23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Y 5.-6. yüzyıllarda yaşamış EskiYunanhfilozofHe- rakleitos, uyanıkken he- pimizin tek bir ortak dünyada yaşadı- ğını, oysa uyurken herkesin kendine -|- ; ait, özel bir dünyası olduğunu söyle- ı miş. Aziz Nesin, gördüğü rüyalan uzun yıllar kâğıda dökmüş, kâğıda dökmekle de kalmamış, "rüyalan- nın" ilginç bir kitap olabileceğini düşlemiş; Herakleitos'un deyişiylc "kendine ait, özel dünyasını" okurlanna açmak, onlarla pay- laşmak istemiş. Nesin Yayınevi, Aziz Ne- sin'in 1960'lardan 1990'lara uzanan yıllarda görüp yazdığı rüyalan kitaplaştırarak, usta- nın bu düşünün gerçek olmasını sağlamış. Aziz Nesin'in geçcn ay, ressam Sali'nin desenlcri eşliğindc yayımlanan Unutulma- yan Rüyalar kitabının öyküsü, bir bakıma, 1990 yılının Ocak ayında Adam Yayınla- eryüzü Kitaplığı CELÂLÖSTER cdalustet@cumhuriyet.com.tr Aziz Nesin'in kâğıda döktüğü rüyalan Unutulmayan Rüyalar" adlı kitapta bir araya getirildi 'Rüyalarım ziyan olmasın' n'nda başhyor. Inci Asena, Nesin'e, "Size bir dcfter vereceğim, ama yaza- caksınız," diyerek güzel bir defter ar- mağan ediyor. "Inci de herkes gibi, benim güzel, tertemiz, parlak kâğıtlara yazamadı- ğımı biliyordu," diyor Nesin. "Ger- çekten böyle kâğıtlara yazamıyorum. Bunun nedenini bilen yok. Çoğu, cimriliğimdcn sanıyor. Nasıl cimrili- ğim doğru dcğilsc, cimri olduğumu kendim özcllikle yaydımsa, başkaları cimri olduğumu söyleyince bundan gizli bir keyif alıyorsam (alay ediyo- rum gizliden), güzel kâğıtlara yaza- mayışımın cimriliğimden ileri geldiği de doğru değil." Peki, nedir Aziz Nesin'in güzel kâğıtlara yazamayışının nedeni? Rüyalannın kitaplaş- masını tasarlarken, 28 Ocak 1990'da kale- me aldığı yazıda nedenini kendisi açıkhyor: "Önüme çok güzel, tertemiz bir kâğıt ya da defter alınca şöyle düşünüyorum. Bu denli güzel kâğıda çok güzel yazılar yazmalı- yım. Kâğıt ne denli güzelse, yazacağım yazı- nın da hem kaligrafi hem de anlarn (içerik) olarak o denli güzel olması gerektiğine ina- nıyorum. Örneğin kalın, güzel, tertemiz bir kâğıda bir bakkal hesabı yazılabilir mi? (...) Örneğin 'Yann yapılacak işlcr' yazılabilir mi? O güzel kâğıda ben bunları yazamam. Yazılanmın notlarını, müsveddelerini de ya- zamam. Çünkü bunlar herhangi bir kâğıda, bir kâğıt parçasına, bir yazı yazılmış kâğıdın arkasına da yazılabilir. (...) O çok güzel kâ- ğıtlara gelişigüzcl yazılar, notlar, müsvedde- ler yazarsam, kâğıdın güzelliğine haksızlık edecekmişim gibi geliyor. Bunun cimrilikle, cimriliğimle bir ilişkisi var mı? Sanmıyo- rum; varsa da doğrudan değil, pek dolaylı olarak..." Ama Inci Asena'nın armağanı bu deftere MÜREKKEBİ KURUMADAN Kuş Hamdi Efendi Aziz Nesin bu rüyasmı 8 Mart 1963'te kalcme almış: "Rüyamda gördüğüm kuş olan ölmüş 'Hamdi Efendi'. Hamdi Efendi adına bir sempati duydum rüyamda. Bu adı bir pi- ycsimde kullanayım diye düşündüm rü- yamda. Dala konmıış Hamdi Efendi'yi ça- ğırdım: Gel Hamdi Efendi, gel! Yanımda bilmcdiğim biri dalıa vardı. Çağınyordum. Hamdi Efendi gelse yanı- ma, onu ölmüşlüğünden kurtaracaktım. Dala konmuş güler yüzlü Hamdi Efendi kuşlaşıyor. Sevimli, insan yüzlü, renkli sa- kakuşu oluyor, Ama az kalırım yanınız- da... diyordu. Kanatlannı çırpıp uçu- yordu bize doğru gülümseyerek tadı yü- züyle... Geliyor, geliyor... Sonra havanın açık mavimsiliğinde dağılıp criyor Kuş Hamdi Efendi... Üzünç duyarken ben, yeniden somutla- şıyor. Ama yine uzak bana... Gülüyor. Ka- nat çırpıyor, geliyor bana... Eriyor, yine dağüıyor havanın maviliğinde... Bikaç kez böyle olurken, 'Hamdi Efendiyi sevdim,' diyorum rüyamda. îçinıden, 'Ona bir oyu- nunıda yer vermeliyim...' 'Hamdi Efendi' adını ilk duymuş gibi oluyorum, bir sevi- yorunı ki o adı, bir seviyorum ki güler yüz- lü Kuş Hamdi Efendi'yi... Uyanıyorum gülerek, uyanmca korkuyorum..." yazacağına bir kez söz vermiş Nesin. Peki, ne yazacak? Günlerce düşünüyor ve sonun- da bu deftere rüyalannı yazmaya karar veri- yor. Peki, niçin rüyalannı? "Her şeyden önce rüyalanmı çok seviyo- rum; kötü rüyalanmı da, korkunç rüyalan- mı da... Çünkü rüyalanm da benim yaşa- mım, yaşamımın bir bölümü... Yaşamı ve yaşamımı çok sevdiğim için yaşamımın önemli bir bölümü olan rüyalanmı da sevi- yorum. Rüyalanmı gerçek yaşamımdan ayır- mıyorum; rüyalanm da benimriiyabiçimin- deki gerçek yaşamımdır." Cimriliğe gelince, Aziz Nesin'in "cimrili- ği" gcrçekten de çok konuşulmuştur. Nesin ise, aslında "kendine cimri" olduğu, en çok da "zaman cimrisi" olduğu kanısında: "Çünkü bu dünyada zamanımdan değerli hiçbişeyim yok. Param, malım ziyan olursa ycrine koyabilirim. Ziyan olan zaman, boşa geçcn zaman giderilemez. Can dediğimiz şey zamandır. Zaman, can bütününü oluş- turan parçalardır. Zamanla canımız gidiyor. Dünyada cn tutumlu olduğum şey zama- nım..." O yüzden, yaşamının hiçbir parçasmın, dolayısıyla rüyalannın da ziyan olmasını is- temiyor Nesin: "Rüyalar... Ve rüyalanm (...) hep ilgimi çekmiştir; elbet bilimsel olarak değil, ancak yazınsal olarak... Dahaca kitap olarak ya- ymilanmamış olan Munı Hala [yazann gün- celerini, anılarını içeren bu kitap sonradan yayımlandı] adlı kitabımm notları arasında rüyalarıma ilişkin pek çok not ve günceler vardır. Rüyalarım üzerine, rüyalanmdan esinlenerek yazdığım öykülerim de var. Ör- neğin çok sevdiğim 'Rüyalanm Ziyan Olma- sın' başlıklı öyküm gibi..." Nesin, cimrilerin cimriliklerinc dcğgin çok şey duyduğunu, ama bu cimriler içinde rüyalarının bile ziyan olmamasını isteycnini duymadığını söylüyor: "îşte ben rüyaları- mın bile ziyan olmamasını, bir işe yaraması- nı istcyen dünyanm en cimri bir cimrisi- yim..." Rüya denince, rüyaların yorumlanması gelir akla. Aziz Nesin'in Unutulmayan Rü- yalar'da yer alan rüyalannı da yorumlamak isteyen uzmanlar çıkabilir. Böyle bir çalışma belki de bir ilk olacaktır. Edebiyatımızın öndc gelen yazarlanndan birinin rüyalannın yorumlanması, gerek bir rüya yorumcusu, gcrek bir ruhbilimci için benzersiz bir fırsat olabilir. Ama Nesin'i, yine de, rüyaların bilimsel değerinden çok, yazınsal, sanatsal değeri ilgilen- diriyor: "Rüyalanm (belki herkesin riiyası da) ne ilginç, ne güzel, ne renkli, ne zengin... Hiç kimscnin uyanıkkenki fantezisi, rüyaları kcrtcsinde fantazya olamaz, hiçbir imgelem, rüyalanmı- zın imgeleri kcrtesinde zengin ve im- gesel olamaz..." Doğru söze ne de- nir? Rüyalatımızda hepimiz birer "gerçeküstücü" değil miyizdir biraz - • da? Nesin, en çok, rüyalannı çocuklu- ğundan başlayarak yazmadığına ya- zıklanıyor. Böylesi bir kitabın "başyapıu" olabileceğini düşünüyor. Bir insanın rüyala- nnı yazmasını, gerçeğc dayanan günce ya da anı yazmasından çok daha önemli ve değerli sayıyor. "Düşünsenize," diyor, "Goethe'nin yaşam boyu rüyalan, Napolyon'un, Shakes- peare'in, Dostoyevski'nin, Çehov'un rüyala- n, Atatürk'ün, Nâzım Hikmet'in rüyalan, sıradan bir insanın, örneğin bir memur emeklisinin, bir siyasi polisin, bir bakkalın rüyalan..." Nesin'in bu düşü gerçek olsaydı, yapıtla- nm okuduğumuz bir yazar, yaptıklanyla ta- nıdığımız bir siyasal öndcr rüyalarındaki gizli dünyasıyla önümüze serilseydi... Daha da ileri gidersek, bir işkencecinin, rüyalan- na yansıyan altbilinci kâğıda dökülebilsey- di... • SÖZÜN ÖZÜ Uyanıkken hepimiz tek bir ortak dün- yada yaşanz; oysa uyurken herkesin kendine ait özel bir dünyası vardır. Herakleitos Göz, uykudaki düşlerde, uyanıklıkta- ki düşgücünden daha açık seçik gö- r u r ' Leonardo da Vinci Yataktaki gerçek aşkım, rüya görme- mi sağlayan uyku olmuştur her za- m a n Luigi Pirandello Gündüz düş görenler, yalnızca gece- lcri düş görenlerin kaçırdığı birçok şeyigörürler. E d g a r M a n P o e Düş görüyorum, denıek varım. August Strindberg Hiç rüya görmeseydik, yaşamak daya- nılmaz olurdu. Anatole France Rüyanın bir özelliği de, gördüğümüz hiçbir şeyin bize şaşırtıcı gelmemesi- ı r ' Jean Cocteau Herkes uykuya sığınabilir, düş görür- ken hepimiz dâhiyizdir, orada kasapla şair birdir. Emile C. Cioran SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 7 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear