Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
var ki günümüzde bunlar yadırganıyor, anlamsız bulunuyor. Okuru romamnızda farklı dönemlerde gezintıye çtkanyonunuz. Farklı dönemler içınde okuru gezdirmek bir roman gerçeklığı ıçinde yazmak zor olmadı mu Günün gerçekliğini vermek bile birçok yazar için zordur; elbette geçmişin, yüzlerce, binlerce yıl öncesinin gerçekliğini yansıtmak daha da zor. Bunun için yazarlar araştırma yaparlar, ben de yaptım. Ancak geçmişteki yazarlara göre şu dönem olanakiarımız çok daha fazla. Yapılan araştırmaların, çıkan kitapların sayısının her yı] artması bir vana, pek çok belgesel film izleyebiliyomz. Tarihi sinema filmlerinden de keza illıaın alabiliyoruz. Fakat benim asü malzemem her zaman insandır, ondan sonra da doğa. Bu iki unsur tarihi dönemlerde görece az değişiyor. Öbür ayrıntılara gelince; bir ortamın doğallığmı yansıtmak için, başka deyişle bir ortamı doğallığı içinde anlatabilmek için ekonomik davranabilirsiniz. Zaten bir belgeselde olduğu gibi her sahnede gerçeğe bire bir sadık kalma gibi bir ıddiam olmadı. Tüm bu sahneleri ana kahraman Necmi'nin görevlendirdiği anlatıcılara anlattırdım; dolayısıyla sorumluluğumu hafiflettim. üte yandan başka bakımlardan da bu 'anlatıcı' açılımı, roman tekniği açısından yeni bir durum olmakla kalmadı, yeni olanaklar sağladı. •Insanlık oldu olalı belll klşilik gruplan olu$muş. Belll gruplann temel özellikleri ve o gruplardan insanlann kisiliklerl. dert ettlklerl sorunlar. pek az deği$mi$. Romanda bu gercekliğl araştırmava ve göstermeye değlşmezllğlnl ve klşillkler arasındaki mücadeleyi anlattım. İnsanın adeta değişmez farklı turlerden olustuğunu" dlyor "Yoldakl Isaretler" adlı yeni romanı Icln Kaan Arslanoğlu. çalıştım. Kişiliklerfn dığında aydınlar yeniden başlarını dikleştireceklerdir ya da dikleştirmeyenler etkisizleştirilecek, yeni aydınlar ortaya çıkacaktır. INSAN DECŞİR. AMA BU CENETİK BİR DEĞİŞİMLE "SABIRLA OKUMAK VE MÜMKUNDURCESARETLE DÜŞÜNMEK" Bu romanda tnsan zamanla degtsebı 'Yaşamtn ne kadar sürdüğü değtl, ne lır tezının doğru olmadığını görüyoruz. Sizce ınsan nasıl değışebilir, böyle bir dekadar anlamlı sürdüğii önenılı, 'Günliik yasam denılen şeyler hergiin ıı/ak u/ak öl g'ı^tm mumkün mü? Insan değişmez tezini ileri sürdüdürülen ruhları gömü'ri dıyonunuz. Sızce ğümde büyük tepki alıyorum. Bana göre günliik bayatın rutim nastl kırılır? Yasainsan değişir, ama bu genetik bir değimın anlamı ncrcde saklu şimle mümkündür; yani bir üst türün Gündelik bilinçten çıkmanın, onun ortaya çıkmasıyla. Işte bu görüş çok yaüstüne çıkmanın yolu, sabırla okumak ve dırganıyor. Görüş şöyle yorumlanıyor: cesaretle düşünmekten geçiyor. Her şey Insan değişmez, öyleyse her şeyin aynı insanın içinde olup bitiyor. Gündelik kalmasını savunuyorsun! Bana göre ise hayhuydan sıyrılmak için insanlar farklı tam tersi. Asıl, insan üstüne gerçek dışı yollar kullanabüiyorlar. Kendilerini dobeklentiler içindeyseniz, herşeyin aynı ğaya vuranlar, tehlikeli sporlara yönelenkalmasına daha çok hiznıet ediyorsunuz ler, yogaya gidenler... Siyaset de yollardemektir. Insanda var olmayan potansidan biri. Dünyayı farklı görmek ve yaşayeller gördüğünüzde, bugününü de bemak için herbirinin kolaylaştıcı bir yanı ğenmeye başlıyorsunuz. Rahatsızlığınız bulunuyor. Fakat kişi cesaretle düşüneazalıyor, hoşnutluğunuz artıyor. Bugünmiyor, kararlılıkla davranamıyorsa bu den memnun olmaya başlıyorsunuz. Şu yollar da işe yaramıyor. Kendilerini farklı andaki sisteme karşı olması gereken solzanneden değişik kesimlerden pek çok cuların ezici çoğunluğunun, günlük yakişinin, sıradanlığı aşamamaları, küçük şamlarında sıradan insanlardan ayrı desıkıntılar denizinde çırpınıp durmalan o ğerler ortaya koyamamalarının, kapitayüzden. Insan en önce kendini aşabilmelist bilinç içinde hareket etmelerinin İi. Bunun zorlukları nelerdir, düşünsel önemli nedenlerinden biri budur. Oysa engeller nerede karşımıza çıkar, pratik aslen değişmeyecek elimizdeki insan engeller nelerdir; romanda bunları çömalzemesiyle çok daha olumlu işler yazümlemeye çalışıyonım. pılabilir. Belli kişilik yapısında olanlar Romandakt yazar, editör ve büyük medya imparatorluklart içinde yasananla zaten doğal eğilimleri sonucu bu mücadeleyi vereceklerdir. Onlara daha çok n konu alan sahneler var. Burada güniimüz aydınını sert bir sekilde eleştiriyorsu destek olmak, daha akılcı, daha ekonomik, daha sabırlı çaba içinde bulunmanuz. Sızce Türk aydını içinde bulundug'u lannı sağlamak da gerçeği tüm çıplaklıbu durumdan çıkabilecek mu ğıyla kavramaktan geçer. Kendilerini bir Günümüz aydını günün koşullarına milim değiştiremeyen, en basit kötü alışyalnızca yaşam biçimsel olarak değil, kanlıklarının büe üstüne gidemeyen indüşünsel olarak da teslim olmuş dusanların, yalnızca konu açılınca ya da sirumda. Cesaretli düşünemiyor, cesaretli yasi söylem vakti gelince insanın değişedavranamıyor, yalnız kalmayı göze alabileceğinden dem vurmalan trajik bir mıyor. Cesaretten kastettiğim, zaten en komedidir. Böylelerini bazen fazla saf önce bu: Yalnız kalmayı göze alabilgörürken, bazen de fazla uyanık görmemek. Yoksa birçok entelektüel kendisi min nedeni işte budur. Insanlığı hak etiçin, var oluşunu garantilemek için hamediği kadar yüceltme tavrı, bir yandan yati önemde gördüğii şu veya bu çevreyarı aydınları avuturken, uyuştururken; ye sırtını dayamış durumda. Dahası, o öte yandan birbirlerini kandırmalarına, çevrenin cesaret kavramı neyse, o doğo yoldan yetke sağlamalarına yarıyor rultuda az ya da çok cesaret de gösterepek çok kişinin. Ayrıca, insan şöyleymiş, biliyor. Ama sırtını dayadığı çevreyi insan böyleymiş! Hangi insan? Tarih eleştirmeyi, onları kırmayı göze alamıboyunca insan tek bir biçimde düşüyor. Böyle bir ortamda kim gerçekten nüp, tek bir yönde hareket etmemiş ki; öyle düşündüğü için öyle yazıyor, kim içinde birçok grup var. Eğer büyük çotaraftarlarına yazıyor; ayırt etmek pek ğunluk kastediliyorsa 'insan' kavramıyzor. Bağlanmış kalemler, şebekeleşmiş la, büyük çoğunluğun insan değişir ya bilgisayarlar ortamındayız. Ayrıca bu da değişmez tartışmasıyla zaten hiçbir sorun evrensel bir sorıın, ülkemize özilgisi olmamış hiçbir dönem. Sözün özü, gü bir sorıın değil. Ancak işte bunu, insan gerçekleşmesi çok zor bir şey için dönemin bir özelliği sayıyorıım, insana daha çok çaba harcamalı, şimdiki gibi özgü kaçınılmaz bir doğal durum olarehavet içinde dolaşmamalı. Hatta barak görmüyorum. Bıçak kemiğe dayanC U M H U R İ Y E T K İ T A P zen imkânsızı istemeli. Bu görüşün neresi statükoculuk! Ktlabımzt Felhı Naa'ye ılhaf ettiniz. 281. sayfada bununla ılgıli bir açıklamaya da yer verdıntz ve orada uze gelcbilecek tepkilerden de söz cttinız. Peki tepkı geldı mi? Neredeyse hiç tepki gelmedi. Ne olumlu, ne olumsuz. Ama sanırım çoğu insan verılen mesajı anladı. Yalnızca bazı dostlardan, Fethi Naci'nin bu işten pek hoşlanmadığını duydum. Bunu tahmin etmemiş değildim gerçi. Yaz dönemi, henüz görüşcmedik; görüştüğümde zannederim bunun üstüne konuşuruz kendi' siyle. Son olarak gene stzınle 'Kuş Bakijt' rornanınız üstüne konuşmuştuk ve o zaman rotnana bir süre ara vereceğimzi sö'y lemistiniz. Şimdilerde ise uzun bir aradan sonra tekrar bir romanla okurun karşısına çıklınız. Bundan böyle gene bu tarz ayrılıklar yasayacak mı okurlarınız?.. Kendi periyoduma göre arada bazen açılmalar oluyor; yoksa başkalanyla karşılaştırıldığımda hâlâ daha sık yazıyorum. Her romandan sonra romana karşı biraz doygunluk yaşıyorum. Araya başka kitaplar giriyor, kuramsal konularda da kitap çıkarıyorum. Örneğin şimdi de kuramsal bir kitap hazırlamaya başladım. O bitince başka bir kuramsal kitap gelecek; sonra yeni bir romana başlayabilirim. Kanımea güzel bir söyleşi oldu, çok teşekkür ederim.» Yoldaki Işaretler/ Kaan Arslanoğlu/ Adam Yaytnlan/ 2004/ 283 s. içimde jem ironı hem de c ke r şevm r l 1 ?.. vaş^diğı. J soylemıyor; .. . . ece kanıthyor da! pylüyor bize. *SELYAYINCILIK Emaıl: posta@selyayincilik.com http:// www.stlyayincihk.coin SEL kitapları ındirimde, Elhamra Pasajı, 258 Beyoğlu S AYI 7 65 SAYFA S