Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Mardin/ Lütfi Özgünaydın/ Fotoğrafevi Yayınları/ 118 s. 1945 yılında Kemaliye’de doğan Lütfi Özgünaydın, 1969 yılında Hürriyet Haber Ajansı’nda muhabirliğe başladı. Milliyet Sanat dergisinin ‘Abdi İpekçi Röportaj Yarışması’nda ödül aldıktan sonra fotoğrafla ve edebiyatla buluştu. Çeşitli sanat ve edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Birçok sergi açtı, gösteriler gerçekleştirdi, ödüller kazandı. İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan bu albümde, Lütfi Özgünaydın’ın objektifinden Mardin yer alıyor. Dansözün Ölümü/ Şebnem Şenyener/ Can Yayınları/ 146 s. Mu, New York’un en ünlü dansözüdür. Gerçekçi Fransız ressam Gustave Courbet’nin, Osmanlı diplomatı Halil Bey için yaptığı ‘Dünyanın Kökeni’ adlı erotik yapıtı, Brooklyn Müzesi’nde ilk kez sergilenecektir. Açılışı ‘yedi tül dansı’ ile Mu yapar. Mu, aynı gece soyunma odasında, tablodaki modelin pozunda, bir resim çerçevesine yerleştirilmiş bir halde ölü bulunur. Edebî tutkularıyla tanınan Dedektif Simontaut, şüphelilerden biyolog Hircan’ı yazar Godolphin’i, menajer Şerif’i, plastik cerrahı Leroy’u, oyuncakçı Testo’yu ve ‘arzunun isimsiz filozofu Homunculi’yi sorgular. Birbirleriyle çelişen ifadeler, ‘yedi tül dansı’nın perde perde açılan tülleri gibi, tutkunun, aşkın ve utancın sürekli değişen yüzünü aydınlatırken Simontaut, edindiği ipuçlarıyla cinayeti çözer. Televizyon Temsil Kültür/ Sevilay Çelenk/ Ütopya Yayınevi/ 368 s. Kültür ve toplum yaşantısıyla gerilimli bir ilişkisi olan televizyon hem ortak anlamlandırma sisteminin dili olarak her zaman ‘kültür’dür, hem de kültür ve toplum yaşantısını ideal biçimde temsil edemeyeceği için hiçbir zaman gereğince kültür değil(miş) gibidir. Yazar kitabında, televizyondaki anlam üretiminin, toplum ve kültürle gerilimli ilişkisini gözeterek, ulusal televizyonun, 90’lı yıllarımızı niteleyen gelişmeler ve toplumsal duygu yapısıyla girdiği karmaşık etkileşimi değerlendiriyor. Sevilay Çelenk’e göre, Türkiye’de televizyon bir kitle iletişim aracı olarak ‘hakiki değeri’nin ötesinde bir öneme sahip ve dolaşıma soktuğu kurmaca hikâyeler aracılığıyla izleyicide ‘vekâleten yaşamak yönünde bir arzu’yu kışkırtıyor. Çelenk, toplumsal üstüne bir anlatı olarak değerlendirdiği ulusal yayın akışını, on iki yıllık bir süreçte derinlemesine inceliyor. Ekonomide Kurtuluş Savaşımı/ L. Hilal Akgül/ Altın Kitaplar/ 176 s. “Yeni Türk devleti, ‘askeri ve siyasi zaferini, iktisadi zaferle taçlandırmak’ amacını benimsemiş, ‘siyasi ve askeri zaferlerin iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamayacağı’ ilkesinden hareket etmişti. Bu anlamda ‘iktisadi zafer’ ya da ‘ekonomik gelişme’, savaşım sonunda elde edilen zaferi bütünleyici ve aynı zamanda onu pekiştirici bir unsur olarak algılanıyor ve öyle sunuluyordu.” Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik gelişmeye nasıl ulaşılmaya çalışıldığı ve bu anlamda ne gibi sonuçlar elde edildiği bu çalışmanın temel konusu. Kitapta Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk çeyrek yüzyılı da ele alınmış. Ramon Mercader’in İkinci Ölümü/ Jorge Semprun/ Çeviren: İsmet Birkan/ Can Yayınları/ 416 s. 1917 Sovyet Devrimi’nin önderlerinden Troçki, 1940’ta Meksika’da Ramón Mercader adında bir İspanyol komünist tarafından öldürülmüştü. Jorge Semprun’un 1960’ların sonlarında yayımlanan ‘Ramón Mercader’in İkinci Ölümü’ adlı romanındaki kahramanın da aynı adı taşıması, kuşkusuz, bir rastlantı değil. Semprun, böylesi bir isim ikizliğinden ve bir casusluk öyküsünden yola çıkarak komünist hareketin yakın tarihiyle bir hesaplaşmaya girişiyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 841 SAYFA 33