22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Halk Ne Dedi? Halkoylaması sonuçları üzerine yapılan yorumlara bayılıyorum. Halk ne demek istedi diye sorulunca herkes gönlünde yatanı dile getiriyor. Efendim halk demokrasi istedi! Hatta hayır diyen baskıcı antidemokratik güçlerden çok daha özgürlükçü ve demokatik olduğunu gösterdi! AKP’ye tam destek verdi, git gidebildiğin kadar dedi. Yok yok... 12 Eylülcülerin yargılanmasını, hatta idam cezasının yeniden konarak asılmalarını istedi... Hayıııır, halkımız orduya, Kemalistlere, CHP’ye hayır dedi... Referandum sonuçları aslında, Kürt sorununu çözmesi için AKP’nin elini serbest bıraktı! 12 Eylül Anayasası’nın yüzde 92 gibi büyük bir oyla neden kabul edildiğine ilişkin de, bizim gözlerinden zekâ fışkıranlarımız şöyle yorumlamıştı: “Darbecilerin bir an önce çekip gitmesini sağlamak için...” Salt kah kah kih kih diye gülmekten başka ne desek acaba!? Hürriyet ise sandıkta oy kullandıktan hemen sonra seçmenlere evet veya hayır oylarının nedenlerini sormuştu... Buna itibar eden yok! Çok seçenekli tercihlere göre, düz oranlarla yazarsak, yüzde 58’i ülkenin daha özgürleşeceğini düşündüğü, yüzde 47’si Erdoğan, yüzde 40’ı darbe anayasasının değişmesi; yüzde 30’u yargı bağımsızlığı, yüzde 14’ü Kılıçdaroğlu’na karşı olduğu; yüzde 10’u eş ve ailesinin tavsiyesine uyduğu; yüzde 10’u partisini desteklemek için evet oyu vermiş. Ev kadınları arasında ve ilkokul mezunları arasında evetçiler yüzde 70. Sonuçlar çok katmanlı. Ama iktidar ve cemaat yandaşları gazeteciler, yazarlar ve “akademisyenler” için halkoylamasının anlamı, gönüllerine en uygun sonuçla uyumlu. Ama hiçbiri sormaz. Yalan propagandanın evet oyları üzerinde etkisi nedir? Acaba hiç propaganda yapılmasaydı, oylamanın sonucu ne çıkardı? Koca baskısındaki kadınların evet oylarındaki payı nedir? Tek bir değişiklik maddesini sayamadığı halde hangi mahallenin, çevrenin baskısı veya kulak dolduruşu ve çevresindeki/kentindeki evet salgınına kapılanların verdikleri evet oranı nedir? Bunları tartışamayız, çünkü burası olguların, gerçeklerin değil iktidar ve yandaşlarının öncülüğünde safsataların tartışıldığı bir ülke! Hırsızlar ve aptal dürüstler Devlet demek (sanki) hırsızlık yatağı demek. Para nerede? Hazine’de, siyasetçinin ve bürokratın kararında-imzasında! Bütün akbabalar, tokatlayıcılar, kolay ve kısa yoldan köşe dönücüler orada. Hazine siyasetçi ve bürokrat, servet değişimlerinin hızla gerçekleştiği / dağıtıldığı merkezler. Geniş çoğunluk açısından, en büyük talep nerede? Memurluğa, üniversitelere kapağı atmak. Türkiye gibi bir ülkede, memurluğa ve üniversitelere girişin kapılarını denetleyen yerlerin temiz kalması mümkün mü? Buna inanmak, çoklu zekâ geriliğinden muzdarip olmaktır. Üstelik yandaşlığın ve yandaşları desteklemenin şaha kalktığı bu iktidar döneminde, bir tür masonik örgüt gibi çalışan cemaatin devletin önemli yerlerine kene gibi yapıştığı bu dönemde, devlete ve üniversitelere giriş anahtarını elinde tutan ÖSYM’nin boş, temiz, namuslu bırakılacağını sanabilir misiniz! ÖSYM, hemen her koldan, ahtapotun kolları gibi sarılmış! Binası, sekreteri, soru hazırlayıcısı, bilgisayarları, soru kitapçıkları ve basımevleri, getireni-götüreni, gireni-çıkanı, soru bankası, güvenlik kamerası, böceği-adamı... bilimcisi ilimcisi... yöneticisi kapıcısı.. Uçan sineği bile kaçırmamışlar. ÖSYM bütünüyle düşürülmüş, neredeyse satın alınmış, berhava edilmiş.. Bu sayede, ne kadar aptalı ve geri zekâlısı varsa, yeteneksizi ve hırsızların şahı, devlete ve üniversitelere sokulmuş bu sayede. Binlercesi hayır, on binlercesi... Ve yıllardır... Hırsızlar, ahlaksızlar devlete doluşmuş.. Daha iyi hırsızlık ve daha çok ahlaksızlık yapmak için, tabii ki. Geride kalan “aptal dürüstler” ise yıllardır dershanelere, ögretmenlere, okullara para akıtıyor, ter döküyor, emek harcıyor... 8 yıldır yaşadığımız manzara budur! Diyeceğimiz de şudur: Devlette olanlar dışarı, aptal dürüstler içeri! ‘Bezdiren’ polis baskılarını protesto İstanbul Haber Servisi - Okmeydanõ’nda po- lisin yurttaşlara yönelik çok kõsa aralõklarla daki- kalarca süren Genel Bilgi Toplama (GBT) uygu- lamasõ bölge halkõnõ bezdirdi. Halk Cephesi üye- leri, polisin sõk sõk ve uzun süren GBT uygula- masõnõ, imza standlarõnõ nedensiz kaldõrmasõnõ pro- testo etti. Halk Cephesi üyeleri, Okmeydanõ Sibel Yalçõn Parkõ’nda “Sibel Yalçın Parkı’nda gaz bombası atan, mahallede terör estiren, halka kü- für eden işkenceci polis istemiyoruz” pankartõ açarak yürüyüş yaptõ. Halk Cepheliler ve bölge hal- kõ, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Okmeyda- nı faşizme mezar olacak” sloganlarõ attõlar. Galeri yöneticileri, eylemin internet üzerinden mahallede örgütlenen bir grup tarafõndan yapõldõğõnõ söyledi ‘Saldõrõ planlõ ve organize’ Kültür Servisi - Tophane’de yer alan Galeri Non, Outlet Galeri, Ga- leri Elipsis ve Pi Artworks sanat ga- lerilerinin sergi açõlõşlarõ sõrasõnda taş ve sopalarla topluluğa saldõran, bi- ber gazõ sõkarak, camlarõ kõrarak çev- reye dehşet saçan ve birçok ziya- retçinin yaralanmasõna yol açan sal- dõrõnõn ardõndan sanat galerilerinin yöneticileri dün Cezayir Resto- ran’da bir basõn açõklamasõ yaptõ. Toplantõda sanat galerilerinin tem- silcileri, saldõrõnõn 40-50 kişilik bir grup tarafõndan “örgütlü” bir şe- kilde gerçekleştirildiğini belirttiler. Saldõrganlarõn kendilerine “Gel- diğiniz yere gidin”, “İçeri girin” diye bağõrdõğõnõ belirten galeri yö- neticileri, bu eylemlerin, internet üzerinden ve mahalledeki mekânlarõ kullanarak örgütlenen bir grup ta- rafõndan gerçekleştirildiğini de vur- guladõlar. Toplantõya Outlet Gale- ri’nin kurucusu Azra Tüzünoğlu, Pi Artworks’ün kurucusu Yeşim Tu- ranlı, ressam Nâzım Hikmet Ric- hard Dikbaş, (Galeri Non’da eser- leri sergilendi), Elipsis Galeri’nin sa- hiplerinden Sinem Yörük, Galeri Non’un kurucusu Derya Demir, Rodeo Sanat Galerisi’nin sahibi Sylvia Kouvali ve Galeri Apel’in kurucusu Nuran Terzioğlu katõldõ. Tüzünoğlu yaşanan bu şiddetin te- melinde ‘soylulaşma’ meselesi ol- duğunu vurguladõ. Tüzünoğlu şun- larõ söyledi: “Sebeplerden biri de Sulukule’de yaşananların Top- hane’de de yaşanılacağının düşü- nülmesi ve Galataport projesi- nin bir parçası olarak görülme- mizdir. ‘Tophaneli’ olgusu üze- rinde de konuşulması gerekir. Bu durum mahalle baskısını aşan bir durum. Eğer Galataport ger- çekleşecekse, eğer burada bir soy- lulaşma olacaksa, aslında biz de bundan nasibimizi alacağız. Bu olayın yaşanma nedeni sadece soylulaştırma diye nitelendirilip hemen kesilip atılacak bir şey de değil. Daha derinde de yükselen muhafazakârlıkla da ilişkilendi- rilmeli. Özellikle saldırılar anın- da öncelikle Amerika, Hollanda, Alman ve Polonya’dan katılan konuklar hedef alındı.” ‘Geçen hafta da olmuştu’ Geçen hafta da yine Galeri Ro- deo’da düzenlenen serginin açõlõ- şõnda ufak bir gerilim olduğunu ve basõna yansõmadõğõnõ belirten Tü- zünoğlu “Rodeo’daki gerilimi bu- ranın muhafazakâr bir mahalle olmasına bağlamıştık. Bunun son- rasında böyle bir şiddet beklenti- si içinde değildik” dedi. Saldõrõya uğrayanlardan Kağan Şimsekalp de polisin olay anõnda yeterli müdahalede bulunmadõğõnõ belirtti. Şimşekalp şöyle konuştu: “Bana 10 kişi birden saldırdı. Burası sık sık kavganın çıktığı bir yer ve en sıradan kavgaya bile he- men 4-5 tane polis gelir. Olay gü- nü 2 polis geldi ve saldırganlardan bazılarını gösterdik fakat polis sa- dece onlarla konuştu.” Ekim 2009’da Tophane’de IMF protestolarõna katõlanlara karşõ ya- põlan linç girişimi sonrasõnda sal- dõrganlarõn cezasõz kalmasõnõn ce- saretlendirici bir örnek oluşturdu- ğuna da değinen temsilciler, olayõn tekrarlanmamasõ için yaşananlara tanõk olanlara ifade verme çağrõ- sõnda da bulundu. Başkentin göbeğinde ahlak zabıtası POLİSLERDEN PARKTA DOLAŞAN ÇİFTLERE ‘UYGUNSUZ OTURUYORSUNUZ’ UYARISI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’nõn kent merkezindeki en büyük parklarõndan biri olan Kurtuluş Parkõ’nda önceki gün rahatsõz edici bir uygulama gerçekleşti. Çankaya İlçe Emniyet Mü- dürlüğü’ne bağlõ ekipler, parkõn içerisinde dolaştõk- larõ minibüsle bazõ çiftlere GBT (Genel Bilgi Top- lama) uygulamasõ yaptõ. Parkõn içerisinde el ele yürüyen, banklarda otu- ran ve çimlerde uzanan çiftlere yaklaşan polisler, “Uygunsuz oturuyorsunuz” diyerek uyarõda bu- lundu. Habertürk’ün haberine göre, parktakiler, uy- gulamayla adeta neye uğradõğõnõ şaşõrdõ. Kimi üni- versite öğrencisi kimi ise sözlü olduğunu ifade eden gençler, uygulamanõn ardõndan oturduklarõ yerlerden kalkarak bölgeden uzaklaştõ. Polisin yap- tõğõ bu uygulamanõn son derece rahatsõz edici oldu- ğunu dile getiren gençler, “Oturuşumuzda hiçbir uygunsuzluk yoktu” sözleriyle kendilerini savun- du. Sorgulanan gençlerden biri ise “Sevgilim sade- ce göğsüme yaslanmıştı. Bunun neresi uygun- suz? Uygunsuz olduğuna kim karar verdi?” di- yerek tepki gösterdi. Polisin haklarõnda tutanak tu- tulduğunu söylediği genç bir çift ise “Polis ‘Sizi gördüm, uygunsuz oturuyordunuz’ dedi. Kimlikle- rimiz elindeydi. ‘Hakkõnõzda tutanak tuttum, hadi gidin şimdi’ diyerek bizi gönderdi” diye konuştu. SALDIRI KINANDI ‘Yaşam stili çatışması’ KORHAN GÜMÜŞ (İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı Yü- rütme Kurulu üyesi): Saldõrõyõ ya- panlar, sanat yoluyla kendi gelecek- leri üzerinden söz sahibi olabilecek- ken tam tersine sanatõ kendi karşõla- rõndaki bir güç olarak görüyorlar. Kamu burada kamusallõğõ sağlamõ- yor. Kültürel açõdan önemli bir yer olan Beyoğlu için bir plan hazõrlan- masõ gerekiyor. Burada olay sanat- çõlarla mahalle arasõndaymõş gibi gözüküyor, halbuki bu kadar basit bir konu değil. Tophane’de daha ön- ce de ahlak operasyonlarõ yaparak bazõ insanlara saldõrdõlar. Bu olay o saldõrõlarõn bir devamõ. Burada önemli olan bir nokta da kamunun davranõşõdõr. Eğer kamu göz yumar- sa tehlike oluşur. Sanatçõlar bunun farkõnda, kamu da farkõnda olursa çok iyi olur. BERAL MADRA (Küratör, eleş- tirmen): Siyasal ve ekonomik açõdan “dünyanõn en ilginç ve en çekici ken- ti” özelliğini taşõyan İstanbul’un bu çekiciliğinin temelinde tarihsel doku- su önemli bir yer tutabilir; ancak bu özeliği asõl yansõtan olgu, bu kentte üretilen ve gösterilen günümüze özgü sanatlarõn dinamizmi ve yalnõz Tür- kiyeli değil, dünya sanatçõsõna esin kaynağõ olmasõdõr. Bu gerçeği kimse göz ardõ etmesin ve hazmetsin! Sanat galerileri Tophane bölgesini taçlan- dõrmõştõr; yõllardõr içe kapanõk ve ka- ranlõk bir görüntü veren bu bölge uy- garlaşmõştõr. Bu şekliyle gelişmesi ve korunmasõ gerekir. Yerel yönetimle- rin ve devletin önlem almasõnõ bekli- yoruz. NURAN TERZİOĞLU (Galeri Apel): Bu bölgede ilk galeri açanlar- dan biri olarak son yõllarda Tophane bölgesinde birlik ve paylaşõm içinde çalõşan genç galerici arkadaşlarõmõn uğradõğõ bu saldõrõ çok üzücü, kaygõ- landõrõcõ. Galericilerin, sanat dostlarõ- nõn böyle örgütlü bir saldõrõya maruz kalmalarõ çok üzücü. Bu yargõsõz in- faz, çõğ gibi büyüyebilecek bir olay. Bir an önce suçlularõn ortaya çõkarõl- masõ gerek. LEVENT ÇALIKOĞLU (Küratör, eleştirmen): Hiçbir şekilde kabul edi- lebilir bir durum değil. Olayõn gelişi ve varõlan nokta, gerçekten üzücü ve korkutucu. İlk kez sanatçõlara, sanat camiasõna bu çapta, büyük ve organi- ze bir saldõrõ yapõldõ. Bundan sonraki süreç hepimiz için çok önemli. Bu sa- nat camiasõ ve mahallenin karşõ karşõ- ya gelmesi gibi basit bir olay değil. Şimdi sanat camiasõna destek çõkmak herkesin görevi. Bu durum bir kõrõlma noktasõ yaratmamalõ. HALDUN DOSTOĞLU (Galeri Nev): Şerif Mardin’in dile getirdiği ‘mahalle baskısı’ tespiti, önceki ak- şam yaşanan saldõrõda hayat buldu. Bu apaçõk bir yaşam stili çatõşmasõ. Şimdiye kadar o galerilerde hep bir temkinlilik vardõ ve sonunda bu se- vimsiz olay oldu. Ben saldõrõ anõnda Galeri Non’daydõm, sõrayla dört gale- riye birden, taş atarak, biber gazõ sõ- karak saldõrdõlar. Planlanmõş olduğu ortadaydõ. Enteresan olan bir nokta da mahalleliden çok Tophane’de topla- nan bu ‘delikanlıların’ bu ortamdan şikâyetçi olmasõ. Bir galeri açõlõşõna tahammül edemeyen bu zihniyete karşõlõk şimdi yapõlmasõ gereken, her- kesin sanat çevresine sahip çõkmasõ, destek olmasõ. ALİ AKAY (Küratör, eleştirmen): 2010 Avrupa Kültür Başkenti olarak adlandõrõlan İstanbul’un böyle bir olay yaşamasõ çok üzücü. Öncelikle belediyenin başlattõğõ ve içinde bu- lunduğu bu 2010 Kültür Başkenti ol- ma meselesini mahallelere yeteri ka- dar anlatmadõğõnõ söyleyebiliriz. İster organize, ister spontan olsun bir saldõ- rõ gerçekleşmiştir. Şu noktadan sonra önemli olan, belediyenin ve emniye- tin olayõn üstüne giderek bunu ortaya çõkarmasõdõr. Polisin olaylar karşõsõn- da pasif kaldõğõ söyleniyor. Polis va- tandaşõ korumak durumundadõr. Saldõrõnõn ardõndan gözaltõna alõnan 7 kişi serbest bõrakõldõ Tutuklanan olmadı İstanbul Haber Servisi - Tophane’deki Boğazkesen Caddesi ve Kadirler Yoku- şu’ndaki galerilere yönelik baş- latõlan soruşturma kapsamõnda gözaltõna alõnan 7 kişi savcõ- lõktaki sorgularõnõn ardõndan serbest bõrakõldõ. İstanbul Va- lisi Hüseyin Avni Mutlu, “Hiçbir işyerine bu şekilde bir saldırıyı kabul etmemiz mümkün değil” dedi. Saldõrõnõn ardõndan başlatõ- lan soruşturma kapsamõnda dün 7 kişi gözaltõna alõndõ. Emniyetteki sorgularõnõn ar- dõndan adliyeye sevk edilen R.Ç, O.K, F.İ, M.C.E, A.K, E.S. ve E.G savcõlõk tarafõndan serbest bõrakõldõ. Saldõrõyla ilgili sorularõ ya- nõtlayan Vali Mutlu ise “Bu bir suçtur. Bu suça katılan kim varsa adliyemize teslim edeceğiz” dedi. Bir gazeteci- nin, olayõn nedeni olarak içki içilmesinin gösterilmesi idi- dasõnõ Mutlu şöyle yanõtladõ: “Netleşmeden sizlere bu ko- nuyla ilgili bir şey söyle- mem. Tekrarına da müsaa- de etmeyeceğiz.” Bir hafta önce aynõ noktada sözlü bir sataşma yaşandõğõy- la ilgili kendilerine bir bilgi ge- lip gelmediği sorusuna da Mut- lu şu yanõtõ verdi: “Bize inti- kal eden bir şikâyet yok. Kendi aralarında bu tür şey- ler yaşanmış olabilir. Varsa keşke zamanında bize de in- tikal ettirilmiş olsaydı. Ted- birlerini erkenden almak mümkün olurdu.” ‘Sorumlular bulunsun’ Uluslararasõ Plastik Sanatlar Derneği ve Sanat Galericileri Derneği, saldõrõnõn, demokra- siye, çoksesliliğe ve özgür dü- şünce ifadesine yönelik ağõr bir tehlikenin göstergesi olduğu belirtildi. Açõklamada, “Fail- lerin bulunması ve cezalan- dırılması, sanatçılara yöne- lik bu akıl dışı terör olayının deşifre edilmesi, İlçe Emni- yet Amiri’nden Cumhur- başkanı’na kadar tüm yetkili kurumları ilgilendiren bir sorumluluktur” denildi. Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği, İstanbul’un 2010 Kül- tür Başkenti iken sinemalarõn satõldõğõnõ, tiyatrolarõn hedef gösterildiğini belirterek, “Top- luma kültür ve sanatı elitle- rin saçmalıkları gibi lanse ederseniz bu sonuç çok nor- maldir. Meseleyi basit va- tandaş tepkisi olarak addet- mek yaşanacak 2. bir ‘orga- nize’ hareketin önünü açar” değerlendirmesinde bulundu. CİHAN ATAŞ (Görgü ta- nığı): Olayõn yaşandõğõ sõrada ben Galeri Non’daydõm. 40-50 kişilik bir grup üzerimize geldi. Taş, gaz bombasõ, sprey ve demir çubuklarla hücum ettiler. Bizi kan revan içinde bõraktõktan son- ra içeri soktular. “Evinize gidin, sizin burada işiniz yok” diyerek gaz bombasõyla saldõrdõlar. Saldõ- rõnõn sistematik ve organize bir linç girişimi olduğunu düşünüyo- rum. Olayda esnafõn tavrõ da il- ginçti. Kendilerine sõğõnan kadõn- larõ, “Başımızı belaya sokama- yız” diyerek dõşarõ çõkarttõlar. Galeri sahiplerinin tümünün ka- dõn oluşu da saldõrõnõn önemli ge- rekçelerinden bence. Bu olayõ ka- dõna yapõlmõş bir saldõrõ olarak değerlendirmek mümkün. Esnafın ilginç tavrı Tekin: Çağdışılık CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Gürsel Tekin, saldõrõyõ “çağdı- şılık” olarak değerlendirdi. “Bu tablonun yaratıcısı AKP ikti- darı, toplumu uzun süredir bölmeye gayret ediyor. Bu gay- retlerinde başarılı olmaya baş- ladığı da görülüyor” diyen Te- kin, : “Yukarıdan aşağıya ör- gütlenen faşizm, toplumun ne- fes alabileceği damarların tü- münü tıkıyor” diye konuştu. Ziya Halis: Tesadüf değil EDP Genel Başkanõ Ziya Ha- lis, saldõrõnõn “hepimizin yaşam biçimine yönelik” olduğunu ifa- de ederek “Bu saldırı kendin- den farklı olanı yok et, linç et anlayışının sonucudur. AKP hükümeti döneminde içki satışı yapan dükkânların yağmalan- masından, kişilerin saldırılara uğramasına kadar pek çok va- kanın yaşanmış olması tesadüf değildir” diye konuştu. ‘Kimse hukuk icat edemez’ AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, dün düzenlediği basõn toplantõsõnda “Kim hangi yanlışı yaparsa yapsın o yaptığı yanlışın kendi yanına kâr kal- maması gerekiyor” dedi. Olayla ilgili başlatõlan soruşturmanõn de- vam ettiğini kaydeden Çelik, “Hukuk devletinde kim neden hoşlanmazsa hoşlanmasın, ken- dini mahkeme, polis, adliye ye- rine koyarak kendine hukuk icat edemez. İnfaz yapamaz, kendini polis yerine, asker yeri- ne, jandarma yerine, hâkim ve savcı yerine koyamaz. Hukuk devletinde de böyle şeylere mü- samaha edilemez” dedi. Günay galerileri izleyecek Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay, Beyoğlu’nda ar- bede yaşanan sanat galerilerinde yarõn incelemelerde bulunacak. Bakanlõktan Günay’õn bugünkü programõyla ilgili yapõlan açõkla- mada, Günay’õn, arbede yaşanan Tophane Firuzağa Mahallesi Bo- ğazkesen Caddesi Kadiriler Yo- kuşu’ndaki NON stop, Outlet, Pi ve Elipsis sanat galerilerinde in- celemelerde bulunacağõ belirtildi. Tophane Firuzağa Mahallesi Boğazke- sen Caddesi Kadirler Yokuşu’nda ikamet eden yurttaşlar, açıklama yapmaktan ka- çındılar. Yurttaşlar, “Saldırı hakkında yorum yapmak istemiyoruz. Bu tür saldı- rılar yarın bizim başımıza da gelebilir. Bizim can güvenliğimizi kim sağlayacak. İstanbul’un orta yerinde, göbeğinde bu tür saldırılar nasıl olabilir” dediler. Ma- halledeki saldırıyı onaylayan bir grup ise “Mahallelerinde 2 yıl önce bu galerilerin açıldığını, galeriye gelenlerin, sokaklarda içki içtiğini, insanlara laf attığını, rahat dolaşamadıklarını” iddia ettiler. Yurttaşlar: Korkuyoruz obursali@cumhuriyet.com.tr Tophane’deki sanat galerilerine yönelik saldırıda çok sayıda kişi yaralandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear