Katalog

25 KASIM 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Saçı uzun olduğu için bıçaklanarak öldürülen üniversite öğrencisi Aykut Alıcı’nın arkadaşı Savaş Karakız da benzer bir olayda yaşamını yitirdi 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Kopya cinayet İstanbul Haber Servisi Uzun saçı nedeniyle bıçakla öldürülen İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Aykut Alıcı’nın kendisi gibi Alevi ve Tuncelili olan bir arkadaşı da benzer bir cinayete kurban gitti. Üniversite öğrencisi Aykut Alıcı, yaklaşık 2.5 ay önce uzun saçları nedeniyle bıçaklanarak öldürülmüştü. Alıcı’nın mahalleden arkadaşı olan Savaş Karakız da (20) benzer bir cinayete kurban gitti. Karakız, parkta oturduğu sırada yanına gelen bir grubun saldırısı sonucu bıçaklanarak öldürüldü. Karakız, için İkitelli Cemevi’nde bir tören düzenlendi. Amca Ali Haydar Kara, yaptığı açıklamada, “Arkadaşlarıyla birlikte parkta otururken 6 kişilik bir grup saldırmış. Saldırganlar henüz yakalanmadı ama deliller toplandı. Kısa zamanda çözeAykut Alıcı Savaş Karakız HDSTK’lerle Adım Adım ‘İleri Demokrasiye’(!) Doğru Önce Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Silivri’de görülen ve kamuoyunda Ergenekon adıyla anılan dava için şaşırtıcı bir konuşma yaptı. Konuşma o kadar şaşırtıcıydı ki bir süredir yurtdışında olan Mehmet Yılmaz, davanın bittiğini sandı. 10 Kasım’da Hürriyet’te “Hukukçu bakan beni nasıl yanılttı?” başlığıyla şunları yazıyordu: “…Bakan Hayati Yazıcı, davanın bittiğini düşünmeme sebep olan konuşmasında şöyle diyor: ‘Bu insanların tutukluluk sürelerinin 18 aydır devam etmesi ‘haksızlığa uğradılar, tahliye edilsinler’ gerekçesini haklı kılmaz. Mutlaka onların orada tutulmasının bir gerekçesi var. Darbe teşebbüsü başlı başına bir suç! Bunların hiç eylemi yok, bunlar oturup konuştular demek olmaz. Zaten bunların eylemi olsaydı yargılamayı onlar yapacaktı.’ Ortada verilmiş bir mahkumiyet kararı yok. Bu karar verilecek, temyiz edilecek, sonrasında AİHM süreci bile var. Ama Bakan Yazıcı, Ergenekon davası sanıklarının tümünün ‘darbe planları içinde olduğunu’ biliyor. ‘Başarılı olsalardı, yargılamayı onlar yapacaklardı’ derken, sanıkların tümünün bunu planlamakla kalmayıp, ‘teşebbüs’ de ettiklerini söylüyor. Bir hukukçu olarak haklarında mahkumiyet kararı verilmemiş herkesin suçsuz varsayılması gerektiği kuralını unutmuş belli ki. Zaten beni yanıltan da bu oldu. Bir hukukçu ve siyasetçi olarak bunu bildiğini varsaydığım için bu sözlerini okuyunca ‘davanın bittiğini’ düşündüm. Bakalım memleketin savcıları bu konuşmayı ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ olarak değerlendirecekler mi?” Kamuoyu, Yazıcı’nın bu demecinin şokunu atlatamadan kısa bir süre sonra Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın demeciyle karşılaştı: Medyada “Bakan diziler için halkı göreve çağırdı” başlığıyla yer alan habere göre Kavaf şunları söylemiş: “Kamuoyunda ciddi manada bir rahatsızlık var. Özellikle bazı dizilerle ilgili olarak bize yağmur gibi fakslar geldi. RTÜK’ü harekete geçirdik. Ancak devlet eliyle bazı şeyler yapıldığında, özgürlüklerin kısıtlandığı, yasakçı zihniyet gibi bazı eleştiriler geliyor. Artık sivil inisiyatifi geliştirmemiz gerekiyor. Cezai müeyyidelerle, yeni cezalarla bu işi önleyemezsiniz. Onun için kamuoyunun bu konuda ortak bir refleks göstermesi gerekir. Kamuoyu hassasiyeti ve duyarlılığı yasal yaptırımlardan daha etkili olabilir. Kamuoyunun rahatsızlığını dile getirmesi önemli. Biz bakanlık olarak sekreterya görevi yapacağız. İçinde sivil toplum kuruluşları, dernekler, kanaat önderleriyle şikâyet sahibi vatandaşların da görev alacağı sivil inisiyatif, bu konuda ilerleme sağlayabilir. Toplumun taraflarını temsil eden sivil bir insiyatif, yayın kuruluşları üzerinde kamuoyu baskısı oluşturabilir. Kamuoyunun hassasiyetlerini baskı unsuru olarak yayıncıların üzerinde hissettirecek bir insiyatif de başarılı olur.” Böylece Bakan Kavaf, Sivil Toplum Örgütleri, STK’ler kavramına bir de HDSTK’ler, Hükümet Denetimindeki Sivil Toplum Kuruluşları kavramını eklemiş oldu. Kavramın, “hükümetten bağımsız kuruluş” anlamını taşıyan STK’lerin, hükümet denetimine girmesi gibi bir çelişkisi var ama olsun… Öyle anlaşılıyor ki Kavaf sekreteryasını devletin yapacağı bu sözde STK’ler aracılığıyla yayın kuruluşlarını halka recmettirecek! Bütün bu demeçler kamuoyunu allak bullak etmişken, Başbakan’ı protesto eden üniversite öğrencileri bir yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezanın infazı, bu suçu bir kez daha yinelememeleri koşuluyla beş yıl ertelendi. Yani çocuklar beş yıl denetim altında olacaklar! Derken bir savcı tarafından istihbari amaçla yapılan telefon dinlemelerinin mahkemelerde delil olarak kabul edilmesi önerildi. Türkiye Barolar Birliği’nin haberleşme özgürlüğü adına şiddetle karşı çıktığı ve “yargı yoluyla polis devletine gidiş” olarak nitelediği bu istek hakkında Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker de şu görüşleri içeren bir bildiri yayınladı: “Erzurum Cumhuriyet Savcısı’nın, ‘istihbarat amaçlı’ telefon dinlemelerinin de ‘delil’ sayılması istemiyle Yargıtay’a başvurmasını ülkemizde hukukun geldiği zihniyet adına üzüntü ve utançla okudum… …ABD Yüksek Mahkemesi, polisin mahkeme kararı olmaksızın, sokaktaki ankesörlü telefonu dinleyerek topladığı delillerle mahkum ettirdiği bir kumar kuryesinin mahkumiyetini, kamuya açık yerde, kamu kullanımına açık bir telefonu kullanan insanın bile görüşmesini yaparken özel yaşamının gizliliğinin beklentisi içinde olduğu gerekçesi ile bozdu. Kararın linkini de bilgilerinize sunuyorum. http://law.jrank.org/pages/12792/KatzvUnitedStates.html.” Medyada, üniversitelerde, mahkeme salonlarında cereyan eden daha çok olay var ama ben en çok göze çarpan dört örnekten söz ettim. AKP’nin “İleri Demokrasi” dediği hedefe hızla yaklaşıyoruz anlaşılan! ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org ceklerini umuyoruz. Savaş, uzun saçlı değildi ama bu bölgede benzer olaylar sık yaşanıyor. İki ay önce Aykut’u kaybettik. Olayın siyasi bir yönü olduğunu düşünmüyoruz” dedi. Törene katılan Aykut Alıcı’nın annesi Songül Alıcı iki gencin öldürülmesine isyan etti. Oğlunun ölümünün üzerinden yaklaşık 100 gün geçtiğini belirten Alıcı, “100 günden sonra öbür fidanıma kıydılar. Bu da benim evladım, bu da benim canım. Bu da benim toprağım. Neden Tunceli’nin gençleri seçiliyor. Bu devlet göz mü yumuyor? 6 tane, 9 tane psikopata devletin gücü yetmiyorsa işini yapanlar yapsın, yapmayacak olanlar da gitsin. Hep bizim gençlerimiz seçiliyor. Biz gençlerimize bıçak vermiyoruz. Onlar bıçakla geziyor. Ben gençlerde bıçak, silah istemiyorum. Hep fidan mı vereceğiz? Öyleyse bize dışarıdan sığınma hakkı versinler, gidelim. Ülkemi seviyordum, artık sevmiyorum. Kavga bıçakla olmaz yumrukla olur. Biz kanı kanla yıkamayız, suyla yıkarız” dedi. Cemevinden kortej eşliğinde otobüse taşınan Karakız’ın cenazesi cenaze, karayoluyla Tunceli’ye gönderildi. Fırtına, RoRo gemisini batırdı İstanbul Haber Servisi İstanbul Maltepe sahilinde kıyıya çarpan boş RoRo gemisi battı. Gemideki 4 mürettebat kurtarıldı. Maltepe ve Adalar arasında çalışması planlanan ancak henüz seferlere başlamayan Ali Rıza Deniz adlı boş RoRo gemisi Maltepe açıklarında demirliyken şiddetli lodosun etkisinde dün öğle saatlerinde kıyıya sürüklendi. Kıyıya çarpan dev gemi, su alarak battı. Gemideki 4 mürettebat botla kıyıya çıkarıldı Üniversiteye yolsuzluk baskını ADIYAMAN (Cumhuriyet) Yolsuzluk ve ihalelere fesat karıştırıldığı iddiasıyla savcılık talimatıyla Adıyaman Üniversitesi’ne operasyon düzenlendi. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi polisleri tarafından dün sabah 05.00’te düzenlenen operasyonda, aralarında Adıyaman Üniversitesi Genel Sekreteri G.B’nin de bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Toplantıyı basıp zaferi kutladılar Amasra ilçesinde kurulması planlanan termik Bartın’ın doğa ve tarihi güzellikleriyle ünlü(ÇED) Toplantısı, santrala karşı yürütülenüzesantralın Çevresel Etki Değerlendirmesi yurttaşların protestosu rine iptal edildi. Amasra Belediye Başkanı Emin Timur da termik mücadelenin zaferini kazandıklarını söyledi. Konuşmaların ardından yurttaşlar salon bahçesinde çalınan davul ve zurnanın yanı sıra köçeklerle toplantının yapılamamasını kutladı. (AA) Küçük kızla cinsel ilişkiye giren sanığın işe yeniden dönme yolu kapatıldı ‘Cep’ini düşürdü yakalandı İSTANBUL (AA) Ataşehir’deki bir mağazanın kasasında bulunan 400 TL para ile 3 bin TL değerindeki giysileri alan zanlı, kendisine karşı koyan işyeri sahibi kadını 20 yerinden bıçaklayarak kaçtı. Mağazada zanlıya ait olduğu belirlenen bir telefon bulan polis kimlik tespitinin ardından Kayışdağı’ndaki bir eve baskın düzenledi. Bir yakınının evinde yakalanan zanlı Hüseyin Y. (35) ifadesinde suçunu itiraf etti. Yargıtay’ın örnek kararı ANKARA (ANKA) Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, küçük yaşta bir kızla cinsel ilişkide bulunduğu gerekçesiyle işten atılan sanığa işe dönüş vizesi veren İzmir 4. İş Mahkemesi’nin kararını bozdu. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davacının, küçük yaşta bir kızla cinsel birliktelik kurduğunun anlaşıldığını kaydetti. Davacının bu eyleminin, sonucu itibarıyla işyerinde olumsuzluklara yol açacağının açık olduğu belirtilen Daire kararında, “İşverenin feshinin haklı olduğu kabul edilmelidir” denildi. Daire kararını oyçokluğuyla aldı. Davaya konu olan olayda, küçük yaşta bir kızla cinsel birliktelikte bulunan sanık, olayın gün yüzüne çıkmasının ardından işyerinden kovulmuştu. Doğumevinde patlama: 1 yaralı İstanbul Haber Servisi Kartal’da, Yakacık Doğumevi ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin yatan hasta bölümünün bodrum katındaki ısınma amaçlı kullanılan buhar kazanı patladı. Patlama sonucu yoğun duman oluşurken hastane binasının bir üst katında çalışanlardan biri, sarsıntı üzerine düşerek yaralandı. Yaralanan görevli, aynı hastanede tedavi altına alındı. 3 kişi yanarak öldü ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir’de yol çalışması nedeniyle ulaşımın tek şeritten sağlandığı yolda otomobil karşı yönden gelen yolcu otobüsünün altına girdi. Kazada LPG tankının yola fırladığı otomobil ve yolcu otobüsü yandı. Otobüstekiler tahliye edilirken otomobilde bulunan 3 kişi yanarak öldü, otobüsteki yolculardan 16’sı yaralandı. Otobüs yolcularından Mehmet Yılmaz, “Tek şeritten verilen yolda karşıdan gelen bir otomobil önündeki aracı solladı, otobüsün altına girdi. Ardından da alevler yükseldi” dedi. Bu da hızlı tren hırsızı ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Ankara’dan hızlı trenle Eskişehir’e gidip dolandırıcılık yaptıktan sonra Ankara’ya geri dönen Erdal Sakin (28) son işinde yakayı ele verdi. Erdal Sakin, “Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan kargonuz var” diyerek içi boş kargo kolilerini yurttaşlara teslim etti ve bunun karşılığında 30 TL aldı. Keskin, 50 veya 100 TL veren bazı yurttaşları “parayı bozduracağım” gerekçesiyle daha fazla dolandırdı. Bu yöntemle dolandırılan 37 kişi Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdu. Yurttaşların şikâyetleri üzerine araştırma başlatan polisler, Sakin’i son işinde suçüstü yakaladı. C MY B C MY B