29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Gerçeğe dayalı masallar ? A. Şebnem BİRKAN M asallar hepimizin çocukluğumuzdan beri sevdiğimiz ve alışık olduğumuz şeylerdir. Hangimiz masal dinleyip de hayallere dalmayız ki... Bazen keşke masallar gerçek olsa deriz. Ayşe Kulin son kitabında, bizlere gerçeğe dayalı masallar anlatıyor. Bir Varmış Bir Yokmuş sadece içeriğiyle masalsı değil, düzeniyle de masalsı. Kitap iki tarafından da okunmak için tasarlanmış. Kitabı ters veya düz tutmak diye bir kaygınız olmuyor... Kitabı elinize alır almaz okumaya başlayabiliyorsunuz. Kitabın bir yüzünde hâlâ hayatta olan kişilere ait gerçek öyküler var. Diğer yüzünde ise bu gerçek hikâyelerle arasında paralellikler olan öyküler kurgulanmış. Kitabın bir yüzündeki öyküler gerçek öyküler. Türkiye’deki bilinen aileleri, sanatçıları ve onlara yakın kişileri konu alıyor. Bu kişilerin yaşam öykülerini tüm açıklığıyla okuyorsunuz. Büyüklere gerçek masallar olarak da algılayıp Ayşe Kulin’in akıcı anlatımıyla, kendinize masallar okumuş oluyorsunuz. Bu bölümde altı öykü var. Buradaki gerçek öykü kahramanlarını daha sonra kitabın öbür yüzünü çevirip okumaya başladığınızda nasıl kurgu öykülerin kahramanlarına dönüştüğünü görüyorsunuz. Örneğin, Münir Türkiye’nin Tokyo Büyükelçisi Süreyya – Nükhet Anderiman’ın oğlu; Süreyya Anderiman önce karısını boğarak öldürüyor, sonra da intihar ediyor. Kalan yüklü mirası oğlu har vurup harman savurunca, Münir fakirliğe mahkum oluyor. Bu gerçek olaydan yola çıkan Ayşe Kulin, kitabının kurgusal bölümünde Münir’in başına gelenlerden yeni bir öykü yaratıyor. Münir’in hayatının bu olaydan sonraki aşamalarını kendi kurguluyor ve Münir’in hayatının akışını yazıyor. KURGU ÖYKÜLER... Kitabın diğer yüzünü çevirince kurgu öykülerin olduğu tarafa geliyorsunuz. ‘Hayal’ adlı öyküde temizlikçi Güllü ve kocası Musta’yı tanıyoruz. Güllü psikolog Gül Hanım’ın yanında çalışıyor. Ama koca dayağı ve aşağılanmaya dayanamayan Güllü evden kaçıyor. ‘Kedi’ adlı öyküde, psikolog Gül Hanım’ın başına gelenleri kedisinin bakış açısından dinliyoruz. Gül Hanım’ın fırsatçı kocası Halil’i tanıyoruz. ‘Soytarı’da ise Halil’in geçmişine gidip, taşrada fakirlikten gelip turist kadın avcılığı yaparken tanıştığı bir gençle (Münir) karşılaşmalarını ve Münir’in mirasını nasıl beraberce tükettiklerine tanık oluyoruz. ‘Kurban’da töreye kurban olan Seher ve bu durumu hazmedemeyen halaoğlu Temel’le karşılaşıyoruz. Daha sonra ‘Sirk’ adlı öyküde hem Güllü’yü, hem Temel’i, hem de bir zamanlar kamuoyunu oyalayan ve sadece piyano çalan ama konuşmayan Piyano adamı görüyoruz. Piyano adamı ‘Ada’ya Mektuplar’ adlı öyküde başka bir gezegenden gelen YunsofYunus olarak kurgulayan Ayşe Kulin, bu öyküsüyle de bugüne bir eleştiri ve gönderme yapıyor. Öyküler hem ayrı ayrı hem de bir bütünlük içinde okunabiliyor. Değişik yönlerden gelen insanların, nasıl hayatın içinde birbirlerinin yaşantılarına girip eklemlendiklerine şahit oluyoruz. Ayşe Kulin’in öyküleri kolay okunuyor. Dili son derece sade ve duru. Bir Varmış SAYFA 6 Bir Yokmuş akıcılığı sayesinde yormadan okunuyor. Tatlı tatlı masal dinler gibi, kendinize öyküleri okuyorsunuz ve keyif alıyorsunuz. Gerçek yaşamöykülerinin kurgulanmış masallara dönüştüğünü görüyorsunuz. Öykülerinin konularını, ailelerinin ve zenginliklerinin kıymetini bilmeyip hayatını mahveden gençlerden, ezilen kadınlardan, töreye kurban edilen genç kızlardan seçiyor. Ayşe Kulin duyarlı bir yazar; çoğunlukla güncel konuları, kadın sorunlarını ve TürkiyeTürklük gerçeğini ele almayı seviyor. Sevdalinka, Bosna’daki soykırımı ele alan tek roman olması açısından ayrı bir yere sahip. Nefes Nefese II. Dünya Savaşı’nda diplomatlarımız ve Türk Dışişlerimizin başarılı çalışmasıyla Yahudilerin Nazi zulmünden ve soykırımından kaçırılmasını konu almış. Köprü’de Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu zamanında doğudaki Türkiye gerçeğini bir köprü yapımıyla okuyucusuna yansıtmış; Kardelenler’de Anadolu’daki kızlarımızın durumu gözler önüne sermiş; Bir Gün’de ise TürkKürt meselesini konu edinmiş. Ayşe Kulin Türkiye’nin bazı önemli meselelerine dikkat çekmek istemesi ve Türklerle ilgili konulara eğilmesi açısından önemli. Özellikle kadının toplumdaki durumunu ve ezilmişliğini irdeleyen ve bunları konu ederek bizlerin ilgisini o yöne çekmeye çalışması, onun topluma karşı ne kadar sorumluluk hissettiğinin bir kanıtı. Bizler, Bir Varmış Bir Yokmuş’taki töre cinayetlerine, kadın gerçeğine ve diğer dikkat çekmeye çalıştığı konulara odaklanmalı, bunların masal olmadığını görmeli ve bizim gerçeklerimiz olduğunu kabullenip yüzleşmeliyiz. ? KİTAP SAYI 841 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle