15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
eryüzü Kitaplığı CELÂLÜSTER [email protected] Kitaplar arasında küçük bir gezinti B ugün, izin verirseniz, hepsi de nitelikli çevirilerin ürünü dört kitaba kısacıktan değinmek istiyorum. lyi çeviri her zaman bulunmaz, o yüzden bazen bir kitabı salt iyi bir çevirmenin elindcn çıktığı için bile okumaya değer. Kaldı ki t burada, Britanya edebiyatının en sağlam yazarlarından bazılanrun öyküleri, Balzac'ın Türkçede pek bilinmeyen bir yapıtı, çağdaş Aünan edebiyatının en özgün yazarlarından Hans Bender'in bir kitabı ve Puşkin'in "klasiklerin klasiği" sayılabilecek bir romanı söz konusu. BRİTANYA EDEBİYATINDAN ÖYKÜLER llkin, çok yeni bir kitaptan söz açayım. Lale Akalın ve Esra Melikoğlu'nun hazırladıkları Britanya Edebiyatından Öyküler, Notos Kitap'ın Antoloji dizisinden çıktı. D. H. Lawrence, Katherine Mansfield, Virginia Woolf, Jean Rhys öyküleriyle açılıp, Salman Rushdie, Hanif Kureishi, Balzac'ın olgunluk döneml yapıtlan araA. S. Byaat'ın öyküleriyle kapanan bir gülsında yer alan Lanetll Cocuk dlllmlze llk kez cevrlllyor. deste. Kitabın başında, Melikoğlu'nun "Öyküniin Kuzey Rüzgârı" başlıklı kapsamlı bir Giriş'i yer ahyor. Gerçi Melikoğlu, okurun, öykülerin okuma zevkinin bozulmamas», kendi yorumlannın da etkilenmeme. si içinbu Giriş'e sonradan bir göz atılmamasını öneriyor, haksız da sayılmaz; ama ben yine de önceden okumaktan alamadım kendirni. Öykü ya da şiir antolojilerine seçilen yapıtlar çoğu zaman tartışma konusu olmuştur. Neden o yazar da, bu yazar değil? Neden o öykü de, bu öykü değil? Rastgele seçilmiş, öykülerden oluşan antolojileri genellikle kalıcı bir değer taşımaz, öylesine bir seçkiden öteye gitmez. Bu seçkide yer alan on dokuz öykünün ise, "izlek ya da biçem açısından kısa öykü türüne yeni bir yön verdiği ya da ilginç bir örnek oluşturduğu" düşünülürse, Britanya Edebiyattndan Öykiiler'm kimîikli bir güldeste olduğu söylenebilir. Britanya Edebiyattndan Öyküler, Batı'da yayımlanmış antolojileri temel alarak hazıra konma yolunu seçmeyen, kcndi özgün yolunu seçen bir yaklaşımın ürünü... Melikoğlu'nun, kısa öykü türünü tanıttığı, kısa öykünün gelişimini irdelediği, antolojideki her bir öyküyü tarihsel bağlam içinde incelediği Giriş yazısı mutlaka okunmalı. Öykülerden sonra ya daönce... SAYFA 6 LANETLİÇOCUK Balzac'ın Lanetli Çocuk'u, Yapı Kredi Yayınlan'nın Kâzım Taşkent Klasik Yapıdar Dizisi'nden Orçun Türkay çevirisiyle yayımlandı. Insan m doğasını kavrayışındaki derinlikten ötürü pek çoklarının "romanın Shakespeare'i" diye tanımladığı Balzac'ın olgunluk dönemi yapıtlan arasında yer alan Lanetli Çocuk dilimize ilk kez çevriliyor. Tahsin Yücel'in, bu çeviri için kaleme aldığı kısa önsözde de belirttiği gibi, Lanetli Çocuk, seksen sekiz anlaüdan oluşmuş bir' bütün olan Insanlık Güldürüsü'nün "Felsefesel Incelemeler" öbeğinde yer ahyor. Lanetli Çocuk, "tek yönlü bir okuma ile sınırlandırılamayacak tuzaklı bir metin, gizemci bir dille yazılmış bir dehşet öyküsü. Fiziksel birleşme, ahlak, düşüncenin bilinçaltı çalışması üstüne bir düş. Süregiden bir iç savaş içinde çelimsiz bedenler, cahil yürelder, çiçekleri ve denizi okuyabilen ama insanlarla yaşayamayan çocuklann öyküsü..." Balzac hayranlan bu kitabı kaçırmamalı, ama çağdaş edebiyat meraklılan da ügisini esirgememeli. Her gerçek klasik gibi, Lanetli Çocuk da her zaman modern olabilen yapıtlardan. Duras, Michaux, Blanchot, Bonnefoy, LeviStrauss, Starobinski çevirileriyle tanıdığımız Orçun Türkay'ın çevirisi ise yer yer şiirsel boyutlara erişen bu benzersiz yapıta yabana atılmayacak bir Türkçe derinliği getiriyor: "Her biri saflıkla ötekinin güzelliğini övüyordu ve döktürdükleri bu gizli sevi şiirlerinde dilin hazinelerinden yararlaruyorlar, Tibullus'un eskil esin perisinin bulduğu ve Italyan Şiirinin yinelediği en tath aşırılıklan, en abartılı küçültme eklerini yeniden keşfediyorlardı. Kumsalın ince kumu üstündeki deniz saçaklannın, hepsi hem aynı, hem farklı dalgalann aralıksız geri dönüşünü duyumsuyorlardı dudaklarmda ve yüreklerinde. Ah şen, bitimsiz bağhlık, sen yokmusun?" İLYANIN GÜVERCİNLERİ Türkay'm, Balzac'ın Lanetli Çocuk'unu Türk okuruyla ilk kez buluşturduğunu söylemiştim; yıllann çevirmeni ve öykücüsü Kâmuran Şipal'in de, tlya'nm Güvercinleri adlı kitabı dilimize aktararak, Alman yazar Hans Bender'i ilk kez okurlanmıza sunduğunu söyleyebilirim. Buhurumeryem, Köpek Utasyonu gibi öykü kitaplarının yazarı Şipal'in, Alman dili edebiyatının Türkçeye kazandınlmasındaki emeği büyük. Başta Franz Kafka ve Hermann Hesse olmak üzere, Rainer Maria Rilke, Günter Grass, Heinrich Böll, Robert Musil, Thomas Mann, Elias Canetti gibi . yazarların, Sigmund Freud, Carl Gustav Jung ve Alfred Adler gibi ruhbilimcilerin yapıtlannı, Grimm Kardeşler'in masallarını onun Türkçesinden okuduk. Şipal, bu kez de, Gürer Yayınlan'ndan çıkan llya'nın Güvercinleri adlı öykü kitabıyla, Ikinci Dünya Savaşı sonrası Alman edebiyatının önemli bir yazarını, Hans Bender'i dilimize kazandırmış. Hans Bender, 1919 doğumlu. 1940'ta askere alınmış, Rus cephesinde tutsak düşmü§. Almanya'ya döndükten sonra kendini tümüyle edebiyata vermiş. Romanlannda ve öykülerinde, Rusya'daki dört yıllık tutsaklığınm, savaşta yaşananlann, yaşadığı çevrenin gerçeklerinin izleri ağır basıyor. Alman edebiyatında, Ikinci Dünya Savaşı'na tanıkkk eden yazarların başında geliyor Bender. Kitabın başında, Heinz Schöfîler'in, Bender'in yaşamını ve edebiyaönı ele alan kapsamlı bir incelemesi sunuluyor. llya'nın Güvercinlerindeki öyküleri Şipal'in ustalıkb çevirisinden okuyanlar, Alman edebiyatının tümüyle kendine özgü bir yazanyla tamşacaklar. YÜZBAŞININ KIZI Yüzbafinın Ktzı, koşuk diliyle kaleme aldığı Boris Godunov adlı tarihsel tragedyayı 1831'de, Yevgeni Onyegin adlı manzum romanını 1833'teyayımlamış olan Aleksandr Puşkin'in düzyazı yapıtlarının en önemlisidir.Çarbk yönetimine karşı başarısız bir ayaklanma başlatacak olan Dekabristler'in sözcülüğünü üstlenen, siyasal şiirleri yüzünden sürgüne gönderilen, Dekabrist ayaklanmanın acımasızca bastırılmasmın ardından halkın desteği olmadan otokrasiye karşı verilecek savaşımm yenilmeye yazgılı olduğunu fark etmekle birliktt, gerekli reformlann gerçekleşebilnıesinin biricik yolunun "çarın isteğiyle" yukandan aşağıya doğru olacağını düşünmeye başlayan, ama sürgünden döndükten sonra da çarın katı sansüründen kurtulamayan Puşkin, 1836'da yayımlanan Yüzbaşının Ktzt adlı romanında, Yüzbaşı Miranov'un kızına vurulan genç Grinev'in öyküsünden yola çıkarak, bir köylü isyanı olan Pugaçov Ayaklanması'nı konu almıştı. Yüzbajinın Kızı'nın yayımlanışından bir yıl sonra, karısının onurunu korumak için girdiği bir düello sonucunda öldürülen Puşkin'in aynı zamanda son düzyazı yapıtı olan bu roman, geçenlerde lletişim Yayınları'nın Dünya Klasikleri dizisinden Ergin Altay'm çevirisiyle yayımlandı. Gogol'ün Rusya'nın ulusal şairi diye nitelendirdiği, pek çoklannca Rus edebî dilinin kurucu olarak görülen Puşkin, 19. yüzydın klasik Rus yazarlarının gözünde de Rus edebiyatının temel taşı, Gorki'nin deyişiyle "başlangıçlann başlangıcı" olmayı sürdürmüştü. Böylesi bir yazarm başyapıtlarından birini, Hasan Ali Ediz'in, Nıhal Yalaza Taluy'un Rus edebiyatı çeviri geleneğini sürdüren Ergin Altay'ın nitelikli çevirisinden okumakta yarar var derim. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 8 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle