19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 6 HAZİRAN 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA SPOR 23 Bogdan Tanjevic bayrağõ genç yardõmcõsõna devretmek istiyor CAN İŞBAKAN Fenerbahçe Ülker şampiyonluğa ulaşõrken ortaya çõkan ‘hikâye’ kitaplara konu olacak cinstendi. Takõmõn koçu Bogdan Tanjevic kolon kanseri nedeniyle görevinden çekilmiş; yerine yardõmcõsõ Ertuğrul Erdoğan geçmiş. Herkes şoka girmiş; üzüntü Sarõ - Lacivertli renklere hâkim olmuş. Ama Erdoğan müthiş bir özgüven ve deneyim örneği göstererek bütünleşmeyi yakaladõ, sisteme kendinden parçalar ekledi, psikolojik üstünlüğü ele aldõ ve son şampiyon Efes Pilsen’i 4-2’lik seriyle geçerek zirvenin yolunu açtõ. Şampiyonluğun hikâyesini bir de bu müthiş başarõnõn mimarlarõndan dinleyelim... - Görev size verilince neler hissettiniz? ERTUĞRUL ERDOĞAN: İlk iki antrenmanda biraz endişeliydim. Fenerbahçe Ülker gibi sürekli dikkatlerin üzerinde olduğu, ikinciliğin başarõ olmadõğõ bir yerdeydim. Önemli bir tecrübem var ama karar mekanizmasõnda ilk sõrayõ almak, egosu yüksek, kaliteli isimlerle çalõşmak kolay değildi. Ama oyuncularõm çok iyi reaksiyon gösterdi. Tanjevic’in hastalõğõ elbette büyük bir şok yaratmõştõ. Onun desteği çok önemliydi. Her antrenmana geldi. Maçlarõ izledi. Hem onun sistemini uyguladõk hem de ben bir şeyler kattõm ve ortaya bir sentez çõktõ. - Oyuncuların size güvenmesi ve olumlu reaksiyon göstermesi kuşkusuz şampiyonluğun kilit noktasıydı... E.E: Zaten final serisinde biz daha iyi takõm olduk. Hem Türk hem de yabancõ oyuncular müthiş bütünleşti. Takõmlarda önemli bir oyuncu sakatlanõnca diğer isimler kenetlenir ve bu açõğõ kapatmaya çalõşõr. Ki biz bunu 5. maçta Kerem Tunçeri örneğiyle Efes Pilsen’de gördük. Biz de Tanjevic’in hastalõğõnõn ardõndan birbirimize kenetlendik. - Psikolojik olarak Tanjevic’in hastalığı bütünleştirdi sizi; saha içine baktığınız zaman, taktiksel olarak takım olmayı nasıl başardınız? E.E: Ben iki şeyden taviz vermedim: Takõm oyunundan ve savunmadan. Şut seçimlerine dikkat ettik. Savunmadaki detaylarda değişiklik yaptõk. Yardõmõ arttõrõp, baskõlõ savunmayõ ön plana çõkardõk. Sahada performans veren, sõcak oyuncuyu tuttuk. Ben oyunculara, “Savunmada dinlenen, kendini hücuma saklayanı çıkarırım” dedim. Bu sertliği arttõrdõ. - Oyuncuların size karşı güvenini gözlerinden okumak mümkündü... E.E: Oyuncularõn mesajõ önemliydi. Kaptan Mrsic kenardaydõ ama bütünlük anlamõnda katkõ verdi. Ömer ve Mirsad sahada liderliğini gösterdi. Kinsey sanki altyapõdan gelen oyuncumuz gibi mücadele etti. Greer büyük bir profesyonellik gösterdi. İlk maçlarda 5.5-6 dakika ortalamayla oynadõ. Ama bunu sorun yapmayõp sonra bize maç kazandõrdõ. - Geçen yılki final serisine bakınca hangi hatalardan ders aldınız, neleri değiştirdiniz? E.E: Toplantõlar yapõp hatalarõ ortaya çõkardõk. Efes Pilsen 4 kõsayken içeriden oynadõk. Prese karşõ çalõştõk. Serinin ilerleyen bölümlerinde Ergin Ataman bize sorun çõkaracak hamleler yaptõ. Ancak seride iş taktikten çok psikolojik savaşa döndü ve biz bunu 4. maçta 17 sayõ geriden gelerek ele geçirdik. Bu da serinin kõrõlma anõydõ. - Başkan Aziz Yıldırım, Euroleague’de “Final Four”u işaret etti. Buna ulaşmak için ne yapmak gerekiyor? E.E: Euroleague’de ‘Final Four’ oynamak kolay değil. Eğer biz bu sezon sağlõklõ kalabilseydik, daha ilerilere giderdik. Final serisinde rollerin çok belli olduğu yönünde yorum yapõldõ. Bunun nedeni sağlõklõ olmamõzdõ. Yõllardõr beraber oynayan çekirdek kadronun üzerine birkaç takviye yapõlõrsa uzun vadede başarabileceğimize inanõyorum. Öncelikle ilk 8’lerden hiç uzak kalmamamõz gerekiyor. ‘KARARLARI BEN ALDIM’ - Şampiyonluktan sonra “Takõm ve sistem Tanjevic’in” dediniz. Bunu söylerken mütevazılığını gösterdiniz. Sizin de oyun içindeki etkiniz çok net gözüktü. E.E: Ben gerçekçi bakmak istiyorum. Tanjevic’in emeğini göz ardõ edemezsiniz. Tabii ki kişiliğimden, basketbol anlayõşõmdan bir şeyler koydum. Mutlaka benim de emeğim var. Ama bu ayaklarõmõn yere basmasõna engel değil. Başarõda bir tane mimar aramak yanlõş olur. Ben o açõklamayla bunu vurgulamak istedim. Çalõştõğõm sürece Tanjevic’in bana hiçbir zorlamasõ olmadõ. Aldõğõm her karara saygõ gösterdi. İnisiyatif bendeydi. ‘GÖREV BEKLİYORUM’ - Ömer Onan, “Türkiye yeni bir başantrenör kazandõ” dedi. Siz kendinizi nerede görüyorsunuz? E.E: Son 3 yõldõr bazõ takõmlardan başantrenörlük için teklifler aldõm. Ama şu anda Fenerbahçe Ülker gibi bir takõmda 1. yardõmcõ antrenörüm. Buraya talip olan bir çok başantrenör var. Doğru yerde, doğru organizasyonda çalõşmak daha önemli. Başantrenör olmak kuşkusuz hedeftir. Ben de sorumluluk almaktan korkmam. - Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz? E.E: Yönetimin alacağõ bir karar var. Eğer görev bana verilirse ben elimden gelenin en iyisini yaparõm. Başkasõ gelirse nasõl bir karar alõrõm bilmiyorum. Bu profesyonel bir iş. Şu anda belirsizlik söz konusu... Çifte kupa en güzel hediye oldu T A N J E V I C Ağustos ayõnda milli takõmdayõm ‘ ‘ ‘ Final serisi öncesinde takõmõ yönetecek enerjim vardõ, buna hazõrdõm. Ama fiziksel tedavim devam ediyordu ve en önemlisi takõmõn yakaladõğõ büyüyü bozmak istemedim. Hiçbir şeye dokunmadõm. Her şey fantastikti. Geçtiğimiz şubat ayõnda başkan Aziz Yõldõrõm ile bir araya gelerek sezon sonu bõrakacağõmõ söyledim. Bunu yardõmcõlarõmla da paylaştõm. Tarihimizde bir ilk olan çifte kupayla sezonu kapatmak bana çok güzel bir hediye oldu. Burada noktayõ Türk bir koçun koymasõ çok güzeldi. Benden sonra mirasõ Ertuğrul Erdoğan’õn devralmasõnõ istiyorum. Bunu yönetime de söyleceğim. Ondan çok eminim. Müthiş dürüst ve bilgili bir insan. ‘ Milli takõma gelince... Kadroyu haftaya açõklamayõ düşünüyoruz. Tedavimi bitirip ağustos başõnda takõma katõlacağõm. Ben artõk kendimi iyi hissediyorum. Hastalõğõm ortaya çõkõnca insanlar gerçekten çok üzüldü. Antrenörler, kulüpler, yöneticiler, herkes bana ilgi gösterdi. Hastanedeki odam çiçeklerle doldu. Sokakta yürürken herkes gelip bana ‘geçmiş olsun’ dedi. Ben böylesine içten, yürekten bir sevgiyi hiçbir yerde görmedim. Herkes bana sahip çõktõ. Bunun için çok mutluyum. Bu, hastalõğõmõ yenmem için bana büyük bir moral oldu F.Bahçe Antrenörü Ertuğrul Erdoğan, “Aydın Örs’ten çok şey öğrendim. Sadece basketbol adına değil, kişilik olarak da. Tanjevic’ten de... Bu 6 yıl, hayatımın en verimli dönemi” dedi. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU) 1. KOŞU: F: Cadillac Jack (1), P: Raspberry (5), PP: Sen Gelmez Oldun (6), S: Golden Pie (2). 2. KOŞU: F: Del Prado (1), P: Vesuvio (6), PP: Little Gangster (3), S: Hõnzõr (2). 3. KOŞU: F: Colenels Love (5), P: Prin- cess Zahra (13), PP: Bambino (2), S: Karasevda (9). 4. KOŞU:F:Sõlasultan(2),P:IşõlIşõl(1),PP:Uçkaya(3), S: Hoşfidan (5). 5. KOŞU: F: Kurtiniadis (2), P: Ins- pector (1), PP: Çakõlhan (5), S: Salvatore (4). 6. KO- ŞU: F: Ilvana (8), P: Demirsoy (3), PP: Özgünkan (5), S: Günaltay (4). 7. KOŞU: F: Azaraks (2), P: Hakkar (6), PP: Mavi Kumsal (9), S: Buenos Aires (4). Spor Servisi - Türkiye’nin önde gelen iletişim operatörü Turkcell, futbol ve basketbol derken amatör branşlara da uzun vadeli program başlattõ. Turkcell Genel Müdür yardõmcõsõ Koray Öztürkler, takõm sporlarõna verilen desteğin ardõndan bireysel sporlarda da Türkiye’yi temsil edecek başarõlõ sporcular yetiştireceklerini söyledi. 2008 Pekin Olimpiyatlarõ’nda Türk sporu adõna üzücü sonuçlar alõndõğõnõ anlatan Öztürkler, “Olimpiyatlarda Türk sporunu başarıyla temsil edecek sporcular yetiştirmek bundan sonra sporda odak alanımız olacak. Geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz ‘Geleceğe Koşanlar’ projemizle Türkiye’ye yakışan, madalyalar kazanacak değerli sporcular yetiştireceğiz. İk aşamada 180 sporcuya destek vereceğiz. Bunun için profesyonel ekipler kurduk. Hedefimiz 2016 Olimpiyatları’nda Türkiye’ye madalyalar kazandırmak olacak. 2016’nın madalyası Turkcell’den” dedi. A L T I L I G A N Y A N 1 5 2 2 8 2 6 13 1 1 3 3 2-9 3 5-4 GÜNÜN İÇİNDEN...GÜNÜN İÇİNDEN... VOLEYBOLDA, Uluslararasõ Çin Masters Turnuvasõ’nõn 2. etap son maçõnda Türkiye, Dominik Cumhuriyeti’ni 3-2 yendi. BASKETBOLDA, geçen sezon G.Saray’da forma skandalõ yaşayan Cemal Nalga, Litvanya’nõn Lietuvos Rytas takõmõ ile anlaştõ. VOLEYBOLDA, F.Bahçe Acõbadem, anlaştõğõ bir oyuncu ile bugün saat 12.00’de Şükrü Saracoğlu Stadõ’nda sözleşme imzalayacak. TRABZON Yönetim Kurulu, dün İstanbul’da transfer zirvesi yaptõ. NİJERYALI yõldõz oyuncu John Obi Mikel, antrenmanda sakatlanmasõ nedeniyle 2010 Dünya Kupasõ’nda forma giyemeyecek. NBA’de Lakers ile Boston Celtics arasõndaki final serisinin 2. maçõ sabaha karşõ saat 03.00’te oynanacak. 6’LI 11-13-1-8-8-20 (Ankara); 7.824,34 TL, 6-18-8-5-5-8 (İzmir); 560,55 TL ikramiye verdi. GÜNÜN PROGRAMI - VOLEYBOL - 2010 Erkekler Avrupa Ligi - (Başkent/18.00) Türkiye-Portekiz, TV’DE SPOR - D Spor/18.00 Türkiye-Portekiz(Voleybol), NTV/03.00 Los Angeles Lakers- Boston Celtics(NBA), TRT 3/11.30 Roland Garros Tenis Turnuvasõ. OLİMPİYATLARDA MADALYA TURKCELL’DEN ‘Miras Ertuğrul’a’ GÖRÜŞ / DOĞAN HASOL Aslantepe’nin Çatısı Stadın yapımı ilerliyor. Bu arada ortadaki en ciddi sorun, stadın açılır kapanır çatısı... Projeler, hazırlanan program uyarınca, açılır-kapanır çatıya göre tasarlanmıştı. Ne var ki ihale aşamasında çatı, ihale kapsamı dışında tutuldu. İhale bedeli 179 milyon TL; açılır-kapanır çatının yapımı ise, yaklaşık olarak 20 milyon TL. Şimdi TOKİ çatının yapımını üstlenmek istemiyor. Çatının ileride yapılabileceği öne sürülüyor. Bu durum birçok yönden sakıncalı. Stat işletmeye açıldıktan sonra çatı yapımının getireceği teknik güçlükler ve ciddi sakıncalar var. Projeler açılır-kapanır çatıya göre düzenlenmiş, taşıyıcı sistem o çatı çözümüne göre tasarlanmıştı. Çatı yapılamayacaksa, onu taşımak üzere kurulmuş bu kadar ağır bir strüktüre ne gerek vardı? Konu baştan ona göre planlanır, daha hafif ve ucuz çözümler üretilebilirdi. GSGM, G.Saray ve TOKİ anlaşması, kulüpçe hazırlatılmış ve uygulanmakta olan proje üzerinden yapılmıştı. O projede çatı vardı, yani sürpriz değil. Gelelim çatının ne kadar yararlı olduğu konusuna… Stat, çok işlevli bir kompleks olarak, gösteriler vb. etkinlikler için kullanılacaksa, ki böyle düşünülüyor, kapanabilir bir örtü yararlı, hatta zorunludur. Kötü havalarda yapılacak özellikle uluslararası spor karşılaşmaları için de öyle. Ayrıca böylesi tesislerin afet durumlarında barınma amaçlı kullanılması olasılığı da örtü fikrini güçlendiriyor. Dışarıda bunun örnekleri yaşanarak görüldü. Kaygılar yersiz İleri sürülen karşı düşünceler arasında, çatının havalandırmayı engelleyeceği ve çimlerin korunmasının güçleşeceği gibi konular var. Bu kaygılar doğrulara dayanmıyor. Şöyle ki; yan tribünlerle çatı arasındaki açıklık, havalanmayı sorun olmaktan çıkarıyor. Çimlere gelince, çatı örtülmese de futbol statlarında tribünlerin sahaya yakınlığı nedeniyle çimler zaten her zaman sorunlu. Ne var ki bugünün teknolojisiyle özel ışık düzenleriyle çimler beslenebiliyor. Çimlerin tümünü değiştirmenin bedeli ise topu topu 80 bin Avro. Bu da korkulacak bir tutar oluşturmuyor. Görüldüğü gibi, baştan düşünülerek yaptırılmış olan ve sözleşmeye esas oluşturan mimari projenin değiştirilmeden, zaman yitirmeden, eksiksiz olarak uygulanması gerekiyor. Aksi halde böyle bir kararın sorumluluğunu üstlenenlere, ‘Çatı örtülmeyecekse böylesine güç, güçlü ve pahalı bir strüktürü niçin yaptınız?’ diye sormazlar mı? Çatının yapılması ancak bugün olanaklıdır. Üstelik çatıyı, alt strüktürü yapan yüklenicinin yapması doğrudur. Aksi halde farklı firmalarca, farklı zamanlarda yapılacak iki strüktür arasında doğabilecek teknik sorunlar, çözümü güç sorumluluk tartışmalarına yol açacaktır. Bedelin karşılanması, bir özveri gerektiriyorsa, TOKİ bu özveriye katlanmalıdır. Galatasaray’ın bu anlaşmada parasal olarak kayıplı çıkan taraf olduğu biliniyor. Ali Sami Yen Stadı arsasını değerlendirirken TOKİ zaten kârlı çıkmıyor mu? Bugüne kadar gerçekleştirdiği işler arasında mimari bakımdan en görkemli olanı için, bir özveride bulunmalıdır diye düşünüyorum. Öte yandan, ‘Ali Sami Yen Parkı’ konusundaki fikrim değişmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TOKİ’ye daha uygun bir noktada eşdeğer bir arsa vererek Mecidiyeköy’de halkın soluklanabileceği tek yeri bir parka dönüştürerek hizmete sunmalı. Belediyeye de, TOKİ’ye de, İstanbul’a da yakışan budur. Fransa Açõk’ta İtalyan işi şampiyon: Schiavone PARİS - Roland Garros Tenis Turnuvası’nda dün oynanan tek bayanlar finalinde, sürpriz isim olan İtalyan Francesca Schiavone, Avustralya’nın son yıllarda parlayan yıldızı Samantha Stosur’u 6-4 ve 7-6’lık setlerle 2-0 yenerek şampiyon oldu. 29 yaşında ve 1.66 m boyunda olan İtalyan sporcu, maçın favorisi olmamasına karşın santrkortta kendisini blok halinde oturarak destekleyen fanatik vatandaşlarının da desteğiyle oyunun başından itibaren direnişini ortaya koydu. Bu performans kimsenin beklemediği bir başarıydı. Eski şampiyonlardan Justine Henin ve Serena Williams’ı üst üste eleyerek yarıfinale çıkan Stosur, 1 numaralı Amerikalı seribaşına karşı, bir de maç topu kurtarmıştı. Yarı finalde de Sırp Jelena Jankovic’i kolay yenen Stosur, aşırı sakin tavrı, sert servis ve forehandlerinin yanı sıra çok zengin vuruş teknikleriyle maçın favorisiydi. Schiavone ise 30 yaşına gelirken kariyerinin maçı olarak gördüğü finalde, özellikle sürpriz fileye çıkışlarının neredeyse hepsinde puan kazandı ve ‘her topu’ oynayarak sürekli maçın içinde kaldı. İlk set 4-3 iken Stosur’un servisini kıran Schiavone, daha sonra kendi servisinde seti kapadı. ‘Tie break’e kalan ikinci sette, son oyunda 6-2 öne geçen İtalyan raket, daha ilk maç topunda, rakibini hataya zorlayarak şampiyonluğa uzanırken daha önceki 2 turda olduğu gibi yere yatıp Roland Garros toprağını öptü. Bugün oynanacak olan tek erkekler finali, Nadal için Soderling karşısında geçen yılın rövanşını almak için bir fırsat olacak. Bu maçı seyretmek, tenisseverler için mecburi ödev! ROLAND GARROS’TAN / BEDRİ BAYKAM Schiavone
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle