19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2010/ SAYI 1263 + HBfifflfflEJ PAZAR | 11 Kilo almak, rejime karşın bir türlü kilo verememek sadece yemek yemeye bağlı değil. Bir psikolog da diyetisyen kadar etkili oiabilir kilo verme konusunda. Tabii bedenin kiloya karşı direncini destekleyen hormonlannızda bir bozukluk yoksa. Kilo verememenizin nedenini anlamak için mutlaka bir doktora başvurmalısınız. H P ^ Ş H PAZARIN PENCERESINDEN ^ ^ ^ ^ ^ H y SELÇUK EREZ Sadrazama kaside... r-\ u sıralarda sıkılıyorsanız, mizah dergilerinin D sayfalannın az, televizyonlarda stand- up'çılara ayrılan zamanlann da kısa olduğunu düşünüyorsanız yandaş medyanın CHP kurultayı ve Kılıçdaroğlu konusunda söylediklerini okuyun. 23-24 Mayıs'ta yayınlanlardan bir bölümüne bakmak ne kadar eğlenebileceğinizi anlamanız için yeter: "Zavallı Kemal Bey" (Ahmet Altan.Taraf) "Denizi düşürüp yılana sarılmak" (Gürbüz Özaltınlı, Taraf) "Kılıçdaroğlu'nun ilkesizlikleri" (Vakit) "...Şimdi taze liderin reklamı meyanında hızlı bir sosyal demokrat kampanya başlatılacak. Mebzul halkçılık palavraları sıkılacak." (Mehmet Doğan, Vakit) "Kılıçdaroğlu bir de başbakan yapılırsa bu ülkeye, bir daha belini bile doğrultamaz Türkiye" (Yusuf Kaplan, YeniŞafak) "Alm Kılıçdaroğlunuzu, başınıza çalın!" (Salih Tuna, YaniŞafak) "Partizan medya kurultayı" (Star) "Bayat mala yeni pazarlamacı" (Yasin Aktay, YeniŞafak) Bu gazetelerin aynı sayılarında iktidara güzellemeler de yer alıyor: Mesela: "Dünyada yükselen işsizlik bizde inişte" (Yeni Şafak) İktidarda olana methiye döşemek, iktidardakinin sevmediğine karaçalmak eski bir sanattır: Anlı-şanlı edebiyatçılarımız arasında bu işin en sıra dışı örneklerini vermiş, bu nedenle kese kese altına kavuşmuş şairlerimiz az değildir: Baki, Nev'i, Ruhi, Nef'i, Nedim sayılabilir. "Bahar"dan bahseder gibi yapıp padişahı ve sadrazamı öven Nedim, "Bahariye"sinde sadrazama "Güzel gayretinle memleket yeni bir düzen buldu; Sen haşmetimin süsü, devletli kapımın ziynetisin!" der, sonra da tutar Sadrazam'ın ağzından padişahı göklere çıkarır: "Senin lütfun, senin feyzinledir hep cümle ikbalim ki ben bir zerreyim, sen devlet ile aftabımsın (yani 'güneşimsin')." Yenilerinden ne farkı varmış eski yalakaların? Onlar da böyle şeyler yazdıkları için türlü avantalara kavuşurlarmış ama failatünlü yağlar çekerken edebiyat kitaplarında yer alabilecek incelikte bir sanat yetisi ve zevki de sergilerlermiş. Osmanlı yalakaları, bu günkülerin fersah fersah ötesindelermiş! Yine Nedim, sarayı, gül bahçesine, III. Ahmed'i güle, Sadrazam ibrahim Paşa'yı da bülbüle benzetirmiş methiyelerinde: "Bugün gül bahçesinde gül padişahını oturmuş, bülbülü de ayakta, onun hizmetine hazır bir şekilde, 'Sen benim muradına ermiş şahımsınl' derken gördüm" dermiş. Ah ah nerede o eski yalakalar? Bugün var olsalardı, başbakanlar iktidarlarını hiç böyle yitirilirler miydi? • [email protected] H ayatınız boyunca kilonuzu sakladınız, yıllardır diyettesiniz. Arkadaşlarınız sizi hiç incecik hatırlamıyor bile. Peki, bu kadar çabaya rağmen neden hâlâ fazla kilonuz var? Hiç düşündünüz mü? Belki de tabağınızdakiler değildir düşmanınız? Fazla kilosu olan insanlara devamlı nasihat edilen ve de sürekli tekrarlanan cümleler, az ve sağlıklı yemek ve bol bol hareket etmek. işin tuhafı bu nasihatleri harfi harfine yerine getirenlerin durumlarının daha da kötüleşmesi çokça görülen bir olay. "Beslenme, obezitenin yalnızca yüzde 5 ila 8'inin gerçek nedeni" diyor endokrinolog Didier Panizza. Bu biyolojik gerçek, bize beslenme rejimlerinin yüzde 90'ının üç yılda başarısız olmasını da açıklıyor. Fazla kilonun evrensel bir çözümü yok, olamaz da çünkü fazla kilo olarak adlandırdığımız şey bedenin ya da psikolojinin iyi çalışmadığına dair bir işaret. Beslenmeyi suçlamanın anlamı yok, kilo almanın ve verememenin asıl sorumlusu metabolik ve duygusal blokajların kaldırılması gerekiyor. "Kilolar, doğaları gereği pek çok nedene bağlı olabiliyor" diyor psikiyatr Stephane Clerget. Duygusal olarak insanı kilo almaya iten üç neden var. Bunların ilki reaksiyon kiloları. Reaksiyon kilosu genellikle yakın zamanda alınan kilolar; ayrılık, yas, zorlu kariyer süreci gibi nedenleri var. ikincisi neredeyse çocukluğumuza kadar giden eski duygular. Bu eski duyguların su yüzüne çıkmasını engellemek için yemek yemeye yöneliyor insanlar. Son kategoride ise strese bağlı kilolar var. Strese bağlı alınan kilolar, eğer stres kronikleşmediyse sorun değil, ama stres kronikleştiğinde kilo alma durumu da kronikleşiyor. Bu duygulara bağlı alınan kiloları vermek zor. Çünkü ilk duygularımızın inşası gelişimimizin de ilk evresini oluşturuyor. Yeni doğan bir bebek, yemek yiyerek dünyayla ilk ilişkisini kuruyor. Dahası, iyi hissetmek için yemek yemek bize içsel olarak yapışmış kalmış bir alışkanlık... Buna benzer duygusal blokajlardan kurtulmak için ayrıca bir çalışma yapmak, terapiye gitmek IV şart. Terapi ' sayesinde belki de gerçekten kilo • vermek isteyip istemediğimizi desorgulamış oluyoruz. •Kilomuzla ilişkimiztartıya dayanıyor ama bedenin de söyleyecek bir çift lafı var. Panizza için büyük bir beden, "çalışmayan bir beden" ':'. anlamına geliyor. Her çeşit yağ fazlasının kendi hikâyesi var, her biri metabolizmanın başka bir çeşit düzensizliğini anlatıyor. örneğin kortizol (vücudun stresle birlikte ürettiği hormon) fazlasına bağlı beslenmeye dayalı obezjfe, yüz^njilt kısmı, boyun, ense ve belde toplanır, b$*CJa[3n8Ü"lin fazlasına bağlı karın yağlanmasına hiç benzemez. Kiloların nerede olduğu da nedenini anlatan bir işaret aslında. Çünkü bedenimiz bize duysak da dinlemek istemediğimiz pek çok mesaj gönderir. Ancak biz bu mesajları yalnızca tartıdan aldıgımızı düşünürüz. Yani bedenimiz evdeki tartıdan çok daha önemli bir mesajcı. Yemek sonrası şişkinlik, öğle yemeği sonrası uyku istediği, sıcak basması gibi uyanlar, vücudun iyi çalışmadığına dair gönderdiği küçük mesajlar aslında. Didier Panizza, obeziteye orijinal bir yaklaşımda bulunuyor: "Yağ hücreleri göç ya da kıtlık gibi zamanlarda yaşamaya yardımcı olacak genetik olarak programlanmış rezervler değildir. Onlar, kendi hormon ve kendi mesajlarıyla başlıca organlardır ve diğer organlarla etkileşim içindedirler. Hormonların görevleri hakkında bildiklerimiz, çalışmalarının bozulması, bu bozulmanın nedenleri ve bunu düzeltmenin yollarını anlamak çok önemli. Fazla kilosu olan ve bunun nedenlerini yok sayanların hepsi bilmeli ki beslenme diyetleri değil bu sorunları düzenleyecek olan. Doktorlarına gidip muayene olmalı ve bilgi talep etmeliler. Terapi seansları da çözüm olabilir şişmanlığa." HORMONLARINITAKİP ETMEK "Hormonlar kendi aralarında açlık ve tokluk sinyallerini düzenliyor. Bu da iştahı, yağların dağılımını ve su tutulumunu düzenlemek demek" diye açıklıyor yaşlanma karşıtı uzmanı Dr. Thierry Hertoghe. Bunların birtanesinin çalışma düzeni bozulunca bütün sisteme yansıyor. Örneğin, pankreas tarafından salgılanan ve glükozun emilimini sağlayan insülin, glükozu yağ formunda saklar. insülin fazlası da yağ stokunda fazla yağa neden olur. Önemli olan herkesin kendine has birdiyet uygulaması. Hiçbir zaman başkasının diyetini ödünç almayın, kendi kendinize diyet yapmayın. Çünkü bazen kortizol salgılanmasında bir bozukluk olabilir. Kortizol strese bağlı bir hormon. Gliseminin ani düşüşüne neden olarak insanı şekerli yiyeceklere yöneltiyor. Bu şekerli yiyecekler de yağ stoklarının artmasına neden oluyor. Şişmanlığa iten hormonlar ve hastalıklar arasında bir de hipertiroidi var tabii ki. Tiroid hormonları metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Hiçbir şey yemeseniz de kilo verememenizin nedenlerinden biri bu olabilir. Fazla kiloyla ilgili son hormon da leptin. Yağ dokularından salgılanan ve kan dolaşımında görev yapan bu hormonlar beynimizi yağ rezervleri konusunda bilgilendinnekle görevlidir. Ne kadar yağınız varsa o kadar leptin salgılarsınız ve o kadar az yemek yersiniz. Obezite, leptinin işini yapmasını engeller ve beynin yanılmasını sağlar. • Psychologies Magazlne'den derleyen: SİNEM DÖNMEZ çI i; i kam i e masa N Aı/\AQ rac i ( 1— Ş g M *vcta ma i 1. co L< m Espirisentır Misaftr şair Nasıl bir parantez açabilir Saydam bir pınar kendine? Görür mü, dersin, aynı gece aynı düşü Birbirini hiç görmeyenler? Ne zaman uzun olur Bir isim bir yüzyıldan? Bilinçaltı olmasın denizin Dipten giden demir balık? Erdal Alova (Sfenks'in Doksan Dokuz Sorusu) Top-us FB tarafından yenilgiye uğratılmak şöhretten pay almaktır. Argodan ai haberi Plağı bozulmak: Kafa şişirmek. Şorolop: Yalan. Kaparoz: Havadan gelen mai veya para. Misafir çizer: Kemal Urgenç Ekonomi politik KAHNGA YUMURTASI Bir kelime bir işlem Aşk: Şaşır. Para: Aşır. Sağlık: Hapşır. Sahibinin sesî Kötü olan, iyiye öykündüğünde, bir şey gütmektedir. Paran kadar konuş!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle