23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
iir Atlası CEVATÇAPAN Lola SHONEYIN/ Şiirler/ Çeviren: llyas TUNÇ Vykudaki rüzgârların sert esintisidir bu ola Shoneyin, 1974 yılında Ibadan'da Yorubalı birailenin kızı olarak doğdu. llköğretimini Edinburgh (Iskoçya) ve Bristol (Ingiltere) kentlerinde tamamladı. Daha sonra Ibadan'daki Abadina College'da okudu. Ogun State Üniversitesi Ingilizce Bölümü'nden mezun oldu. Londra Metropolitan Üniversitesi'nden Profesyonel Oğretmenlik Diploması aldı. Halen, yerel bir ortaokulda Ingilizce, drama ve medya araştırmalan dersleri veriyor. llk şiir kitabı So All the 71me I'Was Sittingon an Egg, 1997'deyayımlandı. Dizelerinde yaşamın sıradanlığına renk katan gündelik öyküleri, acılan, duş kınklıklannı, sevinçleri, heyecanlan, kadın sonınlannı dile getirdi. 1998'de Matters ofGrave Persistence adlı dosyasıyla Nijerya Yazariar Birliği Şiirödülü'nü kazandı. Yine, Womanin her Season adlı kısa öykü dosyasıyla Nijerya Yazariar Birliği'ndenikinci ödülünü almış oldu. 1999'da lowa Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Yazariar Programı'na katıldı. Ince, esprili birzekâya bağlı kadınsı bir duyarlılığı, kontrollü bir duyguyu sergilediği ikinci şiir kitabı Song ofa Riverbird, 2002'de (Ovalion House Yayınlan) çıktı. Ingiltere'de High VVycombe'de yaşayan Lola Shoneyin'in diğeryapıtlan: The SecretUves ofBaba Sade's Wives(roman), Mayowa and the Masquerades (çocuk kitabı), Concentrate (çocuk kitabı), Chief Giridi and the Ghosts (çocuk müzikali), Hariot (roman yayımlanacak), ForLoveofFlightfeiir). L Otlar üzerinde, herkesten uzak Gözlerim görkemli patika yolda. Duyumsuyorum açıldığını kartal kanatlannın Duyumsuyorum sert esintisini uykudaki rüzgârların Aradı buldu kartal yas tutan ormanlan Izini sürdü yuvalardan gelen çığlıklann Uykudaki rüzgârların sert esintisidir bu Kartal yaklaştı, önemli şeyler duyacak Güçlü rüzgârların kartalı, soruyorum sana, Nasıl geçtin bu görkemli patika yolu? Kanlı gagalarıyla geçip gitti balıkçıl kuşlan Kannlarını altın kenelerle doldurduktan sonra. Yarasalar geçip gitti, karanlık büyüdü kocaman oldu, Sorduk, ne kadar sürecek bu gizli saltanat. Gücendirdi karanlık en güzel çağlarında yavru kuşlan Boğuk seslidir guguk kuşlan, içi boş eski ezgilerle* Kaç dokumacı kuşu daha kulak verecek Avcılann çağnlarına? Kaç ötücü kuş daha asılacak Dikenli çalılıkların dallarından? Kaç baykuş daha çekinecek ay dansı yapmaktan? Kaç kırlangıç daha akıp gidecek bu topraklann karanlığına? Kaç beyaz horoz daha akıl verecek ünlü konuklara? Kaç ispinoz kuşunun daha ölüsü çıkacak yuvalanndan? Rüzgârların güçlü kartalı Nasıl geçtin bu görkemli patika yolu? Daha ne kadar sürecek bu karanlık? Kulaklannla duy bu önemli sözleri. III. Rüzgârlann güçlü kartalı Neler görüyorsun keskin bakışlannla? Görüyor musun ormanlan? Biraz daha sağda, bakışlannın yükseldiği yerde mi? Görüyor musun güçlü gözlerinle şu ormanı? Biriikte bakalım bu karanlığın ötelerine Biıiikte bakalım ötelerine bu nehrin Görüyor musun üzerinde tünediğimiz ufacık ağaçlan? Duyuyor musun zincirsiz esrimelerle çiftleşen sürülerin uzak şarkılannı? Güneşle kutsanmış yeşillikler ülkesine götür bizi Yeni başlangıçların fıdanlanna götür bizi . Her dem taze olan barışın köklerine götür bizi Aşk şarkılarının hiç dinmediği şu ormana götür bizi Duy kendi kulaklannla bu önemli sözleri. ETtYOPYALI KÖKLER Bakır rengi bukleli saçlannı sallayarak aşaği yukarı dolaşıyor kent kent vurarak nasırlı topuklannı kafasında yargıladığı köklerine. Tekdüze şarkılar söylüyor dinleyen ruhlara, diyelim, Yehova'nın elçilerine. Uyuyor otobüs durağındaki şekerci tezgâhının altında diyelim, Yehova'nın kutsal tapınağında. Giyiyor özel dikilmiş paçavralar, diyelim, Yehova'nın tören kıyafetini. Topluyor seçenek çöplerini diyelim, Yehova'nın kutsanmış ikonlarını. Didik didik anyor çöp bidonlannı, diyelim, Yehova'nın yüksek masasını. Kışkırtıyor aklı başında insanlan, çılgın inançsızlan. İKİ KADIN İKİ BAŞLANGIÇ Iki kadın. Iki ruh ikizi. Aynı kaynakla lehimlenmiş. Iki yürek yarası. Iki düş payı. Nehircikler, sürüklenmişler benzer bir güçle. Iki tutku. Iki hayat arkadaşı. Hayırsız çenelerin boydan boya ısırdığı yüz. Iki okşama. Iki öpücük. Fallusun açtığı yaralara duygudaş bir tedavi. Iki öfke. Iki rahatlama. Toplumun kusurianna aşın duygusal tepkiler veren. Iki âsi. Iki çakıltaşı. Annelerin yasalanndan çöp yığınlan yapan. Iki görüntü. Iki yüz, ekşimiş Kapı aralıklarından konuşmalan dinleyen. Iki söz, verilmiş. Iki çılgınlık. özlemle yatak kavgalanna bel bağlayan. Iki ses. Iki seçenek. Aşkın hantal pençelerine bağlılık sözünü kınayan. Iki değişim. Iki dansçı. Bildik bir atla geçmişe giden. Iki erkek arkadaş. Iki derin amaç. Kumazca bırakıyorlar bu dürüst işi. Iki korkunç düş. Iki insan, üzgün Arzuluyoriar yumuşacık, sakinleştirici kemirmeleri. Iki kaçak. Iki yolcu, biletsiz Yaşamın çılgın turlanna çıkıyorlar şans eseri. Iki kadın. Iki başlangıç. Bildik güçle lehimlenmiş. BİLMİYORDUN I. Yumurtalannı bırakacak yer arayan bir tavuk gibi kasıla kasıla yürüyorken sen, Bilmiyordun. Ruj sürülmüş kahrolası bu dudakları öperek küçümser bir tavıria bana bakıyorken sen, Bilmiyordun. Ümitsizce ilgi bekleyen yaşlı üveylerime 'bu', 'şu' diye sesleniyorken sen, Bilmiyordun. Benim sert bakışlı, solgun resimlerimi kaldırıp gösterişli, stüdyo çekimi kendi resimlerinle süslüyorken salonu sen, Bilmiyordun. II. Yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek benimkine bitişik tek kişilik bir oda ayırıyorken sana, Bilmiyordun. Buharlaşan gözyaşlann karışıyorken soğanlara, hamileyken biberler eziyorken ezme taşında sen, Bilmiyordun. Yeni kraliçeyi görüp de çığlık atıyorken, bir su kabağı dolusu fare zehirini içmeye yemin ediyorken sen, Bilmiyordun. III. Bilmiyordun karılık yapmayan büyük eşinin sırtında şaklayan aynı kırbacın yatak odasının sazdan çatısında içten içe sabıria ısındığını morartmak amacıyla bu gencecik kadının gururunu. IV. Biliyorsun artık. JOLADEMİ Sürünerek giriyor yatak odama gecenin en diri olduğu anda. Korkusuz, arıyor el yordamıyla kendisini kapıma getirecek duvarları. Dört yıl oldu onu dölyatağımdaki Bir dudaktan tükürdüğümden bu yana Yine de her gece çekiyor ayaklannı karnına. llk ışık dikizliyor perdelerin arasından. öpüyor uykuyu gözlerimden, çimdikliyor dudaklarımı yakalamak için ilk sözcüklerimi; istiyor dudaklanmı kendisine. Soluk alıyorum onun alnını hiç bırakmayan sütün kokusunda. Tanrım, doğurabilsem oğlumu yeniden, doğururdum aynı çocuğu. Izliyorum onu kahvaltıda. Yüzü bir yumurta kabuğu gibi kınlgan. Yumruğu çenesinin altında, ağır ağır yiyor yemeğini, işkence sanki. Anne, lütfen bu tabaktaki kalsın, diye yalvanyor. Reçel kavonozuna saldınyor hemen. 0 bir çocuk asker. Boyalıdır yüzü hep çikolata boyasıyla. Izliyorum onu penceremden. Bir gökkuşağı gibi eğilmiş, didik didik ediyor bahçede parmaklarına çekici gelen her şeyi. Anyor beni armağanlar vermek için: içi boş böcekler, tuhaf taşlar, düzleştirilmiş teneke kutular. Itiyorum onları metale bulaşmış ellerinden. Geceleyin, yıkıyor oğlum beni yere Dizlerimin üzerinde, ıslatıyor dudaklanmı öpücüklerle. lyi geceler Anrie, diyor sonra yürüyor uzaklara benden. Içimdekiler kanat çırpıyor ıslak bir örtü gibi. Sabah oluyor çok geçmeden. YAMYAM Beni yemek istediğini söylüyor yırtmak istediğini bağ dokulanmı, etimi kemirmek istediğini parçalamak istediğini kaslanmı, kanımı içmek istediğini lıkır lıkır dişlemek isteğini sımsıkı uç noktalarımı akıtmak istediğini ağzının suyunu gevşemiş kınntılarımın üzerine oyuk oyuk yutmak istediğini, karıştırmak istediğini dişlerini ilik dolu, ufacık kemiklerimle. Bak, diyorum ona soslu bir tavuk göğsü değilim ben ne de hatur hutur yenilecek koyun kıymasıyım neyse, bildiğin gibi başkasıyla çıkıyorum yemeğe. Irgalanmıyor bile. Parçalayıp yalıyor kendi dudaklannı defalarca. • DİPLOMATİKİKİYÜZLÜLÜK Herkesin gözü önünde Tartışan bir çift görürsen Birine vurmak için yüklenme diğerine Eminim anlıyorsun demek istediğimi. Davet ederlerse seni Belki yargıçhk etmeye lyice dinle, doğru dinle Açma dudaklannı sakın, Çünkü tartışmayı bitirip onlar Yeniden itiraf ederlerse aşklannı, Kel kâhya durumuna düşersin Iki değil onlarca arkadaş kaybedersin sonra, Üstelik çamur atarlar, yeni bir isim takarlar sana Farfara ve çokbilmiş tavırların nedeniyle Mutluluk katili olarak yaftalanırsın Dehşete kapılırsın bunca pislikten. Bu yüzden çağrılırsan Yargıçlık etmeye belki Dinle iyice, doğru dinle Açma sakın dudaklannı. NEHİR KUŞUNUN ŞARKISI I. Tünedim şuracığa, nehrin kıyısına Gözlerim görkemli patika yolda Buradayım çoktandır Çalılığın orda, nehrin sessiz kahkahalarına Duyarsız kalan kayalar üzerinde. Nehir kuşuyum ben Ancak büyük işler beceriyorum gagamla. Maskeleri düşürmeye geldim nehrin kıyısına. Geçmişinden söz etmeye geldim ormanın. Bazıları dediler ki kabile hekimi Uzaklara taşıyacak sesimi Çünkü yüklüdür dilim Sorulmamış sorularla. Bazıları dediler ki kabile hekimi Havada kapacak sesimi Çünkü maskeleri düşürmeye geldim nehrin kıyısına. Nice kuşlar astılar tüylerini Bekliyorken bu şarkıyı Çoktandır buradayım, baksana C.UMHURİYET KİTAP SAYI 1084 SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle