25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
D eğinmeler yüSTAFAŞERİFONARAN C ünümüzün edebiyat ortamına bakıp da "ne çok ozan var" diye küçümseyen bir tavır takınırız. Oy- sa her dönemde biryıldız bulutu gibi ozan vardır. Samanyolu'ndaki sönmüş yıldızlar gibi geçip gider- ler. Kimse de ayrı- mına varamaz. Ama "Kırk Kuşağı" edebiyatımızda kolay silinmeyen bir iz bırakmıştır. Edebiyattaki işl- evini anımsama- dığımız, adını da pek unutmadığı- + mız kimi ozanlar, kimi yazarlar o kuşakta yer alan- lar arasındadır. Kenan Harun'u el- lili yıllar Anka- ra'sından anımsa- rım. Cazeteci ozan diye bilinir- di. O yıllarda özel- likle Mehmet Ke- mal gibi gazeteci- ler edebiyatçı kimlikleriyle iz bı- rakırdı. Kenan Ha- run'un "Kırk Ku- şağı" edebiyatçı- larını anlattığı anı yazısında, Elit Kahvesi'ndeki bir masada toplanan dönemin edebi- yatçılarını göste- ren bir de resim var (KİTAP-UK, 1940lardan Bir- kaç Kesit, Serveti- fünun ve özde- mir Asaf, Aralık 2009). 'Bir entelektüel tedirgin': Cemil Meriç Anı yazısı, "Uyanış" adıyla 194O'lı yıllarda ye- niden yayımlanan "Servetifünun" çevresindeki edebiyatçıları anlatıyor. Resimde 9 kişi var. Sait Faik, Naim Tirali, Oktay Akbal öykücü, Beh- çet Necatigil, Salah Birsel, Iskender Fikret Akdora, Kenan Harun, ozan Cemil Meriç ile Fahir Onger eleştirmen... Iskender Fikret Akdora 96, Oktay Akbal 89 yaşında yaşayanlar arasında. Akdora, edebiyat ortamından çoktan çekildiği için yaşadığının bi- le kimse ayrımında değil. Bir zamanlar "Yirmin- ci Yüzyıl" diye bir dergi çıkarırdı. Ama o dergi- nin de ebediyatta işlevi olan bir dergi olduğu söylenemez. "Kırk Kuşağı"nın kültür ortamlarından biri olan "Elit Kahvesi"nde çekilen o resimde tek yaşayan edebiyatçı Oktay Akbal. Köşe yazarlı- ğına deneme inceliği kazandıran, edebiyat ta- dıyla siyasete bakmasını bilen, gene ilgiyle oku- nan bir yazar. Öte dünyaya belleğiyle gideceği- ne inandığım Oktay Akbal, bir yazısında Saba- hattin Batur'un yaşadığını unutmuş muydu? HECE'NİN ÖZEL SAYILARI "Elit Kahvesi"ndeki o resimde iki de eleştir- men olduğunu anımsatmıştım. Fahir Onger, toplumcu edebiyatın sözcüsü sayılan, "Kuwe-i Kalemiyesi" olan bir eleştirmendi. Günümüz- den baktığımızda o yargıların geçerliği kalma- mış. Cemil Meriç'e gelince: Dimetoka'dan Ha- tay'a göçen "Balkan Mübadili" bir ailenin oğlu olarak 1916'da Reyhanlı'da doğdu. Çalkantılı yaşama koşulları içinde kişiliği de değişime uğ- radı. Toplumcu düşünceyi gizemci düşünceyle bağdaştırmak isteyen bir kişilikle düşünce orta- mını etkilemeye çalıştı. Cemil Meriç'e HECE dergisinin hazırladığı bir özel sayıdan bakmaya çalışalım. (HECE, Bir Entelektüel Tedirgin: CEMİL MERİÇ, Ocak 2010). HECE dergisi 14 yıldır yayımını düzenli sür- düren, çıkardığı özel sayılarla edebiyata kaynak oluşturan, edebiyatta işlevi olan bir dergi. Yayımladığı özel sayılarda edebiyatımızın önemli konularıyla kişilerine geniş yer açan, bir başucu kitabı niteliğinde olan bu özel sayılar ayrıca değerlendirilmelidir. HECE'nin özel sayıları 500-750 sayfalık kap- samlı özel sayılardır. Türk edebiyatında öykü, roman, eleştiri, mektup türlerine, çocuk edebi- yatı ile kent edebiyatına bütüncül olarak bakan; Ahmet Hamdi, Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Mehmet Âkif, Yahya Kemal gibi edebiyatımı- zın ünlü kişileri üzerine özel sayılar düzenleyen HECE dergisi, edebiyatımızda işlevi olan kap- samlı bir dergi özelliği göstermektedir. HECE dergisi bu 14 yıllık yayın serüveninde 19 özel sayı çıkarmış. Cemil Meriç üzerine dü- zenlenen 19. özel sayıyı özellikle değerlendir- mek gerekecek. ÇİFTE BAĞLANIŞ HECE, Cemil Meriç'i 5 bölümde ele alıyor. Yaşama serüveni, düşünce dünyası, edebiyat- taki yeri, eserlerinin, kişiliğinin değerlendirilme- si, Cemil Meriç kaynakçası gibi bölümlerde, ya- zar, ayrıntılarıyla ele alınmış. Son bölümden başlamak gerekirse, her özel sayının kaynakçasını hazırlayan Yusuf Turan Günaydın, araştırma yapmak isteyenlere geniş bilgi sunuyor. "Elit Kahvesi"ndeki bir masa başı toplantısını gösteren resimde, ağzında sigarası, daha gör- me yetisini yitirmediği yıllarda, "Kırk Kuşağı" arasındadır Cemil Meriç. Edebiyata dar açıdan bakanlar değişik gö- rüşlere katlanamaz, kimi yazarları okumadan önyargılı davranırlar. Cemil Meriç'in yazgısı da biraz böyle olmuştur. Oysa Tanıl Bora'nın nitelendirmesi başkadır: "Cemil Meriç'i 'muhafazakâr' kimlik damga- sıyla 'tüketmek' kolay değildir. En azından yer- leşik muhafazakârlık standartları açısından... Meriç'in düşüncesinin ayırdedici özelliklerinden biri, modern Türkiye'de siyasal ve toplumsal ideolojilerin ana çizgileri, kutuplan arasında ya- tay eksenler çizmesidir" (Cemil Meriç, Tutar- sızlığın Verimi). Ama Abdullah Cevdet'i, Rıza Tevfik'i sa- vunması bile onun "münzevi yıldız", "Ârâfta kalmış" gibi nitelenmesine engel olamamıştır. Nurdan Gürbilek Doğu-Batı kutuplaşması arasında ilişki kurulamayışında Cemil Meriç'in ' durumunu şöyle açıklar: "Çifte bağlanış; aynı anda iki şeye birden bağlanmak; (...) bir şeye bağlanıldığı anda, ön- ce ya da sonra değil, tam da o sırada karşıt duygunun da harekete geçiyor olması. Meriç'in düşüncesindeki gergin uçların birbiriyle konuş- masını yasaklayan, bu yüzden de düşüncesinin olgunlaşarak değil, savrularak gelişmesine yol açan şey budur." HECE'nin özel sayısı; Cemil Meriç'in Batı kül- türünden arınıp, Müslüman-Türk özüne 'geri- kazanılmış' bir aydın kimliği üzerinde özellikle durmaktadır. Bu "muhafazakâr söylem"deki gerçek bakış değişimi nasıl oluşmuştur? Bunu irdeleyen görüşler değişiktir. KÜLTÜR MÜ İRFAN Ml? Batılı gözle Doğu'ya, Doğulu gözle Batı'ya bakmanın gizlerini öğrenen Cemil Meriç Hindis- tan'ı tanıdıktan sonra, "Güneş Doğudan Do- ğar" demek gereğini duymuştur. Cemil Meriç Batılılaşmanın yol açtığı manevi- yat bunalımını şöyle açıklamaktadır: "Hürmet ve muhabbet buhranı...Mefhum ve mukaddes hercumerci." Ama Osmanlı'nın ümmetçi toplumundaki "biat" anlayışıyla Cumhuriyet'e geçerken in- sanların "birey" olarak kişiliklerini kazanması kolay değildi. Islam kültürüyle gelen alışkanlık- lan değiştirmek geniş zamanlar istiyordu. Nurdan Gürbilek, Cemil Meriç'in bakış biçi- mini şöyle yorumluyor; "Batılılaşmayla birlikte yaşanan haysiyet kay- bını bir kültürel efeminileşme olarak anlatır." Cemil Meriç "kültür" yerine "irfan" anlayışını benimser: "Kültür, irfana göre, katı, fakir ve tek buutlu. İrfan, insanı insan yapan vasıfların bütünü. Yani hem ilim, hem iman, hem edep. Kültür, Homo Ekonomikus'un kanlı fetihlerini gizlemeye yara- yan bir şal. İrfan, dinî ve dünyevî diye ikiye aynl- maz, yani her bütün gibi tecezzi kabul etmez." Cemil Meriç, "Bir Facianın Hikâyesi" kita- bında Batılılaşmanın olumsuzluklarını ele alır. Atatürk'ün gösterdiği yol batılılaşmak mıydı, çağdaş uygarlık düzeyini aşmak mı? Tanıl.Bora, Cemil Meriç'in savaşımını, "Tu- tarsızlığın Verimi" olarak nitelendirmektedir. DÜŞÜNCE KATMANLARI Günlüklerinde kendiyle ödeşmek isteyen bir Cemil Meriç vardır. 24 Ocak 1963 tarihli günlü- ğüne şöyle başlıyor: "Yirmi dört yıl önce mahkemede Marksist olduğumu haykırmıştım. Ümitsizlikten doğan bir isyandı bu. Bir nevi meydan okuyuş, yalnızlık içinde bir şey olmak ihtiyacı. Yıllan zilletler içinde geçen, kâh Türk, kâh şehirii olduğu için horlanan göçmen çocu- ğu bir yere tutunmak, bir camiaya bağlanmak istiyordu. Sınıfı yoktu. Dünyada başka milletler olduğunu dahi bilmiyordu. Ama kucağında ya- şadığı topluma yabancıydı." "Cemil Meriç'in Kişiliği"ni anlatan bu ruhsal değişimi bilmek gerektiğine ilgi çekmek iste- miştim. Doğu gizemi sömürüye boyun eğmek anla- mına gelmez. Batı kültürü ile Doğu kültürünü bağdaştırmasını bilen Cemil Meriç'i şöyle yo- rumlamışım: "Hele toplumcu eğitimden geçip Doğu gi- zemiyle insanı anladıktan sonra, yüzeysel olmaktan, kolay çözümlere varmaktan kur- tulmuş, şu bilinmeyen insanı, sömürüye di- renmesini bilen bilinciyle sınamıştır." . Doğan Hızlan bu anlayışı şöyle açıklamıştır: "Bence o batının akılcılığı ile doğunun du- yarlılığını bazen iradi olarak, bazen rastlantı- sal biçimde birieştirir." (Soran Düşünür: Ce- mil Meriç) Cemil Meriç, herhangi bir anlayışa katı bir bi- çimde bağlanmadan soruyor: " Türk ifranının bugünü ve yannı üzerine kırk yıldır kafa yoran münzevi bir aydının ne- ler düşündüğünü merak buyurmaz mısınız?" Doğan Hızlan diyor ki: "O kadar çok, çeşitli düşünce katmanlan sunmuştur ki, bireysel düşüncemizi oluştu- rabiliriz artık." Ama Murat Belge, Cemil Meriç'i tanımlar- ken; " Bir ideolog olamayacak kadar birey- sel, bir teorisyen olamayacak kadar coşku- ludur" dediğine göre, bireysel bir düşünceye varmak da kolay olmaz. KAMUS'UN NAMUSU Necip Tosun'un kapsamlı incelemesi dil'an- layışını, çağdaş edebiyata bakışını gösteriyor. Cemil Meriç, dil devriminin uzun erimle ger- çekleşecek gücünü anlamamış. "Kamusa uza- nan el namusa uzanmıştır" yargısından yola çıkarak özbenliğini arayan Türkçeye güvenme- diğini belirtiyor: "Dilini kaybeden, görülmemiş bir afaziye uğrayan, kekeleyen, garip sesler çıkaran bir nesil..." Cemil Meriç'in ölümü üzerinden 23 yıl geç- miş. Türkçe, kendi yatağına alışan bir ırmak gi- bi, özleşerek gelişiyor. Bir dilin benliğini bulma çalışmaları uzun sürer. Cemil Meriç ilk dönem- deki aşınlıkların etkisinde kalmış. Ayrıca dilin yapısal özellikleriyle uğraşanlar, yeni sözcükler önerenler bilir ki dili yaşatacak olan edebiyatçılardır. Sözlüklerdeki ölü sözcük- leri canlandırmak, "kamusun namusuna" el atmak anlamına gelmez. Cemil Meriç'in düşünce dünyasını anlamak için, bu "entelektüel tedirgin" i ayrıntılarıyla yorumlayan HECE'yi okumak gerekir. Nasıl bir ikilem içinde olduğunu anlarsak, belki kendi yanlışlarımızdan da kurtuluruz. Kendi ikilemini şöyle anlatıyor: "Dilimle, heyecanlanmla. yarımla 'Büyük Do- ğu' kadrosundanım. Düşüncelerimle, inançla- nmla "Yön"e yakınım. Bu bir kopuş, bir parça- lanıştır." HECE'ciler şöyle bir anlayış içinde yorumlu- yor Cemil Meriç'i: "Sol da, sağ da kavram olarak saçmadır, bizi ifade etmez, yanlıştır ama kendisi de zaten bu yanlış ülkeyi en iyi şekilde temsil eden bir dü- şünce adamı değil midir?" "Entelektüel Tedirgin" tanımı Cemil Meriç'e yakışıyor. Belki de bu tedirginliğin temelinde Hint ülkesindeki ruh yeteneğini anlayamayışın, Batı'nın doymazlığına öfkelenişin, yanlış bir ül- kede yaşamanın izleri vardır. "Adam sen de..." deyip geçmek kolay. Aslın- da Cemil Meriç'i anlamaya çalışmak bize ken- dimizi öğretecektir. • Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergileıinizi ve kitaplanmzı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onamn Hekimköy Sitesi20. Sok. No: 8 06800 Ümitköy-Ank. TeL (0312)235 91 11-23623 46 SAYFA 22 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle