23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
kultur@cumhuriyet.com.tr 23 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 CMYB C M Y B ELİF BEREKETLİ “İlhan Koman ki tıraşsız hey- keltıraş, uçmaya doğru sakallı…” diyordu Can Yücel, ünlü heykeltõ- raşõ İsveç’e uğurlarken: “Elinde bombalarla bebekler, heykel gibi olmayan heykeller, taşınırdı garip maacir, güneyinden kuzeyine ku- tupların battı batacak teknesiyle, varmak için Edirne’ye Selimi- ye’ye…” İşte Koman’õn 20 yõl boyunca hem evi hem atölyesi olan bu “bat- tı batacak” tekne, Hulda, bir süre- liğine Mimar Sinan Üniversitesi’nin boğaza bakan bahçesinin misafiri olacak. KURU BİR YÜK GEMİSİ 1905 yõlõnda İsveç’in Sjotorps tersanesinde bir Baltõk ticaret gemisi olarak doğdu Hulda. Yarõm asrõ aş- kõn bir süre, İsveç’le komşu ülkeler arasõnda ticari yük taşõdõ... Ta ki 1965 yõlõnda, Oktay Rifat’õn deyişiyle “çelebi bir korsan” tarafõndan sa- tõn alõnana dek. Türk heykel tarihinde bilim ve sa- natõ buluşturduğu yapõtlarõyla iz bõ- rakan İlhan Koman, İstanbul’dan sonra yerleştiği İsveç’te, ömrünün sonuna dek bu ahşap teknede yaşa- dõ. Eşi Kerstin ile satõn alõp yenile- dikleri ve İsveç-Drottningholm’da demirledikleri tekne, 20 yõl boyun- ca onlarõn hem evi hem de atölyesi oldu. 26 metre uzunluğunda ve yakla- şõk 7 metre genişliğindeki Hulda, 1965 yõlõnda yeni sahibi İlhan Ko- man’la böylece yeni ve sanatla iç içe maceraya başladõ; sanatçõ tarafõndan baştan aşağõya yenilenen Hulda, ar- tõk kuru bir yük gemisi değildi. İlhan Koman’õn ilk eşi Melda Kaptana, sanatçõnõn gençliğinden bu yana de- nize meraklõ olduğunu, hatta genç- liğinde gemi mühendisi olmak iste- diğini anlatõyor: “Verem geçirince, aile çocuğumuza mühendislik ağır gelir deyip onu resim yapmaya akademiye göndermiş. 1958’de meşhur İngiliz mimar Ralph Ers- kine’in iş teklifi üzerine İsveç’e gi- diyor. Mimarlık bürosu Drott- ningholm’de bir teknenin içinde. İlhan da tekneye yakın bir yer arı- yor. Sonunda ahırdan bozma bir evi çok ucuza kiralıyor. Deli gibi çalışıp evi tamir ediyor. Ne ki, son- ra ev sahibi fiyatını artırmak is- teyince tepesi atıyor ve Hulda’yı görüp satın almaya karar veriyor. Erskine’in bir teknede çalışması ona ilham veriyor”. Boğaziçi Üniversitesi’nde profe- sörlük yapan oğlu Ahmet Koman, babasõ, babasõnõn ikinci eşi, üç ço- cuklarõ ve eşinin ilk evliliğinden olan üvey kardeşiyle birlikte yaklaşõk 20 yõl yaşadõklarõ teknenin adeta “ai- lenin bir parçası” olduğunu söylü- yor: “Kaptan köşkü babamın atöl- yesiydi, ancak tek atölyesi burası değildi. Üniversitede ders veri- yordu, dolayısıyla orada da çalı- şırdı. Babamın ölümünden sonra da burada yaşamaya devam ettik. Kardeşim doğma büyüme Huldalı. Gemi inşaatçısı oldu, hayatını ge- miye adadı. Hulda’nın pek çok da ziyaretçisi olurdu: Türkiye’den gelen aydın isimler de, İsveç’e geldikçe Hulda’ya uğrarlardı. Abidin Dino, Yaşar Kemal, Zülfü Li- vaneli, Âşõk Daimi, Âşõk Nesimi, Tuncel Kurtiz, Erol Akyavaş bu isimlerden bazıları.” Şair Behçet Sefa bir söyleşisinde, İlhan Ko- man’õn hep, adõnõ İsveç- çede bir kadõn isminden alan Hulda ile Akdeniz’e yelken açmayõ, bu uzun ve zorlu yolculuk için zaman ayõrabilecek sekiz kişi da- ha bulabilmeyi hayal etti- ğini söylüyor. Ancak, hem böyle uzun bir yolculuğun getireceği maddi zorluklardan hem de Akdeniz sularõ teknenin yaşamõ açõsõndan güç ola- bileceğinden dolayõ bu plan bir türlü gerçekleşe- memiş. Ta ki İlhan Koman Vakfõ, bunca manevi değer taşõyan bu ahşap gemiyi et- kileyici bir projenin baş ak- törü yapmak amacõyla kol- larõ sõvayõp Avrupa Birli- ği’nin kapõsõnõ çalõncaya dek. İlhan Koman’õn 20 yõl boyun- ca atölye olarak kullandõğõ 105 ya- şõndaki gemisi Hulda, Koman Vakfõ’nõn öncülük ettiği ve pek çok ülkeden çok sayõda proje partnerinin desteğiyle yürüyen Hulda Festivali kapsamõnda, sa- natçõnõn Mimar Sinan’daki eski atölyesinin tam karşõsõnda duruyor şimdi. Koman’õn 1946 yõlõnda mezun olduğu ve öğretim üyeliği yaptõ- ğõ Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin kõyõsõna yanaş- masõyla başlayan etkinliklerin açõ- lõş programõ önceki gün, Hul- da’nõn yolculuğunun farklõ du- raklarõnda festivalin parçasõ olmuş pek çok sanatseverin katõlõmõyla yapõldõ. Toplam bütçesi 1 milyon 400 bin Avro olan ve Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programõ‘ndan 800 bin avro alan projenin, Kültür ve Tu- rizm Bakanlõğõ Araştõrma ve Eği- tim Genel Müdürü Mahmut Ev- kuran, Beyoğlu Belediyesi Baş- kanõ Ahmet Misbah Demircan, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Baş- kenti Ajansõ temsilcisi, İlhan Ko- man Vakfõ Başkanõ Prof. Dr. Ah- met Koman ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa- kültesi Rektörü Prof. Dr. Rahmi Aksungur’un katõlõmõyla ger- çekleştirilen açõlõş törenini, Esma Sultan Yalõsõ’ndaki resepsiyon takip etti. Kuzey Buz Denizi’nden yola koyulan, Akdeniz’in sõcak sularõ- nõ geçen tarihi teknenin, 12 bin kilometrelik uzun yolculuğunda dokuz du- rağõ oldu. Bugüne dek yaklaşõk 25.000 kişinin katõldõğõ festivalin 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ ve Beyoğlu Belediyesi desteğiyle İs- tanbul’da gerçekleşecek son aya- ğõnõn programõ ise hayli dolu: 25 Eylül’de Hasköy’de Beyoğlu Be- lediyesi Yelken Okulu’nun kõyõ- sõnda yanaşacak gemide 25 Ey- lül’de açõlacak sergide İlhan Ko- man’õn son dönem çalõşmalarõ sergilenecek, ayrõca okulda sanat ile bilimi bir araya getirmek ama- cõyla atölye çalõşmalarõ yapõla- cak, festivalin diğer duraklarõnda düzenlenen yarõşmalardan seçilen on projeden oluşan sergi ise 8 Ekim’e kadar Tophane-i Ami- re’de yer alacak, bir diğer sergi de dün Plato Sanat’ta açõlan, festivalin yolculuğunu dokümenter bir şe- kilde ele alan sergi, Mimar Sinan GS Üniversitesi’nde ise 27 Ey- lül’de açõlacak sergide İlhan Ko- man yapõtlarõ seçkisi sunulacak. Hulda, festivalden sonra bir sü- re Hasköy’de endam gösterecek, ancak daimi ikametgâhõ henüz belli değil. “Hulda, İsveç’te tarihi eser niteliğinde. Ancak biz onun yalnızca bir tarihi eser olması- nı istemiyoruz, Türkiye’de ka- lıp bir bilim ve sanat yuvası ol- malı. Hulda’nın hem açık hava hem kapalı bir mekânı olabile- cek bir sanat merkezinin ya- nında olması hayalimiz. Ama böyle bir hayali gerçekleştir- mek için ciddi bir kurumsal sponsorluk gerekiyor” diyor Ah- met Koman, “İzmir çok ilgileni- yor İlhan Koman ile. Dünya Fuarı da 2015’te orada olacak- sa onlarla bağlantılı bir şeyler düşünülüyor. Zaten 2010’dan sonraki amaç sanat ve bilimle kolaylıkla iletişimi olmayan yer- lere de götürebilmek Hulda’yı.” Suda iz bırakan tekne MURAT BEŞER C az dinleyicileri için 11 ayõn sultanõ geldi çattõ. Hem de öyle küsuratlõ bir rakamla değil; tam 20. yõlõ mü- nasebetiyle… 23 Eylül ile 12 Ekim tarihleri arasõnda gerçekleştirilecek ve yaşõna uygun bir bi- çimde 20 gün boyunca müzikseverlerin ayağõnõ yerden kesecek olan Akbank Caz Festivali, bu yõl birkaç yeni işle karşõmõza çõkmayõ ihmal etmiyor. Nedir bunlar? Bu yõla özel “20. Yılında Akbank Caz Festi- vali” kitabõ, “Akbank Caz Retrospektif: 20. Yıl Belgeseli” ve festivalin 20 yõlõnõ özetleyen toplama bir albüm. Hepsi güzel, peki yeterli mi? Değil, çün- kü festivalin 20. yõlõnda eğer büyük bir sürpriz yapõlmak isteniyorsa, bu sürprizin öncelikle program konusunda gerçekleşti- rilmesi gerekirdi. Ancak festivalin her za- man alõşkõn olduğumuz programõnda böyle bir şey yok. Yanlõş anlaşõlmasõn, bu festival progra- mõnõn sönük olduğu anlamõna gelmiyor. Program yine heyecan verici, sahip olduğu tüm eski misyonlarõ yine taşõyor, bizi 20 gün boyunca her akşam yine oradan oraya koşturacak kadar dolu. Sadece içinde 20 yõl bombasõ yok; bir de programda yer alan isimlerden bir kõsmõnõn, daha önce prog- ramda yer almõş olmasõ 20. yõla pek uygun olmamõş, o kadar… Bir konu da festivalin farklõ şehirlere açõ- lõmõ!. Broşürde deniliyor ki: “…İstan- bul’un yanı sıra Ankara ve İzmir’i de cazla buluşturuyor. Cazın büyüsü Eski- şehir ve Gaziantep’e kadar uzanıyor… caz müziğinin ustalarını ve yeni sanatçı- ları, farklı şehirlerin çarpıcı mekânların- da müzikseverlerle buluşturmanın…” Açõlõm şu: Dört şehre sadece Selen Gülün Trio gidiyor! Çarpõcõ mekânlar ise dört şe- hirde de üniversite salonu! Belli ki arzu edilen bütçeler oluşturula- mamõş. Anlayõşla karşõlamak gerek; bunlar aldatõcõ büyüme rakamlarõna karşõn kriz ekonomisinin, başta çok övündüğümüz bankalar olmak üzere krize göre pozisyon alõş psikolojisinin sürdüğünün göstergesi. Dönelim, programda öne çõkan isimlere bakalõm. Öncelikle ilk gün “Büyük Orkes- traların Egemenliği” bölümünde gerçekle- şecek olan The Count Basie Orchestra konseri önemli. Denis Mackrel yönetimin- deki orkestranõn konseri, modern zamanlar- da yeniden swing keyfi yaşamak isteyenler için ilk tercih olmalõ. Aynõ kapsamda CRR’de sahne alacak olan Sun Ra Arkes- tra’yõ anlatmaya hacet bile yok. Onlar programõn tartõşõlmaz efendileri. Avrupa cazõnõn efsane ismi, fusion sak- sofoncusu John Surman’õn yaylõ dörtlüsü ile vereceği konser, yeni bir proje olarak il- gi cezbeden konserlerin başõnda yer alõyor. İtalyan müzisyenler eşliğinde sahne alan Çek basçõ Miroslav Vitous kaçõrõlmamalõ, konserde trompetçi Franco Ambrosetti göz hapsine alõnmalõ. Kübalõ müzikal simya sihirbazõ Omar Sosa’nõn, İtalyan trompetçi Paolo Fre- su’yu yanõna alarak çõkacağõ yeni maceraya kayõtsõz kalmak olmaz. Defalarca gelmiş olmalarõna rağmen, Norveçli trompetçi Nils Petter Molvaer ve vokal cazõn kraliçelerinden Diane Schu- ur’un büyük ilgi göreceği aşikâr. Programõn iki avangard temsilcisi kornet sanatçõsõ Graham Haynes ve saksofoncu Evan Parker… İlki ses tasarõmcõsõ Har- dedge ile ikincisi yerli avangard toplulu- ğumuz KonstruKt ile sahne alõyor. Me- raklõsõnõn firesiz olay mahallinde buluna- cağõndan şüphem yok. Yabancõ isimlerin ağõrlõkta olduğu festi- vallerde müzmin ihmallerimizden biri, gözlerimizi kamaştõran müzisyenler ara- sõnda bizim yerli değerlerimizi kaçõrma- mõz oluyor. Nispeten daha sõk bir yerlerde dinleme fõrsatõna sahip olduğumuz isimler bir ya- na; özellikle özgün ve tekrarõ olmayan projelerle karşõmõza çõkacak isimleri sav- saklamayalõm; fõrsat bulursak 3+1 proje- siyle Okay Temiz’i, Wolfgang Muthspi- el ile çalacak olan Aydın Esen’i izleye- lim. Hepimize iyi seyirler… (muratbeser@muratbeser.com) Uluslararasõ Akbank Caz Festivali bu akşam Lütfi Kõrdar’da başlõyor Akbank Caz Festivali bu yıl yirmi yaşında. Count Basie Orkestrası, Avrupa cazının efsane adı John Surman, Çek basçı Miroslav Vitous, Kübalı müzikal simya sihirbazı Omar Sosa, Sun Ra Arkestra, bu yıl cazseverleri büyüleyecek isimlerin başında geliyor. OmarSosa İlhan Koman’ın 20 yıl içinde yaşadığı teknesi Hulda İstanbul’da ‘Hulda sanat yuvasõ olmalõ’ caz Count Basie Orchestra / 23Eylül Perşembe, 21.00 / LütfiKõrdar Uluslararasõ Kongre veSergi Sarayõ John Surman; ChrisLaurence ve TheTrans4mation String Quartetile / 24 Eylül Cuma, 20.30 /Aya İrini MüzesiPaganini Trio / 25 EylülCumartesi, 20.30 / Aya İriniMüzesi FESTİVALDEBUHAFTA İlhan Koman’ın teknesi, evi, atölyesi Hulda, Kuzey Buz Denizi’nden başlayıp Akdeniz’e uzanan 12 bin kilometrelik uzun yolculuğunun sonunda önceki gün İstanbul’a ulaştı. 105 yıllık yelkenli geminin İstanbul’a taşıdığı yük ise sanat, bilim, yaratıcılık. MeldaKaptana İlknur Özdemir Turkuvaz Kitap’tan ayrılıyor Kültür Servisi - Turkuvaz Kitap Genel Yayõn Yönetmeni İlknur Özdemir görevinden ayrõlma kararõ aldõ. Özdemir, ayrõlõk kararõnõ şu açõklamayla duyurdu: 2 Ocak 2006’dan bu yana genel yayõn yönetmeni ve genel müdür olarak çalõştõğõm Turkuvaz Kitapçõlõk’tan ayrõlma kararõ aldõm; 24 Eylül 2010 Cuma gününden itibaren Turkuvaz’da olmayacağõm. Kuruluşundan birkaç ay sonra, Merkez Kitaplar adõ altõnda faaliyet gösterirken katõldõğõm, herkesin bildiği gibi bu 5 yõlda büyük değişiklikler geçiren ve bugün artõk Türkiye’nin saygõn yayõnevlerinden biri olarak arkamda bõraktõğõm Turkuvaz Kitap’a gönül bağõm hep olacaktõr.” Cumhuriyet’e konuşan Özdemir, yayõnevleriyle görüştüğünü ve büyük ihtimalle kõsa bir süre sonra Kõrmõzõ Kedi Yayõnevi’nde yayõn danõşmanõ ya da genel yayõn yönetmeni olarak göreve başlayacağõnõ söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear