27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Atom Silahları ve İran ABD’de Nükleer Güvenlik Zirvesi yapıldı. Şüphesiz ki, zirvenin güncel konusu İran’dı. Obama, Amerikan güvenliğini tehdit eden en önemli konunun, atom silahlarının bir terör örgütünün eline geçmesi olduğunu açıklamıştır. Nükleer güvenlik stratejisinin ekseninde de, bu olasılığı önlemek bulunuyor! ABD’nin güvenliği, Amerikan sınırlarının ötesinde başlar. Dünyanın her yeri, gerektiğinde Amerikanın güvenliği için gerekli olabilir. Bugün tehdit algılaması, 11 Eylül’de ikiz kulelerin vurulması ve El Kaide operasyonlarının cephesel karakter kazanmasıyla küresel bir anlam kazandı! El Kaide gibi terör örgütlerinin atom silahlarına sahip olma olasılığı, ABD’nin en büyük korkulu rüyasıdır. Bir devletin, sahip olduğu atom bombasını başkalarına karşı kullanma olasılığı azdır çünkü kendisinin de yok olma olasılığını gündeme getirir. Ancak bir devleti, ülkesi, halkı olmayan bir terör örgütünün atom bombasını kullanma olasılığı ise o derece fazladır! Terörün sadece yok edilmesi gereken hedefleri vardır! İlt atom bombasını 1945’te ABD üretti ve ilk kullanan ülke de oldu! Bugün 9400 atom başlığı var. Rusya, 1949’da atom silahlarına sahip oldu. 12 bin atom bombası var. Atom bombasına sahip olan diğer ülkeler: Fransa (1960’tan beri; 300). Çin (1964, 240) silahları ilk darbe amacıyla asla kullanmayacağını açıklayan tek ülke. İngiltere (1952, 185). İsrail (80), resmen bu silahlara sahip olduğunu açıklamadı ama atom bombalarını inkâr de etmiyor. Pakistan (1998, 70-90 arası). Hindistan (1974, 60-80 arası); 1000 bomba yapacak kadar plütonyumu var. Kuzey Kore (2003, 10’dan az). Şimdi de sırada İran var. ABD ve Rusya’nın atom bombalarının büyük çoğunluğu kullanılmaya hazır değil. Her ikisinin de, kıtalararası ve orta menzilli stratejik atom füzeleri var, bunların üçte birine yakınının karşılıklı imha edilmesi için görüşmeler yapıyorlar. Ayrıca taktik amaçlı, özellikle kısa menzilli atom silahlarına da sahipler. Diğer ülkelerin atom silahları ise daha çok stratejik nitelikli. Yukarıdaki silah bilgilerini aldığım kaynakta (Die Zeit, 18 Şubat 2010) atom bombalarının dağılım haritası var. Buna göre, Türkiye’de İncirlik’te, Balıkesir’de ve Ankara Akıncı’da (eski Mürted), atom bombaları yerleştirilmiş. Geçenlerde bir diplomat, İstanbul’da da atom bombası olduğunu ileri sürdü. Bu arada, Malatya ve Eskişehir’de de atom bombaları olduğu ancak bunların Balıkesir ve Akıncı’daki bombalarla İncirlik’e kaydırıldığı ididası da bulunuyor. Soruna dönelim: El Kaide gibi bir terör örgütü, atom bombasına sahip olabilir mi? Bu soruya hayır denebilir mi? Taliban’ın Pakistan’daki saldırısı bu korkuyu üst düzeye çıkartmıştı! Peki İran? Atom bombasını kullanabilir mi? Üretse bile, veya varsa bile, İran gibi bir ülkenin atom bombasını (İsrail’e karşı) kullanması düşünülemez. Ama şu veya bu şekilde, ülkesi ve milleti olmayan terör örgütlerinin eline geçebilir mi? Doğru olan politika nedir? İran’ın da, İsrail gibi, atom bombasına sahip olmaya hakkı olduğunu savunmak mı? İran’ın ‘tanrı-devlet’ yapısı, atom bomba sahipliğini daha tehlikeli bir hale getirir mi? İran, atom bombasını, bölge egemenliği ve yayılma politikası için bir güç olarak kullanacağı açık. İran’ın atom bombası, Filistin çözümünü kolaylaştırır ve İsrail’i buna zorlar mı? İran, neden atom bombasına sahip olmak istiyor? İsrail’den endişe ettiği için mi, yoksa İsrail’i yok edilmesi gereken bir devlet olarak gördüğü için mi? İran atom bombası, Türkiye’yi ne derece tehdit eder, Türkiye’nin bölgede konumunu ne derece ve hangi doğrultuda etkiler? ABD’nin İran’a karşı yaptırımları, gerçek bir tehdit algısı mı içeriyor? Soru çok. İran’ın ve bütün diğer ülkelerin de atom bombasına sahip olma hakkını savunmanın, daha güvensiz bir dünya yaratacağı kesin. Bu noktada, bütün bombaların imhasını ve daha barışçı bir dünya istemek ve bu amaçla mücadele etmek gerekir... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi tarafõndan kapatõlan DTP’nin Genel Başkanõ Ahmet Türk, uğradõğõ saldõrõnõn ardõndan tedavi gördü- ğü hastaneden taburcu edilirken sağduyu çağrõsõ yaptõ. Türk, tepkilerin demokratik boyutlarda kalmasõ için herkesin titiz dav- ranmasõ gerektiğini ifade etti. Türk, Samsun’da uğradõğõ saldõrõnõn ar- dõndan Ankara’da tedavi altõna alõndõğõ Güven Hastanesi’nden dün ayrõlõrken yaptõğõ açõklamada, olayõn detaylarõna fazla girmek istemediğini, demokrasinin olmadõğõ bir ülkede, bu tür olaylarõn daha önce de yaşandõğõnõ söyledi. Türk, de- mokrasiye ve halklarõn kardeşliğine vuru- lan darbe olarak nitelediği saldõrõyõ, Kürt halkõnõn yanõ sõra Türk halkõnõn da yüre- ğinde ve beyninde mahkûm ettiğini belirt- ti. Saldõrõnõn ardõndan Zonguldak’tan Trabzon’a kadar birçok insanõn, aydõnõn, sivil toplum örgütü temsilcisinin kendisi- ni arayarak üzüntülerini dile getirdiğine işaret eden Türk, şunlarõ kaydetti: “Şimdi daha iyi anlıyoruz ki, ortak aklı ortaya koyduğumuzda, ülkemizin sorunlarına, başta Kürt sorununa ciddi bir yakla- şım gösterdiğimizde, gerçekten sevgiyle kucaklaşmayı esas aldığımız sürece, in- sanlarımız katkı sunarlar. Bugün artık bütün siyasilerin bu bilinçle, bu ülke- nin sorunlarına yaklaşmasını umut edi- yorum, diliyorum. Biz burada bir bü- tünüz. Bin yıllık bir geçmiş var, birlikte yaşanmışlık var. Bu güzel kardeşliği sevgiye dönüştürecek bir duruşu artık göstermemiz lazım. Bundan umutlu- yum. Bunu istemeyenlere rağmen, de- mokrasi dışı güçlere rağ- men biz bunu başarabili- riz. Herkese büyük sorum- luluk düşüyor. O yönelme karşısında lakayt davra- nan polise bile büyük so- rumluluk düşüyor. Siyasi- lere büyük sorumluluk dü- şüyor. Halka, insanlarımı- za sorumluluk düşüyor.” Yaşadõğõ saldõrõya tepki- ler geliştiğine dikkati çeken Türk, “Elbette, insanlar demokratik tepkilerini gösterebilmeli, yanlışı protesto edebilmelidir. Tepkilerin demokratik boyutlarda kalması için herkesin titizlikle davranması gerekir. Tepkilerin gerçekten demokratik tep- ki noktasında kalması çok önemlidir” diye konuştu. Yumruklu saldõrõnõn ar- dõndan bazõ illerde çõkan olaylarõ nasõl değerlendirdiğinin sorulmasõ üzerine Türk, “Özellikle bunu herkesten rica ediyorum. Elbette tepkiler olacak ama demokratik boyutlar içinde kalması çok önemli” yanõtõnõ verdi. İstanbul Haber Servisi - “İrticay- la Mücadele Eylem Planı” soruştur- masõna ilişkin İSTEK Vakfõ Başkanõ Bedrettin Dalan ve Albay Dursun Çiçek’in de aralarõnda bulunduğu 7 şüpheli hakkõnda hazõrlanan iddiana- me, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadı’ya incele- mesi için gönderildi. Başsavcõlõğõn in- celeme için 15 gün süresi bulunuyor. Soruşturmayõ yürüten savcõlarõn dos- yanõn Ergenekon davasõyla birleştiril- mesini istediği öğrenildi. Albay Çiçek’in avukat kõzõ İrem Çiçek, Gazeteport’a yaptõğõ açõklama- da, “Sivil savcılık izin vermemesine rağmen Jandarma Kriminal, talep- lerimiz doğrultusunda parmak izi araştırması yaptı. Biz zaten 6 aydır bu doğrultuda talepte bulunuyor ve babama ait bir parmak izinin olup olmadığının tespitini istiyorduk” dedi. Parmak izi araştõrmasõnõn sonu- cunun henüz kendilerine bildirilmedi- ğini ifade eden Çiçek, “Başvurduk ancak bize biraz beklememiz gerek- tiği ve sonucun bize yazılı olarak verileceği söylendi” diye konuştu. MALATYA (AA) - Emniyet Genel Müdürlü- ğü Özel Harekât Dairesi Başkanõ Behçet Ok- tay’õn babasõ Mehmet Oktay ve kõz kardeşi Zey- nep Oktay Demirci, soruşturmayõ yürüten savcõ Hüseyin Yalçın’õn kovuşturmaya yer olmadõğõna dair kararõnda yer alan gerekçelerin her birinin ci- nayet nedeni olduğunu ileri sürdü. Oktay’õn, Malatya’nõn Hekimhan ilçesindeki babasõ Mehmet Oktay ve kõz kardeşi Zeynep Ok- tay Demirci, olay yeri inceleme tutanağõna atõfta bu- lunan savcõ Yalçõn’õn tutanağõ hiç görmediğini, oku- madõğõnõ, okuduğu takdirde cinayetin nerede iş- lendiğini bilebileceğini iddia etti. Yalçõn’õn, ölüm muayene tutanağõnda yer alan gerçekleri neden gör- mediğini sorguladõklarõnõ dile getiren Oktay’õn babasõ ve kõz kardeşi şunlarõ kaydetti: “Harici muayenede, cesedin sağ göz dış köşe- sinde 1.5x1 santimlik ekimoz, sağ el sırtında 1 santimetre çapında mor renkli ekimoz, sağ ba- cak üst dış yanında 1 santimetrelik sıyrık, sol ba- cak ön kısmında 0.3 santim çapındaki sıyrık, ne- den tutanaklara geçirilmedi? Aynı gün 60 dakika sonra bu gerçekleri otopsi tutanağıyla tespit eden Ankara Cumhuriyet Savcısı Nihat Yõldõrõm ne- den dikkate alınmadı? Tüm bu somut durum, cinayet göstergesi olabilir miydi? Ekimozların sağ iken olabileceğini unuttunuz mu? Hastaneden taburcu olan Türk ‘tepkilerin demokratik boyutlarda kalmasõ için herkes titiz davranmalõ’ dedi ‘Halk saldõrõyõ mahkûm etti’ Yurt Haberleri Servisi - Ka- patõlan DTP’nin siyasi yasaklõ es- ki lideri Ahmet Türk’e yönelik yumruklu saldõrõyõ protesto etmek için Hakkâri, Van, Mersin ve Adana’da protesto gösterileri dü- zenlendi, bazõ illerde göstericiler polisle çatõştõ. DİYARBAKIR: BDP’nin Di- yarbakõr’da düzenlediği yürü- yüşte konuşan BDP Genel Baş- kanõ Selahattin Demirtaş, Türk’e yönelik saldõrõyõ “alçakça” ola- rak nitelendirdi. Demirtaş, “Sab- rımız kalmadı” dedi. HAKKÂRİ: Yüksekova ilçe- sinde düzenlenen basõn açõkla- masõnda olaylar çõktõ. Yükseko- va Belediye Başkanõ Ruken Ye- tişkin’in da aralarõnda bulundu- ğu binlerce kişi parti binasõna doğ- ru dönerken yüzleri kapalõ bir grup BDP’nin oluşturduğu bari- katõ aşarak taş atmak isteyince po- lis müdahale etti. Yollara barikat kurup taş atan göstericilere polis gözyaşartõcõ bomba ve basõnçlõ su kullanarak müdahale etti. VAN: Van’õn Başkale ilçesin- de esnaf kepenklerini kapatarak Türk’e yapõlan saldõrõyõ protesto etti. Kale Mahallesi’nde ise bir grup gösterici polisle çatõştõ. MERSİN: Mersin Şevket Sü- mer ve Siteler mahallelerinde bazõ gruplar polise taşla saldõrdõ. Polis göstericilere tazyikli suyla müdahale etti. Göstericiler, çöp te- nekelerini yakarak yollara barikat kurmak istedi. ADANA: BDP Adana İl Ör- gütü’nün bulunduğu Cemal Gür- sel Caddesi’nde toplanan BDP üyeleri, yolu trafiğe kapattõ par- ti binasõnda bulunan tabelanõn üzerine siyah bez astõ. İstanbul Haber Servisi - Gazios- manpaşa’da kapatõlan DTP’nin eski li- deri Ahmet Türk’ün Samsun’da saldõ- rõya uğramasõnõ protesto eden bir grup, içerisinde 6 kişinin bulunduğu İETT otobüsünü molotofkokteyli atarak yaktõ. Otobüs şoförünün zamanõnda kapõlarõ açmasõ ile yolcular yanmaktan kurtuldu. Gaziosmanpaşa Karayollarõ Mahalle- si’nde ellerinde, dövizler taşõyan grup, Fatih Caddesi boyunca, terör örgütü li- deri Abdullah Öcalan lehine slogan at- tõ. Basõn açõklamasõnõn ardõndan grup dağõlõrken aralarõndan yüzleri maskeli yaklaşõk 15 kişi eyleme devam etti. İETT otobüsünün geldiğini gören sal- dõrganlar, molotofkokteyllerini otobüse attõ. İçerisinde 6 kişinin bulunduğu Yu- nus Emre Mahallesi-Beyazõt seferini yapan otobüs bir anda alev aldõ. Çevik kuvvetin gaz bombasõ atmasõyla grup dağõlõrken şoför kapõlarõ açarak yolcula- rõ tahliye etti. Şoför ardõndan yangõn söndürme tüpü ile yangõnõ söndürdü. Lise son sõnõf öğrencisi Serap Eser, 8 Kasõm 2009’da dershaneden evine dö- nerken Küçükçekmece’de belediye oto- büsüne atõlan molotofkokteylliyle yan- mõş ve ağõr yaralanmõştõ. Ancak tedavi altõna alõnan Eser kurtarõlamamõştõ. YUMRUK PROTESTOLARI DURMAK BİLMİYOR YENİ BİR SERAP FACİASI YAŞANABİLİRDİ ‘Parmak izi araştırması yapıldı’ İstanbul Haber Servisi - Gayrimüslimlere yö- nelik bombalõ eylemlerin hazõrlandõğõ belirtilen ‘Kafes Eylem Planı’ soruşturmasõ sonucu ha- zõrlanan iddianamenin delilleri sanõk avukatlarõna verildi. Eski Kuzey Deniz Saha Komutanõ emek- li Koramiral Feyyaz Öğütçü, deliller arasõnda yer alan ifadesinde Kafes Eylem Planõ nedeniyle ter- fisine engel olunarak emekli edildiğini söyledi. İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi, delillerin bulunduğu 6 klasörü DVD’ye kaydederek avu- katlara dağõttõ.Öğütçü, Güney Deniz Saha Ko- mutanõ Koramiral Kadir Sağdıç ve Foça Çõkar- ma Gemileri Komutanõ Tuğamiral Mehmet Fa- tih İlgar’õn da aralarõnda bulunduğu 33 sanõk hak- kõnda ‘Ergenekon örgütü üyesi olmak’ suçun- dan açõlan davanõn ilk duruşmasõ 15 Haziran 2010’da yapõlacak. Öğütçü’ye Kafes Eylem Planõ’nõn kimlerin ta- limatõyla hazõrlandõğõ, amacõnõn ne olduğu so- ruldu. Öğütçü ise şöyle yanõtladõ: “Otuz dokuz buçuk yıl her görevi hukuka uygun ve hukuk kuralları içerisinde icra eden bir Koramira- lin Oramiral rütbesine terfi etmesine dört ay kala illegal bir örgüte danışmanlık yapması- nın mümkün olup olmadığını takdirlerinize bı- rakıyorum. Bu şartlar altında ben Kafes Ey- lem Planı’nın şüphelisi değil mağduruyum ve terfime engel olduğunu değerlendirdiğim bu planı hazırlayanlar hakkında şikâyetçiyim... Şeytanca hazırlanmış bir plan olduğunu de- ğerlendiriyorum. Bu plan bence vatan haini- nin hazırlayabileceği bir plandır.” ‘Şimdi hedef diğer amiraller’ Plan, emniyete gelen ihbarõn askeri savcõlõğa ile- tilen 23 Mayõs 2009 tarihli mailinde gördüğünü kaydeden Öğütçü, “Bu tarihte dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ile Sarıyer Subay Gazinosu’nda bulunduğum sırada ih- bar mektubu bana iletildi. Kuvvet komutanıyla birlikte okuduk. Poyrazköy iddianamesinde planın incelenmesinin 9 Mayıs 2009’da ta- mamlandığı belirtiliyor. İhbar mektubunu yazan kişiler bu incelemenin sonucundan ma- lumat sahibi olan kişilerdir” dedi. Öğütçü bel- gelerin, ismi geçen amiralleri karalamak ve ter- filerinin engellenmesi amacõyla oluşturulduğunu savunarak, “Benim emekli olmama sebep ola- rak amaçlarına bir ölçüde ulaşmışlardır. Şim- di hedef diğer iki amiraldir. Adı geçen sözde belge jpeg formunda hazırlanmış, üzerinde her türlü değişiklik yapılabilecek şekilde düzen- lenmiştir. Belge orijinal değildir. Ba- na karşı komplo kurulmuştur. İlk sayfasında yazım taklit edilmiştir” diye konuştu. Koramiral Sağdõç ise “Nasıl oluyor da sözde eylem planı için- de bulunduğu DVD’den üç ay sonra 30 Mart 2009’da yazılmış oluyor. Bu konu birilerinin aylar sonra sözde planı monte etmiş ola- bileceğinin kanıtıdır” dedi. Sağdõç, pla- nõn komplo olduğunu ve Hrant Dink, Rahip Santoro ve Zirve Yayõnevi ci- nayetlerinin azmettiricilerini sakla- maya yönelik olduğunu belirtti. Sağdõç, “Dokümana çıplak göz- le dahi dikkatle bakıldığında, imzaların çözünürlüğünün ya- zılardan düşük olduğu görü- lüyor. Bu konu imza ve pa- rafların montaj olduğunun en büyük delili niteliğin- dedir” dedi. Emekli Tümamiral Güven, iddialarõn ‘yalan’ olduğunu savunarak dava açacağõnõ söyledi Amiral ve eşinin köstebek kavgası Kafes Eylem Planõ soruşturmasõnda iddiameninin delilleri sanõk avukatlara verildi ‘Şeytanca hazõrlanmõş bir plan’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Emekli Tümamiral İlker Güven, ayrõlmak için dava açtõğõ eşi Sunahanım Güven’in Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) içinde- ki “Ergenekon köstebeği” suç- lamalarõ karşõsõnda dava açmaya hazõrlanõyor. Güven’in Ankara Esenboğa Ha- vaalanõ’nda farklõ soyadõyla VIP’ten geçerken yakalatmasõnõn ardõndan Sunahanõm Güven, çeşitli iddialar gündeme getirmişti. Sunahanõm Güven, Ergenekon soruşturmasõn- da deniz kuvvetleriyle ilgili bilgileri sõzdõranlardan birinin eşi olduğunu iddia etti. Güven, şu iddialarda bu- lundu: “Eşim bir numaralı kös- tebekti. ‘40 yõl bu şerefsiz askere hizmet ettim ama iki yakam bir ara- ya gelmedi. Madem Yaşar Büyü- kanõt ve Özden Örnek yapõyor ben de yaparõm’ diyordu. Evdeki çan- taların içinde 5 milyon dolar var- dı. Pırlantalarım çalınmıştı ama bu paraya dokunulmamıştı. Ay- rıca deniz kuvvetlerinden çıka- rılmış gizli belgeler de evdeydi. Eşim evdeki 5 milyon doları alt kademedeki insanlara dağıtıyor- du. Karşılığında gizli belgeler alıyordu. Eşim bu belgelerin kar- şılığında buluştuğu 2 kişiden 20 bin dolar alıyordu. Hatta 15 bin, 50 bin ya da 100 bin dolar da eks- tradan veriliyordu.” İlker Gü- ven’in iki oğlunun da para transfe- rinde kuryelik yaptõğõ iddiasõnõ da gündeme getiren Sunahanõm Gü- ven, eşinin 800 bin dolarlõk mal be- yanõnda bulunduğunu da iddia etti. ‘Savcılık harekete geçti’ Eşinin iddialarõ üzerine konuşan Güven ise söylenenlerin yalan ol- duğunu savundu. Güven hurri- yet.com.tr’ye yaptõğõ açõklamada id- dialarda bulunan eşi Sunahanõm Güven’in yanõ sõra dayanaktan yok- sun haberleri yayanlar hakkõnda da ceza ve tazminat davasõ açaca- ğõnõ dile getirdi. Genelkurmay Başkanlõğõ ise id- dialarla ilgili olarak herhangi bir açõklama yapmazken yine aynõ si- tede yetkililere dayanarak olayla ilgili askeri savcõlõğõn harekete geçtiği öne sürüldü. Söz konusu haberde, “Yetkililer amiralin ifadesine başvurulabileceğini, Genelkurmay’ın Amiral’in eşi- nin ifadelerini ihbar kabul edip soruşturma başlattığını bildir- diler” denildi. ALBAY ÇİÇEK’İN AVUKAT KIZI [email protected] Oktay’ın ailesinden savcı Yalçın’a sorular ‘OTOPSİ TUTANAĞI NEDEN DİKKATE ALINMIYOR’ Serap Eser. Türk hastaneden Sakık ile birlikte ayrıldı. (AA) Yüksekova’da taş atan göstericilere polis göz yaşartıcı bomba ve basınçılı su kullanarak müdahale etti. (AA) Çocukdöveniki polis açığa alındı Haber Merkezi - Hakkâri’de Ah- met Türk’e yönelik saldõrõyõ protesto et- mek için düzenlenen gösteride gözal- tõna alan 14 yaşõndaki çocuğa “kont- rolsüz güç uygulayan” 2 polis memuru açõğa alõndõ. Polisin sürükleyerek göz- altõna alõrken yaralanan ve hastaneye kaldõrõlan H.K tedavisinin ardõndan taburcu edildi. BDP Genel Başkanõ Se- lahattin Demirtaş, “Eğer siz 13 ya- şındaki bir çocuğu anasının kolla- rından yerlerde sürükleye sürükle- ye halkın gözü önünde işkence yapa yapa bu halka çözüm getiriyorum derseniz bu halk sizin burnunuzdan getirecek. Buradan İçişleri Baka- nı’na açıkça çağrı yapıyorum. 13 ya- şındaki Hakkârili çocuğun burnun- dan akan kanla, Ahmet Türk’ün burnundan akan kan aynıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle