22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası S iz bu satırları okurken belki karar çoktan verilmiş ve AB ülkeleri ile ABD’den damızlık hayvan ithalatının önü açılmış olacak. Çünkü Sayın Bakan, yüksek sermaye grubunun hayvancılık yapmak için istekli olduğunu, ancak Türkiye’de yeterli kaliteli ve verimli inek bulunamadığı için yurtdışından hayvan ithal etmek istediklerini belirterek, yakında özellikle deli yapanlara kredi ve her türlü desteği versin. İşin özü inek ve mavi dil hastalığından hayvanları telef olan budur. Devlet destekli ithalat istiyorlar. Geçmişte de ve hayvancılık sektörleri alt üst olan AB ülkeleri ile hayvancılık yapacağız diyenler, devletten aldıkları ABD’den damızlık hayvan ithalatının başlatılacağını kredileri 5 yıldızlı lüks otellerin yapımında belirtmiştir. kullanmadı mı? Doğuya yatırım yapmak için teşvik Bilindiği gibi ülkemizde hayvan ithalatı alanlar, fabrikalarını batıya kurmadılar mı? Ne çabuk Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren serbest ve unuttuk! hiçbir zaman yasak olmamıştır. Ancak zaman zaman Aslında gelen yoğun tepkiler olmasa şimdiye özellikle 198696 yılları arasında bu ithalat o kadar kadar AB ülkelerinden çoktan ithalat yapılmıştı ama abartıldı ve desteklendi ki, elinde yerli hayvanı en sonunda imdada Uluslararası Hayvan Hastalıkları olanlar bile mezbahada kestirip, sırf desteklerden Ofisi yetişti. Bu ofis büyük olasılıkla AB ülkeleri ile yararlanmak için yurtdışından hayvan ithal eder hale ABD’nin bazı eyaletlerinde son zamanlarda deli inek geldi. O dönemde ülkemize gerçekten kaliteli hayvan hastalığı görülmemesi nedeniyle Mayıs ayında da geldi. Ama gelen hayvanların bir kısmı IBR uygulanan ambargoyu kaldıracağının sinyallerini dediğimiz bir hastalıkla birlikte gelerek yerli verdi. Hadi gözümüz aydın, artık yabancı hayvanlar hayvanlarımızı da hasta etmiştir. İşte bu gün gelince bütün sorunlarımız çözülecek. Artık kimse ülkemizde görülen ineklere özgü ama insanlara hayvansal gıdalardan zehirlenmeyecek. Et fiyatları geçmeyen bu hastalık o günlerin kötü bir armağanı ucuzlayacak. Herkes evine temiz, sağlıklı ve kaliteli olarak halen sürmektedir. Belleklerimiz halen et götürebilecek. Sucuklara soya fasulyesi unu katılıp yerindedir. Ardından 1996 yılında İngiltere’de satılmayacak. Sucuklarımız yüzde yüz dana eti görülen deli inek hastalığı nedeniyle tepkiler oluşmuş ve bu hastalığın görüldüğü ülkelerden canlı hayvan ithalatı yasaklanmıştır. Yanlış anlaşılmaması için tekrar vurgulayalım; hayvan ithalatı tümüyle yasaklanmamış, sadece deli inek hastalığı görülen ülkelerden ithalat yasaklanmıştır. Şu anda bile bu türden hayvan hastalığı görülmeyen ülkelerden 100 baş ve üstü hayvan ithal etmek isteyenlere kapılar her zaman açıktır. Nitekim 1996’dan sonra, hayvanlarını Uruguay Yakında özellikle deli inek ve mavi dil hastalığından dolayı hayvancılık sektörleri gibi hastalık alt üst olan AB ülkeleri ile ABD’den görülmeyen damızlık hayvan ithalatı başlayacak… ülkelerden getiren ve işletmesini kuran pek olacak. Etlerimizde veteriner ilaç ve hormon kalıntısı çok yetiştirici bulunmaktadır. Uruguay’da kaliteli bulunmayacak. Sütlerimiz yüksek kaliteye ulaşacak. hayvan kalmadı diyenler var. Ben görmedim ama Bunu da ancak bu hükümet başarabilirdi zaten. "yetki verilsin hemen aynı ülkeden hayvan alıp Yalnız merak ettiğimiz bir şey var; bunları nasıl gelelim, orada daha hayvan çok" diyen tüccarlar da besleyeceğiz ve ülkemizde yaygın olan diğer hayvan mevcut. Hadi diyelim ki orada kalmadı. Avustralya hastalıklarından nasıl koruyacağız? Hayvan ithalatını ve Yeni Zelanda’da var. Ama o da olmaz. Çünkü hem isteyenler elbette bunları da düşünmüşlerdir. Biz uzak hem de Çin ve Rusya oradan çok fazla hayvan düşündük ama doğru yanıtını bulamadık. alıyor. Bu nedenle fiyatlar oldukça yüksek. O zaman Bilindiği gibi hayvancılıkta maliyetin yaklaşık nereden getirelim? En güzeli AB ülkeleri ve yüzde yetmişini yem oluşturmaktadır. Sürekli müttefikimiz olan ABD’den hayvan getirmek. Çünkü fabrikasyon yemi vermekle maliyeti aşağıya orada daha ucuz ve getirmesi de kolay. Ama orada çekemezsiniz. Bunun için çayır ve meralar ile yem deli inek var. Olsun varsın canım deli inek olsa olsa bitkileri ekimine yeter sayıda alan ayrılması gerekir. bir efsane, efsanelere mi kanacağız? Bize vız gelir. Halbuki bunların yetersizliği ortadadır. Belki hayvan Hayvan ithalatı yasak değilse bu adamlar niye ithalatının ardından bazı Bakan çocukları ithalat serbest bırakılsın diye bağırır? Amaç şu; yurtdışından bunların yemini de ithal etmek öncelikle istedikleri yerden hayvan getirmenin önü isteyebilirler. Bilemiyoruz ama yurtdışından hayvan açılsın ve daha sonra devletimiz hayvan ithalatı Hayvan ithalatı hayırlı olsun! almak isteyenler "bir inek alana bir kamyon yem bedava" diye söz almış da olabilirler. Bekleyip göreceğiz. Çünkü Sayın Bakan hayvan ithalatına gerekçe olarak halkımızın eti ve sütü pahalıya aldığını, o nedenle ithalatın zorunlu olduğunu söylemektedir. Gerçekten de ülkemizde etin maliyeti gelişmiş ülkelerdeki et maliyetinin neredeyse 3 katı. Hep söyleriz bu hükümet teşhisleri hep doğru koyar ama tedaviyi yanlış yapar diye. Yine öyle oldu. Teşhis doğru, tedavi yanlış. Çözümü ithalatta bulanlar, lütfen bu yemleme işini de çözün! Şu güzel ülkemi kimseye yem etmeyin. Zaten yeterince sorun var. Bir de bunları sorun etmeyelim. Haydi diyelim ki yemleme sorununu da çözdük. Hayvan hastalıklarını ne yapacağız? Diğer hastalıkları geçtik, ülkemiz bir uçtan diğer uca şap hastalığından kırılıyor. Yerli hayvanlarımızın çoğunluğu hastalığa dirençli, hasta olsalar bile ölmüyorlar. Ama bu yurtdışından gelen hayvanlar hayatlarında şap diye bir hastalık görmemişler. Nice olur bunların hali. Adamlar şap hastalığı görülen sığırı hemen itlaf ediyorlar. Biz ise aşılamayla bu hastalığı söndürmeye çalışan bir ülkeyiz. Çünkü itlaf etmeye kalksak tüm hayvanlarımızı ortadan kaldırmak zorunda kalabiliriz. Dedik ya bu ithalatı isteyenler mutlaka bunları düşünmüşlerdir. Yoksa bize sürpriz yapıp veteriner teşkilatını taşra örgütlenmesiyle birlikte yeniden mi kuracaklar? Olur ya 984’de 12 Eylül uzantılarının lağvettiği kamu örgütlenmemizi bize yeniden geri vereceklerdir. Çünkü hayvan hastalıklarıyla mücadele etmek veteriner hizmetlerinin merkez ve ililçe teşkilatlanmasıyla olur. Çünkü bu gelişmiş ve örnek aldığımız AB ülkelerinde de teşkilatlanma böyle olmuş ve ancak bu şekilde hayvan hastalıklarıyla başa çıkmaya çalışıyorlar. Bu bile bazen yeterli olmuyor. Eh herhalde hayvan ithal ederken bu teşkilat yapısı da ithal olarak gelecektir. O zaman telaşlanmaya gerek yok. Hayvanı ithal edelim, yemini de alalım. Bir tek geriye teşkilat yapısı kaldı. Gerçi o zaman ülkede hayvancılık da kalmayacak ama neyse sonunda "alın size teşkilatınız, tepe tepe kullanın diyeceklerdir". Biz artık ne isteriz? Bir milat olarak nitelenen ve 14 Nisanda Tandoğan meydanında yapılan Cumhuriyet mitingine katıldığımızda da aynı şeyi düşünmüştük; "Laik, demokratik cumhuriyet yıkıldıktan sonra hayvancılığı ne yapalım, varsın o da gitsin". Yeter ki Allah bizleri yöneten zevattan razı olsun! 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle