19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2010 PAZAR 10 HABERLER IŞIK KANSU ZONGULDAK - İmam okulu mezunlarõnõ nasõl kayõrõrõz da, vali yaparõz, genel müdür yaparõz, başõna devlet kuşu kondururuz diye diye mõhlandõğõmõzda; bir öğretmen, Muzaffer öğretmen, eksi bilmem kaç metre aşağõda... Karanlõk, nemli, boğucu bir oyukta, tõpkõ anne karnõndaki bebek gibi. Muzaffer öğretmen, kazmacõ. Devlet bir okul bulup atayamamõş, Üzülmez’de yüzü gözü is içinde kömür çõkarõyor. Zonguldak’ta kime sorsan, ağzõnda o söz: “Biz kömür ile var olmuşuz, kömür ile var oluruz.” Kömür ile var oluyor mu kent? Bundan 20 yõl önce, 50-60 bin işçi çalõşõr imiş. İnmiş, 10 bin, haydi bilemedin 14 bin işçiye... 5 milyon ton kömür üretilirmiş, düşmüş 2.5-3 milyon tona... Nüfus 150 bine doğru koşarken soluğu kesilmiş, vurmuş dibe, 108 bine. Türkiye’de ekonomik gelişmişlik bakõmõndan altõncõ büyük kentiymiş, şimdi 81 il arasõnda 21. sõrada. Her 18’ine giren çocuk eski adõ ile Ereğli Kömür İşletmesi’ne (EKİ) girermiş. Şimdilerde Türkiye Taş Kömürü İşletmesi’nden (TTK) ayrõlan, girenden çok. Yakõnlarda, işletmeden emekli olan sayõsõ bini bulmuş. Kentte esnafõyla, işçisiyle toplam çalõşan 144 bin. Emekli desen,142 bin! Zonguldak olmuş denize nazõr emekliler şehri. Büyükmüş, küçültmüşler. İçinden iki il daha, Bartõn ile Karabük’ü çõkarmõşlar. Ve bunlarõn çoğu, ne rastlantõdõr ki, o büyük yürüyüşten sonra olmuş. Hani, 1991’de yapõlan büyük Zonguldak yürüyüşü var ya, ondan sonra. Ne zaman maden işçisi hak arama için gücünü göstermiş, sen misin başkaldõran, Zonguldak’õn tepesine binmişler. Yok, “Kömür madenlerini kapatalım, somon üretelim”; yok, “Kömürün maliyeti çok yüksek” gibi pişmiş aşa su katan fikirler o zaman çõkmõş. Emeğin başkentinin başõna üşüşmüşler, onu bir hayalete çevirmek için! Konuştuğumuzda “Çevrilmeyeceğiz, asla. Bu kent ölmez” diyorlar. Başta, Zonguldak Belediye Başkanõ İsmail Eşref olmak üzere: “Ben, Almanya’da Ruhr havzasını gezdim. Orada da ocakların bir bölümünde üretim durmuş. Ama havzadaki yerleşimler yaşıyor. Kentler yaşar, ama büyüyemez. Ekonomisi zorlanır, bizim gibi emekli kenti olur, ama hayalet kent olmaz. Bizim en büyük sıkıntımız coğrafyamız. Alanımız yok sanayileşme için. 500 yataklı hastane için yer arandı. Biz birkaç yer önerdik, hafriyat fazla olur diye beğenmediler. Hastane yeri ortada kaldı.” Başkan Eşref, üniversitenin, yani Karaelmas Üniversitesi’nin üzerine titriyor: “Üniversitedeki öğrenci sayısının artması bir umut. Canlandırır bizi.” Zonguldak, hayalet kent olma yolunda mõ? Büyük işçi yürüyüşü sonrasõnda ümüğü sõkõlmõş kentten izlenimler: Çalışan 144 bin, emekli 142 bin! Üniversite çok şey kattı K araelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz, hemen hemen aynõ hedefi gözetiyor: “Şehir üniversiteyi, üniversite şehri yaşıyor. Potansiyelimiz giderek genişliyor. Öğrenci sayımız 20 bine kadar çıkacak düzeye geldik. Çok sayıda kongre düzenledik. Birkaç yıl içinde bu kapsamda Zonguldak’a yaklaşık 3 bin profesör geldi. Türkiye’de 10 bin profesörün olduğunu göz önüne alırsak, üçte biri Zonguldak’ı ziyaret etmiş demek ki. Sıkıntımız çok, lojman, kadro onayı gibi, ama tek çabamız yine üniversitemizin düzeyini yükseltmek.” Açõkgöz, Zonguldaklõ değil, ama bir gönlü hoş hemşeri gibi araştõrõyor, okuyor, buluyor, kente katõyor. EKİ’nin Zonguldak’a bir çağdaşlaşma kurumu, hatta bir okul olduğunun bilincine varõlmasõna katkõda bulunuyor. Yüksek Maden Mühendisi Okulu’nun tarihine yolculuk yapõyor, bu okulun başõna getirilen Refik Fenmen’in kendi buluşu ile kömür yõkama yönteminde nasõl sõçrama sağladõğõnõn önemine değiniyor. Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde havzadaki yabancõlara verilen imtiyazlarõn devletleştirilmesi sürecindeki incelikleri irdeleyip İş Bankasõ’na kurdurulan 4 şirket aracõlõğõyla bölgede bilimsel, işçi haklarõna önem veren madenciliğe başlanmasõ sonrasõ yabancõ şirketlerin çekip gittiklerine dikkat çekiyor. Rektör Açõkgöz, bize işçiler için bir tür alfabe olan ve EKİ’nin 1947’de yayõmladõğõ “İşçi Okuma Kitabı”nõn sayfalarõnõ gösterdi. Maden işçilerini, yaptõklarõ iş ve güvenlikleri konusunda resimli bilgi veren kitabõ görünce yaklaşõk 50 yõl sonra Çalõşma Bakanõ olmuş Ömer Dinçer’in Kozlu’daki patlama sonrasõ ölen işçiler için rahatlõkla söyledikleri düştü aklõmõza: “Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim.” Her metreye 2-3 lira Z onguldak’ta Çalõşma Bakanõ’nõn ifadesiyle işçiler güzel güzel ölürken aynõ zamanda güzel gü- zel de çalõşõyorlar mõ? Koşullarõ güzel mi? 20-30 yõl öncesi ile karşõlaştõrõldõ- ğõnda; kuru katõğõndan (ekmek) tutun, sütüne, reçeline; ayakkabõsõndan tutun odun-kömürüne kadar sosyal haklar alõrmõş. Şimdi sosyal olmadõğõmõz için o haklar da kaldõrõlmõş. Kamuda yani TTK’nin kadrolu işçilerinin du- rumu daha iyiyken rödevansta (TTK’nin sözleşme ile özel sektöre devrettiği maden ocaklarõ) bir kazmacõ (en zor işlerden biri) 800-900 lira al- maktaymõş. Asgari ücretin az üstü anlayacağõnõz. Bu işçilerin nerede ça- lõştõğõna gelince... Yerin en az 300-500 metre altõnda... Her metreye, yaklaşõk 2-3 lira düşüyor yani. Genel Maden-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Ramis Muslu’ya göre, işve- renler o ücreti vermekte bile zorluk çõ- karõyorlar: “Sigortaya işçiyi asgari ücretten gösteriyorlar. Ustalar alıyor 750-800 lirayı. İşçiler Üzülmez’de, Kozlu’da sık sık eylem yapıyorlar. Çünkü özel şirket hak edişini alıyor, ama iş- çilere geç ücret ödüyor.” Sendika, bu işyerlerinde çalõşan işçilerin büyük bölümünü sendikalõ yapmõş. Ama toplusözleşme imzalanamõyor. Çünkü ma- den ocağõ çalõştõran işveren “inşaat şirke- ti” olduğunu, bu yüzden maden işkolunda örgütlü sendikanõn yetkisiz olduğu gerek- çesiyle itirazda bulunmuş. Sendika başka- nõ Muslu diyor ki: “Madem inşaat şirketisin, yerin 300-500 metre altında ne işin var?” Sendika, yõllardõr madencilikte özelleştir- meye karşõ savaşõm veriyor. Ramis Muslu’ya göre, TTK varken özel şirketlere ocak veril- mesi, TTK ocaklarõnda taşeron şirketlere iş alanõ açõlmasõ, madenciliğin tümüyle özel- leştirilmesinin adõmlarõ. Ve özelleştirme, aynõ zamanda bilgisizlik, deneyimsizlik, de- netimsizlik, ucuz işçilik demek. Son Kozlu kazasõ da özelleştirmenin yarattõğõ sakõnca- larõn sonucu. Maden Mühendisleri Odasõ Zonguldak Şube Başkanõ Erdoğan Kaymakçı da aynõ kanõda: “Defalarca basın açıklaması yaptık. TTK’nin ocaklarında galeri sürülmesi, kuyu açılması gibi işlerin taşeron şir- ketlere verilmesinin çıkar bir yol olma- dığını, verimliliği ve iş güvenliğini sağ- lamayacağını vurguladık. TTK’nin ta- şerona verdiği işler, kurumun asli işle- ridir. Ocakta hazırlık işi, kömürün üre- tilmesi ve temizlenmesi. Bu üçü bir sa- cayağıdır ve TTK’nin asli işlevleridir; özelleştirilemez.” Eski TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ise aynõ görüşte değil. Ona göre, kömürü kaz- mak, kömürü kazmak için gerekli olan ma- kinelerin tamir ve bakõmõnõ yapmak, onlarõ ye- rine monte etmek, kömürü nakletmek gibi iş- ler, TTK’nin asli işlevi: “TTK bunları yaptığı sürece hem kö- mürü daha ucuza mal etme söz konusu olur, hem de işlerin hızlı bir şekilde ya- pılması sağlanır. Öte yanda, kuyu aç- mak, galeri sürmek gibi işler ise müteah- hit firmalara, o konuda uzmanlaşmış fir- malara verilmelidir. Tüm dünyada bu böyledir. Örneğin, kuyu açmak, önemli bir bilgi birikimi, ayrı uzmanlık isteyen, özel bir teknolojisi olan bir iştir. Sürekli bir iş de değildir. Dünyada kuyu açan firmalar bellidir. İhaleye çıkarsınız, kuyu açan fir- ma gelir, kuyusunu açar gider.” D eneyimli Zonguldak mu- habirimiz Ali Ayaroğlu ile birlikte dolaştõğõmõz kentte; tartõşma, konuşma, söyleşi hep maden üzerinden yürüdü. Zon- guldak Valisi Erdal Ata’ya, “Zon- guldak madensiz yapamaz mı?” diyecek olduk. “Taşkömürü stra- tejiktir, üretimi mutlaka devam edecektir” dedi. Yõllardõr söylene söylene kanõksanmõş Filyos serbest bölgesi tasarõmõnõn bir başka se- çenek olduğundan söz etti. Vali Ata, tasarõmõ yaşama geçirme ko- nusunda kararlõ: “Filyos Çayı’nın denize dö- küldüğü yerin hemen doğu ya- kasındaki bölge ile ilgili olarak yaklaşık 5.5 milyon metrekare- lik alan için kamulaştırma pa- ralarının ödenmesi ile birlikte bu yıl sonuna kadar sanayicimizin kullanabileceği yaklaşık 12.5 milyon metrekarelik bir alanımız olacak. Burada, 25 milyon ton kapasiteli bir liman planlanı- yor. Limanla birlikte enerji, de- mir-çelik, tersane, gübre, kok fabrikası, sunta fabrikası, had- daneler kurulmaya başlanacak. Şu anda yaklaşık 8 milyar do- larlık yatırım yapmak isteyen sa- nayicilerimiz beklemede. Bölge devreye girdiğinde, 10 yıllık bir sürede 30 bin kişilik bir istihdam yaratacağımızı düşünüyoruz.” Beklendiği gibi, altõ gibi üstü de kararmayacak Zonguldak’õn. Ma- den, insanlarõ çekmeye devam ede- cek. Yalnõzca bin işçilik kadro için yakõn geçmişte 50 bine yakõn insanõn yeraltõna girmek için baş- vurduğu bir ülkede Zonguldak ku- rur mu hiç? Filyos seçenek ama.. Zonguldak’ta bun- dan 20 yıl önce, 50- 60 bin işçi çalışır imiş. İnmiş, 10 bin, haydi bilemedin 14 bin işçiye... 5 mil- yon ton kömür üretilirmiş, düş- müş 2.5-3 milyon tona... (Fotoğraf: ALİ AYAROĞLU) Rödevansta bir kazmacı 800-900 lira almakta. Asgari ücretin az üstü anlayacağınız. Bu iş- çilerin nerede çalıştığına gelince... Yerin en az 300-500 metre altında... (ALİ AYAROĞLU) Kentte esnafıyla, işçisiyle toplam çalışan 144 bin. Emekli desen,142 bin. Zonguldak olmuş denize nazır emekliler şehri. (Fotoğraf: IŞIK KANSU) EKİ, maden işçileri için el kitabını 1947’de yayımlamış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle