Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AndreGideden Tohum Ölmezse'
•f
Yere düşen buğday
tanesi
Tohum ölmezse, Andr6 Gide'in otobiyografik anlatı-
mı. Gide. ailesinin, özellikle de annesinin, kendisine
verdiği katı ahlakçı eğitimden, duyguları ve aklının
yön verdiği özgürlüğe nasıl ulaştıgına; aşklarına, yol-
culuk ve dostluklarına yer veriyor kitabında. Dünya-
yı ve kendisini nasıl tanıdığını aktarıyor kısacası.
01 Alf BULUNMAZ
"Vzun uzun tarttşıp didişmeden düşün-
ce ve yaztda belli bir incelmeye ulafamaz-
stmz."
"Gerçeklik endifesi ne kadar büyük
olursa olsun, anılar ber zaman için ancak
yan yanya samimidir: Her şey söylendi~
ğinden daima çok daba karmaştktır. Hat-
ta belki de romanda gerçeğe dabafazla
yakla$ılmaktadtr."
"Siz hangi Tanrt adına, hangiidealadı-
na benim kendi doğama-uygun olarak ya-
şamamı yasakltyorsunuz? Peki, sadece
onun peşinden gitsem, beni nereye sürük-
lerdi bu doga?"
Andre Gide
D!
ünya edebiyatının ağır
i ağabeylerini okumak de-
jmek, onların yaşamundan
parçalan fark ederek ve-
ya etmeyerek öğrenmek de demek
bir yerde. Ama o ağabeylerden ba-
zılan, işi kolaylaştırıp kendini say-
darn biçimde anlatırsa ne mutlu
okura. Çünkü kitap kurdu okur
merak eder; konunun dedikodu tarafina
kaymamak koşuluyla, eserleriyle doydu-
ğu yazarın hangi yollardan geçtiğini bil-
mek de ister.
Edebiyata yön vermiş, fikirleriyle dün-
yayı ve zihinleri aydınlatnıış, daha da
önemlisi kitleleri etkilemiş bu isimler,
kim olduğunu, nerede durduğunu, nere-
ye gittiğini ve nereye gitnıek istediğini
okurlanna açar bazen.
Andre Gide'in Tohum Ölmezse adlı
kitabı, bir otobiyografi ve okurun, hay-
ranlannın ve takipçilerinin, kendisiyle il-
gili merak ettiği pek çok şeyi anlatmaya
koyuldugu önemli bir kitap. Gide'in
dünyasını, okurun dünyasıyla buluştur-
ma amacı taşryan bir çıkma.
MÜZİKSEL ANLATIM
Kalburüstü yazarların hayatı, çoğun-
lukla başuıdan sonuna düz bir çizgiyi ta-
kip etmez. Yazarın adtnın ardından açı-
lan parantezdeki doğum ve ölünı yıllan
arasındaki tire, pek çok İırtınanın, anı-
nın; yaşanrnışlığın ya da eksik kalanın
anlatımıdır adeta. Gide, o tirenin yirıni
altı yıllık bölümünü bir pencercden veya
bir ayna karşısuıda kendine bakar gibi
anlatmaya koyuluyor Tohum Ölmez-
se'de.
Gide'in soyağacı çıkarma gibi bir giri-
şimi var. Anne, baba ve ebeveynlerinin
ailelerini ince ince nakşediyor. Bunu ya-
parken, anne ve babasına ilişkin çocuk-
luğundan kalma itiraflarda da bulunu-
I yor. Annesini, çocuklarının kendisine ke-
I sin anlamda itaat etmesini bckleyen bir
ahlakçı, babasını ise daha yumuşak başh
ve Gide'e tek kelimeyle ve kolayca her
istediğini yaptırabilecek biri şeklinde ta-
nımlıyor.
Gide'in roman gibi tasarlayıp kurgula-
dığı kitapta, aynntıh bir tabloyla yüz yü-
ze sanki okur. Bununla birlikte anlattığı
kişiler, neredeyse birer karakter ve za-
I man zaman, Gide'in hayatında yer alma-
mış da yaratılmış tipler gibi bir izlenim
bırakıyor.
Ailesinin, özellikle de annesinin düzen
ve itaat isteklerine karşın Gide, okul ya-
şamında tam bir karmaşa içinde. Hal ve
gidişi hiç iç açıcı değil: "Okulda ceza uy-
gulanmadığından, Mösyö Vedel bana
'hal ve gidişten sıfir' vermekle yetindi.
Bu ceza ahlaki olmakla birlikte, az sert
de sayılmazdı. Ama bu beni hiç ırgalamı-
yordu. Her hafta 'hal ve gidiş'ten ya da
'temizlik ve düzen'den sıfırımı alıyor-
dum; hatta bazen ikisinden birden. Hiç
şaşrmyordu. Sınıfın sonuncularından biri
olduğumu eklemeye lüzum yok. Tekrar-
lıyorum: Ben hâlâ uykudaydım; henüz
doğmamış birinden farksızdım."
Gide'in ilk perdede anlattıkları, nere-
deyse tamamen bir keşif yolculuğu: Aile-
sini, dünyayı, insan ilişkilerini, mekânla-
n, dilini, gelişen zihnini, bedenini keşfe-
diyor. Büyük bir iştahla dünyayı içine çe-
ken; bazen yenilen bazen zaferler kaza-
nan bir çocuk Gide. Okulla başı dertte
olan ve sağlığı bir düzelip bir bozulan bu
adam, ilgi ve teşvik beklerken öte taraf-
Andre Gide'in kitabı, bir otobiyografi ve oku-
run. kendisiyle llglll merak etflğl pek cok şeyl
anlatmaya koyuldufiu önemli bir kitap.
i tan kendini geliştirmeyi ihmal etmeyen
: bir görüntü çiziyor. Yaptığı yolculuklar
• da cabası.
j Babasmın kaybı ve annesiyle beraber
I maddi zorluklarla boğuşmaya başlaması
! da, o günlerde Gide'in kişiliğinin oluşu-
munda büyük rol oynuyor. Babasının
ölümüyle duyumsadığı keder, onun baş-
| ka acılarım hatırlamasını ve ağzmdan bir
[ anda şu sözlerin boşalmasına neden olu-
i yor: "Ben başkalan gibi değilim!"
l Bir küçük parantez: Roman biçiminde
i kurgulanan bu otobiyografîk kitapta Gi-
; de, hayatının önemli bir parçası olan mü-
ziği anlaümma yediriîiiş. Yani yavaş ya-
; vaş saürlara dokuduğu geçmişini müzik-
j sel bir biçemle; zaman zaman allegrolar-
;
la, bazen fuglerle bazen de romanslarla
süslüyor. Böylelikle Gide, hem edebi
hem de müziksel bir tat bırakıyor oku-
' run zihninde.
KEŞİF YOLCULUĞU
i Dedik ya, Gide kendini ve dünyayı
i keşfediyor; bu, aynı zamanda
: okurun(un) da Gide'i keşfetmesi demek:
| Hayatının kilometre taşlarını, geçtiği ka-
| ranlık yollan da ayrımlaması anlamma
;
geliyor bir ölçüde. Işte bir başka örnek:
"Hafifmeşrep kadınların evlerine yap-
tığım keşif seferlerime rağmen, on beş
yaşımda fuhuş çevreleri konusunda ina-
; nılmaz derecede cahil kalmıştım; bu ko-
j nuda hayal ettiklerimin gerçek hayatta
• hiçbir temeli yoktu; hayallerimi ahlaksız-
lıkla, müstehcenlikle, hoş şeylerle ve tik-
sintiyle -daha önce sözünü ettiğim içgü-
! düsel ayıplanma yüzünden, özellikle de
tiksintiyle- süsleyip şişiriyordum."
; Aldığı ve ayağına pek çok kez takılan,
! hatta "erkekler birbirine sarılamaz" gibi
:
bir noktaya da varabilen püriten eğitim;
daha doğrusu, annesinin ona aşıladığı
aşırı alılakçı tutum, Gide'in hayatuıda
belirgin bir yere salıip. Bunu özetleyen
bir itiraf daha:
"Aldığım püriten eğitim yapımda var
olan ve benim hiçbir kötülük gömıedi-
ğim çekingenliğimi alabildiğine arttır-
maktaydı. Karşı cinse olan meraksızlığım
had safhadaydı; kadınlığın bütün sırrını
tek bir hareketle keşfedeceksem bile, bu
hareketi hiç yapmadım; tiksintilerime
ayıplama adını vermek ve irkilişimi er-
dem saymak gibi bir avuntuya kaptmnış-
tım kendimi; içine kapanık, huzursuz bir
! halde yaşıyordum ve kendime bir diren-
me ideali yaratmıştım; teslim olursam,
kötü alı§kanhklarıma teslim oluyordum,
dışarınm tahrikleri ilgimi çekmiyordu."
; Ama tünı açmazlanna, yaşadığı gel git-
j lere; annesinin baskıcı tutumuna, kayıp-
! lanna, hayatındaki zorluklara, kişiliğini
bulma aşamasında önüne dikilen engel-
lere rağmen samimiyetle ve kendinden
emin olarak, benliğinde "daima neşenin
baskm geldiğini" ifade etmekten çekin-
mez Gide.
Neşesinin yanında, çıkuğı felsefe yol-
culuğunu ve bu seyahatte, ona ilk reh-
berliği Eski Yunan düşüncesinin yaptığı-
nı da anlatır. Gide'in felsefeyle haşır ne-
şir olmaya başlaması ve felsefenin haya-
tında önemli oranda yer kaplamasını sağ-
layan isimler de vardır elbet: Koruyucu-
luğuna sığındığını söylediği Spinoza,
Descartes, Leibniz ve Nietzsche'nin öte-
sinde, özel anlamda ilgilendiği ve felsefe-
de kendisine büyük mesafe aldırdığını
belirttiği Schopenhauer...
"TUHAF OLAN BENİ KIŞKIRTIR"
Oyunun ikinci perdesi, Gide'in genç-
lik yıllarına ayrılmış. Burada da keşifler
söz konusu. Ancak Gide, biraz daha ol-
gun ve olaylara kuşbakışı yaklaşabilen ki-
şiliğe sahip artık: "Daha çok bilgi sahibi
olduğumda (...) incir çekirdeğini dol-
durmayan sıkıntıların beni gark ettiği
muazzam acılara gülüp geçebildim, he-
nüz şekillenmemiş ve sınırlarını ayırt
edemediğim için beni dehşete sürükle-
yen geçici heveslerimin adını koyabil-
dim. O dönemde her şeyi keşfetmem,
acıyı da merhemi de aynı zamanda bul-
mam lazımdı; hangisi bana daha cana-
varca geliyordu, büemiyorum. Püriten
eğitimim beni böyle şekillendirmişti, ba-
zı şeyleri öylesine önemsememe yol açı-
yordu ki beni heyecanlandıran meselele-
rin bütün bir insanlığı ve tek tek her bi-
reyi etkilememesini aklım almıyordu."
Gide'in yirmili yaşlarda ayırdına vardı-
ğı ya da gitmeyi seçtiği yol, ona "Isa ahla-
kı" olarak öğretilenin; başka bir deyişle,
"arzularını yasaklanıak zorunda olduğu-
nu hissettiği her şeyi" kınp geçmekti.
Çıktığı Cezayir yolculuğu bunun başlan-
gıcıydı. Uyumsuzluğu bir uyuma dönüş-
türme anlamı taşıyordu bu yolculuk.
Cezayir gezisinin bir başka anlamı, Gi-
de'in "farkh" cinsel kimliğinin oluşmaya
başlamasıdır. Cezayir seyahati, Gide'in
hızla kendini tanımasmı sağlar: "însan
vardır, kendisine benzeyene tutulur, in-
san vardır, farkh olana vurulur. Ben so-
nunculardanım: Alışılmış olan bana ne
kadar itici gelirse, tuhaf olan da beni o
kadar kışkırur."
Gide, Toham Ölmezse âc neyi neden
anlattığını; amacının ne olduğunu açık
şekilde ifade ediyor. Ona göre kitaptaki
her şey, eğilip bükülmeden okurun önü-
ne konuyor, çünkü Gide, ana hedefinin
gerçeğe yakuıhk değil, gerçeğin ta kendi-
si olduğunu söylüyor. Böylece hayatının
yörüngesini de belirliyor: "Bana kurallar-
dan kurtulmak yetmiyordu; taşkınlığımı
meşrulaştırmak, çılgınlığımı hakh göster-
mek de istiyordum."
"En samimi eylemlerimiz aynı zaman-
da en az hesaplı olanlardır; iş olup bittik-
ten sonra aranan açıklamalar manasız ka-
lır" diyor Gide. Buğday tanesinin yere
düşmeyip yalnız kalmasındansa, toprağa
ka\Tişup ölerek mahsul vermesinden ya-
na bir yazar o. Hesapsızca kendini anlatı-
şı, eserlerindeki izleri okura açması, içten
itiratları da hep bu yüzden. Baskıyı kırıp
özgürlüğüne yelken açışını da toprağa
yürüyen tohum olma anlamındaki isyana
bağlamalı. Tohum Ölmezse, Gide'in
kendini alabildiğince anlattığı, anlatırken
nasıl kabuğunu kırdığını gösterdiği dal-
gah bir deniz gibi... •
bulunmaz_ali@hotmail.com
http^/bulunmazali81.blogspot.com
Tohum Ölmezse/ Andre Gide/Çevi-
ren: Aysel Bora/ Can Yaywlan/350 s.
SAYFA 8 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 7 S