19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
D eğinmeler MUSTAFA ŞBtiF ONARAM 'ölü Ozanlar Demeği' • ki yıla yakındır I TRT2'desür- I dürdüğümüz "önceşilrvardı" izlencesi sona mı erdl? TRT 2 "ha- ber" kanalına dö- nüşünce kültür ağırlığını değiş- tirmek gerekebi- llr. TRT'nin yayın siyasetinden so- rumlu olanlar kültüre yön ver- mek isteyeblllr. Böyle bir izlence- ye emek verenle- ri bilgilendirmek gereğini de duy- mayabilir. Şiirin tartışıldığı böyle bir izlencede görmeyi öğreten özellikleroldu- ğuna inanan ki- mi yetkililer bu- nun nedenlerini araştırabilir. Bun- lar artık bizim dı- şımızda kalan olaylar. Biz; Talat Sait Halman, Hil- mi Yavuz, Musta- fa şerif Onaran neler yapmak is- tiyorduk, neler yapablldlk? şiir- lerl yorumlayan Rüştü Asyalı ile Berln ötenel bu izlenceyle nasıl bir bütünlük sağ- ladı? lleriye dö- nük olarak bu iz- lenceyi nasıl ge- liştirecektik? Bi- ze yöneltilen başka sorular da var: "Artık ölü ozanlardan kur- tulup genç ozan- lara ne zaman sı- ra gelecek?" Bu soruları yanıtlamaya çalışarak "önce Şiir Vardı" izlencesini değerlendirmek, ara- mızdaki sataşmaları, değişik yorumlarla şiire bakışımızı anımsatmak yararlı olabilir. Köklü bir şiir geleneğimiz var. Abartılarak okunan manzumeler yerine, gerçek şiiriere yeni anlayışlarla bakmak, doğru bir yorum- la okumak, insana görmeyi öğretebilir. NASIL BAŞLADI? Talat Sait Halman'la bana böyle bir şiir izlencesi önerildiği zaman, aramıza katıla- cak üçüncü kişinin değişik görüşte biri ol- ması, böylece tartışma ortamının yararı üzerinde de duruldu. Ikimiz de Hilmi Ya- vuz'u düşündük. Neden Hilmi Yavuz? Çağdaş Türk şiirinin en iyi ozanlarından biri olduğu için değil, nice şiir izlenceleri hazırlayan bir kültür insanı olarak da Hilmi Yavuz "önce Şiir Vardı"da yer almalıydı. Böyle bir şiir izlencesi siyaset yapma yeri değildir. Gene de Hilmi Yavuz gibi siyaset anlayışında tutucu olan bir ozanın şiire ba- kışında değişik yönler olabilirdi. Ama tartışmalar hiç de düşündüğümüz gibi gelişmedi. Hilmi Yavuz her zaman şii- rin yapısına öncelik tanıdı. Belki de kendi şiirinden gelen sıkıdüzeni geçerli görerek, aynı dönemin ozanları saydığı Yahya Ke- mal'le Mehmet Âkif'i karşılaştırdığı zaman Âkif'in şiirini önemsemedi. Oysaki böyle karşılaştırmalar insanı yanıl- tabilir. Mehmet Âkif'in şiirini ayrıca değer- lendirmek gerekir. Onun şiir ditinin geliş- mesine verdiği emek unutulmamalıdır. De- ğişik şiirleri birbiriyle karşılaştırmak doğru sonuç almamızı kolaylaştırmayabilir. önemli olan böyle bir tartışmayı başlata- bilmekti. Her üç arkadaş kendimize göre bir ön hazırlık yapsak bile izlencedeki tar- tışmalar doğaçlama oluyordu. Hece şiiri ozanlarından Ahmet Kutsi Te- cer'e haksızlık yaptığımızı sanıyorum. llle de bir ozanı başka ozanlaria karşılaştırmak mı gerekir? Dönemi içindeki şiir dilini ele alarak onu değerlendirmek daha doğru ol- maz mıydı? ..Kimi zaman bir dize bir şiiri kurtarabilir. Ümlt Yaşar Oğuzcan gibi okurların daha kolay benimsediği ozanların abartılmış du- yarlıkları nasıl kullandığı da eleştirildi. Ama şiiri kurtaran böyle tek dizeler olduğu da anımsatıldı. Doğrusu birbirimize takılmalarımız da ke- yifliydi. Böylesi takılmaların en çok tadını çıkaran dâ Talat Sait Halman'dı. İZLENCENİN SINIRLARI Kimi zaman bir ozanı, kimi zaman bir ko- nuyu ele alıyorduk. Alıştığımız bir masanın çevresinde yer değiştirsek bile, kimi za- man ortam değiştirmemiz de gerekiyordu. örnekse Mehmet Âkif'i, "Istiklal Marşı"nın kabul edildiği I. Meclis'te, Divan Şiirini Topkapı Sarayı'nda konuştuk. İyi ki Hasan Çakır gibi deneyimti bir ya- pımcımız vardı. Şiire yakışan ortamlar da- ha çekici olsa da biz alıştığımız ortamdan ayrılmak istemiyorduk. Her birimize ayrı ayrı mektuplar geliyor- du. Hapishanede çile çeken izleyicilerimiz bile vardı. Daha önemlisi bilgisayar orta- fhında bizim için bir site oluşmuş. Yapım- cımız Hasan Çakır buradaki bilgileri bizim için birer dosyada topluyordu. Şiir adına yapılan kimi izlencelerde, sıra- dan manzumeleri abartılmış bir biçimde okuyanlar da vardı. Ama "önce Şiir Var- dfda Rüştü Asyalı ile Berin ötenel'in yo- rumlan, gerçek şiire meraklı olanlara sesle- niyordu. özellikle aruzun hakkını vererek divan şii- rini yorumlamak, o şiirin açıklamasını şiir- sel yükünü koruyarak dinleyenlerin ilgisine sunmak, bu gizli gömüyü daha iyi anlama- yı kolaylaştıracaktı. "önce Şiir Vardı" gecenin dinginliğine ya- kışan bir izlenceydi. Halk şiiri ile divan şiirinden günümüze doğru öyle zengin bir şiir geleneğimiz vardı ki, ölü ozanların etkisinden kurtulup günü- müzün genç ozanlanna gelemedik. Bu yüzden bize "Ölü Ozanlar Demeği" gö- züyle bakanlar da vardı. Oysa bu izlencenin sürmesine izin veril- seydi, aramıza bir genç ozanı almak, çağ- daş şiirimizin gelişen boyutlarını tartışmak anlamlı olacaktı. BİR SORUSTURMA "Sincan Istasyonu", ölü ozanların diri ozanları gölgelediğinden yakınarak yüksek sesle söylenemeyen şu sözü soruşturma konusu haline getirdi: "Iki büyük gölge, biraz çekilse üstüm- denl" Onlar bu iki büyük gölgeyi Nâzım Hik- met ile "Ikinci Yeni" olarak nitelemekte- dir. Dolayısıyla ölü ozanlardan diri ozanlara sıra gelmediğini anımsatarak, "önce Şiir Vardı" izlencesine de dolaylı bir eleştiri ge- tiriyoriardı. "Ikinci Yeni"yi toplumcu şiirden kaçış ola- rak niteleyenlerin yanlışına değinerek, top- lumcu anlayış ile gizemli anlayışın iki bü- yük gölgesi Nâzım Hikmet ile Necip Fazıl'ı düşünerek böyle bir soruşturmaya girişilebilirdi. Ama "Sincan Istasyonu" bu soruşturmayı şöyle açımlıyor: "Kastettiğimiz iki büyük gölgenin biri, "Putlan yıkıyoruz" diyebiien Nâzım Nik- met, ikincisi ise "Ikinci Yenfdir bize göre. Bu iki büyük gölge altında serinlenmenin giderek yakıcı bir hale dönüşmesi yani. Şair gelenekle, kendinden önceki şairlerle hesaplaşarak, çarpışarak, bir bakıma sil- meyi demiyelim de, geçmeyi göze alarak yazar" (Sincan Istasyonu, Nisan 2010). "Sincan lstasyonu"ndaki "Edebiyatımız- daki gölge sorunu" somşturması önü- müzdeki sayılarda da sürecek. Nisan sayı- sında 5 eleştirmenin yanıtı var: Turan Ka- rataş, Sabit Kemal Bayildıran, Kemal Gündüzalp, Celal Fedai, Fergun Özelli. Kimi ozanların gereğinden çok anıldığı, artık şiirlerinin işlevi kalmasa da, şiirle siya- setin buluştuğu yerde, toplumcu ya da gi- zemci anlayışların gölgesinde kalan bir ozanın hakkı yenmişliği tartışılabilir. Ama geçmişin değerieri her zaman ola- caktır. Turan Karataş'ın yorumuna önem vermek gerekir: "Geçmişi aşmak, daha doğru deyişle sa- nattaki, özelde şiirdeki gelişim çizgisini sürdürmek ve yenileyip yola koyulmak, ge- leneği iyi tanımak ve onu özümsemekle mümkündür. Yok saymak çözüm değildir. Geçmişin büyük, aşılmaz değerleri var diye | yeni değerlerden vazgeçilemez." Sabit Kemal Bayildıran, devletin putlaş- tırdığı ozanlara bakılırsa, Nâzım Hikmet'in devlete karşın en çok okunan ozan başarı- sına uluştığını belirtiyor. Kemal Gündüzalp bu gölgede kalışı, her dönemin yeterii şiir eleştirmeni olmayışına bağlıyor. Özellikle 70'li yıllardan bu yana döneminden sorumlu olan şiir eleştirmen- lerinin etkili olmadıklanna değiniyor. < Celal Fedai, 70'li yıllara doğru kimi ozan- lann "meydan okuyarak" kendilerine yer açtıklarını, daha sonra "karton şairler dö- nemi" başladığını öne sürüyor. Ece Ayhan'ın deyişiyle bu durumu "niteliksiz- ler dayanısması" olarak değerlendiriyor. Fergun Ozelli, Nâzım Hikmet ile "Ikinci Yeni" ozanlannın birer put olmadığını, şiirin tıkalı yollarını açan, sonraki ozanlann ken- dilerini geliştirebileceği yerlere hazırlayan ozanlar olduğunu düşünüyor. TELEVİZYON KÖSESİNDE AÇAN BİR ÇİÇEK Bu soruşturma sürdükçe, yetmişlerden sonraki şiiri iki büyük gölgenin kararttığı yargısının geçerli olmadığını anlayacağız. Eskiyen, yıpranan, artık geçerliği kalma- mış bir şiir varsa, o şiiri ille de yaşatmak is- teyen bir anlayış içindeysek, gelişen yeni bir şiire gölge düşürmüş mü olacağız? "önce Şiir Vardı" izlencesinde unutulan kimi ozanlara da yer verdik. "Onlar unutul- maması gereken ozanlardı" demeye getir- dik. Eşki bir ozanın bulduğu değişik bir im- ge, yeni bir ozanın yolunu açabilir. Yeni bir ozan o yolda gerçek kişiliğini bulabilir. Taşlıcalı Yahya'nın beyitindeki sevgilinin "şiir^ olduğunu varsayalım: "Kâşki sevdiğimi sevse kamu halk-ı cihan Işimiz cümle heman kıssa-i canan olsa." Biz üç arkadaş "önce Şiir Vardı" izlence- sinde şiiri yalnız "kıssa-i canan" olarak görmedik. Şiir üzerine söyleşmenin yeni yollar açacağına inandık. "Şiir Yılhklan"na bakıldığı zaman yüzler- ce yeni ozanın seçildiğini görüyoruz. Şiiri- mizin yannları için bu bir umuttur. ("2009 Şiir Yıllıklan" üzerine hazıriadığım bir yazıyla bu gelişen durumu ayrıca anlat- maya çalışacağım). Yazıya şöyle bir tümceyle başlamıştım: "İki yıla yakındır TRT 2'de sürdürdüğü- müz "önce Şiir Vardı" izlencesi sona mı erdi?" O kanal "TRT Haber" olunca, şiir izlen- cesi sona mı erecekti? Bu soruda böyle bir yazıklanma da var. Siyaset ortamının bulanıklığında şiir izlen- cesi aydınlığa açılan bir penceredir. Tel- evizyonun köşesinde bir çiçek açmış gibi- dir. Siyaset dedikodusundan usananlara biraz soluk aldırabilir. Yüzlerce yeni ozan olduğu gibi, belki bir o kadar, şiire değişik bir yorumla bakmaya çalışan edebiyat insanı da var. Konuşma- cılann yüzü de, sesi de çabuk eskir. Yeni bir yüze, yeni bir sese özlem duyulur. Belki de bu sözler kendini yenilemesini bilmeyen edebiyatçılar için geçerlidir. Oysa bir şiir yorumcusu gelişen yeni bir şiirden, genç ozanlardan güç alır. Tasarla- dığımız nice izlencenin boynu bükük kaldı. Şiiri tartışan biz üç arkadaş, şiire yeni bir derinlik kazandıran iki şiir okuyan, bu izlen- ceyi yaşatarak gerçek şiiri sevdirmek iste- miştik. "Ölü Ozanlar Demeği" diye gü- lümsemeye çalışıyoruz ama iki yıl boyunca o ozanların ölmediğini anlatmaya çalıştık. Böyle bir izlenceyle yeni ozanlara da el uzatmak istediğimize inandık. • Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinlzl ve kitaplannızı aşağıdaki admse gönderiniz: MustafaŞerifOneran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ümitköy-Ank. Tel.: (0312)235 9111-236 23 46 SAYFA 3» C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1052
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle