19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 PAZARI 6 HAZİRAN 2010/ SAY11263 En kötüsü tezg üzerinde olmaHakan Günday'ın Malafa'sı, Dot'la beraber aynı adlatiyatro sahnesine uyarlandı. Birturizm ilçesindeki kuyumcudan dışanya bakan, sadece mağazalardaki değil, yaşamdaki tezgâhlara da gönderme yapan Malafa, Günday'ın deyişiyle izleyiciye "yakın tanıklık" fırsatını veriyor ve izleyeni yanıtlaması zor bir soruyla baş başa bırakıyor: "Bu gösterinin ne kadar parçasısınız?" B ir mağaza düşünün ki hiçbir tezgâhtar size yanaşmıyor, bir şey almak zorunda hissettirmiyor. Rastlamak mümkün. Ancak genele, hele de turizmin yoğun olduğu bölgelere baktığınızda bu manzara bir anda renk değiştiriyor. Bir gösteri alanı gibi. Amaç satış, tezgâhsa araç. Tezgâhtar ise gösterinin baş kahramanı gibi. Hakan Günday'ın Malafa adlı romanı tam da bu sirki andıran dünyayı anlatıyor. Hem de bildigimizi sandığımız dünyanın ötesini ve berisini gösteriyor. Bu dünya, şimdilerde Dot'la beraber aynı adla tiyatro sahnesinde hayat buluyor. Günday'ın yeniden kurgulayarak tiyatro metnine dönüştürdüğü ve Murat Daltaban'ın yönetmenligini yaptığı oyun, bu şaşaalı gösteri dünyasının içine alıyor izleyeni. Bunu yaparken de sadece magazacılıktaki tezgâhları değil, yaşamın içindekileri de sorgulatıyor. Malafa, Tiyatro Festivali'nin en ilgi çeken oyunlarından biri olarak izleyiciyle buluştu. Geçen hafta ek gösterim yapmak zorunda kalarak sahnelendi, bilet bulabilenler izleyebildi, bulamayanlar ise sezonu bekliyor görebilmek için. Biz de Daltaban ve Günday'la Malafa'yı konuştuk. Hakan Günday, Dot'u, Dot da Günday'ı takip ederken kesişmiş aslında yolları. Murat Daltaban, Günday'ın romanı Zargana ile ilgili bir proje yapmayı düşünürken, Günday da Dot'un oyunlarını izleme fırsatı bulabilmiş. Hal böyle olunca ZUHAL AYTOLUN da tanışmak ve ortak bir proje üzerine konuşmak farz olmuş. Malafa'yı Günday önermiş Daltaban'a: "Çünkü yazmaya başladığım andan itibaren gözümün önüne gelen ilk şey hareketler dünyasıydı. Konusu da alışverişin gerçekleşmesi adına yapılan gösteriydi. Gösteriye de gösteri sunmak gerekirdi. O gösteri anı, zaten bana bir sirki, bir karnavalı andınyor. Hareketlerin, renklerin ve hızın olduğu, bir sonraki hareketin tahmin edilemediği bir dünyayı..." diyor. " i . :\Jo.;u- Malafa, gerek roman gerekse tiyatro oyunu olarak farklı bir yapıya sahip. Kitabı, sahnede göreceğiniz yanılgısına düşmeyin. Çünkü farklı bir metinle karşı karşıya olduğunuzu kısa bir sürede anlayacaksınız. Günday'ın anlatımı ve kurgusunun yanı sıra oyunun yönetmeni Murat Daltaban'ın rejisi ile tam bir kuyumcunun içine giriyor, kitabın yanı sıra farklı tanıklıklar da yaşayabiliyorsunuz. Öncelikle hikâyeyi anlatmakta yarar var sanırım. Malafa, Günday'ın turizme, kuyumculuğa ve bir altın potasında eriyen değerli madenlerin yanı sıra insanları da bir potada eritmenin etkilerine yolculuğa çıkarıyor. Ortada bir tezgâh var. Işin bir tarafında tezgâhtar bir tarafında da turist. Malafa, turizmin en caf caflı olduğu, satış için abartılı ve gösterişli şovlann gerçekleştiği Antalya'da bir "center"da geçiyor. Bu "center"ın ismi Topaz. Onu anlatmak için sözü Günday'ın kitabının arka kapağına bırakmak daha etkili olacak sanırım: "Topaz Jevvellery Center, evrenin en büyük kuyumcusudur. Temeli Kapalıçarşı'da, çatısı Antalya'dadır. Çatının altında dört kat yatar. Her biri yedi yüz metrekaredir. Topaz'ın penceresi yoktur. Havalandırma sistemi eşsizdir. Bina, var olmayan bir ülkenin büyük elçiliğine benzer. İçine adım atıldığında Türkiye'den çıkılır. Dışarıdan Kâbe'ye, içeriden ana rahmine benzer. (...) Topaz Jevvellery Center, evrenin en büyük kuyusudur." Malafa, bir yandan bu kuyuyu tanımlarken bir yandan da karakterler üzerinden yaşanan hayata bakıyor. Tezgâhtar ya da müşteri olmaya gerek yok. Zaten sistemde de ne kadar reddetsek de tezgâhın ötesine ya da berisine savrulup duruyoruz. Ancak Günday'ın buna da bir yorumu var. "En kötüsü tezgâhın üzerinde olmak" diyor. Malafa, gerek kullandığı dil gerekse çok detaylı gözlemleriyle merak edilen taraflan çok olan bir yapıya sahip. Ahçik, meterlemek, pörç, dacik, tram, yumoş gibi kelimelerin geçtiği Malafa ile Günday yeni kavramlarla Sanal sanat galerisi l" " l Ikemizde son yıllarda sanat ve I I kültür alanında, özellikle plastik V - / sanatlarda gözle görülür bir gelişme yaşanıyor. Bu gelişmelerin sonucu olarak sanat fuarlarının artması, İstanbul Modem, Pera ve Sabancı Müzesi'nde yapılan uluslararası boyutlardaki sergilerin çoğalması Türkiye sanat piyasasına hem kültürel hem de düşünsel açıdan bir hareketlilik kazandırıyor. Tüm bu gelişmeler yaşanırken çağımızın en önemli iletişim aracı olan internette sanata ve sanatçıya geniş kesimlere ulaşmada, kendilerini ifade etmede aracı oluyor. Artık internet üzerinden bir sergiyi izlemek ya da bir sanat eserini edinmek hiç de zor değil... Müge ilgen ve Tülin Mumyakmaz bankacılıktan emekli olmuş iki sanatsever. Onlar geçmiş iş yaşamlarında ilgi odaklarında olan sanatı şimdilerde internet üzerinde sanatseverlerin hizmetine sunuyorlar. Sanatgezgini.com adını verdikleri sitede yaklaşık iki yıldır sanatseverlere hizmet veriyorlar. "Daha önceki meslek hayatımızda sanat her zaman bizim ilgi Müge İlgen ve Tülin Mumyakmaz, yıllardır hayalleri olan işi sanatgezgini.com adlı bir site kurarak gerçekleştirdi. İnternet üzerinde sanat eserlerinin sergilenebildiği ve satın alınabildiği bir platformu hayata geçirdiler. alanımızdaydı. Fuarları, sergileri gezerdik, sanatgezgini.com aslında buradaki gözlemlerimizden yola çıkarak doğdu" diyorlar. Sanatgezgini.com interaktif bir site, her kullanıcı kendi içeriğini yaratabiliyor. Sanatçılar üye olduktan sonra eserlerini, özgeçmişlerini ve sergi bilgilerini girebiliyor, değişiklik yapabiliyor, satışlarını takip edebiliyorlar. "Sanat eseri alıcısı açısından baktığımız zaman da birçok soru işareti olduğunu fark ettik. Galerilere gidebilir, sanatçıların eserlerini görebilirler. Fakat bunun için ciddi zaman ve emek harcamaları gerekli. Her zaman insanlar bu kadar bol zamana sahip olmayabiliyor. Onlara da çok sayıda esere ve sanatçıya ulaşması için kolay bir yol oluşturmak istedik. Tamamen bu iki gözlemi birleştirerek internet üzerinde sanat eserlerinin sergilenebildiği ve daha önemlisi satın alınabildiği bir platform kurmak istedik" diye anlatıyorlar amaçlarını. Sanatgezgini.com'da aralarında Devrim Erbil, Cem Sağbil, Erol Deneç, Ersin Alok, Gülçin Anıl, Ergin İnan, Adil Salih ve Ayfer Karamani gibi sanatçıların bulunduğu 70 sanatçı ve 700 orijinal eser var. Sanatçıların kariyerleri ayrıntılı bilgilerle sitede tanıtılmakta. Sitede satışta olan tüm eserler sanatçısı aracılığı ile satılmakta ve eserleri sanatçı imzalı bir sertifikayla alıcıya teslim ediliyor. Tabii bu arada genç sanatçılar da ihmal edilmemiş ve tarz olarak bir sınırlamaya gidilmemiş. Sitede genç sanatçılar da, çağdaş sanat alanında önemli isme sahip hocalar da var. TÜYAP Sanat Fuarı'nda artist 2009'a katılan sanatgezgini.com fuarda sanat camiasından oldukça önemli bir beğeni toplamış. Bu beğeni sonucu daha sonra da ocak ayında 20 sanatçının katılımı ile büyük bir karma sergiye ev sahipliği yapmışlar. Müge İlgen ve Tülin Mumyakmaz son söz olarak şunları söylüyorlar: "Bir misyon üstlendiğimizi düşünüyoruz, sanatseverlerin sayısını arrtırmak ve daha geniş kitlelerin sanata ilgisini çekebilmek en büyük hedefimiz." • tanıştırıyor okuyucuyu. Bu kavramlar aslında yeni değil. Uzun yıllardır kuyumculukta kullanılan birjargon. Farklı dillerden gelen kelimelerin degişmiş halleri bir anlamda. Gerek Antalya'nın "center"larında, gerek Kapalıçarşı esnafınca bilinen bu dilin kitapta olmasının nedeni de hikâyenin bu gerçeklikten kopuk olmaması gerektiğine inanç. Oyunda da bu özellik korunuyor elbette. Keza oyunda kullanılan kelimeler beden dilinin de yardımıyla çok rahat anlaşılabiliyor. Kullanılan bu dilin yanı sıra çok ince detaylarla dolu gözlemler de dikkat çekiyor. Bu da Günday'ın yaklaşık iki yıl süreyle Antalya'da zorunlu olarak yaptığı tezgâhtarlığında farkında olmadan biriktirdiği, zihninde yer eden gözlemlerinin bir sonucu. Daltaban da çocukluğunu Antalya'da geçirmiş. Günday kadar dahil olmasa da pek çok ana tanıklık etmiş. "Tezgâhtarlık turizmin olduğu her yerde var. Çünkü amaç hızlıca ve yüksek ' miktarda satış yapabilmek. Onun için ne biliyorsan kullanıyorsun" diyor Daltaban. Oyunda seyircinin konumlandırma biçimi de dikkat çekici. Kendinizi müşteri ya da potansiyel müşteri gibi hissetmeniz mümkün. Seyirci ile hikâye arasındaki ilişkiyle özellikle ilgilendiğini dile getiriyor Daltaban ve anlatıyor: "Orada incecik bir gerilme noktası var. İstediğim, o ipi koparmamak. Seyircinin eşiğe gelip geri dönmesi beni ilgilendiren taraf. Ne oyuna dahil ederek taciz etmek ne de • oyunun tam da dışında tutmak amacım. O eşiği geçmemeye çalışıyorum. Malafa, bu anlamda tam da biçilmiş kaftan oldu. Ben de kendi adıma bir eşiği geçtim oyunu çalışırken." Neticede tezgâhın bir tarafındayız. Buna temas ediyor olmak da tahrik ediyor izlerken. Günday da hemfikir bu konuda. Şöyle tanımlıyor izleme sürecini: "Bir kaza oldu ve gelip izliyorsun. Ne tam olarak oradasın ne de uzaklaşabiliyorsun. Işte insanı en çok tedirgin eden andır o. Yakın tanıklık anı. Ne elini uzatıp yardım edebilirsin ne de koşup uzaklaşabilirsin." Daltaban da bu anlamda bir yandan tedirgin etmeyi bir yandan da merakla gıdıklamayı tercih etmiş. Oyun, kitabın hem organik bir parçası, hem de ondan bağımsız bir metin. O yüzden Malafa'yı okuyup da mı izlemek lazım, yoksa izledikten sonra mı okumak, karar sizin. Çünkü iki ayrı dil ve hikâye görmek mümkün. Aynı kaynaktan beslenen ancak farklı virajlarda yol alan... Malafa, Daltaban ve Günday işbirliğinin sadece başlangıcı. Aynı bakış açısına sahip olan Dot ile Hakan Günday'ın yolları bir kere kesişmiş. Artık ayırmak zor. iki taraf da birbirini bırakmama taraftarı. Daltaban, önümüzdeki süreçte Günday'ın Zargana kitabını sinema filmi olarak çekmeyi planlıyor. Günday'sa şimdiden mürekkep ve kâğıdın yanı sıra üç boyutlu dünyayı da keşfetmiş gibi. Yeni yazdığı tiyatro oyununun yanı sıra bir de senaryo çalışması üzerine yoğunlaşmış. Malafa ise yeni sezonda izleyiciyle tekrar buluşacak. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle