Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
[email protected]
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2010 PAZAR
16 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Japonya’nõn Ankara Büyükelçisi Nobuaki Tanaka ‘Türkiye’de Japon Yõlõ’nõn fõrsat olduğunu söyledi
‘Birbirimizitanõmanõntamzamanõ’
“Türkiye’de Japon Yılı” kutlamalarõ ve bu
çerçevedeki etkinlikleri Japonya’nõn Ankara
Büyükelçisi Nobuaki Tanaka’yla
konuşuyoruz. Tanaka, Japonlar ve Türklerin
birbirlerini tanõmadõklarõnõ, bu tür etkinliklerin
iyi tanõşma ortamlarõ yarattõğõnõ söylüyor.
Konuşmamõzõn akõşõ içinde Japonya’nõn
nükleer silahlardan derin zararlar gördüğüne
dikkat çeken Büyükelçi Tanaka, uluslararasõ
camianõn nükleer enerjinin barõşçõ amaçlarla
kullanõlmasõna çaba harcanmasõ gerektiğinin
altõnõ çiziyor. Ülkesinin komşularõyla toprak
anlaşmazlõklarõ olduğunu da belirten Tanaka,
bu anlaşmazlõklarõn müzakereler yoluyla
çözülmesinin çok güç olduğuna değiniyor, şu
çok önemli tespiti yapõyor: “Bu
anlaşmazlıklar olsa da ülkeler ortak yatırım
projeleriyle zorluklarının üstesinden
gelebilirler. Biz Japonya olarak işte bunu
başarmaya çalışıyoruz.”
- Bu yıl Türkiye’de Japonya Yılı kutlamaları
var. Bu çerçevede çeşitli etkinlikler
düzenleniyor. Siz Türkiye’yle Japonya
arasındaki ilişkileri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
N.T. - İlişkilerimiz hiç dalgasõz bir okyanusta
sakin sakin yol alan bir gemiye benziyor. Yani
çok güvenli bir ilişki. Birbirimize iyi duygular
besliyoruz. Ancak önümüzde önemli projeler
yok.
- Ne gibi?
- Örneğin artan ticaretimiz ya da karşõlõklõ
artan yatõrõmlarõmõz yok. Aslõnda bu alanda
karşõlõklõ ilgi de duyulmuyor. Belki
ülkelerimizin birbirine çok uzak oluşu bunun
nedeni. Ayrõca sõnõr komşusu olmadõğõmõz için
birbirimizle hiç savaşmadõk. Dolayõsõyla
karşõlõklõ olarak birbirimize iyi niyet
duyuyoruz. Öte yandan hiçbir şekilde hasmane
duygular içinde olmamamõz da çok olumlu.
Ama komşu olmadõğõmõz için birbirimize çok
da fazla ilgi duymuyoruz. Siz AB’ye, biz
ABD’ye daha fazla ilgi duyuyoruz. Siz Batõ’ya,
biz Doğu’ya bakõyoruz. Birbirimizi tam olarak
değerlendiremiyor, sadece kimi düşler
kuruyoruz. Biz Türkiye’yi, siz Japonya’yõ
seviyorsunuz. Siz Japonya’yõ kültür mirasõmõzõ
kaybetmeden modernleştiğimiz için
seviyorsunuz. Biz ise Türkiye’yi çok eski
uygarlõklarõn toprağõ olduğu için seviyoruz.
Ama bu örtüleri kaldõrdõğõmõz zaman da
karşõlõklõ olarak birbirimizi pek de fazla
tanõmadõğõmõzõ görüyoruz.
Geçenlerde bir büyükelçi arkadaşõm
Ankara’ya gelmişti. Onunla konuşurken
Türkiye’yle ilgili bildiklerimi anlatõnca, “Yok
canım, bunların hiçbirini bilmiyordum” diye
şaşkõnlõğõnõ ifade etti. Dolayõsõyla sorunumuz
birbirimizi pek iyi tanõmamamõz. Benim
amacõm karşõlõklõ iyi niyet duygularõmõzõ
derinleştirmek, genişletmek, ilerletmek ve bu
iyi niyet duygularõnõ yatõrõmlar, ticaret, politik
işbirliği, karşõlõklõ danõşma, ortak projeler gibi
somut eylemlere dönüştürmek. Bunun için de
diyaloğumuzu güçlendirmeliyiz. Birbirimizi
tanõmak için kendimize zaman ayõrmalõyõz.
Aşağõ yukarõ dünya görüşlerimiz aynõ.
Turizm kapıları açar
- Türkler ve Japonlar aynı derecede gururlu
halklar değil mi?
- Evet. Belki de sizler bizden de daha
gururlusunuz. İki ülkenin de bir imparatorluk
geçmişi var. Japonya küçük bir ülke ama hâlâ
imparatorluk. Ortak temellerimiz bulunuyor.
Bu temeller üzerine çok önemli şeyler inşa
edebiliriz.
Ama bir inşaata başlamak için de daha fazla
somut bilgilere ihtiyacõmõz var. Sağlam bir
temelimiz yoksa üzerine sağlam bir bina inşa
edemeyiz. O nedenle burada Japonya’yõ daha
iyi tanõtmak ve anlatmak için Japon Yõlõ’nõ
başlattõk. Türkiye 2003’te Japonya’da Türkiye
Yõlõ düzenlemişti. Büyük bir başarõ öyküsü
olmuştu. Ondan sonra Japonya’dan Türkiye’ye
turizm patlama yaptõ. O dönemde Türkiye’ye
gelen Japon turist sayõsõ 70 bin dolayõndaydõ.
Bugün bu sayõ 140 bine ulaştõ.
Japonya Yõlõ’yla Türklerin Japonya hakkõnda
daha fazla bilgi sahibi olmalarõnõ amaçlõyoruz.
Böylece belki üniversitelerde Japonca
kurslarõna ya da Japonya’yõ daha fazla ziyarete
ilgiyi çekebiliriz.
- Türkiye’yle Japonya arasında çok az ortak
proje ve yatırım bulunduğunu söylediniz
ancak balıkçılık sektöründe ortak projeler
olduğunu, Toyota ve Honda’nın da
Türkiye’de önemli yatırım yaptığını biliyorum.
- Doğru. Türkler çok hõzlõ hareket ederken
Japonlar çok ağõr davranõyorlar. Toyota ve
Honda Türkiye’ye geldiği 1980’lerin sonu
1990’larõn başõnda Japonya ABD’yi de geçmiş
ve otomotiv sektöründe dünyanõn bir numarasõ
olmuştu. Sabancõ, Koç gibi büyük Türk
firmalarõ bu yükselişi hemen fark etti ve
Japonya’ya geldi. Japon sermayesini
Türkiye’ye çektiler. Japonya o yõllarda
zengindi. Dõş ülkelere ciddi yatõrõmlar yapmak
istiyorduk. Bugün öyle değiliz. Fakirleştik.
Toyota ve Honda’nõn Türkiye’ye
gelmelerinden bir süre sonra Japon ekonomisi
ciddi düşüşler gösterdi.
- Üstelik küresel krizden ağır etkilenmediniz
mi?
- Avrupalõlar ya da ABD kadar olmasa da
Japonya da küresel krizden darbe aldõ. Ama her
şeyden önemlisi 1990’larõn başõnda ve 2000’li
yõllara girerken defalarca ekonomik krizler
yaşadõk. O nedenle de yurtdõşõnda o
dönemlerde yatõrõm yapacak ne psikolojik ne
ekonomik ne de mali gücümüz kalmõştõ.
Dolayõsõyla son on yõl içinde Türkiye’ye de
doğru dürüst bir yatõrõm yapamadõk.
Sadece Toyota ve Honda’nõn 1990’larõn
başõndaki yatõrõmlarõnõ sürdürmekle yetindik.
Ticari ilişkilerde gerilerdeyiz
- Peki, ikili ticaret hacmi ne kadar?
- Çok düşük. Hiç denecek kadar... Yalnõz
geçen yõl Sony ve Panasonic Türkiye’de şube
açmaya karar verdi. İkisinin yatõrõmõnõn
toplamõ 400 milyon dolar. Japonya için çok
küçük bir rakam.
Öte yandan yine geçen yõl Mitsubishi
Intercity oto kiralama şirketinden hisse satõn
aldõ. Böylece son zamanlarda yatõrõmlarõn
artabileceği sinyalleri geliyor. Ama Japon
ekonomisinin hacmine bakõldõğõnda bunlar
gerçekten küçük yatõrõmlar.
- Peki, Japonya’nın Marmaray raylı sistem
çalışması ne durumda?
- Evet. O da var. Taizei şirketi bunu yapõyor.
Richter ölçeğinde 7 büyüklüğünde bir depreme
dayanõklõ bir denizaltõ tüneli için teknoloji
veriyor. Ayrõca Japon hükümeti de bunu
finanse ediyor. Bu, bir milyar dolarlõk büyük
bir proje. Başka ufak tefek projeler de yürüyor.
Ama yatõrõmlar çok da fazla artamõyor.
Çünkü Türkiye’de kişi başõna düşen yõllõk gelir
bir ara 10 bin dolarõ buldu. Hatta kriz
döneminde bile 8 bin 500 dolardõ. Bu Dünya
Bankasõ’nõn kredi kriterinin çok fazla üzerinde
bir tutar. O nedenle de Türkiye’ye parasal
yardõm giderek azalõyor. Türkiye bu gelirle
artõk kendi ayaklarõ üzerinde duran bir ülke.
Dolayõsõyla da Türkiye piyasalardan borç
alabilir. Kredi notu yükseldi.
Japon Yõlõ’na geri dönersek... O etkinlikler
bittikten sonra Türkiye’yle iş hacminin nasõl
gelişeceğini dikkatle izleyeceğiz. Japon Yõlõ
etinlikleri sadece kültürel değil, aynõ zamanda
ekonomik ve toplumsal alanlarõ da kapsõyor.
İstanbul’da 25 Kasõm’da her iki ülkenin iş
dünyasõndan önde gelen kişilerin katõlõmõyla
büyük bir toplantõ yapõlacak.
- Peki, balıkçılık sektörü ne durumda?
- Son zamanlarda Japonya’ya bir numaralõ
ihracat ürününüz orkinos balõğõ oldu. Antalya
açõklarõnda oluşturulan orkinos çiftliği büyük
bir başarõ öyküsü. Bu balõklar şok dondurma
yöntemiyle donduruluyor ve Japonya’ya ihraç
ediliyor.
- İyi de derin denizlerde yaşayan orkinos
nasıl olur da çiftliklerde yetiştiriliyor?
- Biz bunu Antalya açõklarõnda başardõk.
Geniş bir açõk deniz alanõ çevrelendi. O alanõn
deniz dibinde orkinoslar yetiştiriliyor.
Bir ara orkinos neslinin tükendiği
gerekçesiyle av yasağõ konmuştu. Biz bu
yöntemle bunu aştõk. Çünkü biz doğal
orkinoslarõ avlamõyoruz. Bunlarõ yetiştiriyoruz.
Bu tür işbirliği çok verimli oluyor.
Bir başka konu da Türk domatesi. Türk
domatesi dünyanõn en iyisi. Japon Kagome gõda
şirketi Türk domatesine ketçap üretmek için
yatõrõm yaptõ. Türk domatesinden buradaki
fabrikada üretilen ketçap Japonya’ya satõlõyor.
Bu işbirliği yõllardõr sürüyor.
- Türk üniversitelerinde açılan Japonca
kursları nasıl gidiyor?
- Çanakkale, Boğaziçi, Ankara ve Erciyes
üniversitelerinde Japonca kurslarõmõz var.
Ayrõca özel kurslar da bulunuyor. Her yõl
yaklaşõk 100 kişi Japonca kurslarõndan mezun
oluyor. Başka üniversitelerden de Japon dili,
kültürü araştõrmalarõ bölümleri açmak için
talepler var.
Her yõl 15 Türk öğrenciye Japonya’da
okumak için burs veriliyor. Bu işbirliklerimizi
yakõn gelecekte geliştirmeyi umuyoruz.
- Tıpkı Türkiye’nin sınır
komşularıyla olan ticaret
bağımlılığı gibi. Öyle değil mi?
- Tabii. Irak, Suriye, hatta İran’la
ticaretiniz önemli. Doğalgaz
ihtiyacõnõzõn neredeyse yüzde
30’unu İran’dan karşõlõyorsunuz.
Hatta sizin için daha iyi bir örnek
Rusya. Türkiye-Rusya ilişkileri
büyük bir başarõ öyküsü. Türkiye
artõk Rusyasõz olamaz. Bizim için
de aynõ. Komşularla mutlaka iyi
ticari ilişkiler kurulmalõdõr.
Gözlerinizi gerçeklere
kapatamazsõnõz. Soğuk Savaş
döneminde Türkiye yüzünü sadece
ABD ve Avrupa’ya çevirmiş,
oralara odaklanmõştõ. Çevresiyle
hiç ilgilenmiyordu. Ama bugün
artõk her şey değişti. Jeopolitik
ortamõn değişmesi dünyaya
bakõşlarõmõzõ da çok etkiledi. Bu
da gerçekten olumlu sonuçlar
veriyor.
- İkinci Dünya Savaşı sonrası
Japonya’nın Sovyetler Birliği’yle
Kuril Adaları’nın kime ait olduğu
konusunda bir anlaşmazlığı vardı.
Bu anlaşmazlıkta durum nedir?
- O çözümsüzlük hâlâ sürüyor.
Toprak anlaşmazlõğõnõ kaba kuvvet
kullanmadan çözmeye çalõşmak
maalesef çok zor. Bir toprak
anlaşmazlõğõnõn çözülmesi
isteniyorsa bunun mutlaka savaşla
halledilmesi lazõm. Falkland
adalarõna ya da son olarak
Gürcistan’daki savaşa bakõn.
Bugün bile toprak
anlaşmazlõklarõnõ barõşçõ yollardan
çözmek son derece güç. Tabii
bunun istisnalarõ yok değil.
- Okinawa örneği mi?
- Evet. ABD’yle o anlaşmazlõğõ
barõşçõ yollardan çözdük. Japonya
bu konuda pek çok ABD
yönetimiyle müzakere etti.
Sonunda da Okinawa Adasõ
Japonya’ya barõşçõ yollardan geri
verildi. Bu da Japonya’nõn İkinci
Dünya Savaşõ’ndan sonra ABD’yle
iyi ilişkiler kurmayõ başarmasõ
sayesinde oldu.
Bu tür toprak anlaşmazlõklarõ
ancak siyasal olgunluğa erişerek
çözülebiliyor. Siyasal olgunluğa da
komşu ülkelerle karşõlõklõ
bağõmlõlõğõnõzõ arttõrarak
varabiliyorsunuz. Bakõn, toprak
anlaşmazlõğõmõz sürmesine rağmen
Rusya’yla ticari ilişkilerimizi
geliştiriyoruz. O nedenle
Sahalin’deki doğalgaz
rezervuarõnõn geliştirilmesi ve
Sibirya’daki doğalgaz ve petrol
yataklarõnõn araştõrõlmasõ için
büyük yatõrõmlar yapõyoruz.
Çin’le, petrol üreten bazõ küçük
adalar üzerinde toprak
anlaşmazlõğõmõz var. Ama ortak bir
projeyle bölgeyi geliştiriyoruz.
Yine Güney Kore’yle küçük bir
adanõn aidiyeti konusunda
anlaşmazlõğõmõz sürüyor. Ama öte
yandan ikili bağlarõmõz da giderek
sağlamlaşõyor. İkinci Dünya
Savaşõ’ndan kalma sorunlarõmõz
sürüyor ama Japonya olarak
sorunlarõmõzõn sürdüğü ülkelerle
iyi ilişkiler kurma konusunda
hiçbir kararsõzlõğõmõz yok.
- Türkiye’yle Japonya’nın kaderleri de
birbirine benziyor. Her iki ülke de soykırım
yapmakla suçlanıyor. Türkiye Ermenilere,
Japonya da Koreliler ve Çinlilere soykırımdan
suçlu ilan ediliyor...
- Demin de söylediğim gibi iki ülke de bir
zamanlar büyük imparatorluklar kurmuştu. Doğal
olarak da komşularõmõzda travmalar yaratmõştõk.
Bu konularda bir hesaplaşma olmasõ da
kaçõnõlmazdõ.
Japonya bu hesaplaşmayõ barõşçõ biçimde
yapõyor. Türkiye de bu alanda başarõlõ bir dõş
politika yürütüyor. Aslõnda Türkiye’nin dõş
politikada izlediği yol çok başarõlõ. Ayrõca
Türkiye’nin sadece Avrupa’ya odaklanmak
yerine 360 derecelik bir açõdan çevresine bakmasõ
çok akõlcõ bir politika.
Biz bu politikayõ İkinci Dünya Savaşõ’ndaki
yenilgimizden beri izliyoruz. Sessiz ve derinden
gidiyoruz. Öne çõkmamaya çalõşõyoruz. Bugün
hiçbir ülke Japonya’yõ militaristlikle,
saldõrganlõkla suçlayamõyor. Biz kendimizi
barõşçõ bir ülke olarak kabul ettirdik.
Büyük imparatorluğumuzdan devraldõğõmõz
mirasõ barõşçõ yollardan, uzlaşarak hallediyoruz.
Yine de Çin’le bazõ rahatsõzlõklarõmõz sürüyor.
Buna karşõn son zamanlarda ilişkilerimiz çok iyi
gidiyor. Çin bizim bir numaralõ ticaret ortağõmõz
haline geldi. Şöyle ki: Çin yõllõk ticaretimizin
yüzde 17’siyle bir numaralõ ticaret ortağõmõz
oldu. İkincisi yüzde 14’le ABD. İthalatta Çin
yüzde 19’la bir numara, ihracatta ise ABD yüzde
18’le bir numara, ikinci sõrada yüzde 16’yla Çin
var.
Öte yandan Çin için ABD bir numaralõ ticaret
ortağõyken ikinci sõrada Japonya var. Böylece
Çin’le karşõlõklõ olarak birbirimize
bağõmlõlõğõmõzõ arttõrõyoruz. Sonuç olarak Çin
Japonyasõz, Japonya Çinsiz olamaz.
P
O
R
T
R
E
NOBUAKİ TANAKA
Yükseköğrenimini Tokyo Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nde yaptıktan sonra İngiltere’de Cambridge
Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans eğitimi
aldı. 1970’te Japonya Dışişleri Bakanlığı’na girdi.
Bakanlığın pek çok yurtdışı diplomatik misyonlarında
görev yaptı. Japonya’nın San Francisco Başkonsolosu,
ardından İslamabad Büyükelçisi oldu. New York’ta BM
Genel Sekreterliği bünyesindeki Silahsızlanma Dairesi
Müsteşarlığı görevinde bulundu. Paris’te UNESCO’da
Yönetim Dairesi Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü.
2008 başında Ankara’ya büyükelçi olarak atandı.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Japonya nükleer bombalardan çok çekmiş bir
ülke. Şimdi uluslararası alanda nükleer enerjinin
barışçı amaçlarla kullanılması çalışmalarına ne
diyorsunuz? Hatta geçen ay Washington’da bu
konuda düzenlenen geniş çaplı konferanstan ne
gibi sonuçlar çıkmasını bekliyorsunuz?
- Türkiye’de Japonya Yõlõ münasebetiyle ilk kez
Türkiye’ye “Japonya’daki Nükleer Toplu Kıyım
Sergisi”ni getirmeyi planlõyorum. Hiroşima ve
Nagazaki’deki nükleer kõyõmõ gösteren fotoğraflarõn
yer aldõğõ sergiyi pek çok Batõ ülkesine götürdük.
Ama ilk kez Türkiye’ye gelecek. Bu bölgede
nükleer konular eskiye kõyasla çok daha önem
kazanmaya başladõ. İran’õ, İsrail’i görüyoruz. Daha
ötede Hindistan ve Pakistan var. Sõnõr komşunuz
Rusya’da da nükleer enerji bulunuyor. Yani Türkiye
var olan ve muhtemel nükleer güçlerle kuşatõlmõş
durumda. O nedenle “Nükleer Toplu Kıyım
Sergisi”nin ilk kez Ortadoğu’da izleyicilere
sunulacak olmasõnõ çok önemsiyorum. İnsanlarõn
nükleer bir felaketin travmalarõnõn nasõl izler
bõraktõğõnõ kendi gözleriyle görmeleri lazõm.
Japonya olarak biz uluslararasõ alanda nükleer
silahlarõn yok edilmesi çağõrõsõnda bulunduk. Bunu
yapmak Japonlar için ahlaki zorunluluktur. Bunun
kõsa vadede imkânsõz olduğunu biliyoruz. Ancak
Japonya tümüyle nükleer güçler tarafõndan
kuşatõlmõş durumda. Çin, Rusya, Kuzey Kore,
ABD’nin hepsinde nükleer güç var. Dolayõsõyla
Japonya’nõn da nükleer güce sahip olmasõ gerekiyor.
Ama ulusumuzun duygularõ bunu yapmamõzõ
engelliyor. O nedenle güvenliğimizi garanti altõna
alma konusunda ABD’nin nükleer şemsiyesine
güvenmek zorundayõz. Zaten ABD, Japonya’yla
yaptõğõ güvenlik antlaşmasõ çerçevesinde bize
yõllardõr nükleer şemsiye sağlõyor. Yeni Obama
yönetimi nükleer silahsõzlanma konusunda olumlu
sinyaller veriyor. Evet, her ülkenin sadece barõşçõ
amaçlarda kullanmak üzere nükleer enerji sahibi
olma hakkõ vardõr. Tabii ki bu enerji Uluslararasõ
Atom Enerjisi Komisyonu tarafõndan sürekli olarak
denetlenecektir. Ne yazõk ki yakõn geçmişte kimi
ülke kuşku uyandõracak davranõşlarda bulundu ya da
komisyonun kurallarõna uymadõ. O nedenle bu
konuda özellikle uyanõk ve duyarlõ olmak
zorundayõz.
Komşu olmadõğõmõz için birbirimize çok da
fazla ilgi duymuyoruz. Siz AB’ye, biz ABD’ye
daha fazla ilgi duyuyoruz. Siz Batõ’ya, biz
Doğu’ya bakõyoruz. Birbirimizi tam olarak
değerlendiremiyor, sadece kimi düşler kuruyoruz.
Biz Türkiye’yi, siz Japonya’yõ seviyorsunuz.
Amacõm karşõlõklõ iyi niyet
duygularõmõzõ derinleştirmek, genişletmek,
ilerletmek ve bu iyi niyet duygularõnõ
yatõrõmlar, ticaret, politik işbirliği,
karşõlõklõ danõşma, ortak projeler gibi
somut eylemlere dönüştürmek.
DUYGULARIMIZ NÜKLEER GÜÇ OLMAYA ENGELDİR
ÇinJaponya’sõz
JaponyaÇin’sizolmaz
Ülkeler arasõndaki sorunlarõ çözmenin tek yolu barõştõr