Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
23 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Avrupa’nın ‘Karanlık
Yüreğinde’ Irkçı Saldırı
Birinci sayfadaki habere bakakaldım.
Sonra doğru anlayıp anlamadığımdan emin
olmak için üst üste birkaç kez okudum:
“Türk sinemacıya ırkçı saldırı: Faruk
Günaltay’ın evinin önündeki iki otomobili
kundaklandı. Evinin kapısına Nazi sembolü
gamalı haç çizildi!”
Bir süre aklımı başka hiçbir konuya
veremedim ve başka hiçbir şey düşünemedim.
Çok beğendiğim ve sevdiğim değerli bir aydın
ve sinema adamı olmasının ötesinde, Faruk
Günaltay benim akrabam/yakınım. Birden
evimin kapısına bir gamalı haç çizilmiş gibi
hissettim kendimi. Ve “demek” dedim: “İş
buraya geldi. Avrupa’da son yirmi yılda -her
geçen sene katlanarak- tırmanan ve gitgide yağ
halkaları gibi yayılan ırkçılık, bire bir artık en
yakınlarımızın kapısına uzandı.”
Böylesi olayları, sıradan bir gazete okuru gibi
uzaktan izlemek başka. Yakınlarınızı da içine
almaya başlayan bir girdabın yamacına
varmanın bilincini taşımak başka.
Strasbourg sıradan bir kent değil. Cihanı
âleme “demokrasi”, “insan hakları” dersi veren
Avrupa Birliği’ni oluşturan kurumlara ev
sahipliği yapan iki efsane kentten biri.
Avrupa Parlamentosu ile Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’nin yanı sıra, AB
kurumlarından da eski bir geçmişe dayanan ve
II. Dünya Savaşı sonrasında “insan hakları,
demokrasi, hukukun üstünlüğü” kavramlarını
Avrupa’da sağlamlaştırmak ve yaygınlaştırmak
amacıyla kurulan Avrupa Konseyi de burada.
İkinci aklıma gelen şey de işte bu oldu:
Irkçılığın bu denli yakınıma, yanı başıma
uzanması bir yana, kişilerin yazgısıyla tarihin
çok tuhaf oyunlar oynadığını düşündüm.
Öyle ya! Bu büyük bir ironi değilse nedir?
Bugün kapısına gamalı haçlar çizilen Faruk
Günaltay’ın babası ’50’ler başında, Avrupa’yı
faşizmler bir daha hiç karartmasın diye kurulan
Avrupa Konseyi’nde çalışmak için kendi
vatanından göçmüştü. Faruk o zaman küçücük
bir bebekti. “Açık” ve “çokkültürlü Avrupa”ya
inanan bir dünya duruşuna sahip bir evden
çıkan Faruk Günaltay; Türk kökenlerinden
hiçbir zaman uzaklaşmadı. Türk benliğini hiçbir
zaman yitirmedi. Bununla birlikte ve bunun yanı
sıra bebek yaşta gittiği Fransa’da, tam bir
Fransız kültürü aldı. Fransa’nın ve Batı’nın
değerleriyle özdeşleşti.
Bugün Günaltay’a yönelen ırkçılık başka
deyişle, bulunduğu ortama ve bulunduğu
şartlara uyum sağlayamayan, adapte olamayan
“yabancılara” yönelen ırkçılıkla açıklanan
türden bir ırkçılık değil.
Bir Eşik Aşıldı
Herhangi bir yanlış anlamaya meydan
vermemek adına şunu hemen ilave etmeliyim:
Irkçılığın -hiç kuşkusu yok- her türü eşit oranda
aşağılık. Irkçılık, kendi içinde çeşitli kategorilere
ayrılmıyor.
Ancak ne var ki Avrupa’nın tüm ülkelerinde
seçmenlerin giderek “yükselen değer” olarak
bağırlarına bastıkları “yeni ırkçıların” –gerçekte
hiçbir mazareti olamayan- “ırkçılığa”, “bahane
üretmek”/ “kılıf geçirmek” adına öne sürdükleri
bir yaygın söylem var:
“Gerçekte biz yabancılara, ‘yabancı oldukları’
için karşı değiliz!” diyorlar: “Avrupa yasaları ile
Avrupa halklarının yaşam tarzına ayak
uydurmayı beceren, uyum sağlayan
‘yabancılarla’ bizim hiçbir meselemiz, derdimiz
olmaz ki! Dolayısıyla sorun bizde değil.
Onlarda… Bize uyum sağlayamayan
yabancılarda.”
Günaltay’a yapılan saldırı bu yalanı işte şimdi
tüm çıplaklığıyla açığa çıkarıyor. Bir yandan bu
palavranın üzerindeki şalı çekerken; bir yandan
da Avrupa’nın göbeğinde ve kalbi sayılan bir
kentte, artık “bir eşiğin” geride kaldığını ve
“aşıldığını” gösteriyor.
O eşik nedir?
Faruk Günaltay gibi, “ortalama Fransızdan”
çok daha kültürlü olan bir “Avrupalı Avrupa
aydınının” bugün düzayak “kimlik/kafa kâğıdı”
farklılıklardan ötürü; kapısının işaretlenir
olması/olabilmesidir…
Faruk Günaltay; hem “farklı etnik kimliği” ile
bugün Sarkozy Fransası’nda “ötekileştirilen”
bir “azınlık”. Hem de “aydın” kimliği ile ırkçılık
konusunda gemi azıya alan Fransa’nın “ötekisi”
olmuş durumda.
‘Yabancı düşmanlığına’
bayrak açan bir aydın
Günaltay’ın kapısına gamalı haç çizenler,
bunu sırf hedef aldıkları kişinin “Türk kimliği”
nedeniyle değil; aynı zamanda onun “ırkçılığın
her türüne bayrak açan entelektüel kişiliği ve
kimliği” nedeniyle bunu yapmış olmalılar.
Faruk Günaltay; 21 yıldır Strasbourg’un en
eski ve köklü sineması “Odysse”yi yönetmekte
ve bu sinemada; aralarında “Türk sinema
günlerinin” de bulunduğu, “çokkültürlü”
etkinliklere yer vermekteydi.
“Odysse” ve “Türk sinema günlerinin”;
Strasbourg’daki bu sinema elçisinin
vizyonunda tuttuğu yeri, dilerseniz kendi
ağzından geçmişte verdiği söyleşilerden
aktaralım:
“Türk Sinema Günleri, Strasbourg’daki en
eski sinema etkinliği. Avrupa’da da en eski Türk
sinema festivali. (Amaç) hem buradaki Türkleri
Türk filmleriyle buluşturmak. Hem Türk
sinemasını Fransızlara tanıtmak. Projemiz
yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa da karşı. Burada
yaşayan Türkiye kökenli insanlarla diğer insanlar
arasında sinema ve kültür aracılığıyla bir diyalog
köprüsü işlevi görüyor.”
Sen misin “yabancı düşmanlığı” ve “ırkçılığa
karşı” proje yapan!
Al sana cevap: Gamalı haç…
Lanet olsun!
T.C. HORASAN İCRA DAİRESİ
GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI
Dosya No: 2008/177 E.
Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikle-
ri: TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Erzurum İli Horasan İlçesi, Şerefiye Mahallesi,
Köyiçi mevkiinde bulunan 177 ada 2 parselde bulunan müştemilatlõ ev, ahõr ve arsa
niteliğindeki taşõnmaz. TAŞINMAZIN EVSAFI: Erzurum İli Horasan İlçesi, Şerefi-
ye Mahallesi, Köyiçi mevkiinde bulunan 177 ada 2 parselde bulunan müştemilatlõ ev,
ahõr ve arsa niteliğindeki taşõnmaz. *1-177 ADA 2 PARSELDE BULUNAN TA-
ŞINMAZLARIN DEĞERİ: A) EV: 110M2x375TL=41.250TL C) ARSA DEĞERİ:
384M2x100TL=38.400TL A) EV İÇİN SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ: 1. SATIŞ GÜ-
NÜ VE SAATİ : 02.11.2010 - 10.00-10.10 2. SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ : 12.11.2010
- 10.00-10.10 C) ARSA İÇİN SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ: 1. SATIŞ GÜNÜ VE SAA-
Tİ: 02.11.2010 - 10.15-10.25 2. SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ: 12.11.2010 - 10.15-10.25
SATIŞ ŞARTLARI: 1-15.10.2010 günü HORASAN ADLİYESİ BARO ODA-
SI’NDA yukarda taşõnmazlarõn belirtilen tarih ve saatlerde açõk artõrma suretiyle sa-
tõşõ yapõlacaktõr. Bu artõrmada taşõnmazõn tahmin edilen değerininin %60’õnõ ve rüç-
hanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale
olunur. Böye bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõ
ile 25.10.2010 günü HORASAN ADLİYESİ BARO ODASI’NDA yine yukarda be-
lirtilen tarih ve satlerde ikinci artõrmaya çõkartõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar el-
de edilememiş ise ilanda gösterilen satõş saati sonunda en çok artõrana ihale edilecek-
tir. Şu kadar ki muhammen bedelin %40’õ ve rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõn ve sa-
tõş giderlerini geçmesi şartõ ile en çok artõrana ihale olunur.2- Artõrmaya iştirak ede-
ceklerin, iştirak edecekleri taşõnmaz için tahmin edilen değerin %20’si oranõnda pey
akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin pa-
ra iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi,
tapu alõm harcõ, KDV ve masraflar alõcõya aittir.Birikmiş vergiler ve satõm harcõ ve tel-
laliye satõş bedelinden ödenir.3-İpotek sahibi alacaklõlar ile1 diğer ilgililerin (*) bu
gayri menkul üzerindeki haklarõnõn özellikle faiz ve giderlere dair olan iddalarõnõ da-
yanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde hak-
larõ tapu sicili iie sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Satõş bedeli he-
men veya verilen mühlet içinrde ödenmez ise İİK.’nun 133. maddesi gereğince ihale
fesh edilir. İki ihale arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutula-
cak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname
ilan tarihinden “itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği
takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartname-
yi görmüş ve münderecaatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ başkaca bilgi almak isteyen-
lerin 2008/177 esas sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olu-
nur. 19.08.2010 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. *:Bu örnek, bu
yönetmelikten önceki uygulamada kullanõlan örnek 64’e karşõlõk gelmektedir.
(Basõn: 59571)
Sosyal Demokrat Parti küçülürken Cem Özdemir’in eşbaşkanlõğõndaki çevreci parti büyüyor
Almanya’da Yeşil mucizeOSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Dünya çapõnda-
ki ekonomik krizden görece daha az
etkilenen Federal Almanya’da, siya-
sal dengelerin köklü bir dönüşümün
eşiğinde olduğu ortaya çõktõ. Yõllar-
ca “çevreci” ve küçük parti diye kü-
çümsenen Yeşiller Partisi, sandõkta ta-
rihsel bir başarõnõn eşiğinde olduğu-
nu kanõtladõ. Anketler, Türk köken-
li Cem Özdemir’in eşbaşkanlõğõnda
büyük bir çõkõş gerçekleştiren Yeşil-
ler Partisi’nin, Sosyal Demokrat Par-
ti (SPD) ile aynõ oy oranõna sahip ol-
duğunu gösterdi.
Önceki gün sonuçlanan yeni bir ka-
muoyu yoklamasõnda, Yeşiller’in bu-
gün seçim yapõlsa yüzde 24 ile SPD
kadar oy alacağõnõn ortaya çõkmasõ, si-
yasal gündemi iyice õsõttõ. Bu arada Sol
Parti’nin yüzde 10’lardaki yerini ko-
rumasõ da ülkenin hõzla sola kaydõğõna
ve Hõristiyan demokrat CDU/CSU ile
liberal FDP’den oluşan muhafazakâr
koalisyonun kitle tabanõnõ yitirdiğine
yeni bir kanõt olarak yorumlandõ.
CDU ve CSU yüzde 29’da kaldõ.
Almanya’nõn önde gelen kamuoyu
araştõrmalarõ kuruluşlarõndan For-
sa’nõn RTL televizyonu ve haftalõk
Stern dergisi için hazõrladõğõ yeni
araştõrmaya göre bugün yapõlacak
bir seçimde, SPD ile Yeşiller’in her bi-
ri yüzde 24 civarõnda oy alacaklar ve
birlikte parlamentoda mutlak çoğun-
luğa sahip olabilecekler. Yeşiller’in
Türk kökenli Eşbaşkanõ Cem Özde-
mir yönetiminde büyük bir çõkõş ger-
çekleştirdiği göze çarparken özellik-
le Angela Merkel hükümetinin atom
santrallarõnõn kullanõm süresini uza-
tan uygulamasõyla ülkede yeni bir çev-
reci tepkiyi tetiklemesi dikkat çekiyor.
SPD ve Yeşiller, yüzde 48’lik muh-
temel oy oranõyla, bugün yapõlacak bir
seçimde, yüzde 34’te kalmasõ bekle-
nen iktidar partilerinin tam 14 puan
önünde çõkabilecek.
Özdemir’e başbakanlık
yolu mu?
Muhtemel bir sol iktidarda başba-
kanõn sosyal demokratlar mõ yoksa
çevreciler tarafõndan mõ belirlenece-
ği sorusu gündeme geldi. Yeşiller Par-
tisi’nin en güçlü ismi kabul edilen
Jürgen Trittin, Başbakan Angela
Merkel’in atom santrallarõ ve bir tren
istasyonunun yõkõlmasõnõ da içeren
Stuttgart 21 projesine karşõ çõkanlar
nedeniyle, bu konularda artõk SPD’yi
değil Yeşiller’i ana muhalefet olarak
algõladõğõna dikkat çekerken, bunu
memnuniyetle karşõladõğõnõ belirtti
ve “Önümüzdeki seçimlerde kim
daha çok oy alırsa başbakanı da o
belirler” şeklinde konuştu.
Yeni araştõrma, koalisyonun küçük
ortağõ Hür Demokrat Parti’nin (FDP)
yüzde 5’lerde kaldõğõnõ ve halk için-
deki tüm desteğini yitirdiğini ortaya
çõkardõ. Geçen yõlki genel seçimlerde
yüzde 14.6 oranõnda oy toplamayõ ba-
şaran bir partinin bu kadar hõzlõ bir dü-
şüş göstermesinin, yoksullaşan kitle-
lerin aleyhine politikalarda õsrarlõ ol-
masõndan kaynaklandõğõ savunuldu.
Forsa Yönetim Kurulu Başkanõ
Manfred Güllner, şaşõrtõcõ sonuçlar
alõnan araştõrma sonrasõnda, SPD’nin
de atom karşõtlarõ rüzgârõnõ kullanmaya
çalõşmasõnõn doğru olmayacağõnõ, bu-
nun sadece Yeşiller’i daha da güç-
lendirmeye yarayacağõnõ savundu.
Komşuda insan
ticaretine tarihi ceza
MURAT İLEM
ATİNA - Midilli Ada-
sõ’ndaki üç kişilik istinaf
mahkemesi, Türkiye ile Yu-
nanistan arasõndaki sorunlar-
dan biri olan insan kaçakçõlõ-
ğõ olaylarõna yeni bir boyut
kazandõracak tarihi bir kara-
ra imza attõ. Elefterotipia ga-
zetesinde yer alan habere gö-
re, geçen yõl Midilli Ada-
sõ’nõn Korakas
bölgesine mülte-
ci taşõyan tekne-
nin Türk kaptanõ,
komşuda bugüne
kadar görülme-
miş derecede ağõr
hapis ve para ce-
zasõna çarptõrõl-
dõ. İnsan tacirle-
rine yönelik cay-
dõrma amaçlõ ol-
duğu belirtilen
hapis ve para ce-
zasõna çaptõrõlan
47 yaşõndaki
Cengiz Uğur, mahkeme sü-
resince on kişinin hayatõnõ
kaybetmesine neden olduğu
için pişmanlõğõnõ dile getirdi.
Geçen yõl ekim ayõnda, Tür-
kiye’den teknesine aldõğõ 19
Afgan mülteciyi Yunanis-
tan’õn Midilli Adasõ’na gö-
türmeye çalõşan Uğur’un kul-
landõğõ tekne, kötü hava ko-
şullarõ yüzünden adanõn ku-
zeydoğusunda devrilmiş, 6
çocuk, üç kadõn ve bir erkek
boğularak hayatlarõnõ kaybet-
mişlerdi. Olaydan hemen son-
ra başlatõlan aramalar sonu-
cunda beş kişilik aileden, bir
anne ile üç çocuğunun ceset-
lerine hemen ulaşõlmõş, Afgan
babanõn cesedi ise iki hafta
sonra bulunmuştu.
Olay günü 7 kuvvetinde
rüzgârla birlikte ortaya çõ-
kan dalgalara
rağmen insanlarõ
para karşõlõğõ Yu-
nanistan’a kaçõr-
maya çalõşan tek-
nenin kaptanõnõn
acemi olduğu da
ortaya çõktõ.
İnsan ticareti,
iki ülke arasõn-
daki sõnõrlarõn ka-
çõşlara müsait ol-
masõ nedeniyle
tüm imkânlarõn
kullanõlmasõna
rağmen önlene-
miyor. Ege Denizi’ndeki Tür-
kiye’ye yakõn adalar ile Me-
riç Nehri’ndeki mayõnlõ ara-
zilerden yapõlan geçişler so-
nucu bugüne kadar yüzlerce
insan hayatõnõ kaybetti. Buna
karşõlõk bu insanlarõn kaçõş-
larõnõ organize eden Türk ve
Yunan insan tacirlerinin cep-
lerine milyonlarca Avro’luk
paralar girdi.
Midilli İstinaf
Mahkemesi, insan
kaçakçõsõ Cengiz
Uğur’u 8 kez
müebbet ve 2.5
milyon Avro para
cezasõna çarptõrdõ.
Uğur’un kullandõğõ
teknenin devrilmesi
sonucu 10 kişi
ölmüştü.
İsviçre’de kadınların zaferi
Dış Haberler Servisi - Avrupa’nõn
en muhafazakâr ülkelerinden İs-
viçre’de parlamento tarafõndan
yapõlan seçim sonucunda hükü-
mete seçilen yeni bir kadõn bakan,
kabinede kadõnlarõ çoğunluğa ge-
çirdi. Sosyal demokrat milletve-
kili Simonetta Sommaruga’nõn
kabineye seçilmesiyle ülkede ilk
kez kadõnlarõn kabinede çoğun-
luğu ele geçirmesi tarihi bir adõm
olarak değerlendiriliyor. İsviç-
re’de bakanlar kurulu niteliğindeki
7 üyeli federal konseyin üyeleri
önde gelen dört siyasi parti üye-
leri arasõndan seçiliyor, Somma-
ruga ise seçimin ardõndan konse-
yin 4. kadõn üyesi oldu.
İsviçre’de ilk kadõn bakan 1984’te se-
çildi ancak bugüne kadar sadece
6 kadõn bakanlõk görevinde bu-
lundu. Kadõnlarõn kamusal alan-
da da geri planda kaldõğõ ülkede
kadõn-erkek eşitliği konusunda
hâlâ büyük eksikler var. Ancak
kabinede elde edilen bu çoğun-
luk, ulusal düzeyde seçme hak-
kõnõ elde ettiği yõldan bu yana İs-
viçreli kadõnlarõn 40 yõllõk mü-
cadelesi sonucunda elde ettiği
önemli zafer olarak görülüyor.
Hõristiyan demokrat milletvekili
Lucrezia Meier-Schatz, gelinen
noktayõ 40 yõllõk bir mücadele ola-
rak değerlendirerek “Kadınlar
bugünü işaretliyor. Soluksuz
uzun bir kampanyaydı” ifade-
sini kullandõ. Sosyalist Parti Baş-
kanõ Christian Levrat alõnan
sonucu “zafer” olarak niteledi.
Dış Haberler Servisi -
Kuzey Kutbu’nun maden
zenginliklerinin gelecekte
bir çõkar çatõşmasõnõ tetik-
lemesinin önüne geçmeyi
amaçlayan uluslararasõ top-
lantõ Moskova’da başladõ.
Dünyadaki petrol ve do-
ğalgaz rezervlerinin dörtte
birinin Kuzey Buz Deni-
zi’nde bulunduğuna inanõlõyor.
Rusya, Norveç, Kanada, Dani-
marka ve ABD bölge üzerindeki
hak iddialarõnõ daha önce dile ge-
tirmişlerdi. Konferansa katõlan 300
delegenin işbirliği olanaklarõnõ tar-
tõşõrken ülkelerine ilişkin iddialarõ-
nõ gündeme getirmeleri bekleniyor.
Kuzey Kutbu’ndaki buz tabakasõnõn
hõzla incelmesi bölgedeki madenlere
erişimi kolaylaştõrõyor.
Ülkeler arasõndaki yarõş, Lomo-
nosov Yarõğõ olarak bilinen sualtõ
dağ sõrasõ etrafõnda dönüyor.
Kuzey
Kutbu
kavgası
Son kamuoyu
yoklamasõna göre
Yeşiller, bugün seçim
yapõlsa yüzde 24 ile SPD
kadar oy alacak.
İktidardaki CDU/CSU
yüzde 29’da kalõrken
FDP yüzde 5’in altõna
düşüyor. Yeşil çõkõşta
Merkel’in nükleer
santrallarõn ömrünü
uzatma kararõ da etkili
oldu. Hafta sonu yapõlan
nükleer karşõtõ gösterilere
Cem Özdemir’le Claudia
Roth da katõlmõştõ. (AFP)
Sommaruga
(solda), tebrikleri
kabul etti. (AFP)
nilgun@cumhuriyet.com.tr