Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ünlü Fransız çizer Plantu'nun söyleşileri, karikatürleri 'Kanatlar ve Eller'de Plantu ile dans etmek kusuz. Ancak, ikisi de birbirini takip eden dönemlerde Fransız siyasi karikatürünün önemli mihenk taşları olmuşlardır. Reiser’in 42 yaşında ölümünün ardından bayrağı devralan Plantu, sevecen çizgisi ve çok daha yumuşak üslubuna karşın Le Monde’un birinci sayfasındaki kalesinden toplumun tüm katmanlarına fırçasını savurmaktan kaçınmamaktadır. Reiser’in sevenleri çoktu, Plantu’nün de öyle... Reiser monografisi, çizerin ölümünden on iki yıl sonra bir Fransız tarafından kaleme alındı*. Plantu’nünki ise geçen yıl bir Türk tarafından, hem de Türkçe olarak yazıldı! karikatürist olduğuna inanmak zordu." (S.23) Ama sayfalar ilerledikçe, Plantu’den ziyade Sevgi Türker Terlemez’i tanımaya başlıyoruz. Plantu artık sadece arka plandaki dekordur, anlatılan ise yazarın kendi iç dünyasıdır. Bir an geliyor ki bu kitabın bildik bir monografi olmadığını, "Plantu ile dans etmeye çabalayan" bir çevirmenin (s.26) kendi kendisiyle hesaplaşmaya giriştiğini, yine kendisine rağmen bu kitabı yazmak için mücadele verdiğini fark ediyoruz. Ankara – Paris ekseninde bir yolculuğa çıkarıyor yazar bizi. Anıları, şimdiki dünyası, henüz okul çağındaki kızıyla ilişkisi, köpeği, kuşu, duyguları... Plantu’yü tanıyalım derken Sevgi Türker Terlemez ile tanışıyoruz... Zaman zaman kitabını yazmakta, kurgusunu oluşturmakta zorlanıyor, mahcup oluyor yazar. Ancak bu sıkıntısını okurla paylaşmaktan çekinmiyor. "Bu kitap onu anlatmak için yazılıyor. Ezenlerezilenler, egemenlermazlumlar oldukça bu tür kitaplar daha çok yazılacaktır. Ezenin, egemeninin karşısına kılıcını çeker gibi kalemi, keskin dili ile dikilen Mirbeau, Hugo, Zola, gibi bizim çok iyi tanıdığımız yazar, ressam, yontucunun çocuğu, torunu Plantu" (S.40), diyerek kendi kendisini motive ediyor! "...ve kanatlanır Plantu. Elleri ve kanatları sayesinde her yere ulaşır." (S.54) İkinci bölüm Plantu’nün on sayfalık hayat hikâyesinin ardından, yazarın Sevgi Türker Terlemez, 'Kanatlar ve Eller' üç farklı bölümden oluşturmuş. Birinci bölüm kitabın yazılma sürecini anlatıyor. İkinci bölüm söyleşilerden oluşuyor. Üçüncü bölüm ise Plantu hakkında yazılanlar ve Plantu’nün bazı çizimlerine ayrılmış. ? İzel ROZENTAL K endisini "journal bête et méchant" aptal ve kötü dergi olarak tanımlayan HaraKiri’nin efsanevi çizeri Reiser 1983 yılında kansere yenik düştüğünde, Plantu Le Monde’daki köşesine henüz ısınmamıştı. Reiser, "en kötüsünü çiziyorum çünkü güzeli seviyorum" derken dur durak tanımamış, bütün dokunulmaz sanılanlara, kısa süreli yaşamında geliştirdiği ‘gaddar’ fırçasıyla hadlerini bildirmişti! Çirkini daha da çirkin kılıyordu çizgilerinde. Oysa Plantu, bir estetik cerrahı gibi, çirkin olanı güzelleştiriyor adeta. Plantu’nün tiplemeleri sevimli, hatta nerdeyse sempatik denebilecek antikahramanlar! Chirac’ı öyle, Bush’u öyle... Hatta sakallı ve cüppeli köktendincileri bile aynı anlayışla çiziyor... Reiser ile Plantu arasındaki bu kıyaslamayı yapmamın nedeni, her ikisinin de Fransız karikatürcüleri olması değil kuş ÇİZGİ DÜNYASI... Neydi Sevgi Türker Terlemez’i Plantu ve karikatür hakkında bir kitap yazmaya iten neden? Çeviri alanındaki çalışmalarından dolayı Fransız hükümetinin şövalyelik nişanı payesine sahip olan yazar, bunu, Plantu’nün Ankara’ya davetli olarak geldiği bir karikatür festivalinde ünlü Fransız karikatürcüye çeviride yardımcı olması ve aniden kendini çizgi dünyasının içinde bulması olarak açıklıyor. Sevgi hanım karikatürcülerden o kadar etkilenmiş ki, o güne dek yazın dünyası ile kurduğu sıcak ilişkiyi çizgi dünyasıyla kuramamış olmasına hayıflanmış ve bu kitabı yazmaya karar vermiş... Önce şaşırıyor Plantu bu sıra dışı istek karşısında, "Çıldırmış olmalı!" diye geçiriyor içinden. "Ama karikatüristlerin tümünün bir tarafı azıcık çatlak olduğuna göre Sevgi’ye güvenebilirim" diyerek işbirliğine razı oluyor. Kitap aslında üç farklı bölümden oluşuyor. Birinci bölüm kitabın yazılma sürecini anlatıyor. İkinci bölüm söyleşilerden oluşuyor. Üçüncü bölüm ise Plantu hakkında yazılanlar ve Plantu’nün bazı çizimlerine ayrılmış. İlk bölümde yazarın Plantu’yü keşfetmesine tanıklık ediyoruz: "Plantu bir dost, Plantu içimizden biri, Plantu bir bakış. (...) Masum ve alçakgönüllü, öğrenmeye sevdalı bir öğrenci gibi görünen bu ellili yıllarını yaşayan delikanlının son derece yetenekli ve dünya çapında bir farklı zaman ve mekânlarda gerçekleştirmiş olduğu söyleşilerden oluşuyor. Plantu gerçekten göründüğü gibi "kanatlı bir melek" midir, yoksa bütün karikatürcülerin içlerinde bir yerde gizli olan "şeytan" ona da bulaşmış mıdır? İlk söyleşi yazarın artık kanıksadığımız ‘duyguyoğun’ üslubuyla kaleme alınmış. Kimi sorular beklenen yanıtı da içerdiklerinden, ünlü karikatürcüye sadece "evet, sanırım öyledir..." türünden kısa yanıtlar vermek düşüyor. Sevgi Hanım Plantu ile vals yapmak istiyor ama kavalyesini piste çekmeyi başaramıyor. Kaçak dans ediyor Plantu, "Güzel dans etmeyi çok isterdim. Çocukluğumda fena sayılmazdım. Sonra... Sonra ne oldu bilemiyorum, dans etmekten korkar oldum, beceremediğimi düşündüm. Komplekse kapıldım. Dans eder gibi görünmektense etmemeyi yeğledim" diye reddediyor Sevgi Hanım’ın dans teklifini. Ancak ekliyor: "...ben okurumla dans etmek isterdim. Onu etkilemeye çalışıyorum, kendi dış dünyama sürüklüyorum, bir tür girdaba dalıyoruz birlikte. Karikatürümü görünce onun dünyasına geçiyoruz, tartışıyoruz, tartışıyı yöneten okurun kendisi oluyor. Çok figürlü dans bizimkisi. Okurumla ettiğim dansta kompleksim de kalmıyor. Kurgunun dansında uyum mükemmel..." (S.73) “Plantu; haksızlık, açlık, saldırı, savaş, ırkçılık, ayırımcılık, egemen gücün küçük hesapları gibi, insanların yaşama hakkını elinden alan, insanlara acı çektiren sevimsiz, bir o kadar da uğursuz olaylara kulak veriyor, umudunu yitirmeden çiziyor belki bir işe yarar diye..." Plantu, Türkiye’yi ziyaretinde, dostlarıyla birlikte: soldan sağa, İzel Rozental, İsmet Ercan, Semih Poroy, Plantu, Sevgi Türker Terlemez, Tan Oral, Nezih Danyal. KİTABIN YAZILMA SÜRECİ Ama Sevgi Türker Terlemez azimli! Yalnız Plantu’ye değil, karikatür camiasına, fakat daha önemlisi kendi kendisine verdiği sözü yerine getirecek, bu kitabı ne pahasına olursa bitirecek... Okur, bir yandan kitabın yazılma sürecine eşlik ederken diğer yandan Plantu’nün giderek açılmasına tanık oluyor. Zoru başarıyor Sevgi Hanım ve üçüncü söyleşiden itibaren Plantu’yü kanatlarından arındırıyor. Bu kez kaçamıyor ünlü karikatürcü; "Otuz iki yıldır bu meslekteyim, Le Monde gazetesinde... On beş yıldır da ilk sayfada. Mütevazı biri olsaydım, sanıldığı gibi, bu görevleri kabul etmemem gerekirdi, gerçekten de alçakgönüllü olsaydım bu önerileri bana getirdiklerinde ‘Hayır!’ demem gerekirdi... ‘Hayır!’ demedim, çünkü ‘Vay be! Böyle bir şans kolay kolay ele geçmez, kabul ediyorum,’ dedim ve elimi uzattım... Mütevazı olduğum söylenemez herhalde..." (S.102) Kendisine yakıştırılan alçakgönüllülük rolünden sıyrıldıktan sonra iyice açılıyor Plantu. Karikatür dünyasını, KİTAP SAYI ? SAYFA 14 CUMHURİYET 841