29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Kuzey Irak’ın Erbil kentinde iki okul açmışlar 19951996 yıllarında. Yani Türk Silahlı Örgütleri’nde örgütlenmişler ama 1996 yılından itibaren Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı döneminden sonra bunlar buradan büyük bir temizliğe uğradılar. 12 Eylül askerleriyle ise kol kolalar. Evren’in subayları Fethullah ile görüştürülüyor anayasaya destek vermesi istemiyle. Bu noktada, Fethullah’tan cemaati koparma sürecine el altından hız veren eski Nurcularla ipler tamamen kopuyor. Kopardı çünkü o zamana kadar bunlar Fethullahçı olarak tanınmıyorlardı. Mehmet Kutlular ile birlikte Yeni Asya grubundaydılar ve 12 Eylül döneminde anayasaya "Evet" demek koşuluyla, biz sizi idare edeceğiz, göz yumacağız dendi ve bir anlaşma yaptılar ve ondan sonra zaten Fethullahçılık doğdu. Bunlar 12 Eylül sonrası Turgut Özal’dan büyük maddi ve manevi destek aldı ve böylece palazlanmaya başladılar. Alternatif Nurculuk mu? Hayır diyemeyiz, bunlar eğitime önem verdiler aynı Saidi Nursi’nin dediği gibi hani Van Gölü’nün kıyısına bir üniversite yapacağım hikâyesi. Bunlar Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde ilk kez örgütlendiler 80’li yılların sonundan itibaren. Bu süreç bir hayli devam etti. İşte Van’da Yücel Aşkın’ın başına gelen olayların bir ayağında da Fethullahçılar var. içinde parasal gücü ele geçirme kavgası tüm gücüyle sürüyor. Ve mucizeleri var! İlk kitaplarından birinde yazmış, Mekke'ye gidiyor, orada sivrisinekler herkesi ısırıyor bunu ısırmıyor. İşte köydeki komşuları kazlarını dövünce bir anda gök kara bulutlarla kaplanır ve buraya dikkat sadece o komşularının evine, yağmur, dolu yağmaya başlar, seller götürür ortalığı, bir tek kendi evinin bulunduğu yere bir şey olmaz. Fantezilerinin sonu yoktur. Böyle abuk sabuk birtakım şeyler yazmıştı. Rüyalar görüyor. Bu şeyhler uçmaz, onları müritleri uçurur. İÇERDEN FETHETMEK Önceleri siyasete güya taraftar değil hatta Erbakan ile bir restleşmesi olmuş bu noktada. `O'nun yolu' üniversiteleri içerden fethetmek tamam. Hatta siyasete yani gözönündeliğe inanan Erbakan'la ipler o zaman kopuyor, Özal'a o yüzden yakınlaşıyor. Erbakan'ın tutumunu, tanımını ``demokratik bir davranış'' olarak yorumluyorsunuz, Veren de ``Mertçe'' diyor. Bunu açar mısınız? Bunların elindeki siyaset ha ön ha geri planda ne fark ederdi ki/ ne fark ediyor ki? Şimdi Erbakan bir siyasi partinin, anayasa ve siyasi partiler yasasına göre kurulmuş bir siyasal oluşumun lideri. Biri Nizamdan itibaren olan bir siyasal oluşum bunda uzun bir süreç var. Başbakan olmuş, Başbakan Yardımcısı olmuş, yani bir sürecin içinde. Ama Fethullah'ın yaptığı eğitimde örgütlenmek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde örgütlenmek, poliste örgütlenmek amaç bu. Örgütlenerek belli bir tarihte devleti bu şekilde ele geçirme planları yapıyor fakat bu plan ne yazık ki 28 Şubat sürecinde bozuluyor. Bozulduğu için de hakkında davalar da açılıyor ve Amerika'ya kaçıyor. Zaten Fethullah Gülen her ne kadar ben siyasetin dışındayım da dese siyasetin içinde. Nasıl siyasetin içinde, işte Kenan Evren ve arkadaşlarıyla pazarlık yapıyor 12 Eylül sonrası 1982 Anayasası’na evet denmesi için kampanya başlatıyor. Ve o zaman işte Yeni Asya grubundan kopuyor ve Yeni Asya grubu Fethullah Gülen'i hain olarak ilan ediyor. Çünkü bu gruplar, Nurcu gruplar, öteden beri Adalet Partisi'ni daha sonra da Doğruyol Parti MENFAAT İLİŞKİLERİ... Nurettin Veren, bu genç Nurcularla üniversite gençliğini hedef alan Fethullah'ın yeni oluşturduğu yeni stili sizce vicdanında nasıl yorumlayıp aklamış. İpler ne zaman, nasıl kopmuş? Garipsediğini sanmıyorum, uzun bir yolculuğu var. Yıllarca birlikte oluyorlar ama işin içine menfaat ilişkileri girdiği an kopuş başlıyor. Fethullah’ın inanılmaz bir adam harcama tekniği var. Var tabii var. Birlikte yola çıktığı 60'lı yaşlara merdiven dayamış Nurettin Veren ve arkadaşları alaylı bir kadro. Bunların yetiştirdiği şimdi 30'lu 40'lı yaşlarda olan gençler var çevresinde. İyi eğitim görmüş, dil bilen insanlar bunlar. Yani Nurettin Veren ekolü değil bunlar. O ekolü Fethullah Gülen harcıyor. Nurettin Veren harcandığı için mi konuştu? Harcandığı için konuştu. Harcanmayanlar konuşmuyor. Çünkü konuşmamaları için sus payı veriliyor. Ama Nurettin Veren çok önemli bir kişi. Işıkevlerini, yurtları, okulları filan kuranlar arasında. Hatta öncü. Orta Asya Cumhuriyetlerindeki okulların kurulmasında öncü. Aynı şekilde Samanyolu televizyonunun kurulmasında öncü. Zaman gazetesinin koordinatörlüğünü yapmış, Asya Finans'ın kurulmasında öncü. Çok önemli görevleri var ve o görevleri yürütürken birdenbire kendini boşlukta hissetti. Artık bıktı herhalde. Gençler konusuna geri dönersek her türlü imkân sağlanmış vesaire... Hiç tehdit almış mı bu gençler? Almışlar, korkutulmuşlar, her ne kadar mafyavari bir örgütlenme değil tarikat örgütlenmesi ise de böyle şeyler de olmuş. Şiddet ne kadar var? Tabii bu gençlerin bana anlattıkları işte bu ağabeyler televizyon izlettirmiyor, kızlarla arkadaşlık kurdurtmuyor, yapanları dövüyorlar bu şekilde pek çok iddia var. Fethullah'ın `sahabe'yle aklını bozması çocukluğundan başlamış. Ailesi de onu epey pohpohlamış, olağanüstü yetenekleri olduğuna inandırmış. Şimdi onun psikolojisine değinmek açısından soruyorum, ağlıyor, saldırıyor, sövüyor, dövünüyor. Ölüm korkusu içinde yaşıyor... İnsanları dövüyor, yanındakilerin kolunu bacağını kırıyor. Evet ölüm korkusu var. Bazı hezeyanları da bu yüzden. Üstelik unutkanlık da başladı. Türkiye'ye dönerse öldürülmekten korkuyor. Cemaat CUMHURİYET KİTAP SAYI si'ni destekleyenlerdi. Ve 12 Eylül sonrası Turgut Özal'ın Anavatan Partisi'ni destekliyorlar. Tanışıklığı da 1977 seçimlerinde ortaya çıkıyor. Çünkü Milli Selamet Partisi'nden aday o zaman Turgut Özal ve aday olduğu için tanışıyorlar ve değişik geliyor tabii Amerika görmüş bir adam Özal, Nakşibendi tarikatından geliyor ve İzmir'den aday olan Özal seçimi kaybediyor ve Anavatan'ı destekliyorlar ve Anavatan 1983 seçimlerinde iktidar olduktan sonra ANAP iktidarı Fethullah'çılara sahip çıkıyor ve bunlar palazlanmaya başlıyorlar. Askeri liselere sahte sağlık raporlarıyla öğrenci soktukları dönemlerdir. 1986'dır, ANAP iktidardadır o zaman ve Maltepe Askeri Lisesi, Kuleli Askeri Lisesi, Işıklar Askeri Lisesi'nde sahte sağlık raporuyla bu ışıkevlerinde yetiştirilen yoksul ailelerin çocukları, Nurcu çocuklar, Fethullahçı çocuklar bu liselere giriyorlar ama bir soruşturma sonucu bunların hepsi askeri liselerden atıldılar. Ancak bu askeri liselerden atılanlar Turgut Özal'ın yardımıyla Anadolu liselerine filan kaydoldular, sivil liselere kaydırıldılar. Onlar şimdi üniversiteyi bitirdi, kimisi savcı, kimisi yargıç, kimisi kaymakam oldular. Fethullah'ın girmediği kılık kaldı mı? Neredeyse kalmadı gibi.. Adam her yerde. Fethullah bugün siyasetin dışında değil içindedir. Tabii kendisi milletvekili filan olmuyor ama yandaşları, müritleri bugün çok önemli mevkilerdedir. Niye Fethullah Gülen Fransa'da, Almanya'da, İngiltere'de, Hollanda'da, Belçika'da, Avusturya, ya da Avustralya'da yaşamıyor? Neden? Yıllardan beri bir insan Amerika'da, 8 yıldan beri Amerika'da nasıl oturabilir bir insan? Bu sorunun yanıtı çok açık; Amerika'nın desteğiyle tabii ki. MODEL TUTACAK MI? ABD’nin Türkiye’ye biçtiği ılımlı İslam modeli tutacak mı? Tutmayacak. Neden? Çünkü ABD, AKP’yi gözden çıkardı. Irak’ta çöken ABD şimdi yeni yöntemler peşinde. ABD’nin kirli, yoz işi bitmez. Dünya kafalarında planların ötesinde an be an da şekillenir. Planlarının satılmış aktörleri daima el altındadır. Bugünkü iktidarla Fethullah'ın arası nasıl? Çok çok iyi. Başbakanla, bakanlarla ilişkisi çok iyi. Şemdinli olayının ardında hükümet ve Fethullahçıların işbirliği iddiasına ne diyorsunuz? Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın adının, Van Cumhuriyet Savcısı' nın hazırladığı Şemdinli iddianamesine geçirilmesiyle Fethullahçıların ''yıpratma'' eylemi geçerlilik kazanıyor. Büyükanıt Paşa yargıyı etkilemiş... Nasıl etkilemiş? Büyükanıt, Astsubay Ali Kaya için şöyle demiş: "Tanırım, iyi çocuktur. Elbet şu aşamada sürmekte olan soruşturmaya saygımız var. Sonucunu bekliyoruz..." Van Cumhuriyet Savcısı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ı da tutuklu olarak yargılatmaya çalışmıştı. Birkaç gün sonra Fethullahçı Zaman gazetesi, Jandarma İstihbaratı kaynaklı "Yücel Aşkın, PKK Sempatizanı" başlıklı, emekli olmuş bir astsubayın komutana yazdığı bir mektubu yayımladı. İşin rengi ise daha sonra belli oldu. Jandarma astsubayı "Fethullahçı"ydı. Orgeneral Büyükanıt’ı yıpratmaya yönelik kampanya düşündürücü. Burada eleştiri filan yok, doğrudan yıpratılma söz konusu. Türkiye'de faili meçhul pek çok olay bugüne dek aydınlatılamadı. Yaşanan olaylar ve pek çok cinayet araştırılmadığı için halk "Neler oluyor" sorusunu sık sık sormaya başladı. Bunları biliyorum. Ancak bir orgeneralin "Tanırım, iyi çocuktur" demesi, yargıyı hiç ama hiç etkilemez. Bir oyun oynanıyor. Oyunun içine, Diyarbakırlı Mehmet Ali Altındağ da girmiş, Sabah gazetesinin haberine göre. Bu kişi gazete ve televizyon patronu. Askeri ve polis ihalelerine girerdi bir dönem. Askersivil kamu kurum ve kuruluşlarından ihale alırdı. Bölgede Hizbullah’a yakın bir kişi olarak tanınırdı. Bir de Fethullahçılara yakın, onların şirketlerinde danışmanlık yapan bazı emekli askerler, Fethullahçıların desteğinde bazı yerlere çomak sokuyor olmasınlar! ? Fethullah Gülen’in 40 Yıllık Serüveni/ Hikmet Çetinkaya/ Günizi / 280 s. Hikmet Çetinkaya, kitabında Nurettin Veren’in çarpıcı açıklamalarına yer veriyor. Veren, Fethullah’ın kendisini hain ilan ettiğini, ABD’deki evinde 30 gün yaşadığını belirterek buradan kaçmak zorunda kaldığını ve Fethullah’ın kendisini öldürtmek istediğini iddia ediyor. 841 SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle