19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2010/ SAY11263 PAZARI 13 Kültürel miras özelleştirilince KültürveTurizm Bakanlığı tarafından Türkiye'deki 56 müze ve ören yeri özelleştirildi. Yani kültürel mirasımız şirketlere devredildi. Özelleştirilen yerlerden Apollon Tapınağı'na gişe ve dükkân yapılacağı gerekçesiyle ağır iş makineleriyle girilince olanlar oldu. Tapınağazararveren uygulamayı şimdiiik belediye durdurdu. EYÜP MUHCU Mimariar Odası Genel Başkanı "Ören yerleri ve müzeler devletin öncelikle koruması gereken kültür varlıkları arasında. Devlet adına bu koruma görevi Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilmiş. Anayasa ve ilgili yasalara göre kültür varlıklarımız Kültür ve Turizm Bakanlığı ve baglı kurumların güvencesi altında. Bu kapsamda bakanlık, kültür varlıklarının envanterlerini çıkarmak, restorasyonu ve yaşatılması ile ilgili bütün tedbirleri almakla sorumlu. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu, 2863 sayılı yasaya bağlı olarak kültür varlıkları ile yapılacak işlemler konusunda yetkili. Son yıllarda; her şeyi ticari meta olarak gören anlayış doğrultusunda sit.alanları ve kültür varlıklarının özelleştirilmesi ve tahrip edilmesi gündemde. Bu varlıkları koruması gerekenlerin aldığı kararlar kamusal sorumlulukları ile bağdaşmıyor. Kültür varlıklarını ticari işletme olarak gören ve bu çerçevede özelleştirme yoluyla tahrip edilmesine yol açan faktörlerin başında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ihaleleri var. Bakanlık ihaleleri ile mutlak korunması gereken kültür mirasına kimi ticari fonksiyonların yerleştirilmesine izin veriyor. Ayrıca, kültür mirası ile ilgili uygulamalarda ciddi bir denetim sorunu da yaşanıyor. Projesine ve restorasyon ilkelerine aykırı kimi uygulamalar yapılıyor ve bu yolla da tahribatlar oluyor. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Yasası kapsamında, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulları'nın sorumlulukları ile bagdaşmayan kararlarında son yıllarda ciddi bir artış var. Kurullar ciddi bir baskı ve dayatma altında çalışmalarını yürütmek durumunda bırakılıyor. Kültür varlıklarını korumadan yana tavır koyan kimi kurul üyeleri ya görevden alınıyor ya da başka bölgelere sürülmek suretiyle kıyıma ugratılıyor. Bugün kurulların büyük ölçüde siyasallaştıgı ve yönetimlerin etkisi altında kararlar almak durumunda kaldığı yönünde ciddi değerlendirmeler var. Apollon Tapınagı konusunda ivedi olarak bakanlığa ve kurullara düşen görev, kültür mirasına zarar veren ve onları yok eden bu uygulamaiarı bir an önce durdurmak. Bu görev anayasal, yasal ve kamusal sorumluluğun geregi zaten." • ŞİRİN GÜVEN T opkapı, Ayasofya, Anadolu Medeniyetleri, Hacıbektaş, Mevlana ve Antalya Arkeoloji Müzesi... Efes, Olympos, Aspendos, Kayaköy, Sedir Adası, Patara ve Ihlara Vadisi... Türkiye'nin kültürel mirası olan bu bölgeler de dahil toplam 56 ören yeri geçtigimiz yıl özelleştirilmişti. Satış ve bilet gişelerinin yaptırılarak işletilmesi ile ilgili açılan ihaleyi de Bilkent Kültür Girişiml kazanmıştı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü "DÖSİMM" ile "Müze ve Ören Yerleri Satış Alanları ve Ticari Faaliyetlerin Yönetimi, Yürürtülmesi, Geliştirilmesi, Ürün ve Hizmet Tedariki Sözleşmesi"ni imzalamışlardı. Kısaca kültürel mirasımız özelleştirilmiş ve işletmesi 8 yıllığına bir şirkete bırakılmıştı. Bu da yetmezmiş gibi geçen hafta bir olay daha yaşandı. Özelleştirilen yerler arasındaki Aydın'ın Didim ilçesindeki 2 bin 500 yıllık Apollon Tapınağı'na ağır iş makineleriyle gişe ve dükkân yapmak için girildi ve arkeolojik sit alanında kesinlikle çalışmaması gereken iş makineleri ile tarihi tapınağa zarar verildi. Tapınağın girişindeki bekçi kulübesi ve tapınağın sur duvarı tarihi yapıları korumak için hiçbir güvenlik önlemi alınmadan yıkıldı. Üstelik izinleri dahi yoktu. Peki 1. derece sit alanı olan ve izinsiz bir çivi dahi çakılamayan bu bölgede nasıl böyle bir şey olabildi? Önce bugüne kadar hangi süreçlerden geçildiğini açıklamak gerekir. İhalenin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü'nün "Didiyma Antik Kenti I. Derece Arkeolojik Sit içerisinde bilet gişesi ve satış mağazası fonksiyonlarını içerecek hafif konstrüksiyonlu yapının inşa edilmesi" talebi, 29.04.201 Otarihinde Aydın Koruma Bölge Kurulu toplantısında gündeme geldi. Kurul yapılacak yapının "geçici ve hafif konstrüksiyonlu" olmasına karar verdi. Ancak ihaleyi alan müteahhit firma nasıl olduysa büyük iş makineleriyle pek de geçici olmayan bir yapı Dldim Belediye Başkanı inşaat ruhsatı olmadan Apollon Tapınagı'nın duvarları yıkıldı. Hemen gidip mühürledik biz de tabii ki. Burada ikiyüzlü bir durum var. Apollon Tapınagı'nın yanından geçen yol trafiğe kapatıldı titreşimlerin tapıpağa zarar verdiği gerekçesiyle. Pgki kapitalistler kepçe, &*•£ vururken titreşim olmadı mı? Ben 2004 yılından beri Didim Belediye Başkanıyım. Özelleştirmeye karşıyım. Emeğe saygı duyulmalı. Özelleştirme ideolojime, felsefeme ve ilkelerime ters. yapabileceklerini düşünerek 24 Mayıs Pazartesi sabahı tapınağa girdi. Aslında tüm bu olayda pek çok sorun ve usulsüzlük var. İlki inşaatla ilgili Didim Belediyesi'ne yapılmış herhangi bir resmi başvuru olmaması. Yani bir inşaatın başlaması için gereken ve belediyelerden alınan "inşaat ruhsatı" olmadan tapınağa girmekte bir sorun görmemişler. Neyse ki kaçak başlatılan uygulama Didim Belediyesi tarafından mühürlendi de, çok daha büyük felaketlerin ucundan dönüldü. Aslında böyle bir şey için belediyeye başvursalar izin ve ruhsat almaları da mümkün değil çünkü bu konuda onaylı bir "Koruma Amaçlı Imar Planı" olmadığı için belediye zaten o bölgede bir şey yapılmasına izin veremez. Nitekim Apollon Tapınağı'nı çevreleyen duvarların ve çitlerin onarılması konusunda 2008 yılında Aydın Koruma Kurulu'na başvuran Didim Belediyesi Koruma Amaçlı imar Planı'nın henüz onaylanmadığı gerekçesiyle reddedilmişti. Ayrıca zaman zaman Didim Belediyesi'nin ya da o bölgede yaşayanların en küçük tadilat talepleri bile aynı gerekçeden dolayı geri çevrilmişti. Yoksa bu kural kimi şirketler için geçerli değil mi? Bir diğer konu da hafif araç trafiğine bile kapalı olan alana ağır iş makinelerini hangi izinle soktuklari... Bir ay önce Apollon Tapınagı ve önünden geçen ve Didim'in ana arterlerinden biri olan yol, Aydın Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve il Trafik Komisyonları kararı ile "Apollon Tapınagı'nın çevre duvarlarına zarar verdiği" gerekçesiyle araç trafiğine kapatılmıştı. Yani araç trafiğine kapalı olan yoldan geçmeyi başaran kepçeler tapınağa kadar girip, yıkım işlemlerini başlatmış. Bu da işin ayrı bir boyutu. Tüm bunların ardından inşaatı yapan firmanın yaptığı açıklama da içler acısı: "Apollon Tapınağı'nda proje kanşıklığı nedeniyle yanlış anlamadan kaynaklanan bir inşaat başlangıcı olmuş". Yapılan özelleştirmenin kültürel mirasımızın önemli parçalarından birine zarar verdiği şüphesiz. Ancak proje bir şekilde engellenemez ve tamamlanırsa iş bununla da kalmayacak ve tapınağın içinde açılacak dükkânla tapınağın etrafındaki onlarca esnaf işsiz kalacak. Bu arada Didim Belediyesi kurulun almış olduğu kararın iptal edilmesi için Aydın 1. idare Mahkemesi'ne 2010/832 esas sayılı dosya ile başvuruda bulundu. Ancak henüz bir sonuç alınamadı. • Defne dostluk için yine yollarda... B ozcaada'daydılar, Aleksandrapolis'te, Midilli'de.. İzmir'de, Selanik'teydiler. PamuKkale'de, Samos'ta. Antalya'da, Rodos'ta. Aydın'da, Fourni'de. Kavala'da, Kapadokya'da. Dokuz yıldır Türk ve Yunan Defneleri olarak iki ülke arasında barışı, dostluğu ve kardeşliği taşıyıp durdular karşılıklı. Bu yılda Yunanistan'ın Xanthi'sinden istanbul'un Adalar'ına uzanacaklar el ele. Türkiye ve Yunanistan'ın yani sıra Avrupa Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesi için de kurulan ilk sivil toplum örgütü olan Defne (İstanbul) ve Nea-Dafni'nin (Atina) temellerini her iki ülkenin akademisyenleri, devlet ve bilim insanları, medya mensupları, iş adamları ve sanatçıları attılar. Eğitim projeleri, burslar, seminerler, tarihi restorasyonlar, bilimsel araştırmalar, medya çalışmaları, turizm etkinlikleri, ekolojik yaklaşımlar ve iş dünyasına yönelik aktiviteler ile sanat kültür faaliyetlerinde karşılıklı köprüler kurmayı sürdüren Türk-Yunan Defne H§ü dernekleri iki ülkenin kardeş ve çok kültürlü coğrafyalarında yapacağı festivalle yeni işbirliklerini, yeni tanışıklıkları, yeni ortaklaşalıkları hedefliyor. Turkmall'un ve Hellasmall'un ana sponsorluğunu, Metro Turizmin ise ulaşım sponsorluğunu üstlendiği festivalin bu yıl ev sahipliklerini ise ! Türk-Yunan Defne Derneği tarafından »rçekleştirilecek ılan IX. Türk-Yunan ttuk Festrvali, 12-15 Haziran 2010 tarihlert arasında İskeçe- Adatar arasında yapılacak. İstanbul-Adalar Belediyesi, Adalar Müzesi ve Fex Kültür Derneği yapacak. 12 Haziran'da İstanbul'dan başlayan yolculuğun ilk varış yeri Xanthi (İskeçe). Burada paneller, müzik, dansla dolu dolu yaşanacak iki gün içinde hep birlikte "Burada ekmek var" denilerek ortaklaşa ekmek pişirilecek. Sonra istanbul yollarına düşülecek. Bu kez de bir Büyükada'da, bir Heybeli'de, bir Kınalı'da, bir Burgaz'da olacak paneller, müzikler, danslar. Barış ve kardeşliğin simgesi olarak Büyükada'ya biri Xanthi'de, diğeri de Adalar'da yetişmiş iki defne fidanı dikilecek. Dostluğun, kardeşliğin tanığı olarak biranıta dönüştürülecek defne ağaçları. Amaç artık gelenekselleşen festivalin dokuzuncusunun da ardında geriye yeni ilişkiler, yeni dostluklar, yeni işbirlikleri, yeni dayanışma örnekleri bırakmak. IV. Altın Defne Fotoğraf Yarışması'nın bu yılki sonuçları da belirlendi. Ege'nin iki yakasındaki fotoğrafçılar bu kez "Binlerce Güvercin" için deklanşörlere bastılar. Dostluğa, kardeşliğe, özgürlüğe tanıklık eden, barışı simgeleyen güvercinleri fotoğrafladılar. Ve yarışma sonunda Hacer Karanlık "Altın Defne", Tülün Şaşmaz "Gümüş Defne", Zeynep Başkurt da "Bronz Defne" ödülünü kazandılar. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle