞÜMÜN MÜHRÜ Ne cenneti istiyorum Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Ne ahreti Ben yalnız bir oda istiyorum Ve sevişeceğim bir kadın, Ondan hiçbir şekilde çekinmeyeceğim Dönüş mührümü görünce Yıl 1948 Gemimin güvertesinde ağlıyorum yolculuğun bedelini ödüyorum Vatanımızdan kovulan onca kişiyle Rüzgârın sürüklediği oluverdik Ve su Çatlamış toprağın bedenine akıyor. LANET İki aç doğduk İki göçmen doğduk İki ölü doğduk Bebekliğimizin beşiğinde kaybolduk Ve dedelerimizin mezarlarında Düşen boyunlarımızla çocuklarımız kayboldu Onların çocukları Lanetlendi; Harbert Samuael’in mekânında tarafsız bir mekân olsa da. 1121998 YIL 2000 İlk dokuza kıydı sonra ikincisine ve üçüncüsüne parmak uçlarına başlarını göğe doğru uzakmış onca toplanan bu kalabalık üç çemberi keşfetti. Gün Güneşin başı büyüdükçe günü içine aldı, akşam bedenini ufka teslim etti karanlıkta hayatı bükülerek! Son Gün Caddeler yokuşlarda değişir binalar aynı akan kanlar da hayatımızda değişir mi? Bugün de geçti güneşe ayak uydurarak dikili iki feleğin sütununa konmuş … şaşalı bilgisayar. DOKUZ ÖĞÜT Ey insanlarım Rivayeti onaylayın Rivayeti yalanlayın Yapan insanlardır Um Kefru’yu ziyaret ederek Ey insanlarım Gönül rahatlığıyla ölün Dinin farkına varın Yapan insanlardır Oruç tutup Oruç bozarak Ey insanlarım Yılların gemisi İnandığı denizin Rehin dalgalar Kaç krallığındır? Ey insanlarım Ellerimdeki kınalı Koyun Sana adaktır Cenneti vadeden, sana İçinde (…) kadınlar da! Ey insanlarım Bana ister inanın İster inanmayın Benden sonra hava cıva. SAYFA 37 Musa Havamdeh/ Filistin Şiirleri/ Çeviren: Metin Fındıkçı Filistin Şiirleri 1959 Filistin doğumlu. Amman’da gazetecilik yapıyor. Kitaplarından bazıları: “Halk”, “Gökte Büyüyen İki Bahçe”, “Yüksek Ağaçlarım”, “Musa’nın Yolculuğu” ve “Denizin Yüzü”. YÜKSEKTEKİ KARANLIK Muhammed Ali Şemseldin’e Ev Olduğu gibi uzaklaşmadan Umutsuz bir tanıklıkla Boşlukta toplanan öksüzlerle Karanlıkta kovulan. Kapı Ölen onca soyunun kapısını açmadan Saklı anahtar son olmayacak Veya onların isteğiyle Ancak bugün uygun bir mekân yaratırız Aile mezarlığında. Pencereler Maviye uzanır Ölen onca koca hayatın Yıl 1978 idi Maviye açılan pencerelere uzandığımız Saldırıyı hesaplamadan Kapılardan üstümüze kapanan Tankların. Yatak Çok aşklar sığdı Çok dostluklar Ancak hepsi perişan oldu Karanlığın vahşetinde. Anneler Tökezleyip düşmeden önce bedenleri Sinekler üşüştü seraba Kanın müziği duyuldu Ortak dinlerin Geleceğe toplayarak. Müzik Gece okunan müzikle yüzleşmeden Ne nida Ne uğultu Ne de gençler vardı Haşereler yalnızdı Bozguna uğrayanların bedenine üşüşen. Babam Suskunluğun gölgesinde Düşünüyordu belki de Erkekliğiyle kandırmaya çalışıyordu annemi Tüfeği teslim ettikten sonra yalnızlığıyla Askere yazıldı. Devrim Hatırla Devrimi düşlerdi insanlar Fırsatı yakalamışken İki anının fotoğrafı daha bir düzelmişti CUMHURİYET KİTAP SAYI Adam beyaz görüşünü gözlerinden kaldırdıktan sonra. Düşman Uçakları Üstümüzde uçan şeylerle karşılaşıyoruz Kafalarımızı gizliyoruz Uçmasın diye bedenlerimizi terk ettik … Bütün şeyler patlamadan Bombaların fiyatı yükselmeye başlar! (Savaş Meydanı) Teyzemin oğlunun şehit düştüğü savaş meydanı Ona bir ödüldü gerçekten (Orduyu savundu) bütün bedeniyle Teyzemin oğlu yalnızdı Çatışma yolunda! Fotoğraf 67 yılında bozguna uğradık Azıcık geri adım attık Oysa düşman gerçeklerle bekliyordu! Merhaba Şehirde yapayalnız bir cadde Daraldıkça daraldı özgür insanlar bile geçemez oldu Kalplerimiz genişledi Her hoş geldin / de! Sala Annem Gece namaza durduğunda Belki de anmıştır Bizlerden ayrı (…) uzaktan olanı da! Lağım Çukuru Sineklerin lağım çukurunda Savaştan önce kazılmıştı Çocukların etrafında Övülecek bir mekân olarak! Anlam Nesneler yalnız Gölgeler yüksek Baş aşağı sarkan kafaların arasında Gökte bile! Hikmet Komşumuz dedi: Yahudilerden korkmayın Onlar yanımızdalar İsteklerini gerçekleştiriyorlar Batının devrimini yaparak! Zafer! Araplar nerede? Kör şehirler feryat içinde İmam fetva verdi: “Müslümanlar nerde” dedi Ey kâfirler! FİLİSTİNLİLER Çan yüksekten vurdu Tepesiyle sürtünerek bulutlara 853
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle