25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
iir Atlası CEVATÇAPAN Heinrich HEINE/ Şiiıier/ Çeviren: Yaşar ATAN «4 797-1856 yıllan arasında yaşayan, I Heinrich Heine (Haynriş Hayne), I ülkemizde pek tanınmamasına karşın dünyaca ünlü en büyük birkaç Al- man şairinden biridir. Ne var ki Yahudi kökenli olduğundan, çoğu kez Alman toplumunda dışlandı ve Franşa'ya göç etmek zonında kaldı. Orada birçok ünlü düşünür ve sanatçıyla kalıcı dostluklar oluşturdu; zaman zaman onlarla sanatsal üretimini sürdürdü. Şiirlerinin çoğu, gü- nümüzde bile dilden dile dolaşmakta, Al- manya'nın bütün okullannda okutulan ders kitaplannda tanıtılmaktadır... "Sllez- yalıDokumacılar"ve "Lorelay"adlı şiirle- ri, dünyaca en ünlü şiirieridir. Hitler dö- neminde adı, okul kitaplanndan silindi. Ne var ki günümüzde bile şarkılaştınlmış Lore/ayşiirini, hangi Almana sorsanız, hemen mınldanmaya başlar. Ama yazan- nın kim olduğunu çoğu bilmez! Gurbet yaşamının son yıllannı yatalak olarak Pa- ris'te geçirdi ve orada öldü. En ünlülerin- den birkaç kitabı: Buch derUeder(Şarkı- lar Kitabı), Neue Gedichte (Son Şiirier), Deutschland Ein Wintermârchen (Alman- ya - Bir Kış Öyküsü), Atta Troll. Sommer- nachtstraum (Atta Troll. Bir Yaz Gecesi Düşü). Doğrudan Fransızca olarak yazdı- ğı kitaplanndan birkaç örnek: Foâmes et Lâgendes (Şiirier ve Efsaneler), Table- auxde voyage (Yolculuk Tablolan). BİRAZ BEKLEYİN Şimşekler çaktırmak gelir elimden, Yani sanmayın öyle sessiz biriyim taş gibi Çok yanılırsınız sonra çok, Ustelik yıldırımlar saçmayı da bilirim. Acı da olsa böyle işlerin sonu, çekinmem, Gelince günü saçacağım zaten tekmil yıldmmlan. Ve duyacaksınız çığlıklanmı o zaman, 0 çığlıklarım kopacak yıldmmlan. Ve o gün estireceğim o vahşi kasırga, Meşe ağaçlarını kökleylp kökleyip savuracak: Nlce saraylar sallanacak şangır şungur Ve nice kutsal çan kuleleri yerle bir olacak. (1839) BİL BAKALIM, İLK SAATİ KİM BULDU Söyle bana, şu duvar saatinl kim buldu ilkln, Saatleri, dakikalan kısaca şu zaman dilimlerini? 'Şimşeklerçaktırmak gelir elimden, Yani sanmayın öyle sessiz biriyim taş gibi Soğuk mu soğuk, hüzünlü bir adam buldu onlan ilkin. Bir kış gecesi düşlere dalıp gittiğinde, Farelerin gizli tıkırtılannı sayıyordu sessizce Ve gaga vuruşlarını, ormanlardaki kurtların kuşlann. Bil bakalım, kim buldu ilk öpücüğü? llk öpücüğü öpülen mutlu dudaklar buldu; Bu dudaklar art niyetsiz başkalarını öptü Aylardan mayıstı, o güzelim mayıs. Çiçekler püskürdü hemen topraktan Ve gülümsedi ta tepelerdeki güneş, Tekmil kuşlar şarkılar söyledi. LORELAY Bilmiyomm nedendir, öylesine sıkkın canım, Geçmiş zamanlardan bir efsane Kovsam da gitmiyor, gelip oturmuş içime. Işte akşam oluyor hafiften Durgun mu durgun akıyor Rhin Nehri Ve doruklarda batan güneş Aydınlatıyor ışıl ışıl tepeleri. Güzelim dağın doruklanna, Oturmuş efsanedeki o bakir dilber Işıl ışıl parlıyor altın takıları, Karanlıkta biryanıp birsönüyor. Altın saçlarını da tanyor habire Ve tuttunvuş bir şarkı gönlünce Ta karşı sahillerde bile dinleniyor Güçlü mü güçlü sesi öylesine. Ve kürek çekerken bir balıkçı, Birden düğümleniryüreğinde biracı, Gözleri hep tepelerde dolanır Görmez olur artık kıyılan. Sanınm çabuk bitirmek için işi Yutuverdi balıkçıyı dalgalar Ve durup dururken Lorelay'ın ezgisi, Neler etti böyle bir akşam vakti. CENNET BAHÇELERİ'NDE CÖZÜM YOK BENİM Hiç de gözüm yok Cennet Bahçeleri'nde benim, Orda o ermişler arasında işim ne ki? Zaten arasam da bulamam oralarda Burda tanıdığım o canım kadınlardan daha güzelini. O uçan kanatlı meleklerin bile en çekicisi Tutamaz canım karımın yerini Üstelik bulutlar üstüne kurulup ezgiler söylemek Zaten hiç de düşlerime giren bir eğlence değildi. Tannm, sanınm şimdilik en iyisi Bırak biraz daha kalayım burda ben. Yeter ki iyileştir şu felçli bedenimi Ve biraz da cüzdanımla ilgilen. Biliyorum, bu dünya tıkabasa dolu Hem günahlarla hem günahkârlarla Ama ben gene de alışmışım aynlamam Gözyaşlanyla dolu bu ıslak kaldınmlardan. Bırak hep yanında kalayım onun Zaten bir mınldanmaya görsün ağırdan ağıra, Mutlu yüreğim o güzel ezgilerle birden coşuyor, öylesine sadık, bana öylesine güzel bakıyor. En iyisi Tanrım, biraz sağlık biraz da para, Inan daha fazla isteğim yok. Biraz da çok günler ver daha yaşanacak, Hep aynı minval üzre ve karımın yanında. KUM SAATİ BOŞALIRKEN Karşımdaki kum saatinde görüyorum: Azalmış kumu, habire akıyor agır ağır aşağıya. j Sen benim tatlı karım, yoldaşım, Bak ölüm çekip götürüyor beni uzaklara. Kollarından çekip alıyor beni, karıcığım, Dirensem bağırsam neye yarar? Koparıyor ruhumu bedenimden, Ruhum da korkusundan çekip gitmek istiyor. Bu ortak evimizden kovuyor kanmı. Hiç düşünmezdi garibim böyle bir aynlığı. Tirtir titriyor umarsız, sele kapılmış gibi, Habire söyleniyor; "Nerelere gitsem ki?" Nice diklensem, bağırsam çağırsam, Çeksem çekiştirsem de artık nafile. Koparken ruh bedenden, kadın erkekten, Alıp başını gidecek her biri - biryerlere gönlünce. (1851) SİLEZYAU DOKUMACILAR Gözyaşı yok nice hüzünlü de olsa gözleri Tezgâhları başında öfkeden gıcırdıyor dişleri: "Almanya sana kefen dokuyomz, diyorlar yalnızca, "Ve kefenine üç beddua örüyoruz - "Hep tezgâh dövüyoruzhep tezgâh. "Uzak olsun bizden yalancı Tann uzak. "Ne açız dedik ne üşüdük, hep ona taptık "Aldatıldık sonunda alaya alındık. "Boşa gitti umutlanmız boşuna bekledik - "Hep tezgâh dövüyoruz hep tezgâh. "Uzak olsun kral da, zaten zenginlerin kralı, "Umurunda mı halimiz ahvalimiz, "Vergi salar habire, gözü son kuruşumuzdadır. "It sürüleriyiz sanki bizi birbirimize kırdınr - "Hep tezgâh dövüyoruz hep tezgâh. "Yazıklar olsun bu ana vatanımıza yazıklar, "Vatanımız yalan dolanla hep gül gülistan. "Püsküren her çiçek hemen soluyor orda, "Yalnızca böcekler beslenip semiriyor - "Hep tezgâh dövüyoruz hep tezgâh. "Dokumacılık da battı batıyor zaten. "Gene de mekik dokuyomz, gece gündüz mekik. "Sana kefenlik bez dokuyomz, Almanya, "Kefenine üç beddua ömyomz - "Hep tezgâh dövüyomz hep tezgâh." (1844) BÜTÜN ÇİÇEKLERİN GÖZÜ ORADA Bütün çiçekler dönmüş o yöne, Pırıl pınl güneşe bakıyorlar. Bütün ırmaklar almış başını, Okyanuslara gidiyorlar. Ve bütün şarkılar açmış kanatlarını, Uçuyorlar sevgilime doğru. Sizler de hıçkınklarımı götürün ona Ve de bu yas dolu şarkılanmı. (1822-23) ÖLÜM, SOĞUK BİR CECEYDİ ölüm soğuk bir geceydi, Yaşamsa bir gündüz, ama boğucu. Hava karardı uykum geldi, Güneşli gün yorucu mu yorucuydu. Yatağımın yanında bir ağaç var, Ve dallannda bir bülbül; Bir aşk ezgisidir tutturmuş öylesine Hep duyuyorum, en ağır düşlerimde bile. (1823-1824) ESKİDEN BİR VATANIM VARDI GÜZEL l Bir vatanım vardı eskiden, güzel mi güzel, Yüksek mi yüksek olurdu meşeleri. Ve menekşeler başını eğerdi ben geçerken, Ne var ki bunlar hep düşlerimdeydi. Ve vatanım bana Almanca sanlır, öperdi. Nasıl da güzeldi böylesi, kimseler bilemez. Almanca, "seni seviyorum," derdi. Ama bütün bunlar hep düşlerimdeydi. (1833) ÜÇ KANATLI MELEK, GÜZEL SERAFİN Küçük bir oğlak gibi kaçıyordu önümden Onun gibi ürkek ve yabancı Kayadan kayaya sıçrayıp tırmanıyordu Dalganırken havada saçlan. Yakaladım onu sonunda Kayaların tam denize daldığı yerde Diller döktüm ona, usul usul dinledi Fazla uzatmadı, birden yumuşadı yüreği. Tam gökyüzünün yanına oturduk Nasıl da mutluyduk ta yukanlarda öyle Güneş ağır ağır gömülüyordu Ta aşağılarda gittikçe kararan denize. Gitgide daha da soluyordu canım güneş Ayaklarımızın altında kararan denizde. Ve dalgalar coştukça coşuyordu Sevinçle güneşi örterlerken çığlık çığlığa. Ağlama Serafin, güneş daha ölmedi Bak kıpır kıpır dalgalann arasında. Gelip ta yüreğimin içine gizlendi O canım güneş, alevler içindeki. ADONİS BAHAR BAYRAMI Artık hüzünlü Bahar Bayramı gelip çattı Ve o güzelim çiçek-kızlar da hemen hırçınlaştı. Ağıtlar yakaraktan nasıl da birbirlerine saldırıyorlar. Saçlan rüzgârda, göğüsleri açık, habire bağınyorlar: Adonis! Adonis! Tam hava karanrken ellerinde meşaleler Didik didik onu anyor, korkular içinde çiçek- kızlar Ve yankılanıyor o derin ormanda hıçkırıklar, Kahkahalar ve hep birden haykınyorlar: Adonis! Adonis! Birden yerde upuzun yatarken görüyorlar Yüzü solmuş, ölmüş o fidan gibi genç çocuk Kıpkızıl kana bulanmış bütün çiçekler Ve hıçkınklarla, ağıtlarla inliyor her yer: Adonis! Adonis! (*) C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 7 5 0 Adonis. Tanrıça Afrodifin sevgilisiydl. Kıskanç ve acımasız savaş tannsıAres, biryabandomuzu salarak onu öldürttü. Adonis heryıl dünyamıza dönüyor ve bahar aylan başlıyordu. Bu olay an- tikçağda BaharBayramı olarak kutlanıyordu.) SAYFA 23
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear