Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
aklıma takıltyor ve Tarık'a uyarlıyorum: Bu şehır Tarık'a tuzak mı kuruyor, bu }Chır Tarık'ı tızak mı kıltyor, bu sehır Tarık'ı haylt yoruyor mu, yoksa bu şebır Ta1 rık'ı hep kandırıyor mu> Ne Jersınız' ' Olabilir tabii, ama ben bunu hiç düşünmedim. Okurlardan gclen değişik tepkiler ve değcrlendirmeler beni de şaşırtıyor. Burada Tarık'a tuzak kuran, onu yoran ne okumaya geldiği kent, ne de kentin ortasından geçen çay. Onun sorunu kendisiyle. Aklıma gelmışken soraytm; Tank'ın ıç acıları toplamımn hesabı nedir bu romanda? Burada Dönüş romanına bir gönderme var. Orada Vedat bir çemberin iç açılannın toplamının 360 derece olduğunu, ama iç acıları toplamının bundan çok daha fazla oldıığunu söyler. Tarık henüz bunu söylcyecek durumda değildir. Çünkü kendisini yeterince tanımadığı için böyle bir hesaplaşmaya da girişmemiştir. ü , durumundan hoşnut olmayan ve yakınan biridir. Içinde bulunduğu durumu düzeltmek için de en küçiik bir çaba harcamaz. tnsanı sinirlendirecek kadar tembeldir de aynı zamanda. Tarık romanın sonıına dek şairane lavır takımyor. Romanmızda fitnel dilı seçme \ebebtniz nedır? Her öykü, her roman kendi dilini, biçemini belirliyor. Romandaki ağır ve karamsar havanın tersine akıcı, eğienceli bir dil kullanmaya özen gösterdim. Tank'ın bazı duygularını şiirle ifade etmesi de buradan kaynaldanıyor. SİNEMATOGRAFİK SAHNELER Pckı ya \ınematografık sahneler'<> Sinemasal bir anlatımı kullanmayı seviyorum. Bu beninı sinemayı çok sevmemden kaynaklanıyor. Yazmadan önce ya da yazarken kafamda canlananların okurun göziinde de canlanmasını isti yorum. Zaman zaman sözciiklerle resinı yapmaya çalıştığımı düşüniirüm. Bunun için ayrıntı seçimine vc diyaloglara çok önem veriyorum. Konu^maları beden diliyle birlikte vermeye çalışıyorum, böylece iki kişinin konuşması bile onların iç diinyalarından ipuçları versin istiyorum. Tarık içfısıltılann çığlığa dönüş mektuplarla sag~ltyor. Adrcsine ula^mayan mekluplar.,. Bunun sıze yansımasına gelecek olursak? Bu romanda Tarık karakteri iç sesleriyle okurun göziinde canlanıyor. Onun fiziksel özelliklcriyle ilgili neıedeyse hiçbir şey söylemiyorum. Bu iç seslerin de şiirlerden monologlara, yazıl mayan mektuplara uzanan bir çeşitlili^i var. Okurun göziinde yaşayan bir 'Jarık yaratabilmek için kulJandım bütün bun İarı. iu\rn babar ayıtıda Ankara'da diizenlenen söy/fjidc öykü/nmıan yazmak ısleyenlcre ılkın adressız mcktııplar yazmalarınt sıztn de öykiiye ba^larken yap ğım kadar günümüz öğrenci gençliğini tanımıyorum. O nedenle de 70'li yılların üniversite ögrencisini anlatmayı seçtim. Tarık, annesınt zıyarelc taşrasına gtttığtnde, bir buhranlı anmda doğduğu döneme lanet yağdırıyor: "böylesı kötü bir zamanda dünyaya gelmem bana ve yaşıtlanma doğanın küçük bir çakası olmalt ( .) Barışın, sevgı ve güzellıklerın diinyasında dog'up büyümek ıs/erdım Evet, lanetler yağdırıyor ama bütün bunları yine iç sesiyle söylüyor. Annesiyle arasında böyle bir diyalog olamaz. Bu romanda Tank'ın ve arkadaşlarıntn hayat ieruvenine baktıfım vaktt, daha yırmtsınde yelmış yaş süren insanlarla karfila}:r gıbı oluyorum. Kahramanlannızı erken yaşltlığa mı sevk etttniz yoksa? olmayan birine mcktup Bir yazarın kahramanı üzerinde böylar yazarak bir le bir yaptırım gücü, böyle bir hakkı oltip canlandırmamamalı. Tarık'ın ruh yaşının bu kadar larını önermiştim. ilerde görünmesi güvensiz ve geleceksiz \ % Sonra da o tipin ağbir toplumda yaşamasından kaynaklanıyor. Yaşar, Ertan, Asuman, Seher aynı zından kendilerine ortamda yaşamalarına karşın hiç de öyle ıııektuplar yazarak bunu değiller. geliştirebileceklerini söylemiştim. Benim romanda yap Tarık çok ılginç, bir o kadar da dütiğım ise Tarık'ı biraz daha tasündürücü söz söylüyor çocukluk arkadanıyabilmek için seçtiğim bir yol. şı Cemal'le sohbetlerınde: "Bir şeyler de derçı başlarda yüzcysel anlatıla ğijiyor, değısmek/en çok bozuluyor."Sız cafca benze.se de hıkâye ilerledıkce Er de Tarık gıbı karamsar mısınız? lan araa/ığıyla dönemtn ıç çalkantıları Karamsar olmamayı çok isterdim. na, faşıstdevnmcı kavgalarına tanık olu Yine de umutsuz değilim. yoruz. Romanı bıtırıp kapağtnı kapattıg'ımda kendimı boşluk/aymijim gıbı hnse/ım Bu bir dönem romanı değil. Ama o Tank'ın labınylc 'karamsarlık ve dengeyıllarda yaşananları yüzeysel de olsa versızlıkler btleşkeu' konumunu alıyorum. nıem gerekiyordu. 70'lt yıllarda, o hararcllı günlerde sız Sanırım kitabı okııyan her okur aynı ruh halınt alaeaktır, ne dersımZ'' de Tarık'la aynı ya^lardaydınız. Bunun elkısı oldu mu konu ve karakter seçimin Benim de istediğim buydtı, derim.* de? Oldu. O dönemle ilgili gözlemlerim, Suda Bulanık Oyunlar/ Cemil anılarım vardı. Tarık karakterini tanıdıKavukçu/ Can Yaymları/ 206 s. tıfımz gtbı \alık vermiştıniz. Bu teknık yem romanda cpey işe yaramij, ne dcrstnız? O söylediğim farklı bir şeydi. Oykü yazınak isteyenler için bir alıştırma alanı olarak Havaî fîşekler gibi gösterişli ve rengârenk. Sönmüş yıldızlar gibi uzakta ve bembeyaz. Bak hâlâ çok güzelsin Ormr C.ayma/ Sür., Meşhur olmak için İstanbul'a gelen Erdal, oğlunu ahp evini terk eden Aynur, Galata Köprüsü'nde midye dolma satan Niya2d, kopya CD satıcısı Neo, eskinin cüzdan hırsızı Doktor, trenlerde satıcılık, şipşak fotoğrafçılık, kahvecilik yapmış Baba Müfit, sevdiği kızın anısuıa her mezenin üzerine incecik bir dilim domates koyan meyhaneci Ali Yaşar ve diğerleri. Yıldız olmaya çabalarken kayıp giden insanlar... OOÖAN KİTAP www.dogankıtap.com.tr C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 765 SAYFA 21